• Sonuç bulunamadı

ANTALYA TGMP MİKRO KREDİLERİNDEN YARARLANAN KADINLAR ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

3.3. Araştırmanın Nitel Bulguları

3.3.6. Mikro Kredi Kullanımının Hayatlar Üzerindeki Etkis

Görüşmenin altıncı sorusuna alınan yanıtlara göre, mikro kredi kullanımının kadınların hayatları üzerindeki etkisinin olumlu mu, yoksa olumsuz mu olduğu aşağıda özetlenmiştir:

i) 13 kadın (% 19,40) olumsuz etkiledi demiş ve özetle şunları söylemiştir:

“Çok çalışıyorum, yoruluyorum, sosyal hayatım kalmadı, çocuklarla görüşemiyorum, borçlandım, özel hayatım kalmadı, sağlığım bozuldu, işi yürütemedim.”

ii) Krediyi yeni alan 2 kadın (% 2,99) görüş bildirmemiştir.

iii) 52 kadın (% 77,61) olumlu etkiledi demiş ve özetle şunları söylemiştir:

“Kimsenin eline bakmıyorum, kendime güvenim geldi, üretken ve yaratıcı oldum, çocuklarımın ihtiyaçlarını alabiliyorum, çocuklarımın harçlıklarını verebiliyorum, psikolojik olarak rahatlıyorum, çevrem oldu, arkadaşlarım oldu, dostlarım oldu, devamlı müşterilerim oldu, artık evde sıkılmıyorum, manevi olarak iyi geldi,

kadınlar arası dayanışma oldu, maddi yönü güzel, başkasına muhtaç değilim, meşgul oluyorum, sinir, stres azaldı, sosyalleştim, çevrem değişti, stres atıyorum, yalnızca kendime sorumluyum, moralim yükseldi, sağlığım düzeldi, özgüvenim arttı, içimdeki cevher dışarı çıktı, boş durmuyorum, eşime bağımlı değilim, mutluyum, borçlarım azaldı, kendimi kendime ispat ediyorum.”

Kadınların bu soruya yanıtları:

“Severek yapıyorum. Sade para kazanmayı da geçti artık. Üretmeyi, yeni modeller bulmayı çok seviyorum. Birisi giydiğinde, böyle yakıştığı zaman, hoşuma gidiyor. Yarın ihtiyacım olmasa, kendime öreceklerimin projesini yaparım, yani duramam. Çantamda şiş ve iple geziyorum.”

“Evde oturduğum yerde çalışıp, çocuklarımın ihtiyaçlarını alıyorum. Ceplerine harçlıklarını veriyorum. Güzel bir duygu.”

“Sabahın köründen akşama kadar çalışıyorum, çünkü çevirmem lazım. Salla başını al maaşını olmuyor.”

“Psikolojik olarak çok rahatlıyorum ben. İlk önce zaten önemli olan o değil mi?” “İşi seviyorum, bir şeyler üretmeyi. Yaratıcılığı seviyorum, farklı şeyler ortaya çıkarmayı. Bir de güzel bir çevre oluştu. Mikro kredide burda bir sürü arkadaşla karşılaştım. Dostluklar kuruluyor. Bir de devamlı müşterilerim olmaya başladı. Alanya’ya her sene arka arkaya gelen turistler var, gelip beni buluyorlar. Demek ki ürünler hoşuna gitmiş, benimle sohbet hoşlarına gitmiş. Alanya’dan da böyle müşterilerim var. Gelipte benimle sohbet eden, arkadaş olanlar. Böyle bir kazancı da oluyor bu işin.”

“Sosyal çevre edindim. Evde sıkılmıyorum.” “Manevi olarak ta çok iyi geldi.”

“Bu işi kurmam benim için gerçekten çok önemliydi, çünkü her şeyden önce paylaşım. Benim kurduğum bu işle birlikte birkaç arkadaşın daha emeğini pazarlama imkanı oldu. Bu çok güzel bir bakış açısı dünyaya. Dayanışma, çok minicikte olsa. Birbirimizden haberdarız. Bu bile çok önemli, kim ne yapıyor? Kimin elinden hangi iş geliyor? En azından, en küçük bir haberleşmeyle, arkadaşımın ürettiği bir şey ya da başka bir arkadaşımın kutuları, diğerinin örgüleri, anında koordinasyonu kurabiliyoruz. Yeter ki gerçek anlamda değerlenecek tasarımla pazara ulaşabilmek. Bunun için de duyurulmamız, tanıtım lazım.”

“İlk önce çok zoruma gitti, ama şu anda iyi yani. Bırakmayı düşünmüyorum. Durumum da iyi olsa, bırakmayabilirim. Şimdi sevdim, ilk başta çok zorluk çektim. Kendi ürettiklerimi çok güzel satabiliyorum.”

“Maddi yönden iyi güzel bir uğraş oldu benim için hem, hem de eşimin eline bakmayı istemiyorum.”

“Tabi iyi bir şey oldu. Sinir, stres, yani oldu olmadı, bir yerde takıntım olmuyor. Bütün gün burda kendi kendine meşgul oluyon yani.”

“Sosyalleştirdi, daha çok çevre kazandırdı. Daha çok insan ilişkilerine girmek zorunda kalıyorsun. Seyahat imkanı var. Ben seviyorum işimi.”

“Çevrem çok değişti. Mesela Kaymakamlığa ürün götürüyorum, ordaki herkesi tanıyorum. Gelip gittikçe, ooo Avoncumuz, şalcımız geldi, diyorlar. Hoşlarına gidiyor yani.”

“Kendi işini yapmak çok güzel bir şey. Başka kimseye sorumlu değilim, sadece kendime sorumluyum. Kendi paramı, kendim kazanıyorum. Kimseye muhtaç değilim.”

“Tabi yani haftanın dört günü dolu oluyorsun, kendi işim. Değişik insanlarla karşılaşıyoruz, oturuyoruz, konuşuyoruz. Ama bazıları da bizi beğenmiyor pazarcı diye, ‘böyle’ yaparaktan gidiyorlar. Emekli öğretmenler çok beğeniyor. Harika diyor, çalışan bayanlar diyor.”

“Ben on yıl kadar çalışamadım. Ekonomik olarak da yıpranıyorsunuz. Bu benim hem moralimi düzeltti, hem hastalığıma faydası oldu, hem de ekonomik olarak katkısı oldu.”

“Özgüveniniz artıyor el becerileriniz geliştikçe. Özgüveniniz arttıkça, etrafa bakışınız daha farklı oluyor. Sosyal yaşantınız biraz değişiyor, daha güzel bakıyorsunuz. İçinizdeki cevherleri dışarı çıkartıyorsunuz, üretiyorsunuz, bir şeyler üretmiş olmanın hazzını yaşıyorsunuz.”

“En azından bir şeyler yapabiliyorum. Kendime güvenim geldi, sürekli eşime bağımlı değilim.”

“Özellikle ben şimdi bu bürümcük dokumada olduğum için çok mutluyum. Şu an burada sadece ben yapıyorum bürümcük. Sipariş üzerine metre ile yapıyoruz. Mesela bir bluzluk dokuyup gönderdik, veya çeyizlik etrafına dantel örüyorlar. 35 santim dokuyoruz, o üç saat pişiriliyor ve kıvır kıvır oluyor. İpeğini iğ ile hep elde bükeriz, üç kez, çok emekli. 35 santim piştikten sonra 175 santim oluyor. Onları biz fular olarak değerlendirdik. Ama şimdi genişini kurdum. İsterseniz boyatabiliyorsunuz, ama biz kendi doğal haliyle çıkarıyoruz, kırık beyaz olarak.”

“Çok rahatladım, borçlarımı azalttım.”

“Evime, çocuklarıma az zaman ayırabiliyorum, ama çalışmak güzel. En azından kendimi kendime ispat edebiliyorum. Boş durmuyorum. Haftanın yedi günü burdayız, erken açıp geç kapatıyoruz.”

Araştırmacının değerlendirmesi:

Tablo 3.31’de işim iyi değil ve kötü diyen 19 kadın varken, olumsuz etkilendim diyen kadın sayısının yalnızca 13 olması dikkat çekicidir. Bu durum işleri iyi gitmese de, bazı kadınların mikro krediden olumlu etkilendikleri şeklinde yorumlanabilir.

Kadınların bir kısmının aldıkları krediler ile küçük işler yapmaya başlamış olmalarının yanı sıra, büyük çoğunluğunun manevi anlamda olumlu etkilendiği anlaşılmaktadır. Hayatlarında belki de ilk kez bağımsız olarak bir yola çıkmış, tek başına bir sorumluluk üstlenerek, kendini kanıtlama fırsatını yakalamışlardır.