• Sonuç bulunamadı

Milli Kalkınma Partisi Adında Bir Girişim

B. MUHALEFETİN TASFİYESİ ve HÜSEYİN AVNİ BEY’İN İNZİVA

4. Milli Kalkınma Partisi Adında Bir Girişim

İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Türkiye’nin çok partili hayata geçmesinin milletlerarası gelişmelerin yanında tarihi parlamento tecrübesinin yani 1876’dan itibaren özellikle de İkinci Meşrutiyet döneminden beri yaşadığı parlamenter sistem tecrübesinin de etkisi söz konusudur. Buna göre, 1908-1913 tarihleri arasında Türkiye, birçok partinin mücadele ettiği canlı bir siyasal hayata sahne olmuştur. 1923’te Cumhuriyetin ilanından sonra da 1924-1925 yılları arasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası tecrübeleri yaşanmıştır. Bu tecrübeler dünyadaki gelişmelerin çok partili hayata geçişi kaçınılmaz hale getirdiği 1945 yılı ortamını desteklediği savunulmuştur. 1945 yılında ilk adım olarak, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 19 Mayıs 1945’te yaptığı bayram töreni konuşmasında halk idaresi ve demokratik ilkelerin gelişeceğini belirtmiştir. Bu ortamdan yararlanan iş adamı ve sanayici Nuri Demirağ tarafından ağırlıklı olarak liberal bir programa sahip olan “Milli Kalkınma Partisi” kurulmuştur. Partinin kuruluş dilekçesi 6 Temmuz 1945’te İstanbul Valiliğine verilmiştir503. Ancak partinin nizamnamesinde

yer alan bazı maddeler Anayasa’ya aykırı olarak değerlendirilmiştir. Bu meyanda Ayan Meclisi kurulması, mecburi askerlik prensibinin reddi, Cumhurbaşkanı’nın meclisçe değil halkça seçilmesi, yüz bin kişi için bir milletvekili intihabı gibi hükümler bulunmakta bu sebeple partinin kurulabilmesi için ya nizamnamesinin Anayasa’ya göre tadili ya da Anayasa’nın maddelerini tadil etmek gerekmekte idi504.

9 Temmuz 1945 tarihinde Son Telgraf gazetesinde çıkan makale Milli Kalkınma Partisi adındaki girişimden bahsetmiş ve henüz parti programının ve teşkilatta yer alacak üyelerin belirlenmediğini belirterek, ilk bakışta Nuri Demirağ’ın liberalci söylemlerini ve Amerikan hayranlığını değerlendirerek Millî Mücadele Meclisi’nde, Terakkiperver Fırka’da Serbest Fırka’da hâkim kanaat ifade eden bazı sosyal ve idare

502 Muammer Çelik, a. g. e, s. 234-235.

503 İsmet Üzen, “Kalkınma Partisi’nin Kasım 1945 Tarihinde Hatay/Erzin’deki Bucak Kongresi Üzerine

Cumhuriyet Halk Partisi İstihbarat Raporları”, Karatekin Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2013, S. 1, s. 99. Partinin Nuri Demirağ tarafından verilen kuruluş dilekçesi için bkz: Tanin Gazetesi, 8 Temmuz 1945, S. 4454, s. 1, 6.

prensiplerini memzuç bir halde kendisine rehber tutan bir hareket tavrının temsilciliğini ifade edecek gibi göründüğünü ve Nuri Demirağ tarafından ana programı tebarüz ettirilen parti günün siyasal ve sosyal durumu ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin programı karşısında hiçbir yeni ve temel görüşün ifadesi ve vasfını taşımadığını ifade etmiştir505. 24 Temmuzda eksikliklerin giderilerek, parti ünvanının

başında “Milli” kelimesinin bulunması dolayısıyla Cemiyetler Kanunu hükümlerine göre Bakanlar Kurulundan izin ve partinin İçişleri Bakanlığınca tescil edilmesi talebiyle tüzük teslim edilmiştir. Tüzükte Nuri Demirağ’dan başka Hüseyin Avni Ulaş ve Cevat Rıfat Atilhan’ın kurucu üye olarak imzaları vardı506. Parti

çalışmalarına 8 Eylül’den başlayacak ve aza kayıtlarını almaya başlayacaktı. Partinin merkez binası olarak Nuri Demirağ’ın Paşalimanı’ndaki köşkü seçilmişti. Partinin servis kısmı, yine Nuri Demirağ’a ait olan Beşiktaş’taki tayyare fabrikasına yerleşecektir. Hüseyin Avni Bey adına bir gazete imtiyazı istenmiştir. Gazetenin adı ise “Mes’uliyet” olacaktır507. Hükümet tarafından resmi izin 22 Eylül’de verilmiştir.

Böylece uzun bir aradan sonra Türkiye’de CHP’den başka bir siyasi parti, faaliyette bulunma imkânına kavuşmuştur. Parti nizamnamesini yayınladıktan sonra hızla taşra teşkilatlanmasına başlamıştır508.

27 Ekim 1945 tarihinde parti açılışını ve ilk içtimasını salon haline getirilen fabrika atölyelerinden birinde törenle yapmış ve partinin kurucularından Nuri Demirağ açış konuşmasında partinin asıl prensibini feragat, fedakârlık, ahlak ve doğruluk olduğunu belirtmiştir509. Partinin umumi kâtibi ve parti sözcüsü olan

Hüseyin Avni Bey de bir konuşma yapmış, “mufassal tarihi nutku”nu510 irâd etmiştir.

Hüseyin Avni Bey konuşmasında çeşitli tenkitlerde bulunmuş, hürriyet ve cumhuriyetin kuruluşu ve tarihçesine değinerek bu fikri Fransa inkılabından aldığımızı söylemiş ve sözü İstiklal Harbi safhasına getirmiş, bu tarihi safha

505 Etem İzzet Benice “Milli Kalkınma Partisi” Son Telgraf Gazetesi, 9 Temmuz Pazartesi 1945, S. 3079,

s. 1, 5.

506 Orhan Özacun, “Siyaset Tarihimizde Milli Kalkınma Partisi”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları

Dergisi, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayınları, İstanbul 2002, S. 2, s.

209-210. Son Telgraf, 25 Temmuz Çarşamba 1945, s. 5.

507 Cumhuriyet gazetesi, 7 Eylül Cuma 1945, S. 7564, s. 1.

508 Nizamnamenin tam metni için bkz: Birlik Gazetesi, 16 Ekim 1945, 17 Ekim 1945, 18 Ekim 1945, 19

Ekim 1945, 20 Ekim 1945.

509 Son Posta Gazetesi, 28 Ekim Pazar 1945, s. 1, 7.

510 Hüseyin Avni Bey’in açılış nutkunun tam metni için bkz: Ek:3. Birlik Gazetesi, 28 Ekim Pazar 1945,

kapandıktan sonra kurulan Halk Fırkası’nın halka seçim heyecanını kaybettirdiğinden üzüntü ile bahsetmiştir. Hüseyin Avni Bey sözlerine: “Artık Halk

Partisi bu kadar ağır milli yükü yalnız başına kaldıramaz. Son zamanlardaki sendelemeler, aksaklıklar bunu tamamıyla ispat ediyor. Eğer yalnız başına bu işe devamda ısrar etseydi mutlaka milletimizi de birlikte sürükleyebileceği zararlara uğratacaktı. Halk Partisi artık devrini ikmale başlamıştır.”511 diyerek devam etmiş

ve parti programına değinerek bunun bir doktrin ifade ettiğini ve bu doktrinin prensiplerini tahakkuk ettirmek için neler yapacaklarını anlatmıştır. Yerli Mallar müessesesinin kurulduğunu ve bu yüzden birçoklarının milyoner olduğunu, bunları teker teker ayıklayacaklarını ve onları ebediyen kara listeye alacaklarını söyleyerek lisan meselesine temas etmiş ve şunları dile getirmiştir: “En sakim zararlardan bir

tanesi de lisan meselesidir. Lisanımızla oynanıyor. Mütehassıslar feryat ediyorlar. Dinleyen yok ‘yıkıyorsunuz’ diyorlar, onlar ‘yapıyoruz’ diye cevap veriyorlar. Biz bunu da önleyeceğiz.” Parti sözcüsü Hüseyin Avni Bey sözlerine demokrasi ve

bugünkü dünya gidişinin sosyal ve felsefi izahıyla devam etmiş ve yeni partinin ilham kaynağının millet olduğunu belirterek bu konuda “Sağ ve sol diye bir şey

yoktur. Aklı beşer vardır. Bu dümen varken başka bir dümen almak bedhahlıktır. Beşeriyet bugün sağ ve sol diye yeni bir softalık yaratmıştır.” Sağ ve sol

kutuplaşmayı reddetmiştir.512 Hüseyin Avni Bey sözlerine İsmet İnönü’nün cihan

badiresinden memleketi kurtarmakta gösterdiği dirayeti takdir ettiğini, 25 yıldan beri muhalif olarak tanınan ve bu gün de muhalif bir partiden olan adamın bu takdirleri karşısında İnönü’nün hayatında en büyük şerefi bulacağını söyleyerek devam etmiş ve onun artık Halk Partisi’nin başından çekilerek bitaraf bir duruma girmesi ve kendilerini de himaye etmesi gerektiğini ilave etmiştir.513 20 Kasım 1945 tarihinde

muhalefet çizgisi konusunda partinin kurucusu Nuri Demirağ ile anlaşmazlık yaşayan Milli Kalkınma Partisi umumi kâtibi Hüseyin Avni Bey ve idare heyeti azalarından Lütfi Bornovalı istifa etmişlerdir.514 Hüseyin Avni Bey istifanın sebebini

zihniyet farkı olarak açıklamıştı515. Hüseyin Avni Bey partiden istifa sebebini

İstanbul 5. Noteri iken kendisini ziyarete gelen Burhan Oğuz’a şu örnekle açıklar:

511 Cumhuriyet Gazetesi, 28 Ekim Pazar 1945, S. 7614, s. 1, 3. Tanin Gazetesi, 28 Ekim 1945, s. 3 512 Son Posta Gazetesi, 28 Ekim Pazar 1945, s. 7.

513 Cumhuriyet Gazetesi, 28 Ekim Pazar 1945, S. 7614, s. 3. 514 Son Posta, 21 Kasım 1945, s. 7.

“sana bir hikâye anlatayım. Adamın biri eşeğe yüklediği sirkeleri mahalle aralarında satmak için ‘her keskindir sirkem’ diye bağıracağı zaman eşek anırırmış. Sonunda adam ‘sus da sirke satayım’ diye eşeğe bağırmış. İşte bende sirkeyi satamayınca çıktım gittim” 516 . sözleriyle düşüncelerini bu partide hayata

geçiremeyeceğini anlayınca istifa ettiğini belirtir.

Parti üyeleri birbiriyle çelişen kişilerden oluşmuştu ve siyasi hayatta çoğunun tecrübesi yoktu. Parti devletçiliği reddetmekte, Rus taraflısı bulduğu CHP’yi tenkit etmekte, dış politika sahasında İslam Birliği-Şark Federasyonu projesinin tahakkukunu etmekteydi. Partinin görüşlerini basına aktarmak gayesiyle düzenlenen ‘kuzu ziyafetleri’, basının bu partiyi kuzu partisi olarak adlandırmasına sebep olmuştu517.

Milli Kalkınma Partisi’nin istediği muhalif çizgide durmayacağını anladıktan sonra partiden ayrılan Hüseyin Avni Bey 1946 seçimlerinde, bağımsız kaydiyle Demokrat Parti listesinden Erzurum mebusluğu için aday gösterilmişti. Ancak başarı sağlayamadı518. Hüseyin Avni Bey’in siyasi hayata dâhil olması

engellenmesine rağmen Erzurum halkının ve gençlerinin kalbinde yer bulduğu, Erzurum gençleri tarafından gönderilen mektuptan anlaşılmaktadır519.

516 Burhan Oğuz, Yaşadıklarım-Dinlediklerim Tarihi ve Toplumsal Anılar, Simurg Yayınları, İstanbul

2000, s. 55.

517 Ahmet Yeşil, Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçiş, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara

1988, s. 48.

518 Hüseyin Avni Bey’in oğlu Mehmet Ulaş, seçimlerde bizzat Erzurum’da bulunduğunu, seçimlerde en

çok oy alanlardan biri olmasına ve seçimi kazanmış olmasına rağmen çıkan sonuçların aksini yansıttığını belirtir. Mehmet Ulaş, a. g. e, s. 10.

519 Mektup şöyledir:

Muhterem efendim;

Biz Erzurumlu gençler, Erzurum münevverleri adına seçimi kaybettiğinizden dolayı müteessiriz. Sizin gibi vatanseverliğini ve millete nafi olacağını Birinci Büyük Millet Meclisi’ndeki faaliyetiyle gösteren; daha sonra biz Erzurum gençliğine hareketleri ve düşünceleri ile örnek olan bir hemşehrimizi milletvekillerimiz arasında görmemek bizi derinden yaraladı. İnanınız ki bütün Erzurumlu gençler ve münevverler kalben sizinle beraberdirler. Daha ilerde daha dürüst yapılacak seçimlere girmenizi candan arzu ederek muhakkak surette kazanacağınızı düşünerek müsterih oluyoruz. Derin saygılarımızın kabulünü rica eder, ellerinizden öperiz… 7. 8. 1946.

Mühendis Sadrettin Şahin, Mehmet Bilge, Tahsin Telli, Nihat Aksoy, Sadık Oltulular, Nedim Kalıpçı, Hikmet Numanoğlu, Bedri Öğuz, Rıfkı Danışman. Hüseyin Avni Bey bu mektuba verdiği cevapta gençlere şöyle tavsiyelerde bulunur: beni ve benim gibi düşünenleri memnun etmek isterseniz yürüyen hadisat karşısında fersah fersah ileri gitmek lüzumuna kani olursunuz. Görüyorum ki marazı teşhis etmişsiniz. Müşkül safhasını geçirdikten sonra bu dertlerin devasını bulmakta müşkülat çekmezsiniz. Bunun için vatani hizmette putlara tapmayacağız ve put olup kendimize taptırmayacağız. Vatan ve millet