• Sonuç bulunamadı

5. BÖLÜM: HAKAN GÜNDAY’IN “DAHA” ADLI

5.3. Mikro, Mezo, Makro Düzey

5.3.1. Göç Olgusu Göreli Güvenlik Uzamı; Çatışma ve Göç

Devinimi

256

Hakan Günday, Daha, 1.Baskı, Doğan Kitap, İstanbul,2013, s.415- 416.

Göçten önceki uzam/ Gerçek uzam Ulusötesi uzam/ Düşlenen uzam

Kandalı- Derç Köyü- Koy İstanbul-Ankara-İzmir

Yunanistan- Londra- Pakistan- Afganistan Hazaracat Bölgesi Bumiyan Vadisi Güvenliksiz /basit/esenliksiz Güvenliksiz/yabancı/esenliksiz

Her göçün belli bir çatışma üzerine kurulduğu reddedilmez bir gerçektir. Zorunlu ve gönüllü ayrımını reddederek, her düzeydeki çatışmalar gerilimlerin, zorluk ve anlaşmazlıkların eseridir. İnsanların veya grupların yer değiştirmesine neden olan bu çatışmalar uzun yıllar devinerek ortaya çıkmaktadır. Toplumların dinsel, siyasal, ekonomik, ırksal veya ulusal pek çok sayıda çatışma biçimi göç etmelerine sebep olur.

Göç devingen ve karmaşık bir yapı olduğundan günümüzde de Türkiye içinde, Türkiye’den Avrupa’ya bu göç devinimini görmek mümkündür. Ulusötesi göçe sebep olan göçerler, göç ettikleri ulusun yönetimini, toplumsal hayatını zora sokmaktadır. Ortaya çıkan ikidillilik, ikiekinlik, hem orada hem burada olma durumu, sınırlarını korumaya çalışan ulusları çeşitli önlemler almaya zorlamaktadır.

Güven ve güvensizlik algısı toplumdan topluma değişmektedir. Kimi toplumlar ülkelerinde yaşanan savaş, kıtlık ve doğal afetler gibi güvensizlik durumlarından kaçarken; kimileri dilini, dinini özgürce gerçekleştirememe durumlarından ötürü göç ederler. Sirkeci ve Cohen’in geliştirdiği modelde temel olarak 3 çatışma düzeyi vardır:

Bu modelde çatışmanın düzeyini belirleyen unsurlar; makro, mezo, mikro ve düzeyler arasıdır. Makro düzey, göç veren, transit ve göç alan ülkeler arasında çatışan siyasi durumlar; mezo düzey, göç etmiş ve göç etmemiş haneler arasında yaşanan gerilimler veya hane halkı içindeki cinsiyet rollerinden kaynaklı sıkıntılar; mikro düzey, bireyler arası yani göçmenler ve göçmen olmayanlar arasında yaşanan gerilimlerdir. Düzeyler arası ise göç eden bireyler ile sınır güvenliğinde bulunan görevliler ile vize görevlileri arasında yaşanan gerilimlerdir. Bu unsurlar arasında yani düzeyler arasında da çatışma görülür.

Bir çatışmaya bağlı olarak ortaya çıkan Daha romanı, önce belli bir göçer grubunun transit ülke üzerinden yapılacak olan göçü anlatır. Baba (Ahad) ve oğulun (Gaza) maddi külfet karşılığında sınır ülkeden göçerleri alıp göç edecekleri sınır ülkeye taşıyıp insan kaçakçılığı yapmaktadırlar. Güvensiz uzamda yaşayan göçerlerin kaçak olarak Türkiye’ye gelmesi ve Ege’nin sahil kasabalarından biri olan

Kandalı’ya yerleşmeleri ile öykü başlar. Sıkça geriye sapımlarla ve eşsüremli olarak göçerlerin Kandalı’dan tekneye bindirilerek Yunanistan’a gitmek amacıyla yola çıkıp, yaşanılan kaza sonucu gerçekleştirilemeyen göçlerinin anlatımı evrilir.

Göçerlerin yaşadıkları dönemdeki ulusötesi devinimlerine sebep olan etken, ülkelerindeki güvensiz ortamın varlığıdır. Güvensiz ortamdan güvenli ortama gitmek isteyen göçerler, büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar.

“ Özellikle de kaçak denilen insanlar... Elimizden geleni yapıyorduk... Boğazımıza takılmasınlar diye. Yutkunup gönderiyorduk hepsini. Nereye gideceklerse oraya... Sınırdan sınıra ticaret... Duvardan duvara... ”257

“ Hareket halindeki kamyonumuzun kasasında yirmi iki yetişkin ve bir bebek vardı. Nereden bilebilirdim, o yarım kalmış çığlığın, kucağındaki bebeğin öldüğünü fark edince ağzı diğerleri tarafından can havliyle kapanmış bir anneden geldiğini?”258

Bir grup göçerin ülkelerini terk edip güvenli gördükleri uzama göç etmeleri, Sirkeci ve Cohen’in insani güvenlik ve çatışma eksenlerine göre mezo düzeye uygun düşmektedir. Çünkü mezo düzey, göç etmiş ve göç etmemiş haneler arasında yaşanan gerilimler veya hane halkı içindeki cinsiyet rollerinden kaynaklı sıkıntılardan doğan çatışmadır.

Göçerler artırımsal zorluk içinde yaşamlarına bağlı olarak insani güvensizlik algısına kapıldıkları için sosyal, siyasal ve ekonomik yönden daha güvenli olacaklarını öngördükleri ulusötesi göçe karar verirler. Bu süreçte de göçerler göç ettiği toplumda güvenlikli ve işbirliği olanaklarına sahip bir ortamda yaşamak isterler.

Anlatıda göçerlerin ulaşmak istedikleri güvenilir uzama varamamaları, göçün tamamlanamadığını göstermektedir. Anlatıda ulusötesi göçe ulaşmak istedikleri sırada yaşanılan kaza sonucunda göç tamamlanamaz.

257 Hakan Günday, Daha, 1.Baskı, Doğan Kitap, İstanbul, 2013, s.22. 258

“ Yamaca paralel biçimde sabitlenmiş olan kamyonda, neredeyse 45 derecelik bir açıyla duran kasanın içindeki kaçaklar, birbirlerine ve çelik duvarlara çarpa çarpa ölmüş, sonra da altlarındaki kaydıraktan kayıp kapıların önünde birikmişlerdi. Kasanın iki kapısını birbirine bağlayan kilit de bu baskıya daha fazla dayanamamış ve böylece, üzerime boşanan o insan yağmuru başlamıştı.”259

Bu sebeple farklı kültürlerin oluşturduğu bir küme ve bu kümeler içindeki bireylerin etkileşimi sayılan kültürleşme kavramı bu göç olayında görülmemektedir.

Mezo düzey olarak ortaya çıkan göç, kazadan yalnızca Gaza’nın kurtulması ile mikro düzeye dönüşür. Mikro düzey, bireyler arası yani göçmenler ve göçmen olmayanlar arasında yaşanan gerilimlerdir. Tek başına çıktığı bu yolda, hayatına giren tüm bireyle çatışma halinde olur. Yalnızlığına çare bulmak için önce yurt içinde, sonra yurt dışında tek başına göç ettiği görülmektedir.

“ 12 günde, yedi uçağa daha binip, ülke içinde dört bin kilometreden fazla yol yaptım.”260

Gaza’nın, Berry’nin modelindeki kültürleşme sürecinde egemen kültürden “ kopma” sahfasında olduğu görülür. Günlerce, aylarca, yıllarca bulunduğu uzamda kalıp, dışarı çıkmaması, insanlardan uzaklaşması, sağlığına zarar veren ilaçlar kullanması bu duruma sebep olan etkenlerdendir. Yaşadığı uzamda güvenlikli ortam bulamadığından ülkeyi terk etmeye karar verir. Her şeyin başladığı yer olan Afganistan’a göç ederek ulusötesi göçü gerçekleştirir.

Kaçak göçerler ulusötesi göçü tamamlayamaz. Ancak Gaza, arkadaşı Cuma’ya ve benliğine kavuşmak umuduyla Afganistan’ın Hazaracat Bölgesi, Bumiyan Vadisi’ndeki Buda heykellerine kaçak yollarla giderek ulusötesi göçü tamamlar.

259 Hakan Günday, age., s.243. 260