• Sonuç bulunamadı

SOĞUK SAVAŞ SONRASI DÖNEM’DE TÜRKİYE ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ

1. TÜRKİYE ERMENİSTAN ARASINDAKİ BAŞLICA SORUNLAR VE ERMENİSTAN’IN SÖZDE SOYKIRIM İDDİASI

1.5. ERMENİ MESELESİYLE İLGİLİ KAYNAKLAR

Ermeni eylemcinin İstanbul’da tutuklandığı tarihtir “.317 Avustralyalı gazeteci Tarihçi Alan Moorehead de Türklerin Ermenileri ülkenin içinde beşinci kolon ( pyataya kolonna) olarak görmeleri için gerekçeleri olduğunu iddia etmiştir.318

Ermeni kilisesini “Ermeni Terör örgütleri” ile işbirliğine zorlayan Ruslar kiliselerin silah deposu olarak kullanılmasını da teşvik etmektelerdi. Eğer kilise kısmen de olsa Terör örgütlerini desteklemeseydi bu gün belki de “Ermeni Sorunu” gündemde olmayacaktı, yaşananlar yaşanmayacaktı ve bu konu sadece “tarihi bir olay” gibi tarihte kalacaktı. Bu da Ermeni Kilisesinin halk üzerinde ne derecede önemli etkiye sahip olduğunu göstermektedir.319

Bütün olup bitenleri Ermeni kaynakları ışığında hikâye eden Esat Uras şu sonuca varmıştır: “Şu halde isyan, Rus ordusuna iştirak, gönüllü alayları, Osmanlı ordusuna taarruz, tehcirden değil, bilakis “tehcir”, bu hareketlerden çıkmıştır. Uluslararası vaziyet ve Çarlık Rusya’sının temayülü, hiçbir zaman Ermenistan muhtariyetini vücuda getirmek değildi.”

Rusya’nın başka hesabı vardı. Bu bölgeden yol bularak Akdeniz’e ulaşmak! Fakat kesinlikle buraları Ermenilere bırakmamak! Hatta onların hesabında, Rusya’dan getirilecek muhacir Rus Kazaklarıyla Fırat havzasında bir Rus kolonisi yaratmak söz konusuydu. Zaten Ruslar bunu açıkça dile getirmektelerdi: “Ermenistan’a nasıl muhtariyet verilir ki bu mıntıkalar Rus burjuvazisine Ermenilerden daha ziyade lâzımdır, kıymetlidir.”320 Demek ki Rusların asıl amacı “Ermenisiz Ermenistan”dır. Bu da farklı zamanlarda defalarca telaffuz edilmiştir.321

adam”, “bilgi sahibi çevreler”, “güvenilir kaynaklar” şeklinde verilmekteydi. Daha çok genellemelerin hakim olduğu haberlerde tarih, yer, kişi adlarına, ayrıca haberleri yazan kişinin ismine ve ya imzasına rastlanmamaktadır. Haberlerde Ermenilerin hayatlarının tehlike altında olmasının nedeni olarak savaş ile patlak veren Hıristiyan-Müslüman çatışması gösterilmektedir. Bahsi geçen haberlerde hiçbir şekilde Ermenilerin Ruslarla işbirliği yaptığına ya da Türkler aleyhine çalışmıştırğına dair herhangi bir bilgiye yer verilmemektedir.

Aksine Türklerin, Ermenileri Ruslara karşı sempati duymakla ve casusluk yapmakla suçladığından bahsedilmekte, aslında ise bu durumun Türklerin Ermenilere saldırmak için kullandıkları bir bahane olduğu belirtilmektedir.322

İkinci Dünya Savaşının sonlarına kadar sözde Ermeni soykırımıyla ilgili iddiaların dayandığı, bu iddiaları ileri sürenler ve Ermenilerin kendileri tarafından da başvurulan üç ana kaynak mevcut olmuştur. Ortaya çıkma tarihlerine göre bu kaynakları şöyle sıralaya biliriz:

1. 1916 yılında basılan, “Ermenilere Yapılan Mezalim, Bir Milletin Katli” başlıklı, Tonybee tarafından editörlüğü yapılan, Bryce Raporu diye tanımlanan İngiliz Mavi Kitabı.

2. Savaş sırasında İstanbul’da son ABD Büyükelçisi olan Morgenthau’un yazdığı ve 1918 senesinde basılan “Ambassador Morgenthau’s Story” isimli hatırat. Prof. Dr. Heath Lowry Amerikan arşivlerinde yaptığı araştırmalar sonucunda 1990 yılında The History Behind Ambassadors Morgenthau’s History isimli kitabını yayımlayarak aslında Büyükelçinin kitabındaki hususların gerçeklikten uzak olduğunu ortaya çıkarmıştır.

3. Ermeni katliamına ilişkin olarak sözde Talat Paşanın talimat telgraflarını derleyerek, “Naim Beyin Hatıratı” isimli, Aram Andonian’ın yazdığı ve 1920 yılında basılan kitap. Bu kitabın mahiyeti ise Şinasi Orel ve Süreyye Yuca’nın 1983 yılında yayınladığı, Ermeniler tarafından Talat Paşa’ya atfedilen “Telegrafların Gerçek Yüzü” isimli kitapta ortaya koyulmuştur. Bu kitabın İngilizce tercümesi de mevcuttur.323

24 Kasım 1945 tarihinde London Times gazetesinde yayınlanan “Nazi Almanya’sının Savaş Yolu” adlı bir makalede yer alan, Hitler’in sözde, “Ermenilerin Köklerinin Kazınmasından Bugün Bahseden Var mı?” demiş olması hususu İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dördüncü kaynak olarak bunlara ilave edilmiştir. Fakat gene Prof. Dr. Heath Lowry yaptığı araştırmalar sonucunda 1985 yılında, Political Communication and Persuasion dergisinin üçüncü cildinin ikinci sayısında yayınladığı The U.S Congress and Adolf Hitler on

322 The New York Times, 11 Kasım 1914. aktaran: Kavaklı, op. cit., s. 44-48

323Kamuran Gürün, “İngiliz Mavi Kitabı ve istanbul Divanı Harbi”, Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, I. Cilt, ASAM Ermeni Araştırmaları Enstitüsü Yayını, Ankara, 2003, s. 53

62

the Armenians başlıklı makalesinde Hitler’e atfedilen sözlerin nasıl uydurulduğunu açıklamıştır.

2002 yılında Fransa meclisinde Ermeni tasarısı kabul edilirken bazı milletvekillerinin, aynı zamanda kararın raportörü M. François Rochebloine’in, “1915’de İstanbul’da cereyan eden mahkemeler Ermeni Genocide’ini zaten teyit etmiştir” söylemesinden sonra bu beyanat son zamanlarda kaynak olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece, 1919 yılında Osmanlı Hükümeti’nin sözde Ermeni katliamıyla ilgili kurduğu Nemrut Mustafa Paşa Divanı Harbi Türkler aleyhine kullanılmıştır.324

Yanlış bilgi içerdikleri kanıtlanan üç kaynağa artık değinilmese de “Mavi Kitap”ın nasıl hazırlandığı ayrıntılarla izah edilmiş olmasına rağmen son zamanlarda yapılan yeni baskısından sonra yine kaynak olarak kullanılmaya başlanmıştır.325

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1914 Kasım tarihinde Almanya’nın yanında savaşa katılması Hindistan Müslümanlarında Türkler lehine sempati uyandırması İngilizler için sıkıntı yarattığından, Türkleri onların gözünde aşağılamak, sempatiyi yok etmek için yeni bir yol arayışına girmişlerdir. Bu arayışların sonucu olarak Mavi Kitap ortaya çıkmıştır. Fakat Türklere karşı kullanılabilecek her hangi bir husus yoktu. İngilizlerin arayış içerisinde olduğu bir zamanda Osmanlı’nın Sevk ve İskân Kanunu’nu uygulaması onlar için aranan fırsattı.

Osmanlı ordusu için sorun çıkaran problemleri ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan Sevk ve İskân Kanunu sonradan “tehcir sorunu” ve “sözde Ermeni soykırımı” olarak karşısına çıkarılmıştır. Yani Mavi Kitap’ı ortaya çıkarma çabası aynı zamanda “sözde Ermeni soykırımı” sorununu da ortaya çıkarmıştır. Mavi Kitap aslında sözde Ermeni soykırımının Ermenilerden ziyade, İngilizlerin hedeflerine hizmet ettiğini gözler önüne sermiştir.326

Ermeni meselesiyle ilgili en sağlam kanıt “Talat Paşa’nın Belgeleri”dir.1915 olayları sırasında Osmanlı’da Dâhiliye Nazırı ve Sadrazam olan Talat Paşa “Sevk ve İskân Kanunu”nun uygulanması bittikten sonra İçişleri Bakanlığı’nın bünyesindeki “İskân, Arşivler ve Muhacirler Müdürlüğü”ne sonuç listeleri hazırlatmış ve listelerin bir kopyasını da kendine almıştır. Mehmet Talat Paşa’nın özel arşivinde bulunan bu belgeler eşi Hayriye Talat hanımdan 1982 senesinde alınmış ve Paşa’nın ölümünden 85 yıl sonra ilk defa yayınlanmıştır.

Bu belgelerde de gözüktüğü üzere 1915 olayları “soykırım” değildir. İttihat ve Terakki iktidarı Nazi Almanya’sı gibi “kesin çözüme” gitmeyi düşünmemiş, Anadolu’nun farklı bölgelerinde yaşayan Ermenilerin bir kısmını “geçici olarak” başka yerlere nakletmiş ama

324 Gürün, op. cit., s. 53-54

325Ibid., s. 54

326Ibid., s s. 54-57

63

herhangi bir yerleşim bölgesinin boşaltılması gibi bir durum söz konusu olmamıştır. Talat Paşa’nın özel arşiv belgeleri Türkiye için “suç delili” değil, I Dünya Savaşı sırasında sınırlarda yaşayan birliklerimizi son derece zor durumda bırakan bir ayaklanmaya karşı devletin “meşru müdafaa” kanıtıdır.327

Sözde Ermeni Soykırımı’nın gerçekleştiği 1915 senesinden sekiz yıl sonra, yani 1923 yılında Türkiye Ermenilerinin dönemin Dışişleri Bakanı İsmet İnönü’ye Şükran Plaketi vermesi sözde Ermeni Soykırımı iddialarına en güzel yanıttır. Ermeni iddialarını yalanlayan Türkiye Ermenilerinin Takaddüme-i Şükraniyesi’nde İsmet Paşa Hazretlerine “Kursal vatanımızın ulu kurtarıcısı” diye hitap edilmekte ve Mevla Seni Eylesin Muammer, yani

“Allah uzun ömür versin” denilmektedir. Türkiye Ermenilerinin bu plaketi sivil toplum kuruluşu olan Koru Lions Kulübü’nün girişimleri ile 2006 senesi yılbaşı kartına konu olmuştur. Bir tarafında şükran plaketinin resmi, diğer yanda Lozan Antlaşması’nın imzalanmasını gösteren bir karikatür bulunan bu yılbaşı kartı ile iddialara tarihi belgelerle bir kez daha yanıt vermek amaçlanmıştır. Ayrıca kartın kutlama bölümünde de: “Yılbaşı kartı ile iddialara tarihi belgelerle bir kez daha yanıt vermek amaçlanmıştır. Ayrıca kartın kutlama bölümünde de: “Bu tarihi belgeyi, tüm dünya insanlarının takdirine sunarken; 2006’nın tüm dünyada Barış Yılı olması dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun” cümlesi yer almaktadır. Bu değerli belge İnönü Vakfı tarafından Pembe Köşk Müzesi’nde sergilenmektedir.328