• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.8. Diş Hekimliğinde Renk

2.8.1. Munsell renk sistemi

1905 yılında Albert H. Munsell tarafından geliştirilen munsell renk sistemine göre rengin hue (renk tonu), value (renk değeri) ve kroma (renk yoğunluğu) olmak üzere 3 boyutu bulunmaktadır [13, 93, 96].

Renk tonu (Hue)

Renk tonu (hue); rengi bir diğer renkten ayıran özelliğidir [97, 98]. Bir cismin kırmızı, sarı ve yeşil olarak tanımlanmasını sağlamaktadır. Bu özellik yansıyan veya emilen ışığın oluşturduğu dalga boyunun görünür ışık spektrumunda baskın olduğu bölge ile belirlenmektedir [13, 93, 98]. Bu dalga boyu kısaldıkça hue; spektrumun mor bölümüne, dalga boyu uzadıkça ise spektrumun kırmızı bölümüne yakınlaşmaktadır [93].

Şekil 2.2. Renk tonu (Hue) Renk değeri (Value)

Bir rengin açıklık-koyuluk oranı veya bir cismin parlaklığı renk değeri (value) olarak ifade edilir [93]. Munsell renk değerini beyaz-siyah gri skala ile açıklamıştır [98]. Beyaz yüksek değer, siyah düşük değerdir. Beyaz 10, siyah 0 olarak kabul edilir [94]. Parlak cisimler düşük miktarda gri bulundururken, renk değeri düşük cisimler daha büyük miktarda griye ve daha koyu görünüme sahiptir [98].

Şekil 2.3. Renk değeri (Value) Renk yoğunluğu (Kroma)

Renk yoğunluğu (kroma) ise; güçlü bir rengin zayıf bir renkten ayrılmasını sağlayan ve doygunluk derecesini gösteren özelliğidir [93, 94]. Kroma, renk tonunun miktarını yoğunluğunu ve gücünü ifade etmektedir [13, 93, 94, 98].

Şekil 2.4. Renk yoğunluğu (Kroma)

Yoğunluk ve parlaklık ters orantılıdır. Yoğunluk arttığı zaman parlaklık azalmaktadır [98].

Munsell renk sistemi içi dolu bir küre ya da silindire benzetilmektedir. Bu silindirin merkezinde en üstü saf beyaz, en altında ise siyah olmak üzere renksiz veya akromatik bir eksen uzanmaktadır. Renk tonları bu eksen etrafında dizilmekte ve her renk tonu kendi içinde renk değerine ve yoğunluğuna göre sıralanmaktadır. Açık renkler silindirin üst kısmına doğru, koyu renkler ise alt kısmında yerleşmiştir. En saf renk tonları silindirin en dış tabakasında bulunmakta ve bu renkler merkezdeki value eksenine yaklaştıkça giderek daha gri hale gelmektedir [94].

Şekil 2.5. Munsellin renk şeması 2.8.2. CIE L*a*b* renk sistemi

Uluslararası Aydınlatma Komisyonu (International Commission on Illumination /Commission Internationale de l’Eclairage’) tarafından sunulan CIE sistemi en sık kullanılan renk sistemidir [93, 96]. İlk olarak 1931 yılında açıklanan bu sisteme göre tüm renkler tristimulus değerleri yani kırmızı (X), yesil (Y) ve mavinin (Z) çesitli miktarlarda karışımı ile elde edilir [96, 99].

Şekil 2.6. CIE XYZ renk sistemi

1976 yılında; CIE daha belirleyici bir renk tanımlaması yapmış ve CIE L*a*b* renk sistemini geliştirmiştir. CIE L*a*b* sistemi rengi 3 eksende tanımlamaktadır. L* ekseni, açıklık, koyuluk, parlaklık veya siyah/beyaz derecesini göstermektedir. Saf beyaz ise 100 L* iken saf siyah, 0 L* değerine sahiptir [13, 93]. a* ekseni; kırmızılık (pozitif a*) veya yeşillik (negatif a*), b* ekseni ise sarılık (pozitif b*) veya mavilik (negatif b*) oranını belirtmektedir [93, 96].

Şekil 2.7. CIE L*a*b* renk sistemi

Bu sistemin üstünlüğü, renk farklılıklarının tespit edilebilmesine ve klinik açıdan yorumlanabilmesine olanak sağlamasıdır [93]. Renk farkının büyüklüğü ΔE ile ifade edilmekte ve aşağıdaki formül ile hesaplanmaktadır Eş. 2.1, [13].

1/2 2

* 2

* 2

*) +( a ) +( b ) ] L

[(

=

E   

 (2.1)

O’ Brien renk farklarının klinik olarak yorumlanmasını, kabul edilebilir ΔE değerlerini sınıflayarak sağlamıştır. Klinik renk eşleşmesi tolerans değerleri Çizelge 2.3’de verilmiştir [13].

Çizelge 2.3. Klinik renk eşleşmesi tolerans değerleri [13]

Renk farkı (ΔE) Klinik renk eşleşmesi

0-0.5 Kusursuz

0.5-1 Mükemmel

1-2 İyi

2-3.5 Kabul edilebilir

>3.5 Uyumsuz

2.8.3. Renk ve ışıkla ilgili kavramlar

Metamerizm

Belirli bir ışık kaynağı altında aynı görünen ancak farklı spektral yansımaya (ışın dağılımına) sahip olan renklere metamer, bu fenomene de metamerizm denilmektedir [93].

Metamerik bir çift, ışık kaynağı değiştiğinde birbirinden farklı görünmektedirler [3, 13, 93]. Akkor lamba, floresan lamba veya gün ışığı farklı spektruma sahip olduğu için dental materyal ve diş yapısının rengi bu aydınlatmalardan birinde uyumlu olsa da diğerinde uyumsuzdur [3]. Bu nedenle renk seçimi gün ışığı ve florasan lamba gibi farklı aydınlatma koşullarında gerçekleştirilmelidir [93].

Translusensi ve opasite

Bir cismin rengi sadece renklendirici ajanın veya pigmentin renk ve yoğunluğunu değiştirerek değil, o cismin translusensi veya opasite özellikleriyle de değiştirilebilmektedir [3].

Opasite materyallerin ışık geçişini önleme özelliğidir. Güneş ışığı gibi beyaz bir ışık kaynağı altında, bir cisimden, spektrumdaki tüm renkler aynı yoğunlukta geri yansıyorsa, cisim beyaz renkte algılanmaktadır. Spektrumun bütün renkleri eşit şekilde emiliyorsa, cisim siyah olarak algılanmaktadır. Opak bir materyal, ışığın bir kısmını absorbe ederken kalan bölümünü yansıtmaktadır [3].

Translusensi bir materyalin ışığın bir kısmını geçirmesi ancak bir kısmını da dağıtması özelliğidir bu nedenle bu materyallerden objeler tam olarak görünmemektedir [3].

Translusensi, transparanlık ve opasite arasındaki bir durum olarak ifade edilmektedir [63].

Translusensinin kantitatif ölçümü kontrast oran (KO) veya translusensi parametresi (TP) yöntemleri kullanılarak yapılabilmektedir [3, 100]. KO, bir cisimden siyah zemin (black-

b) üzerinde iken yansıyan ışık miktarının (Yb) aynı cisim beyaz zemin (white– w) üzerinde iken yansıyan ışık miktarına (Yw) oranıdır (Yb/Yw). Opak materyaller için bu oran 1’e yaklaşırken, transparan materyaller için 0’a yaklaşmaktadır [63].

TP ise uniform kalınlıkta bir materyalin beyaz (w) ve siyah (b) arka plan üzerindeki renk farkıdır [3] ve translusensinin görsel değerlendirmesine doğrudan karşılık gelmektedir [100, 101]. Materyal tamamen opaksa TP 0 değerini almaktadır. TP değeri yükseldikçe materyalin ışık geçirgenliği-translusensi özelliği de artmaktadır [102, 103]. TP’ nin hesaplanması için Eş 2.2 formülü kullanılmaktadır [3, 100].

1/2

Floresans, ışığın bir materyal tarafından emilmesi ve daha uzun bir dalga boyunda tekrar yansıtılmasıdır [3, 93]. Dental seramikler de doğal dişler gibi ultraviyole ışık altında floresans özellik sergilemektedirler [13]. Dental restorasyon doğal dişten farklı floresansa sahipse renk uyumsuzluğu olabileceği bildirilmektedir oysaki pratikte floresans özellik renk belirleme sırasında etkin bir rol oynamamaktadır [93].

Opelasans özellik

Opelasans, mine gibi materyallerin kısa dalga boyuna sahip ışık yayabilmesi özelliğidir.

Bu materyaller, iletilen ışık altında turuncu-kahverengi bir görünüme sahipken yansıyan ışık altında mavimsi-beyaz olarak görünmektedir [3]. Diş minesinin opelasans etkisi dişe optik derinlik ve canlılık vermektedir [98].

2.8.4. Dişlerin optik özellikleri

Genç bir dişin minesinin en dış tabakası oldukça opaktır. Bu tabakanın yüksek organik içeriğe sahip olması, mineralizasyonunun daha az olması ve mine kristalleri arasındaki boş alanların daha fazla olması opasitesinin artmasına sebep olmaktadır [98, 104]. Bu üst tabaka aşındığında ortaya çıkan alttaki mine ise daha az opaktır. Dişe dentin tabakası tarafından verilen renk yoğunluğu (kroma) genç bireylerdeki kalın mine tabakasının

maskeleme özelliği nedeniyle daha düşüktür Mine tabakası insizal bölgede kalın, servikal bölgede ise oldukça incedir bu sebeple dişin renk yoğunluğu servikal bölgede yüksek iken insizal bölgeye doğru azalmaktadır [105].

Doğal dişlerin renk tonu sarı ve sarı-turuncu renk aralığındadır [98]. Kanin dişi santral dişten santral diş ise lateral dişlerden daha kırmızıdır [106]. Anterior dişlerde servikal bölgenin renk tonu, orta ve insizal üçlüye kıyasla daima daha kırmızıdır [107]. Yaşlı dişler mine tabakasının incelmesi ve opasitesinin azalması nedeniyle daha kırmızı görünmektedirler [98, 107].

Renk değeri (value) büyük ölçüde mine tabakasının ışığı yansıtması ve opasitesi gibi nitelikleri tarafından belirlenmektedir. Minenin yüzeyel tabakası aşındıkça translusensi artmakta, dentin tabakası daha görünür hale gelmekte ve dentin kaynaklı renk yoğunluğu (kroma) renk değerini daha çok etkilemeye başlamaktadır. Translusent olması istenen bir restorasyonun renk değerinin yükseltilmesi için parlaklık mine tabakası yerine dentin tabakasına eklenmelidir. Renk değeri servikal bölgede en düşük, insizal bölgede biraz daha artarken, dişin orta üçlüsünde ise en yüksektir [98, 105]. Renk değeri kanin dişlerinden santral dişlere doğru artmaktadır [106, 107]. En yüksek translusensiye sahip olan dişler lateral kesicilerdir bu nedenle bu dişlerin opelasansı da yüksektir. Mamelonlar ve interproksimal kontakt bölgeleri en fazla opelasans özelliğin görüldüğü yerlerdir çünkü bu bölgelerde opak dentin tabakası bulunmamaktadır. Kanin dişlerin translusensi özelliği ise oldukça düşüktür [98].

2.9. Diş Hekimliğinde Kullanılan Renk Ölçüm Yöntemleri

Diş hekimliğinde renk ölçümü, görsel veya enstrümantal (aletsel) olarak ikiye ayrılır [93, 108].

2.9.1. Görsel ölçüm

Görsel ölçüm dişlerle renk skalaları arasında yapılan görsel karşılaştırmaya denir [109, 110]. Görsel ölçüm renk belirlenmesinde sıklıkla kullanılmasına rağmen genellikle güvenilir değildir ve tutarsız sonuçlar vermektedir [93, 108]. Görsel renk analizinin dezavantajları vardır [92];

1) Renk skalalarında bulunan renkler doğal diş renklerinin hepsini kapsamamaktadır.

2) Diş hekimleri arasında ve aynı bireyde günün farklı saatlerinde seçilen renkte uyuşmazlıklar olmakta, standardizasyon elde edilememektedir.

3) Elde edilen sonuçları CIE renk sistemine dönüştürmek mümkün değildir.

Aydınlatılma şartları, yaşlanma, yorgunluk, metamerizm, cismin ve ışığın pozisyonu gibi kontrol edilemeyen etkenler renk ölçümünde tutarsızlıklara neden olmaktadır [108].

Renk algılamasını etkileyen faktörler [97];

 Işık şiddeti

 Gözlemci kaynaklı faktörler

 Renk körlüğü

 Renk reseptörlerinin yorgunluğu

 Duygu durumu

 Beslenme, ilaçlar

 Cinsiyet

 Yaş

 Mesleki tecrübe

 Hafıza ve kültürel geçmiştir.

Renk skalaları

Görsel renk ölçümü renk skalalarıyla yapılmaktadır [93, 96]. 1933 yılında Clark tarafından ilk renk skalası tanıtılmıştır. İlerleyen yıllarda birçok renk skalası tanıtılmış ancak bu alandaki en önemli ilerleme 1950’li yılların ortalarında ‘Vita Classical’ skalasının geliştirilmesi ile kaydedilmiştir [110]. Vita Classical skalasında, farklı renk tonlarına (hue) göre A, B, C ve D olarak adlandırılan 4 grup bulunmaktadır. Skalada her bir grubun içinde renk yoğunluklarına (kroma) göre farklı renkler bulunmaktadır ve toplamda 16 renkten oluşmaktadır [110]. Renk tonu gruplandırması harflerle (A grubu kırmızımsı-kahverengi, B grubu kırmızımsı-sarı, C grubu gri ve D grubu kırmızımsı-gri ) kroma gruplandırması ise rakamlarla (A1, A2, B1, B2, … gibi) belirtilmiş ve grup içindeki renk sıralanması renk yoğunluğu artışına göredir. Bu skala yıllar boyunca altın standart olarak kullanılmıştır [96].

Renk skalalarının gelişimindeki bir diğer önemli adım 1990’lı yılların sonunda

‘Toothguide 3D-Master’ (Vita Zahnfabrik, Bad Säckingen, Almanya) skalasının piyasaya sunulmasıyla gerçekleşmiştir [110]. 3D Master skalası renklerin açıklık değerlerine (value) göre 5 farklı gruba ayrılmakta ve toplamda 26 renkten oluşmaktadır. Her bir grup içinde renklerin sıralanışı kromaya göre dikey yönde, renk tonlarına göre de yatay yöndedir [96].

Vita Classical skalası ile kıyaslandığında Toothguide 3D-Master skalasının doğal dişlerle daha uyumlu olduğu, daha geniş renk aralığını kapsadığı ve daha düzgün renk dağılımına sahip olduğu görülmektedir. Bu avantajlarına rağmen, daha az tecrübeye ve renk bilgisine sahip klinisyenler bu metodu anlamakta ve renk değeri-yoğunluğu konseptini uygulamakta zorluk yaşamaktadır [110].

Toothguide 3D-Master skalasının yeni bir versiyonu olan ‘Linearguide 3D-Master’ skalası da tamamen aynı renklerden oluşan bir modifikasyondur. Ancak daha basitleştirilmiş bir şekilde sunulmakta ve renk seçim prosedürü iki adımdan oluşmaktadır. İlk aşamada, 6 renkten oluşan açıklık skalasında renk değeri seçilmekte, ikinci aşamada ise diğer bütün renkler içinden renk tonu ve yoğunluğu belirlenmektedir [110, 111].

Işık kaynağı

Görsel renk ölçümü, doğru renk sıcaklığı (color temperature) ve renk sunum indeksine (color rendering index- CRI) sahip bir ışık kaynağı altında yapılmalıdır. Renk ölçümü için ideal ışık kaynağı 5500°K renk ısısına sahip olmalıdır. CRI, belirli bir ışık kaynağının, spesifik standart ışık kaynağıyla kıyaslandığında hangi seviyede renk sunabildiğini belirten indekstir. 0-100 arasında derecelendirilirken renk ölçümünde CRI değeri 90’ın üstünde olan ışık kaynağı kullanılmalıdır [93].

Renk seçiminde gün ışığı ideal ışık kaynağı olarak görülse de, değişkenliği nedeniyle önerilmemektedir. Gün ışığının rengi günün farklı saatlerine, havanın nemli veya bulutlu olmasına bağlı olarak değişebilmektedir [93, 96]. Havanın durumuna ve saate göre gün ışığının renk ısısı da 1000°K ile 20.000°K arasında değer alır [95, 96].

Dental materyal ve diş yapısının rengi akkor lamba, floresan ışık veya gün ışığı altında değişebilmektedir [3]. Bu nedenle, renk seçimi birden fazla farklı ışık kaynağı altında

yapılmalı ve laboratuvarla klinik arasında aydınlatma koşulları açısından standardizasyon sağlanmalıdır [97, 112]. Kliniklerde yaygın olarak akkor ve floresan lambalar bulunmasına rağmen; renk ölçümü için ideal ışık kaynağı değildirler. Akkor lambalar tarafından yayılan ışık dalgaları sarıyken, floresan lambalarınki mavidir. Rengi düzeltilmiş (color-corrected) floresan lambalar görsel renk ölçümü için idealdir ve çeşitli firmalar tarafından piyasaya sürülmektedir [93].

Renk seçiminde dental ünit ışığı tercih edilmemelidir. Çok parlak olduğundan göz yorgunluğuna sebep olur bu nedenle renk belirleme operasyona başlamadan ve ünit ışığı açılmadan önce gerçekleştirilmelidir [98]. Renk seçiminde kullanılan ışığın, çevredeki yüzeylerden de yayılması ve yansıması nedeniyle kliniğin, hasta örtüsünün, hastanın giysilerinin rengi belirlenen rengi etkilemektedir [93, 96].

Görsel renk seçimi yöntemi

Renk seçimi esnasında hastanın ağzı hekimin göz seviyesinde konumlanmalı, varsa hastanın ruju silinmelidir. Ağız içi dokuların renk algısına etkisini önlemek için dişlerin nötral gri bir arka planla izolasyonu sağlanmalı ve dil ekarte edilmelidir. Renk skalası dişlerin hizasında tutulmalıdır. Renk seçimi herhangi bir prosedür öncesinde yapılmalıdır aksi halde dişlerde dehidratasyon meydana gelebilir [95].

İlk olarak renk değeri belirlenmelidir. Gözün açık-koyu rengi ayırt etmesi; gözler kısılarak göze giren ışık miktarı azaltılarak kolaylaştırılmalıdır. Renk seçimi 5 saniyeden daha uzun sürerse nötral gri bir yüzeye bakılarak gözün yorgunluğu giderilmelidir. Kanin dişi daha yüksek renk yoğunluğuna sahip olduğu için, baskın olan renk tonu daha rahat belirleneceğinden, renk tonu seçiminde zorluk yaşanırsa, kanin dişi rehber olarak alınmalıdır. Belirlenen renk, çeşitli ışık kaynakları altında ve farklı açılardan teyit edilmelidir [95].

2.9.2. Renk ölçüm cihazları

Görsel renk ölçümü ile karşılaştırıldığında, cihazlarla yapılan renk ölçümü; objektif olması, rakamsal olarak ifade edilebilmeleri ve hızlı elde edilebilmeleri gibi avantajlar sağlamaktadır [108]. Renk ölçümü için günümüzde kullanılmakta olan cihazlar;

kolorimetreler, spektroradyometreler, spektrofotometreler, dijital kamera ve görüntüleme sistemleridir [93, 95, 108]. Çeşitli ağız içi renk ölçüm cihazları ve özellikleri Çizelge 2.4’de verilmiştir.

CIE, renk ölçüm cihazlarıyla hassas ve doğru ölçümler elde edilebilmesi için aydınlatma ve görüş şartları ile ilgili bazı standartlar belirlemiştir. CIE ışığı yansıtan nesnelerin renk ölçümleri sırasında dört farklı aydınlatma ve görüş teorisinden birisinin kullanılmasını önermektedir. Bunlar; 1) 45°/normal (45°/0°); aydınlatma açısının 45°/gözlem açısının 0°

olduğu, 2)normal/45° (0°/45°); aydınlatma açısının 0° /gözlem açısının 45° olduğu, 3) diffüz/normal (d/0°); aydınlatmanın diffüz gözlem açısının 0° olduğu, 4) normal/diffüz (0°/d); aydınlatma açısının 0° gözlemin diffüz olduğu teorilerdir [96, 113]. Seghi, bu farklı geometrilerin renk ölçümüne etkisini değerlendirdiği çalışmasında yüzey yapısındaki değişikliklerin renk üzerindeki etkisinin 45°/0° geometriye sahip bir aydınlatma ve görüş açısında minimum derecede olduğunu belirtmiştir [113]. Piyasada mevcut cihazların donanımı bu standartlar göz önüne alınarak tasarlanmıştır.

Çizelge 2.4. Çeşitli ağız içi renk ölçüm cihazları ve özellikleri

Sistem Cihaz Tipi Ölçüm Alanı

ClearMatch (Clarity Dental, UT) Yazılım/ Dijital Görüntü Analizi CM CrystalEye (Olympus,Tokyo, Japonya) Dijital Görüntü Analizi/

Spektrofotometre

CM Zfx shade (Zfx GmbH, Almanya) Dijital Görüntü Analizi/

Spektrofotometre

Shade X (X-Rite, Grandville, MI) Spektrofotometre SM (3 mm prob

çapı) ShadeStar (Degussa/Dentsply, Almanya) Spektrofotometre SM Shade Vision(X-Rite, Grandville, MI) Dijital Görüntü Analizi/ Kolorimetre CM

Çeşitli nedenlerle artık üretimi yapılmayan cihazlar

Shade Scan (Cynovad,Montreal Kanada) Dijital Görüntü Analizi/ Kolorimetre CM Shade Eye NCC (Shofu Dental, Menlo

Identacolor II (Identa, Holbaek,Danimarka) Kolorimetre SM CM: Tam yüzey ölçümü yapan cihaz; SM: Spot ölçüm yapan cihaz

Renk ölçüm cihazları ile ölçümü etkileyen diğer bir etken ise kenar kaybı (edge loss) dur.

Kenar kaybı translusent cisimlerin renk ölçümleri esnasında, cisme gelen ışığın bir miktarının emilmeden kenarlardan yayılması ve cihaza dönememesi nedeniyle bu kayıp ışığın saptanamamasıdır [114]. Translusent materyalin üzerinde bulunduğu arka plana, aydınlatma kaynağından gelen ışığın boyutuna ve açısına göre kenar kaybı miktarı değişir [115]. Kenar kaybının engellenmesi gölgelenmeye sebep olmayacak bir eksternal ışık kaynağı ve büyük açıklığa sahip renk ölçüm cihazlarının kombinasyonuyla sağlanır [114].

Kenar kaybı ve aydınlatma geometrisi gibi cihazların tasarımı da ölçüm sonuçlarını etkilemektedir. Cihazın türüne ve renk ölçümünün yapılacağı cisme göre cihazların optik öğeleri de değişmektedir [96]. Tüm renk ölçüm cihazları detektör, sinyal düzeltici ve alınan sinyalleri dental veriler haline getiren yazılımdan meydana gelir. Bu öğeler arasındaki kompleks ilişki, doğru renk analizini zorlaştırmaktadır [95].

Renk ölçüm cihazlarının performansı çeşitli kriterlere göre değerlendirilmektedir. Bu kriterler; hassasiyet, tekrarlanabilirlik, yeniden üretilebilirlik, doğruluk, ve güvenilirliktir.

Cihazın defalarca aynı sonucu verme kapasitesi hassasiyet (precision) olarak adlandırılmaktadır [116]. Bir ölçüm cihazının tekrarlanabilirliği, ISO standartlarına göre o cihazın tekrarlanan ölçümlerdeki tutarlılığını gösterir [117], ve ölçüm koşullarından biri değişse de aynı sonuçların alınması da yeniden üretilebilirliğini göstermektedir [116].

Doğruluk (accuracy) bir cihazın belirli standart değerleri verebilmesi iken kabul edilen referans seviyeden sapma miktarı olarak belirtilir [116]. Cihazın doğruluğu, cihazın ölçüm geometrisindeki çeşitlilikten ve kalibrasyon tekniği gibi faktörlerden etkilenebilmektedir [118, 119]. Farklı cihazlarla elde edilen ölçüm sonuçlarının birbirleriyle olan tutarlılığı cihazlar arası güvenilirliktir (interdevice reliability) ve son derece önemlidir. Klinisyen ve laboratuvarın kullandığı renk ölçüm cihazları farklı ise istenilen diş renginde restorasyonların üretilmesi olanaksızdır [117].

Kolorimetre

Kolorimetre rengi, standart aydınlatma koşulları ve görme açısı altında sadece tristimulus değerleri ile ölçmektedir. Kolorimetre detektöründe insan gözündeki kon tipi hücrelere benzeyen 3 farklı sensör bulunmaktadır. Dedektördeki bu sensörler yansıyan ışık ışınlarını

kırmızı, yeşil ve mavi renk oranında çözümleyerek CIE’nin x(λ), y(λ) ve z(λ) değerlerini verirler [13, 96].

1980’li yılların başlarında tanıtılan ‘Chromascan’ (Sterngold, Connecticut, ABD) adlı kolorimetre diş hekimliğinde renk tespiti için tasarlanan ilk cihazdır. Ancak dizaynı ve ölçüm doğruluğu yetersiz görüldüğünden başarılı olamamıştır [95, 120]. Diğer kolorimetrelere; ShadeEye NCC, Shade Eye Ex örnek verilebilir.

‘ShadeEye NCC (Natural Color Concept) Chroma Meter’ (Shofu Dental, Almanya) modern tristimulus kolorimetrelerde ikinci kuşaktır. Ksenon flaş ile aydınlatma yapan cihaz dairesel 0/0 ölçüm geometrisine sahiptir. Taşınabilir ve kontakt tipi probu yaklaşık 3mm çapındadır. Aktivasyon düğmesine basıldığında dişle temasta olan prob yardımıyla ışık gönderilir. Yüzeyden yansıyan ışık probun merkezine buradan ışık detektörüne yönlendirilir. Elde edilen veriler kızılötesi sinyallerle ana üniteye aktarılır. Hafızasında porselen sistemlerine ait veritabanı bulunur ve ölçüm sonucuyla depo veri arasındaki; en yakın eşleşmeyi verir. ShadeEye, Vintage Halo seramik sistemi (Shofu Dental, Almanya) ile kullanılması için geliştirilmiş olsa da, güncellenen yazılım versiyonları diğer seramik sistemlerle kullanılmasına imkan tanımaktadır. [95].

Spektroradyometre

Spektroradyometreler, radyometrik değerlerin (parlaklık ve ışınım) ölçümü için tasarlanmışlardır [96]. Spektroradyometrik yöntemlerin esası cisimlerin; renk, doku, parlaklık ve görünüş gibi özellikleri veren kimyasal yapısından kaynaklanan kendine özgü ışınım (radiance) değerlerinin bulunmasına dayanır [121]. Radyometrik enerji görünür spektrumun 5, 10 veya 20 nm aralıklarında ölçülmektedir [96, 121].

Endüstriden tıbba, doğa bilimlerinden kimyaya kadar birçok farklı alanda uzun süredir kullanılmalarına rağmen diş hekimliğinde ise son zamanlarda çeşitli sebeplerle tercih edilmektedir [122]. Dental araştırmalarda; diş renginin veya seramik altyapıların translusensliğinin belirlenmesinde kullanılır [95, 121]. CS-1000A, CS 1000S, CS1000T modelleri ve SpectraScan PR 670 ve Spectra duo PR 680 tipleri ağız içi kullanıma uygun olmayan ancak bilimsel araştırmalarda kullanılan spektroradyometrelere örnektir [122].

Spektrofotometre

Spektrofotometreler yüzey renklerinin ölçülmesinde en sık kullanılan cihazlardır. Bir monokromatör, dedektör ve ışık kaynağından meydana gelir [96, 121]. Dedektör, ışığı analiz edilebilcek sinyallerin eldesi için dönüştürür [123]. İnsan gözünün algılayamayacağı renkleri çeşitli dalga boylarında ölçüm yapabilen sensörleri sayesinde değerlendirebilen spektrofotometreler çoklu sensör prensibiyle çalışmaktadırlar. Temel prensipleri; cisimden yansıyan ışığın, beyaz bir yüzeyden yansıyan ışığa oranının ölçülmesi esasına dayanmaktadır [121]. Cisimden yansıyan ışığı görünür spektrumda 1-25 nm lik aralıklarda ölçer [123, 124]. Kolorimetrelerden farklı olarak metamerizmi de ayırt edebilirler [96, 121]. Gün ışığı, akkor ve floresan lamba gibi değişik aydınlatma koşulları altında farklı sonuçlar verebildiklerinden; daha profesyonel alanlarda, bilimsel çalışmalarda, kalite kontrolünde ve rengin tarif edilmesinde kullanılmaktadırlar. Diş hekimliğinde ise; dental materyallerin renklerinin renk ölçümü ve iki cisim arasındaki renk farkının tespiti amacıyla kullanılmaktadır [121]. Piyasadaki mevcut spektrofotometrelere, Easy Shade Compact, Easy Shade Advance, Shade X, ShadeStar örnek verilebilir.

2002 yılında kullanıma giren VITA Easyshade (Vita Zahnfabrik, Bad Sackingen, Almanya) spektrofotometre fiberoptik kabloyla ana üniteye bağlanan bir el aparatından meydana gelmektedir. Cihazın kontak tip probu yaklaşık 5 mm çapındadır ve 19 adet 1 mm çapında fiberoptik demet içermektedir. Ölçüm işlemi sırasında diş, ışığı ana ünitede bulunan halojen lambadan diş yüzeyine yönlendiren probun periferiyle aydınlatılmaktadır.

El aparatında ışık kaynağını görüntüleyen ve dişin iç kısmında yayılan ışığı ölçen çok sayıda spektrometre bulunmaktadır. Çeşitli filtre ve fotodiotların kombinasyonu probun merkezinde yerleşmiş fiberlerle yüzeyden dönen ışığı alır. Bu donanımla yayılan ışığın spektral yansıması 25 nm lik aralıkta ölçülür. Ölçüme başlamadan; ölçüm modu olarak diş,

El aparatında ışık kaynağını görüntüleyen ve dişin iç kısmında yayılan ışığı ölçen çok sayıda spektrometre bulunmaktadır. Çeşitli filtre ve fotodiotların kombinasyonu probun merkezinde yerleşmiş fiberlerle yüzeyden dönen ışığı alır. Bu donanımla yayılan ışığın spektral yansıması 25 nm lik aralıkta ölçülür. Ölçüme başlamadan; ölçüm modu olarak diş,

Benzer Belgeler