• Sonuç bulunamadı

Karesi gazetesindeki şiirlerden dinî, mistik şiirler başlığı altında toplanan şiirlerden en önemlisi Mevlid-i Nebevî dolayısıyla yazılan na’tlardır. Allah’ın büyüklüğü ve peygamberlerle ilgili bölümlerin yer aldığı kasideler ve gazeller ile iki mersiye bu başlık altında ele alındı. Mevlîd dolayısıyla yazılan na’tlardan ikisi Sadrettin Efendi’nindir. Vilâyet hakimi El-Hac Mehmet Fevzi Efendi’nin matbaaya gönderilen ihtarnâmede Fevzi Efendi’nin üç farklı kitabında yayımlanan üç na’tına yer verilmiştir. Böylece gazetede yayımlanan na’tların sayısı beşi bulmuştur. Ayrıca dinî, mistik şiirlerde hayatı, dünyayı sorgulayan, dünyanın geçiciliğini vurgulayan, zamandan ve gönülden şikayet eden, talihten bahseden şiirlere de yer verilmiştir.

129 M. Y. “Aşk Redifli Gazel ve Gazelin Naziresi ile Tahmisi”, Karesi, Nr. 85, 30 Sefer 305 ve 4 Teşrîn-i

Sânî 303, s. 3.

Sadrettin Efendi’nin Mevlîd-i Nebevî dolayısıyla 38, 39 ve 40 numaralı nüshalarda yayımlanan ilk na’tı:

Vücûdun yâ Resûllah safâ-fermâ-yı insândır Kudûmun ya Habîbullah atâ-bahşende-i cândır131 beyti ile başlamaktadır.

Sadrettin Efendi’nin mevlîd dolayısıyla yazdığı ikinci na’t ise 87, 88 ve 89 numaralı nüshalarda ilk sayfalarda yayımlanmıştır. Daha önceki kaside Edebî Kısımda yer almıştı. Mehmet Fevzi Efendi’nin 86. nüshada yer alan na’tlarından biri Divân-ı Fevzî kitabında yayımlanmış birinci mısraları Arapça ikinci mısraları Türkçe yazılmış bir tercî’-i benttir. İkinci na’t ise Sünûhât-ı Kudsiye adlı divanından alınmıştır. Tasavvufta da kullanılan benzetmelerden faydalanılan bu na’tın lirik bir anlatımı vardır. tercî’-i bend formundadır.

Yine gülzâr-ı aşkda başladı feryâda bülbüller Küşâde oldı çüm bâğ-ı rebî’de sünbül ü güller Seherde sûy-i ravzandan vezân olmakda bülbüller Hemîşe sâye-yi vâlânda şad olmak diler diller Amân ey fahr-i âlem ümmetin imdâd ki bekler Şefâat ya Resûlallah diye bâr-ı niyâz eyler Diğer na’t

Âlemi mihr-i risâlet ile rahşân ettin Şu’le-i bedr-i nübüvvet ile tâbân ettin132 beyti ile başlar.

Sadrettin Efendi üç sayı (78, 79,80) devam eden bir kasidesinde Allah’ı ve peygamberleri övdüğü bölümde oldukça başarılı olmuş ve lirik bir anlatım tarzı yakalamıştır.

İnsanı mükerrem kılan Allah değil mi? Elbette tasvir eder işbu sözü dânâ

131 Sadrettin Efendi, “Mevlid-i Nebevi Münasebetiyle Kaleme Alınmış Kaside-i Ranadır”, Karesi, Nr. 38,

12 Rebi’ül-evvel 304 ve 26 Teşrin-i sânî 302, s. 3.

132 Mehmet Fevzi Efendi, “İhtarnâme-i Umûmî-i Mebruka” Karesi, Nr. 86, 7 Rebi’ül-evvel 305 ve 11

Geldi peder ü validesiz âleme Âdem Ta zâhir ola şam u sehr kudret-i Mevlâ Makbul olacak Hazret-i Nûh’un davâtı Tufanla helâk olmadı mı fırka-ı a’dâ133

Bu beyitlerin dışında da peygamberlerin kıssalarına telmihlerde bulunulmuştur. Sadrettin Efendi bir kasidesinde Allah temasını işlemiştir. Allah’ı bulmak isteyen insanlara yol göstermektedir: Kaside de fahriye bölümüne yer vererek kendini övmektedir.

Vâkıf olayım dersen eger sun’-ı Hüdâya Dikkatle nigâh etmelisin necm-i semâya134

Ölüm temalı iki şiir de bu başlığa dahil edildi. Mehmet Fevzi Manisa müftüsü Ali Rıza Efendi’nin ölümü üzerine bir mersiye yazmıştır.

Ki deryâ-yı ‘ulûm Hacı Evliyâzâde gibi zatı Defin kılmış zemine ey dirig bu dünye-yi fânî 135 Ali Rıza Efendi aynı zamanda Fevzi Efendi’nin üstadıdır.

Medine-i Münevvere’ye tayin edilecek olan vilâyet hakimi Mehmet Fevzi Efendi’nin hac temalı bir şiiri de vardır.

Hayatı, dünyayı sorgulayan, dünyanın geçiciliğini vurgulayan, zamandan ve gönülden şikayet eden, talihten bahseden şiirlerde, insanlara nasihatler de verilmeye çalışılmıştır.

Muharrem Hasbi’nin aaaaa bbbba …kafiye düzeni ile yazdığı şiir 7 bölümdür. Fikr ile gönül her işin avare değil mi

Şeb ta be-sehr nâlelerin hâre değil mi? Bu tûl-i emel akıbeti kâra değil mi? Dünya ki hayâl-hâne-i kuhvâre değil mi? Encâm-ı gidiş hân-ı adem-zâre değil mi?

133 Sadrettin Efendi, “Rüştiye Muallimi Mekremetlü Sadrettin Efendi’nin Göndermiş Olduğu Kasidenin

Mâ-ba’dı”, Karesi, Nr. 79, 17 Muharrem 305 ve 23 Eylül 303, s. 2.

134 Sadrettin Efendi, “Kaside”, Karesi, Nr. 86, 7 Rebi’ül-Evvel 305 ve 11 Teşrin-i Sânî, s. 3.

Gönlüne seslenen şair dünyanın geçiciliğinden bahsetmiştir. Sonrada dünya senin olsa da sen dahi alemla beraber gitmez misin? Sorusu ve tekrarlanan beyit ile düşündüren Muharrem Hasbi son bölümde kendisine de öğüt vererek kazaya sabretmek gerektiğini vurgulamıştır.

Gönle seslenerek ondan şikayetçi olan şairlerden biri de İrânî rumuzlu Seyit Cevat’tır. Söz konusu şiir, Mülemmâ adını taşımaktadır. Mülemmâ bir kısmı Türkçe bir kısmı Farsça ya da Arapça yazılan şiirlerdir.

Mamûr’ı ararken hele virâneye düştü Mihrâbı sorarken yine meyhâneye düştü Maksûd ve merâmı ne ki gam-hâneye düştü Şûrîde gönül bak nice efsâneye düştü Encâm revş-i bâğ-ı adem-zâre dayandı Bülbül güle vuslat ederek hâre dayandı136

Gönülden şikayet edilen bu şiir Muharrem Hasbi’nin şiirine benzemektedir. Sadrettin Efendi’nin zamandan şikayet ettiği

Cân-ı dilden dile işbu kulu ey kân-ı zekâ Mihnet-abâd-ı cihanda kalmamış bûy-ı vefâ

Beyti ile başlayan şiirine İstanbul talebelerinden Fahri tarafından tahmis yazılmıştır.

Şerh-i ahvâl cihâna eyleyipte itinâ Yâr-ı sadık sandığımda görünce bin cefâ Bâ-hezârândır hasret söylerim subh u mesâ Cân-ı dilden dile işbu kulu ey kân-ı zekâ Mihnet-abâd-ı cihanda kalmamış bûy-ı vefâ137

İdadi öğrencilerinden İsmet dünyadan şikayet edenler arasındadır. Sanma dehrin bir vefâsı âlemin handânı var

Herkesin gönlünde kendince gam-ı pinhânı var138

136 İrânî, “Mülemmâ”,Karesi, Nr. 33, 6 Sefer 304 ve 22 Teşrin-i Sânî 302, s. 4. 137 Fahri, “Tahmis”, Karesi, Nr. 71, 3 Zi’lka’de 304 ve 22 Temmuz 302, s. 3. 138 İsmet, “Gazel”, Karesi, Nr. 50, 7 Cemziye’l-Âhir 304 ve 18 Şubat 302, s. 2.

Şikayet söz konusu olduğunda âh da kendini hissettirir. Ahmet Şerif’in yazdığı şiirde de âh redifi kullanılmıştır.

Var mı emsâlim aceb cevr ü cefâsı çekmekte hiç Bive-i çarhın şifâsı yok mu bir dil-zâre âh139

Sorgulayan ve nasihat veren bir yaklaşımla dünyanın geçiciliğini Recep Efendi bulacakdır redifli gazelinde yazmıştır.

Bu tûl-i emel sanma ki gayet bulacakdır Ömrün geçecek gamla nihayet bulacakdır ….

Ey dil yetişir dağdağa-i âlemi boşla Ruhun bu keşâkeşle mi rahat bulacakdır140

Çıkmaz redifli Nâbî’nin gazeline Kemer Dava Vekili Salih Saib tarafından yazılan nazire oldukça başarılıdır. Bu nazire memurların edebiyatla ilgilenirken eski şairleri takip ettiklerini göstermesi bakımından da ayrı bir öneme sahiptir. Saib’in Nâbî’yi piri olarak kabul ettiğini son beyitteki ifadelerinden anlıyoruz.

Çıkar canım tenimden gönülden dağ-ı nihân çıkmaz Ten-i bi-tâbından ruhumda çıksa evvel revân çıkmaz141

Kısacası dinî ve mistik temalı (23) şiirler incelendiğinde bu şiirler içinde na’tlar önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca Allah, hac ve ölüm temalı şiirler de bu başlık altında değerlendirilmiştir. Bu şiirlerle beraber dünyanın geçiciliği ve hayattan şikayet, talih şiirlerinin bazıları öğretici şiirlerden sorgulayıcı vasıfları nedeniyle ayrılmıştır.