• Sonuç bulunamadı

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.6. Metal Kalıpların Hazırlanması

Hazırlanan örneklerin eskitilmesi için CNC (Bilgisayarlı Sayısal Kontrol -Computer Numerical Control ) tezgahında hazırlanan metal kalıplardan yararlanıldı. Eni 8 cm boyu 26 cm kalınlığı ise 1,5mm olan 6 adet alüminyum kalıp hazırlandı. Hazırlanan kalıplardan 3 üne çapı örneklerle uyumlu olarak 14 mm lik 24 adet delik açıldı. Böylece toplam 72 örnek alacak şekilde 3 kalıp elde edildi. Diğer 3 kalıba ise çapı 12 mm olan delikler açıldı.

Bu kalıplar eskitme cihazına örneklerle yerleştirilen kalıplara destek olmak ve disk örneklerin düşmesini engellemek için kullanıldı (Resim 3.30).

Resim 3.30. Metal kalıplara yerleştirilen örnekler ve örneklerin daha dar çaptaki alüminyum kalıpla sıkıştırılması

Her bir alüminyum kalıp eskitme cihazındaki yerine koyulabilmesi için alüminyum plakalara yerleştirildi ve yay mekanizmasıyla sıkıştırıldı (Resim 3.31).

Resim 3.31. Alüminyum plakaya yerleştirilen örnekler 3.7. Eskitme Uygulanması (Hızlandırılmış Eskitme Testi)

Hızlandırılmış eskitme testi T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Araştırma Birimi Fizik Laboratuvarlarındaki Atlas UV2000 Hızlandırılmış Hava koşullandırna test cihazı (Material Testing Technology LLC, Chicago) kullanılarak yapıldı (Resim 3.32).

Resim 3.32. Atlas UV2000 hızlandırılmış hava koşullandırma test cihazı

Her bir alüminyum kalıp alüminyum plakalara yerleştirilip eskitme cihazındaki yerine koyuldu (Resim 3.33).

Resim 3.33. Eskitme cihazına yerleştirilen plakalar

Cihaz içindeki örnekler %90 nem oranında, 120 dk periyotlarda 18 dk distile su püskürtmesi, 60°C±2°C’ ta 8 saatlik ışıma ve 50°C±2°C’ ta 4 saatlik yoğunlaştırmadan oluşan döngülerle, 300 saat süreyle eskitme deneyine tabi tutuldu. Cihazdan çıkarılan örnekler oda sıcaklığında 24 saat bekletildikten sonra ölçümler tekrarlandı.

3.8. Eskitme Sonrası Renk Ölçümü

Örneklerin renkleri ilk ölçümlerdeki gibi nötral gri zemin üzerinde tekrar aynı spektrofotometre cihazı ile aynı ölçüm kutusunda ölçüldü. Yine her örneğin L, a ve b değerleri üç kez ölçülüp ortalaması alınarak bilgisayara kaydedildi.

Renk farklılığı (ΔE) Eş. 3.2 ile belirlendi;

1/2 2

* 2

* 2

*) +( a ) +( b ) ] L

[(

=

E   

 (3.2)

3.9. Eskitme Sonrası Translusensi Ölçümlerinin Yapılması

Örneklerin eskitme sonrası translusensi ölçümleri ilk translusensi parametresi ölçümlerindeki gibi ve aynı spektrofotometre cihazı ile beyaz (w) ve siyah (b) arka fonlar üzerinde yapıldı. Ölçümler her örnek için üç kez tekrarlanarak ortalama Lw, aw, bw ve Lb, ab, bb değerleri elde edildi ve kaydedildi. TP aynı formül Eş. 3.1 ile belirlendi.

3.10. İstatistiksel Analiz

Çalışma sonucunda istatistik olarak anlamlı sonuç elde edebilmek ve bu sonucun güvenilirliğinin kabul edilebilmesi için yapılan analizde en az %80 güç elde edilmelidir.

Çalışmamız için yapılan istatistiksel power analiz sonucunda; materyaller sabit tutulduğunda herhangi iki yüzey işlemi arasında en az 0,30' luk bir farkın %80 güç ve Bonferroni Düzeltmesine göre ‰ 8,3 yanılma düzeyinde istatistiksel olarak önemliliğini test edebilmek için alt grupların her birine en az 9'ar örneğin dahil edilmesi öngörüldü. Bu nedenle her bir grup için kullanılacak örnek sayısı 9 olarak belirlenmiştir. 0,30'luk fark bilgisine hem yapılan pilot çalışmadan hem de klinik deneyimlerden ulaşıldı. Örneklem genişliği hesaplamaları G*Power 3.0.10. (Franz Faul, Universität Kiel, Kiel, Almanya) paket programında yapıldı.

Çalışma sonucunda elde edilen tüm verilerin analizi IBM SPSS Statistics 17.0 (IBM Corporation, Armonk, NY, ABD) paket programında yapıldı. Sürekli sayısal değişkenlerin normal dağılım gösterip göstermediği Kolmogorov Smirnov testiyle; varyansların homojenliği ise Levene testiyle araştırıldı. Tanımlayıcı istatistikler medyan (25.-75.) yüzdelik şeklinde gösterildi.

Her bir materyal içerisinde yüzey işlemleri arasında renk değişimi ve TP farkının önemliliği Kruskal Wallis testi ile değerlendirildi. Kruskal Wallis test istatistiği sonuçlarının önemli bulunduğu durumunda Conover'in çoklu karşılaştırma testi kullanılarak farka neden olan durumlar tespit edildi. Her bir yüzey işlemleri içerisinde materyaller arasında renk değişimi ve TP yönünden farkın önemliliği ise Mann Whitney U testi ile incelendi. Materyal ve yüzey işlemleri sabit tutulduğunda TP yönünden eskitme öncesi ile eskitme sonrası arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olup olmadığı Wilcoxon İşaret testi kullanılarak araştırıldı.

Aksi belirtilmedikçe p<0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Ancak, yapılan olası tüm çoklu karşılaştırmalarda Tip I hatayı kontrol altına alabilmek için Bonferroni Düzeltmesine başvuruldu.

4. BULGULAR

Bu araştırmada 3 farklı yüzey işlemi uygulanmış monolitik zirkonya (Zirkonzahn) ve lityum disilikat (IPS) materyallerinin eskitme işlemi yapıldıktan sonraki renk ve translusensi değişimlerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Örneklerden 300 saatlik eskitme öncesi ve sonrası ölçülen L, a, b renk değerlerinden elde edilen ∆E değerleri ve translusensi bulguları için translusensi parametresi (TP) yöntemi ile elde edilen TP değerleri analiz edildi. Testler sonucu elde edilen veriler değerlendirilerek materyaller arasındaki farklılıklar ve yüzey işlemlerinin etkileri tespit edildi.

Zirkonzahn materyal grubuna ait tanıtıcı istatistikleri Çizelge 4.1’de gösterildi.

Çizelge 4.1. Zirkonzahn materyal grubuna ait tanıtıcı istatistikler

Yüzey

IPS materyal grubuna ait tanıtıcı istatistikleri Çizelge 4.2’de gösterildi.

Çizelge 4.2. IPS materyal grubuna ait tanıtıcı istatistikler

Yüzey

4.1. Grupların Renk Değişimi Açısından Değerlendirilmesi

Çizelge 4.3. Materyallere ve yüzey işlemlerine göre renk değişim verilerinin değerlendirilmesi (a)

Glaze Lastik Pat p-değeri †

Zirkonzahn 4,91 (3,86-5,09) 4,59 (3,89-5,32) 6,03 (5,66-6,44) 0,005 IPS 0,36 (0,32-0,51) 0,37 (0,26-0.58) 0,61 (0,38-0,73) 0,147

p-değeri ‡ <0,001 <0,001 <0,001

Veriler; medyan (25.-75.) yüzdelikler biçiminde gösterildi, † Zirkonzahn ve IPS materyalleri içerisinde yüzey işlemleri arasında yapılan karşılaştırmalar, Kruskal Wallis testi, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,025 için sonuçlar istatistik olarak anlamlı kabul edildi, ‡ Yüzey işlemleri içerisinde materyaller arasında yapılan karşılaştırmalar, Mann Whitney U testi, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,0167 için sonuçlar istatistik olarak anlamlı kabul edildi.

Çizelge 4.4. Materyallere ve yüzey işlemlerine göre renk değişim verilerinin değerlendirilmesi (b)

Glaze Lastik Pat

Zirkonzahn 4,91 (3,86-5,09)A,a 4,59 (3,89-5,32)A,a 6,03 (5,66-6,44)B,a IPS 0,36 (0,32-0,51)A,b 0,37 (0,26-0,58)A,b 0.61 (0,38-0,73)A,b Aynı satır içerisinde farklı büyük harflerle gösterilen yüzey işlemleri arasındaki fark istatistik olarak anlamlı (p<0,0083), aynı sütun içerisinde farklı küçük harflerle gösterilen materyaller arasındaki fark istatistik olarak anlamlı kabul edildi (p<0,0167).

Yüzey işlemleri sabit tutularak materyaller arası karşılaştırma yapıldığında IPS materyalinin ∆E değerleri ile Zirkonzahn materyalinin ∆E değerleri arasında istatistik olarak anlamlı farklılık tespit edildi. IPS materyalindeki renk değişimi değeri Zirkonzahn materyalindeki renk değişimi değerine göre istatistik olarak anlamlı derecede az görüldü (p<0,0167).

Zirkonzahn materyalinde, glaze ve lastik yüzey islemi uygulanan iki grubun ∆E değerleri arasında istatistik olarak anlamlı bir fark bulunmadı, pat grubundaki ∆E değeri glaze ve lastik yüzey işlemi uygulanan grupların ∆E değerlerinden anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0,0083). IPS materyalinde ise üç yüzey işlemininin uygulandığı grupların ∆E değerleri arasında istatistik olarak anlamlı bir fark bulunmadı.

Şekil 4.1. Grupların ΔE değerlerinin kutu çizgi grafiği ile gösterimi

4.2. Grupların Translusensi Parametresi Bulguları Açısından Değerlendirilmesi Çizelge 4.5. Materyallere, yüzey işlemlerine ve eskitmeye göre TP verilerinin

değerlendirilmesi (a)

Glaze Lastik Pat p-değeri †

Eskitme öncesi

Zirkonzahn 9,27 (8,57-9,73) 8,67 (8,49-8,77) 8,54 (8,41-8,89) 0,152 IPS 15,63 (14,55-15,84) 14,67 (13,93-15,66) 14,81 (14,10-14,91) 0,333

p-değeri ‡ <0,001 <0,001 <0,001

Eskitme sonrası

Zirkonzahn 9,00 (8,66-9,22) 8,62 (8,32-8,68) 8,59 (8,33-8,67) 0,018 IPS 15,54 (14,33-15,84) 14,48 (13,68-15,31) 14,64 (13,60-14,74) 0,174

p-değeri ‡ <0,001 <0,001 <0,001

† Zirkonzahn ve IPS materyalleri içerisinde yüzey işlemleri arasında yapılan karşılaştırmalar, Kruskal Wallis testi, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,0125 için sonuçlar istatistik olarak anlamlı kabul edildi. ‡ Yüzey işlemleri içerisinde materyaller arasında yapılan karşılaştırmalar, Mann Whitney U testi, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,0083 için sonuçlar istatistik olarak anlamlı kabul edildi.

Çizelge 4.6. Materyallere, yüzey işlemlerine ve eskitmeye göre TP verilerinin değerlendirilmesi (b)

Eskitme öncesi Eskitme sonrası

Zirkonzahn IPS Zirkonzahn IPS

Glaze 9,27 (8,57-9,73)A,a 15,63 (14,55-15,84)A,b

9,00 (8,66-9,22)A,a 15,54 (14,33-15,84)A,b Lastik 8,67 (8,49-8,77)A,a 14,67

(13,93-15,66)A,b

8,62 (8,32-8,68)A,a 14,48 (13,68-15,31)A,b Pat 8,54 (8,41-8,89)A,a 14,81

(14,10-14,91)A,b

8,59 (8,33-8,67)A,a 14,64 (13,60-14,74)A,b Aynı sütun içerisinde farklı büyük harflerle gösterilen yüzey işlemleri arasındaki fark istatistik olarak anlamlı (p<0,0042), aynı satır içerisinde farklı küçük harflerle gösterilen materyaller arasındaki fark istatistik olarak anlamlı kabul edildi (p<0,0083).

4.2.1. Grupların eskitme öncesi translusensi parametresi bulguları açısından değerlendirilmesi

Yüzey işlemi sabit tutulduğunda eskitme öncesinde; materyaller arasındaki TP değerlerinin birbirinden anlamlı olarak farklı olduğu ve IPS materyaline ait ortalama TP değerlerinin istatistik olarak anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu belirlendi (p<0,0083).

Eskitme öncesinde Zirkonzahn materyaline uygulanan farklı yüzey işlemlerinin uygulandığı gruplar arasında TP değerleri açısından istatistik olarak anlamlı fark görülmedi. (p=0,152). Eskitme öncesinde IPS materyaline uygulanan farklı yüzey işlemlerinin uygulandığı gruplar arasında TP değerleri açısından istatistik olarak anlamlı fark görülmedi (p=0,333).

4.2.2. Grupların eskitme sonrası translusensi parametresi bulguları açısından değerlendirilmesi

Yüzey işlemi sabit tutulduğunda eskitme sonrasında da; materyaller arasındaki TP değerlerinin birbirinden anlamlı olarak farklı olduğu ve IPS materyaline ait ortalama TP değerlerinin istatistik olarak anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu belirlendi (p<0,0083).

Eskitme sonrasında da; Zirkonzahn materyaline uygulanan farklı yüzey işlemlerinin uygulandığı gruplar arasında TP değerleri açısından Bonferroni Düzeltmesine göre istatistik olarak anlamlı fark görülmedi (p=0,018). Eskitme sonrasında da; IPS materyaline uygulanan farklı yüzey işlemlerinin uygulandığı gruplar arasında TP değerleri açısından istatistik olarak anlamlı fark görülmedi (p=0,174).

Çizelge 4.7. Grupların TP değişimleri (eskitme öncesi-sonrası) açısından karşılaştırılması

† Zirkonzahn ve IPS materyalleri içerisinde yüzey işlemleri arasında yapılan karşılaştırmalar, Kruskal Wallis testi, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,025 için sonuçlar istatistik olarak anlamlı kabul edildi, ‡ Yüzey işlemleri içerisinde materyaller arasında yapılan karşılaştırmalar, Mann Whitney U testi, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,0167 için sonuçlar istatistik olarak anlamlı kabul edildi.

Çizelge 4.8. Grupların TP değişimleri (eskitme öncesi-sonrası) açısından karşılaştırılması (b)

Glaze Lastik Pat

Zirkonzahn -0,39 (-0,52 – 0,04)A,a -0,16 (-0,38 - -0,01)A,a -0,02 (-0,53 – 0,13)A,a IPS -0,16 (-0,26 - -0,003)A,a -0,10 (-0,42 – 0,20)A,a -0,20 (-0,48 - -0,14)A,a Aynı satır içerisinde farklı büyük harflerle gösterilen yüzey işlemleri arasındaki fark istatistik olarak anlamlı (p<0,0083), aynı sütun içerisinde farklı küçük harflerle gösterilen materyaller arasındaki fark istatistik olarak anlamlı kabul edildi (p<0,0167).

Yüzey işleminin glaze olduğu Zirkonzahn ve IPS grupları arasında eskitme sonrası TP'de meydana gelen değişim miktarları açısından istatistik olarak anlamlı farklılık bulunmadı.

(p>0,0167). Yüzey işleminin lastik olduğu Zirkonzahn ve IPS grupları arasında eskitme sonrası TP'de meydana gelen değişim miktarları açısından istatistik olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p>0,0167). Yüzey işleminin pat olduğu Zirkonzahn ve IPS grupları arasında eskitme sonrası TP'de meydana gelen değişim miktarları açısından istatistik olarak anlamlı farklılık bulunmadı ( p>0,0167).

Zirkonzahn materyali içerisinde uygulanan yüzey işlemleri arasında eskitme sonrası TP'de meydana gelen değişim açısından istatistik olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi (p>0,025). IPS materyali içerisinde uygulanan yüzey işlemleri arasında eskitme sonrası TP'de meydana gelen değişim açısından istatistik olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi (p>0,025).

4.2.3. Grupların eskitme öncesi ve sonrası elde edilen TP değerlerinin karşılaştırılması

Zirkonzahn materyaline yüzey işlemi olarak glaze uygulandığında eskitme öncesi ile eskitme sonrası TP düzeyleri arasında istatistik olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0,173, p>0,0083). Zirkonzahn materyaline yüzey işlemi olarak lastik uygulandığında eskitme öncesi ile eskitme sonrası TP düzeyleri arasında istatistik olarak anlamlı fark bulunmadı

(p=0,066, p>0,0083). Zirkonzahn materyaline yüzey işlemi olarak pat uygulandığında eskitme öncesi ile eskitme sonrası TP düzeyleri arasında istatistik olarak anlamlı bulunmadı (p=0,441, p>0,0083).

IPS materyalinin glaze grubuna ait eskitme öncesi ve sonrası TP düzeyleri arasında istatistik olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi (p=0,139, p>0,0083). IPS materyalinin lastik grubuna ait eskitme öncesi ve sonrası TP düzeyleri arasında istatistik olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p=0,594, p>0,0083). IPS materyalinin pat grubuna ait eskitme öncesi ve sonrası TP düzeyleri arasında Bonferroni Düzeltmesine göre istatistik olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi (p=0,011, p>0,0083).

Şekil 4.2. Grupların eskitme öncesi ve sonrası TP değerlerinin kutu çizgi grafiği ile gösterimi

5. TARTIŞMA

Tam seramik restorasyonlar üstün estetik özellikleri ve yüksek biyouyumlulukları nedeniyle son yıllarda sıklıkla kullanılmaya başlamıştır [83, 134]. CAD/CAM sistemlerinin 1980’lerde geliştirilmesiyle tam seramik restorasyonların üretimi için birçok materyal kullanıma girmiştir. Bu materyaller arasında lityum disilikatla güçlendirilmiş cam seramik olan IPS e.max diş yapısını taklit edebildiği ve mükemmel bir estetik sağladığı için tercih edilmektedir [135]. Lityum disilikat seramiklerin; hem anterior hem de posterior kuronların, implant destekli kuronların, distaldeki dayanağı 1. premolar dişe kadar olan 3 üyeli köprülerin, inley-onley ve veneerlerin üretiminde kullanımı önerilmektedir [135, 136].

Monolitik restorasyonlarda eksik diş dokusu, bağlantı içermeyen tek bir materyal kullanılarak tamamlanmaktadır. Monolitik restorasyonlar, yıllardır inley ve parsiyel kuron restorasyonların preslenerek veya CAD/CAM sistemleriyle üretiminde altın standart olmuştur. Optimum koşularda homojen olarak üretilen prefabrike blokların kullanılmasıyla yüksek kalitede restorasyonlar elde edilmektedir. Veneerleme gerekmediği için kırılmaya yatkın ara yüzler olmadan ve bükülme direnci, termal genleşme katsayısı gibi önemli özellikleri açısından farklı olan materyalleri bir arada kullanmaya gerek kalmadan restorasyonların üretimi mümkün olabilmektedir [81]. Monolitik restorasyonların popüleritesindeki bu artış ekonomik avantajlarına da bağlanabilir. Öncelikle bu restorasyonlar daha az üretim aşaması gerektirmektedir ve tamamıyle bilgisayar destekli sistemler tarafından üretilmeleri nedeniyle daha az insan gücüne ihtiyaç duyulmaktadır [82–84].

Y-TZP seramikler, 1990’lı yılların başında diş hekimliğine girmiş ve diğer tam seramik sistemlerle karşılaştırıldığında yüksek mekanik dirence sahip olması ve CAD/CAM sistemlerinin de yaygınlaşmasıyla seramik restorasyonlarda altyapı materyali olarak kullanılmaya başlamıştır [24, 137, 138]. Zirkonya seramiklerin opak yapısı restorasyonların estetik görünümünü kısıtlamaktadır. Bu nedenle zirkonya altyapılar genellikle feldspatik seramiklerle veneerlenerek kullanılmaktadırlar [68]. Ancak bu çift tabakalı yapı zirkonyanın mekanik özelliklerini değiştirmekte ve veneer porseleninde chipping kırıklarını tetiklemektedir [71]. Bu problemin üstesinden gelmek için üretilen monolitik zirkonya bloklar günümüzde sıklıkla tercih edilmeye başlamıştır. Monolitik

zirkonya restorasyonlar veneer porseleni olmaksızın direkt olarak üretilirler [83, 85, 139].

Monolitik zirkonya restorasyonların üretimi daha yüksek translusenside ve renklendirici pigmentlerin ilave edildiği modifiye Y-TZP’nin geliştirilmesiyle mümkün olmuştur [85].

Monolitik Y-TZP restorasyonların avantajları; preparasyon miktarının azaltılmasına olanak sağlaması ve bu kalınlıklarda diğer tam seramik sistemlerle karşılaştırıldığında yüksek mekanik direnç gösterebilmesidir [82–84, 139, 140].

Ağız içi rehabilitasyonda kullanılan materyallerin renk stabilitesi ve mekanik özellikleri önemlidir. Ağız içi ortamın seramikler üzerine olumsuz etkileri olabilmekte; nem, beslenme alışkanlıkları ve ısı değişiklikleri gibi çeşitli faktörler porselenlerin fiziksel özelliklerini değiştirebilmekte ve renk değişimine elverişli restorasyonları etkileyebilmektedir [141, 142]. Renk değişimi klinik olarak kabul edilebilir seviyenin üstünde olursa restorasyon başarısız olur ve yenilenmesi gerekebilir [141]. İn vitro çalışmalarda hızlandırılmış yapay eskitme ağız içi ortamı simüle etmekte [103, 143] ve seramiklerde zamanla meydana gelebilecek renk değişikliğinin tahminine olanak sağlamaktadır [144, 145].

Polisaj ve glaze porselenlerde parlak yüzeylerin elde etmede kullanılan iki yöntemdir [146–148]. Monolitik restorasyonların CAD/CAM sistemleri ile hassas üretimi protezlerin ağızda yerleştirilmesi sırasında okluzal uyumlama gereksinimini ortadan kaldırmaz. Bu nedenle okluzal uyumlama sonrasında yüzeylerin etkin olarak polisajlanması gerekmektedir. Klinikte yapılan okluzal uyumlama sonrası reglaze gereksinimini ortadan kaldırmak, zamanla aşınan glaze tabakası nedeniyle ortaya çıkan pürüzlü yüzeylerin karşıt dişte oluşturduğu aşınmaya engel olmak için polisaj işlemi öne çıkmaktadır [4, 86, 149].

IPS e.max Press materyali; klinik başarısı ve estetik özelliklerininin üstün olması sebebiyle klinikte sıklıkla tercih edilmektedir. Bu nedenle bu materyalde etkin polisajı sağlayacak klinik kullanıma uygun prosedürler gerekmektedir. Ancak literatürde farklı yüzey bitirme ve polisaj yöntemlerinin IPS e.max Press materyalinin üzerine etkileri hakkında bilgi kısıtlıdır [136].

Monolitik zirkonyada polisaj; partikül büyüklüklerine ve okluzal uyumlama için gerekli aşındırma miktarına bağlı olarak klinikte uzun vakit alabilmektedir. Glaze tabakasının çabuk aşınması da monolitik zirkonyanın pürüzlü freze yüzeyinin açığa çıkmasına yol

açmaktadır [4]. Ayrıca pürüzlü zirkonya yüzeyi karşıt minede aşınmayı artırırken yüzeyin nemli ağız ortamına doğrudan açılması düşük ısı bozulmasını (LTD) tetiklemektedir [4, 86, 150–152]. Literatürde bu seramik sistemlerde en düzgün yüzeyi sağlayan ve ağız içinde yıllarca kullanıma dayanıklı ideal polisaj yöntemleri hakkında bilgi veren çok az sayıda çalışma vardır [4].

Seramik sistemlere uygulanan farklı bitim protokolleri yüzeye gelen ışığın yansıma davranışını etkilediği için translusensi ve renk değişimlerine neden olmaktadır [153, 154].

Ancak literatürde yüzey işlemlerinin monolitik zirkonya ve lityum disilikat restorasyonların optik özellikleri üzerindeki etkisini karşılaştıran çalışmaların kısıtlı olduğu görülmektedir [83, 148, 154]. Bu nedenle çalışmamızda farklı yüzey işlemleri uygulanmış monolitik seramik sistemlerde eskitme sonrası renk ve translusensi değişimlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Protetik tedavilerde çeşitli endikasyonlarla kullanılan monolitik materyallere feldspatik seramik, rezin nano seramik, kompozit rezin, lityum disilikat ve monolitik zirkonya örnek verilebilir [81]. Lityum disilikat cam seramikler geleneksel porselenlere kıyasla daha iyi mekanik özellikler sergilerken mükemmel optik özelliklere de sahiptir. Ancak zirkonyayla kıyaslandığında mekanik özellikleri daha düşük olmasına rağmen translusensisi daha yüksektir. Çeşitli translusensi seviyelerinde ve farklı renklerde üretilebilen lityum disilikat yüzey karakterizasyonu uygulanarak monolitik restorasyonlarda yaygın olarak kullanılmaktadır [155, 156]. Çalışmamızda lityum disikatla güçlendirilmiş cam seramik olan IPS e.max Press LT (üretici firmanın önerileri doğrultusunda monolitik restorayonlarda LT ingotları endike olduğu için) zirkonyayla kıyaslanmıştır. Piyasada mevcut translusent zirkonyalar arasında olan Zirkonzahn Prettau zirkonya klinikte çoğunlukla tercih edilen bir materyal olması nedeniyle çalışmamızda kullanılmıştır.

Monolitik zirkonyada venerlenmiş zirkonyanın estetik özelliklerine ulaşabilmek için farklı yöntemler kullanılmaktadır [85, 157, 158]. Bu yöntemler arasında sinterizasyon öncesi evrede yapılan renklendirme rengin içyapıdan yansımasına olanak tanıyarak optik özellikleri geliştirmekte ve daha iyi renk uyumunu sağlamaktadır [148, 159]. Zirkonya restorasyonları renklendirmede iki temel yaklaşım mevcuttur [148]. Bu yaklaşımlardan birinde blokların üretiminde preslenen zirkonya tozuna çeşitli metalik pigmentler eklenmektedir. Diğerinde ise restorasyonlar freze edildikten sonra renklendirici

solüsyonlara daldırılmaktadır [154, 160]. Yılmaz ve Ulusoy [158] çalışmalarında farklı renklendirme tekniğinin translusensi üzerinde anlamlı etkisinin olmadığını ancak kromanın zirkonya altyapıların translusensilerini etkilediğini bildirmişlerdir.

Çalışmamızda kullanılan zirkonya Zirkonzahn Prettau’da ise sadece renklendirilmemiş blok üretimi mevcuttur. Bu nedenle sinterizasyon öncesinde üretici talimatları doğrultusunda uygun renklendirici solüsyona daldırılarak renklendirilmiştir. Diğer materyal grubu olarak kullanılan IPS e.max Press LT ingotların ise farklı renklerde üretimi mevcuttur.

Restorasyonlarda doğal görünümün elde edilmesi translusensi özelliğine bağlıdır [5, 66].

Bu nedenle restoratif madde seçiminde translusensi özelliği önemli bir faktördür [161].

Translusensi özelliğinin azalması gelen ışığın materyalin içinde dağılmasıyla ilgilidir. Y-TZP seramiklerde gelen ışığın materyalin içinde dağılmasına 3 yapı sebep olmaktadır; [85]

1. Tanecik boyutları

2. Alümina ve diğer katkı maddeleri

3. Sinterleme sonrası yapıda kalan gözenekler (residüel porlar).

Zirkonyanın translusensi ve estetik özelliklerini arttırmak için blokların üretim sürecinde ve sinterizasyon sıcaklıkları ve sürelerinde çeşitli modifikasyonlar yapılmıştır [80]. Bruxzir (Glidewell) ya da Lava Plus (3M Espe) bunlara örnek verilebilir. Bruxzir de içeriğindeki alümina çıkarılarak, sinterizasyon sıcaklığı (1530 °C) ve süresi arttırılarak translusensi özelliği arttırılmıştır. Lava Plus’ta ise yapısındaki alüminanın azaltılmasına ek olarak sinterizasyon süresi ve sıcaklığını düşürmek böylelikle tanecik boyutunu küçültmek için blok kompozisyonunun yoğunluğu arttırılmıştır [80]. Sinterizasyon koşullarının (sıcaklık-süre) monolitik zirkonyanın rengi, translusensisi üzerine etkisinin değerlendirildiği bir çalışmada süresi ve sıcaklığı arttıkça translusensinin arttığı ve istenen rengin eldesinin kolaylaştığı bildirilmiştir [162].

Sulaiman ve arkadaşları [163], yarı stabilize ve tam stabilize (Zirkonzahn Prettau kısmen stabilize, Prettau Anterior tam stabilize) monolitik zirkonyanın optik özellikleri üzerinde renklendirme ve vakumla sinterleme işleminin etkilerini değerlendirmişlerdir. Çalışma sonucunda renklendirmenin tam stabilize zirkonyada translusensiyi düşürürken iki grupta

da yüzey parlaklığını arttırdığı vurgulanmıştır. Vakumla sinterlemenin kısmi sinterize grupta translusensiyi artırdığı iki zirkonya türünde de minimal faydalar sağladığı bildirilmiştir. Çalışmamızda kullanılan Zirkonzahn Prettau örnekler üretici firmanın önerileri doğrultusunda Zirkonofen 600 fırınında 5. program olan 1600 °C’de 8 saat süreyle sinterize edilmiştir.

Heffernan ve arkadaşları [63], 6 farklı altyapı seramiğini (IPS Empress, IPS Empress 2, In-Ceram Alumina, In-In-Ceram Spinell, In-In-Ceram Zirconia ve Procera AllIn-Ceram) translusensi açısından değerlendirmişlerdir. Araştırmacılar kontrol grubu olarak metal destekli porselen ve standart olarak veneer seramiği olan Vitadur Alpha ile karşılaştırıldıklarında en opak materyalin In-Ceram Zirkonya, CR değerinin ise metal destekli porselenle aynı değerde yani 1 bulunduğunu (tamamen opak) belirtmişlerdir. Çalışmada 0,5 mm kalınlıkta

Heffernan ve arkadaşları [63], 6 farklı altyapı seramiğini (IPS Empress, IPS Empress 2, In-Ceram Alumina, In-In-Ceram Spinell, In-In-Ceram Zirconia ve Procera AllIn-Ceram) translusensi açısından değerlendirmişlerdir. Araştırmacılar kontrol grubu olarak metal destekli porselen ve standart olarak veneer seramiği olan Vitadur Alpha ile karşılaştırıldıklarında en opak materyalin In-Ceram Zirkonya, CR değerinin ise metal destekli porselenle aynı değerde yani 1 bulunduğunu (tamamen opak) belirtmişlerdir. Çalışmada 0,5 mm kalınlıkta

Benzer Belgeler