• Sonuç bulunamadı

Göç kuramlarının en çok bilinen ve üzerinde en çok çalışmalar yapılmış olan kuram itme çekme kuramıdır. Bu kuramın belirli bir formülü ve derin bir içeriği vardır. Bu formülasyonu ve içeriğini oluşturan kişi Everett Lee’dir. İlerleyen dönemlerde bu kuram için farklı kişiler farklı çalışmalar yapmış, katkıda bulunmuş ve geliştirmişlerdir. Buna rağmen Lee’nin oluşturduğu ilk formülü ve yaptıkları katkılarla kuramın özünü korumuşlardır.

Lee 1966 yılında yayımladığı Bir Göç Teorisi ( A Theory of Migration) adlı makalesinde Ravenstein’nın çalışmalarına göndermeler yapmıştır. Onun çalışmasının ardından pek çok çalışmalar yapıldığını ve her çalışmalarda ona atıfta bulunulduğunu belirtmiş; bu süre içinde de yapılan çalışmalarda göçmenlerin demografik yapısına ait genel bir bilgi sunmuştur. Burada Lee’nin vurgulamak istediği, Ravenstein’nın göçmen üzerine yoğunlaşmış olmasına karşın kendisinin göçmenden çok göçün tamamına odaklandığıdır. Göçmeni de göz ardı etmediğini belirtmiştir.

Bu çerçevede Lee ilk olarak göçlerin karakteristik temel ortak özelliklerini ortaya koymaya çalışmış ve bunun için de göçe ait itici ve çekici faktörleri saptamış, analize temel oluşturacak dört temel faktör belirlemiştir. Bunlar:

1. Yaşanan yerle ilgili faktörler,

2. Gidilmesi düşünülen yerle ilgili faktörler, 3. İşe karışan engeller,

4. Bireysel faktörler30

30

Lee’nin kuramındaki bu faktörler, kuramının asıl bileşenlerini ve temel işleyişini göstermektedir.

Şekil 1’den de anlaşılacağı üzere itme ve çekme kuramına göre hem menşei yerde hem de hedef olan yerde çekici ve itici faktörler bulunmaktadır. Bu faktörlerin tümü bir bütünü oluşturmaktadır. Şekilde göç için “0’’ lar nötr, “+” lar olumlu ve “-” ler olumsuz faktörleri belirtmektedir. Lee bu kuramında “0” olan nötr değerleri herkes için aynı olan ve yapılan göçe olumlu ya da olumsuz bir katkısı olmayan faktörlere; “+” olan olumlu faktörler göçe yönelik çekmeyi temsil eden; “-”olan olumsuz faktörler ise itmeye karşılık geldiğini belirtmektedir. Bu bütünlüğün belirtmek istediği unsur, yaşanılan yerin de göç edilen yerin de olumlu ve olumsuz faktörleri vardır.

Sosyal alan içerisinde bu itmeye neden olan olumlu ve çekmeye neden olan olumsuz faktörler birbirinden bağımsız ve bir o kadar da çoktur. Kuramın temelini oluşturan bu bileşenler bireysel ve özneldir. Bu sebeple bireysel özelliği olan ve göç için olumlu ya da olumsuz bir imkan doğuran cinsiyet, yaş, eğitim, ırk vb. gibi demografik faktörlerin göz önünde bulundurulup değerlendirilmesi, bu kuram için önemlidir. Bir diğer önemli nokta da bu demografik faktörler kişi için göçe başlamadan önce nasıl bir imkan sunup sunmayacağını önceden belirlenip oraya koyulmasıdır. Örneğin; çocuksuz bir aile göç edeceği yerde önce yaşam alanı ve maddi olanakları belirleyecek eyleme geçer. Fakat çocuklu bir aile çocukları için önce eğitim imkanlarını önemser. Ama çocuksuz aile için böyle bir öncelik söz konusu değildir. Buradan anlaşılan nokta, itme çekme faktörleri, bireysel olduğu için

kompleks ve çok boyutlu yapıya sahiptir. Lee, bu derin ve çok faktörlü kuramına bakarak önemli olanın, öncelikle farklı bireyler için bu itme ve çekme faktörlerinin doğru belirlenip, bu faktörlerin içeriğinin de doğru oluşturulması gerekliliği olduğunu belirtmiştir.

Lee’nin kuramını oluşturan bileşenlerin en önemli noktası menşei ülke ve hedef ülkedeki olumlu-olumsuz faktörlerin birbirinden bağımsız değerlendirilmesidir. Yani menşei yer olan yaşanılan yerdeki itme çekme faktörleri kendi içinde bir bütündür; hedef ülke olan göç edilen yerdeki itme çekme faktörleri de kendi içerisinde bir bütündür. Bu sebeple Lee’nin kuramında vurgulamak istediği, hiçbir şekilde mutlak itme çekme faktörü yoktur. Bu faktörlerin belirlenmesi birçok etkene bağlıdır.

Kuramda göçü belirleyen faktörler iki boyut olarak belirlenmiştir. Bunların ilki kişisel dediğimiz mikro faktörler, diğeri ise kişisel olmayan makro faktörlerdir. Yerleşikler, yaşadıkları yerin olumlu olumsuz faktörlerinin neler olduğunu ve onlara ne gibi katkıları ya da anlamı olduğunu iyi bilmekte ve kendilerince itme çekme faktörlerini çok iyi belirlemektedirler. Göç etmeyip yaşadıkları yerde kaldıklarında bu süreç içinde olumlu olumsuz faktörlerin neler olacağını genel olarak bilmektedirler. Göç edecekleri yerdeki toplumsal yapı bozuklukları ve belirsizlikler, kendilerince yaşadıkları beklentiler ve var olan riskler gibi kavramlar, bu potansiyel göçmenler için zorlu göç sürecinin belirleyenleridir. Tüm bunlara bakıldığında göçün belirsiz bir süreç olduğu ve bu sürecin de kişileri göçten alıkoyan bir durum olduğu söylenebilir.

Lee’nin itme çekme kuramı çerçevesinde dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta da yaşanan yer il göç edilecek yer arasında bulunan engelleyici faktörlerdir. Öncelikle yaşanan yer ile gidilecek yer arasında tüm şartlar eşitlendiğinde, göçün oluşma sebebini sadece göçmene ait kişisel faktörlerin farklılığıyla açıklamak yetersiz kalacaktır. Bu sebeple yapılan göçü iyi analiz etmek için yaşanan yer ile göç edilen yer arasındaki engelleri göç analizinin içine dahil etmek gerekir. Bu kuramda engelleyici faktörler makro ve mikro olarak ikiye ayrılmaktadır. Kişisel farklılıkları, kişinin içinde bulunduğu durumu, sosyal ve psikolojik tüm sorunlar mikro faktörler;

sert göç kanunları, ırk ve ulusal kimliğe gönderme yapan sistemler, göçe uygun olup olamama gibi fiziksel uygunluk sorunları ise makro faktörlerdir.

Bu kuramdaki itme çekme faktörleri günümüz göç olgusu ve olaylarına hala etki etmektedir. Bunun yanı sıra Lee’nin dönemindeki göç olayları ile günümüz göç olayları büyük farklılık göstermektedir. Göçe sebep olan başta savaş, küreselleşme, sosyal, siyasal gibi sebepler göçü ve göç eden kişileri derinden etkilemekte ve toplumsal yapıyı değiştirmektedir. Bu çok çeşitli yapı, itme çekme faktörlerinin işleyişinin kolay olmadığını vurgulamaktadır. Günümüzde hala bu faktörler varlığını sürdürse de Lee’nin de bahsettiği gibi, bu faktörler artık ayrı ayrı ele alınacak hale gelmiştir. Çünkü bu dönemde toplumsal sınıfın yapısı, içeriği hayli karmaşık ve tartışmaya açıktır. Bu yüzden bu tartışmalar açık ve net şekilde tespitlerin yapılmasını zorlaştırmıştır.