• Sonuç bulunamadı

1.2. FĐNANSAL GELĐŞMENĐN ÖLÇÜLMESĐ

1.2.1. Miktar Ölçütleri

Miktar göstergeleri; parasal büyüklükler, kredilere iliskin büyüklükler, sermaye piyasası göstergeleri olmak üzere üç alt kategoriden oluşmaktadır. Parasal büyüklükler miktar göstergeleri arasında en çok kullanılan göstergelerdendir. Ampirik çalışmalarda ölçülmesi güç olan bir değişken için, en iyi şekilde temsil edebilen değişkenler seçilmektedir (Kar,2001:157). Bu bağlamda parasal büyüklükler, kredilere ilişkin büyüklükler ve sermaye piyasalarına ilişkin göster-gelere dayanan miktar ölçütleri, finansal gelişmenin geleneksel göstergeleri olarak hemen hemen tüm ampirik çalışmalarda ortak değişkenler olarak yer almaktadırlar. Bununla birlikte hem bankacılık göstergeleri hem de sermaye piyasaları ile ilgili göstergeleri içeren mali varlık stokuna ilişkin gösterge de diğer bir miktar ölçütü olarak değerlendirilmektedir (Ağır, 2010: 90).

1.2.1.1. Parasal Büyüklükler

Parasal büyüklük ölçütleri arasında; dar tanımlı (M1) ve geniş tanımlı para arzı (M2, M2Y, M3) değişkenlerinden türetilen (M1/GSMH, M2/GSMH, M2Y/GSMH, M3/GSMH gibi) çeşitli göstergelerden oluşmaktadır. M1/GSYH oranının, finansal piyasalardaki değişme ile birlikte düşmesi gerekir. Yani M1/GSMH oranının yüksek olması (dolaşımdaki para miktarının büyük olması) finansal azgelişmişliğin, düşük olması ise finansal piyasaların gelişmişliğinin bir göstergesidir. Diğer yandan ampirik çalışmalarda en sık kullanılan finansal sektör göstergelerinden biri geniş tanımlı para arzının gelire oranıdır (M2/GSMH). Bu gösterge ekonomideki parasallaşmanın derecesinin ölçütüdür. M2/GSMH oranı halkın bankacılık sistemini kullanımı hakkında bilgi verir. Doğal olarak bu oranın yüksek olması finansal piyasaların gelişmişliğinin göstergesi sayılabilir. M2/GSYH oranı hane halkının bankacılık sistemini kullanma oranı hakkında bilgi verirken, aynı zamanda finansal sektörde yaratılan fonların reel sektöre aktarılma oranının da bir

göstergesidir. Bu nedenle, finansal derinleşme arttıkça bu oranın artması beklenir (Yetiz,2008:26).

Para ikamesinin yaygın olduğu, yani yerli paranın yanında yabancı para ve yabancı para cinsinden finansal araçların kullanımının yaygın oldugu ülkelerde, M2 para arzına ek olarak döviz tevdiat hesaplarını da içeren M2Y para arzı da kullanılmaktadır (Özatay,1996:15).

Bir finansal gelişme göstergesi olarak M1/GSMH değerinin ekonominin parasallaşma sürecinin aşılmasından sonra finansal gelişmenin devam etmesiyle birlikte düşmesi beklenmektedir. M2’den farklı olarak M2Y döviz tevdiat hesaplarını da bünyesinde barındırır. Bu oran bankacılık sistemindeki mevduatların bir bö-lümünün yabancı paralardan oluştuğu göz önüne alındığında kullanılması gerekli bir büyüklük olarak ifade edilebilir. Bankalar aracılığı ile borç verilebilecek fonları temsil ettiği varsayılan M3/GSMH geniş tanımlı para arzı göstergesi parasal göstergelerden bir diğerini oluşturmaktadır (Erim ve Türk, 2005: 27) Finansal gelişmenin sağlandığı durumlarda M3/GSMH oranının arttığı ampirik olarak bulgulanmış bir değişkendir. Dolayısıyla hızlı ekonomik büyümenin sağlandığı durumlarda M3/GSMH göstergesinin de yüksek olması beklenmektedir (Ağır, 2010: 91).

Özetlemek gerekirse, Türkiye’de geniş parasal tanımların yabancı para mevduatları içermesi nedeniyle küresel mali krizin derinleşmesi sonucu Türk lirasında gözlenen değer kaybıyla birlikte ilk aşamada geniş parasal büyüklüklerin yıllık artış hızı kuvvetlenmiştir. Özel sektörün para arzı artışına katkısının büyümesi, buna karşın kamu kesiminin katkısının düşürülememesi veya geç kalınması durumunda yüksek enflasyon dönemlerinin tohumlarının atılması mümkündür.

1.2.1.2. Kredilere Đlişkin Büyüklükler

Finansal gelişme göstergesi olarak kullanılan kredi büyüklükleri üçe ayrılmaktadır. Bunlar (Yeldan, 2003: 32);

• Özel sektöre verilen kredilerin gelire oranı (ÖSKH/ Gelir),

• Özel sektöre verilen kredilerin toplam kredi hacmine oranı, (ÖSKH/YĐKH) seklinde tanımlanmıştır.

Bu göstergeler fonların yatırımlara aktarılma oranını göstermesi nedeniyle, finansal derinleşmenin artması ile birlikte bu oranların da artması beklenmektedir. Sermaye piyasasına iliskin göstergeler ise menkul kıymet borsası reel işlem hacmi ve

borsa işlem hacminin gelire oranı olarak tanımlanan borsa kapitalizasyon oranıdır. Bu orandaki artış finansal derinleşmenin artması anlamına gelmektedir (Yetiz, 2000:

29-31)

Finansal gelişme sürecinin olumlu sonuçlarından bir tanesi kredi hacminin genişlemesidir. Yatırımlara aktarılan fonların artmasının ekonomik performansı etkilemesinden dolayı, finansal gelişmenin sağlanabildiği durumlarda yurt içi kredi hacminde ve özel sektöre verilen kredi hacminde bir artış beklenmektedir. Benzer bir şekilde, finansal gelişmeye paralel yurt içi kredi hacmi içerisinde özel sektöre verilen kredilerin payında da bir artış beklenmektedir (Darıcı, 2009: 32).

1.2.1.3. Sermaye Piyasası Göstergeleri

Sermaye piyasasına ilişkin kullanılan gösterge ise borsa kapitalizasyon oranıdır. Bu oran; menkul kıymet borsası reel işlem hacminin GSYĐH’ya oranı ile ifade edilir. Finansal derinleşme sermaye piyasalarının gelişimini de içermektedir. Sermaye piyasaları geliştiğinde firmalar doğrudan kredi bulma olanağına sahip olduğundan borsa kapitalizasyon oranının artması piyasanın gelişmişliğinin ölçüsü olarak kabul edilmektedir. Sermaye piyasasının genişliğinin ölçülmesi için kullanılan bir diğer gösterge ise piyasadaki şirketlerin sayısıdır (Başoğlu ve Ceylan, 2001:512).

Sermaye piyasalarının önemli fonksiyonlardan birisinin, piyasadaki likidite riskinin azaltılması olması sebebiyle piyasaların gelişmişlik göstergesi olarak, likidite göstergeleri kullanılmaktadır. Borsa gelişiminin önemli bir göstergesi olan likidite, borsaların fonksiyonlarını etkin bir şekilde yerine getirmesini engelleyen işlem maliyetiyle ters orantılıdır. Bu göstergeler, hisse senedi işlem hacminin GSMH’ye oranı veya işlem hacminin piyasa değerine oranı şeklinde ifade edilmektedir (Erim

ve Türk, 2005: 34).

Gelişmiş menkul kıymet borsaları, yatırımlar ve büyüme üzerinde bankacılık sektöründen daha güçlü ve farklı bir etkiye sahiptir. Özellikle artan kapitalizasyon oranı bir ekonominin sermayeyi harekete geçirme ve riski dağıtma gücünü iyileştirebilir. Menkul kıymet borsalarının performansına dair diğer önemli noktalar, volatilite, yoğunlaşma ve fiyatlamada etkinliğin olup olmamasıyla yakalanabilir. Fiyatlamada etkinliğin ölçümü ulusal ve uluslararası sermaye piyasalarının dünya piyasalarına entegrasyonunun bir göstergesidir (Ağır, 2010: 92).

Finansal gelişme süreci sermaye piyasalarının da gelişimini kapsamaktadır. Sermaye piyasalarının gelişimi ise firmalara doğrudan kredi edinebilme olanağı sunmaktadır. Doğal olarak kredi edinebilme olanağının bu yolla artması finansal gelişmenin sağlanmasıyla ilgilidir. Borsadaki işlem hacmi, piyasanın yönünü tespit etmede kullanılan önemli bir ölçüttür. Borsa kapitalizasyon oranının artması piyasanın gelişmişliğinin göstergesi olabilecek bir ölçüt olarak algılanabilmektedir (Başoğlu,2001:512).

1.2.1.4. Mali Varlık Stokuna Đlişkin Gösterge

Miktar göstergesi olarak kullanılabilecek diğer bir finansal gelişme göstergesi de hem parasal göstergelerin hem de sermaye piyasasına ilişkin göstergelerin bir arada bulunduğu, bir ekonominin tüm finansal varlıklarını ifade eden toplam mali varlık stoğu (TMVS) TMVS/GSMH değişkenidir. Mali varlık stoğu içerisinde, parasal göstergeler, döviz tevdiat hesaplarını da içine alan bankacılık sistemi toplam mevduat miktarı ile birlikte kamu ve özel sektörün menkul kıymetleri ile finansal aracı kurumların toplam varlıkları bulunmaktadır. TMVS’nin finansal gelişme ile birlikte yükselmesi beklenmektedir (Ağır, 2010: 93).