• Sonuç bulunamadı

2.2. İletişim Süreci ve Temel Öğeleri

2.2.6. Mesajı Algılama Filtre Etme

İletişimde mesaj gönderen kişi, göndereceği mesajı kodlarken, nasıl daha önceden edindiği bilgileri kullanmakta, bunları kendi amaçlarına, değer yargılarına ve inançlarına göre yorumlamaktaysa, alıcı da aynı şekilde bir davranış gösterecektir. Algılama, zihinle ve duygularla ilgili bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Duyu organlarına ulaşan bilgiler tek başlarına bir anlam taşımazlar. Alıcının kavrayabileceği anlamdan daha fazla mesajın iletilemeyeceğinden hareketle, her iki tarafın da bilgi birikimlerinin eşdeğer bir düzeyde olması, etkili iletişimde önemli bir rol oynamaktadır (Mısırlı, 2013).

2.2.7. Geri Bildirim (Dönüt)

Geri bildirim, kaynaktan gelen uyarıcıya karşı alıcının tepkide bulunmasıdır. Geri bildirim, kaynağın gönderdiği sözlü ya da sözsüz mesajların alıcı üzerinde ne derece etkili olduğu konusunda bilgi verir. Geribildirim sayesinde alıcı, kendini detaylı olarak ifade eder ve kaynağın kendini ifade ederken daha seçici olmasını sağlar (Sağbaş, 2013).

Geri bildirim, mesajın içeriğine göre olumlu ve olumsuz olmak üzere iki kısma ayrılır.  Olumlu Geri Bildirim: Bir davranışı zaten ilerlemekte olduğu yönde destekleyen

ya da pekiştiren geri- beslemedir.

 Olumsuz Geri Bildirim: Kaynağa, mesajın amaçlandığı şekilde alınmadığını bildirmek suretiyle, düzeltici bir işlev gören geri bildirimdir.

Geri bildirimin sahip olması gereken özellikler şu şekilde sıralanabilir:

1. Kullanışlı olmalıdır. Mesajı alan, göndericiye geribildirim sağlarsa, geribildirimin etkisi muhtemelen yapıcı olacaktır.

2. Değerlendirici olmaktan çok tanımlayıcı olmalıdır.

3. Genel olmaktan çok belirli olmalıdır. Alıcının cevabının belirli noktalara olması geribildirimi daha etkili yapar.

4. Zamanlaması iyi olmalıdır. Geri bildirimin alımı, onun meydan geliş şeklinden etkilenmektedir.

5. Boğucu olmamalıdır. Sözlü iletişim büyük oranda belleğe bağlıdır. Yüksek miktarda bilgi yüklenildiği zaman, sözlü geribildirim yazılı geri bildirimden daha az etkilidir. Konuşmacının mesajı çok uzun ve karmaşık olursa kavrama düzeyinin alacağı açıktır (Hellriegel, Jackson ve Slocum, 2002).

2.3. İletişim Türleri

Genel olarak iletişim türleri; sözlü, sözsüz ve yazılı iletişim olmak üzere üç biçimde gerçekleşir.

2.3.1. Sözlü İletişim

İnsanlar arası iletişimde sözlü iletişimin önemli bir yeri vardır. Bu iletişim türünde en etkili araç ise dildir. Sözlü iletişim, konuşma dili olarak da adlandırılır. Dil bir simgeleştirme sürecidir ve simgesel kodlarımızın temellerini oluşturur. Dil toplumsal ve kültürel bir etkinliktir. Bu nedenle bir dilin yapısı ve sözcük dağarcığı kültürel sistemle yakından ilişkilidir. Buna bağlı olarak da dil, bireyin dünyayı algılayışında önemli rol oynar. Dilin yapısı- grameri ve kavram dağarcığı-düşünce davranışlarımızı kesin bir biçimde belirlemese de, belli seçim eğilimlerimizi gösterir. Çünkü dil, dünyaya bakışımızın ve yaşantılarımızı yorumlayışımızın özel bir biçimidir (Gürüz ve Yaylacı, 2004).

Konuşurken, dinlerken, düşünürken, yazarken kısaca iletileri anlamlandırırken sürekli dili kullanırız. Konuşma bireysel, dil ise toplumsal ve kültüreldir. Sözlü iletişim ister doğrudan, isterse radyo, televizyon, gazete, dergi, telefon gibi araçlarla gerçekleşsin, dil ile gerçekleşir. Bu bağlamda, sözlü iletişimin en temel öğesi, konuşulan ya da yazılan dildir (Anıl, 2010).

Dil ve dil ötesi adı verilen iki kavram sözlü iletişimi oluşturmaktadır, karşılıklı konuşma eylemini gerçekleştiren insanlar, dille iletişim sürecini gerçekleştirmektedir. Dille iletişimde kişiler, kullandıkları sözcüklerle içeriği anlamlandırır. Dil ötesi iletişim, sesin hızı, şiddeti, vurgusu gibi ifadelerle ilgilidir. İnsanlar günlük yaşamda kullandıkları kelimeler yanında sesin tonu ve vurgusu ile de cümlelere anlam yüklemektedir. Konuşma sırasında yüksek sesle konuşmamız, sesimizin duygulu olduğumuz anlarda konuşurken titremesi dil ötesi iletişime örnektir (Dökmen, 2008).

En etkili iletişim yolu sözlü iletişimdir. Bunun nedeni sadece duymakla kalmayıp, göndericinin duygu ve düşüncelerini açıklayan jest ve mimik hareketlerini de görebilmesidir. Ayrıca anlaşılmayan yerleri sorarak kısa zaman içinde geri bildirim sağlanabilir. Sözel iletişimde kelimelerin yanında iletişim süreci içerisinde bulunan kişilerin beden dili de oldukça önemlidir. Zira iletişim süreci içerisinde bireylerin yapmış olduğu davranışlar iletişimin yönünü, akışını belirli ölçüde etkilemektedir (Ada-Baysal, 2010).

Sözlü iletişimin pek çok avantajı vardır Bu avantajlar:  Verilen haberin anlaşılma derecesi denetlenebilir.  Soru sorulabilir.

 Verilen cevaplar kontrol edilebilir.

 Anlaşılmayan konulara açıklık getirilebilir.  Eş zamanlı olarak geri bildirimde bulunulabilir.  Sözlü iletişimin bazı sakıncaları da vardır.

 Söylenen kelimenin yazıyla ifade edilen bir kelimeye oranla, yanlış anlaşılma ihtimali daha yüksektir.

 Planlar, politikalar ve stratejilerle ilgili kalıcı ve uzun süreli iletişimler için uygun bir iletişim yöntemi değildir.

 Alınan sözlü mesaj, zamanla ya tamamen ya da kısmen unutulur veya değişikliğe uğrar (Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi, 2011).

2.3.2. Sözsüz İletişim

Sözsüz iletişim, insanlar arasında konuşma dışındaki araçlarla gerçekleşen iletişim biçimidir. Sözsüz iletişim, jest, mimik, göz teması gibi beden dili unsurlarıyla gerçekleştirilir ve göndericinin alıcıya ilettiği mesajın içeriği ile birlikte, hissettiği duygularını vücut hareketleriyle pekiştirmek amacıyla kullanılır. Sözlü mesajların ve sözsüz mesajların birbirleri ile çelişmemeleri ve birbirlerinin anlamlarını güçlendirmeleri durumunda iletişim kolaylaşır. Sözsüz iletişim, çoğu kez alıcı üzerinde sözlü iletişimden daha fazla etki bırakır. Ancak bu yönü ile sözsüz iletişim, iletişim etkinliğinde, sözlü iletişimden daha fazla soruna neden olabilir. İletişim sürecinde beden dili, ses ve sözcüklerin etkilerini ortaya çıkarmak için yapılan bir araştırmada, %55 beden dili, %38 ses tonu ve sesin biçimi, %7 ise sözcüklerin etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlar, iletişim sürecinde söylenenlerden daha çok, beden dilinin, bir başka ifade ile sözsüz iletişimin etkili olduğunu ortaya koymaktadır (Arabacı, 2011).

Sözsüz iletişim “beden dili” olarak da bilinir. Sözlü iletişimde olduğu gibi sözsüz iletişim yoluyla da kişi birtakım anlamları karşı tarafa iletebilir. İletişim sürecinin çok önemli bir yönü olan sözsüz iletişimde, yüzdeki anlamlar, mimikler, göz hareketleri, kişinin duruş

biçim, giyinmesi, özellikle sesinin tonu gibi nitelikler sözsüz ileti kaynakları olarak kullanılmaktadır (Özgüven, 2004).

Sözsüz iletişimin özellikleri ise şu şekilde açıklanır:

Sözsüz iletişim etkilidir. İnsanlar duygularını birbirlerine ulaştırmakta genellikle zorluk çekerler. Sevgiyi, sevinçleri, üzüntüleri, öfkeyi çoğu zaman sözlü olarak dile getirmeyiz, fakat bu duyguları yüz ifadelerimiz hal ve hareketlerimiz, karşı tarafa daha gerçekçi ve etkileyici olarak aktarır.

Sözsüz iletişim sözel içeriği daha iyi yansıtır. Görsel iletişim genellikle sözlü iletişimin yorumlanmasında, başka bir ifadeyle sözel mesajların ne demek istediği konusunda ipuçları verir.

Sözsüz iletişimde belirsizlik düzeyi fazladır. Bir köşede yalnız başına oturan bir arkadaşınızın neden o şekilde oturduğunu anlamaya uğraştığınız zaman aklınıza birçok değişik fikir gelebilir. Bu belirsizliği ortadan kaldırmak için o kişiyle konuşmak ve sözsüz iletişimi sözlü iletişimle birleştirmek gerekecektir.

Sözsüz iletişim sözel içeriği daha iyi yansıtır. Görsel iletişim daha çok sözlü iletişimin yorumlanmasında, başka bir ifadeyle sözel mesajların anlamlandırılmasında ipuçları verir (Kovancı, 2001).

2.3.3. Yazılı İletişim

Verilmek istenen mesajların, sözcük ve sembollerin yazılı bir biçimde iletilmesini sağlayan iletişim türüne yazılı iletişim denir (Adıgüzel, 2005). Yazılı iletişim, insanın zaman ve mekândaki iletişim sınırlılıklarını genişletmede en etkin ilk iletişim biçimidir. Zamanımızdan beş bin yıl önce bulunan yazı, insanoğlunun kültürel evriminin yönü ve hızı üzerinde son derece etkili olmuş bir iletişim aracıdır. İnsanlar arası ilişkilerde ve iletişimde hem bağlayıcı, hem de güvenlik sağlayıcı bir özelliğe sahip olan yazı, başkalarına ulaştığında yadsınamaz bir gerçeklik kazanır. Diğer yandan ortam, zaman ve mekân gibi öğelerin sözlü iletişime getirdiği sınırlılıklar da yazılı iletişimde aşılır ve okuyucuya, yazının içeriği üzerinde derinlemesine düşünebilme olanağını sağlar (Zıllıoğlu, 2003). Yazılı iletişim, mektuplar, her türlü raporlar, makaleler, kitaplar, notlar ve tutanaklar, basın bildirileri, mektuplar, bültenler, dergiler, gazete, el ilanları, billboardlar ile el yazısı,

bilgisayar ve diğer iletişim ağları gibi elektronik ve yazılı ortamla gönderilen her türlü yazılı iletileri ifade eder. Bu bağlamda yazılı iletişimle, toplumlar sözel iletişim döneminden yazılı iletişime geçerek geçmişten geleceğe birer köprü oluşturmuşlardır. Bu açıdan yazılı iletişim, bir toplumun hafızasıdır. Yazılı iletişim, geçmişte yaşananların aktarımını sağlar. Bununla birlikte geçmişin analizini yapma ve buradan hareketle geleceğe yönelik mantıklı ve tutarlı yorumlarda bulunma imkânı sağlar. Yazılı iletişim, sözlü iletişime göre daha zahmetli ve zaman alıcı bir işlemdir. Bu sebeple -daha geri planda olsa da-, bazen dile getirilmek istenmeyen sözlerin daha rahat ifade edilmesini sağlamasından dolayı bireyler ve toplumlar arası iletişimde önemli bir yere sahiptir (Sağbaş, 2013).

Yazılı iletişimin, iletişimde önemli bir yere sahip olmasının ve tercih edilmesinin nedenlerinden bazıları aşağıda verilmiştir:

 Yazılı belgenin arşiv değeri olduğu için daha kalıcıdır.  Mesajlar bu yolla bütünlük içinde iletilir.

 Daha resmi bir özelliğe sahiptir.

 Zaman darlığı nedeniyle ulaşılamayan yerler için yazılı yazılı iletişim tercih edilebilir.

 Yazılı iletişimde sözlü iletişimin aksine mesajın daha açık hale gelebilmesi için üzerinde değişiklikler yapılabilir.

 Yazılı mesajlar, göndericinin konuyla daha yakından ilgilendiğini gösterir (Polat, 2009).

2.4. Kitle İletişimi

Kitle iletişimi, iletileri gönderen birey, kurum, kuruluş, örgüt veya grup ile iletiyi alan okuyucu ya da izleyiciler arasında süre giden bir süreç, ya da, içinde hedef kitlece algılanan anlamların yaratıldığı olaylar dizisinin bir akışıdır. Bir başka tanımla kitle iletişimi bilgilerin veya sembollerin insan, grup, kurum veya kuruluş tarafından üretilmesi, kitleye aktarılması ve onlar tarafından yorumlanması sürecidir. İletiler, kitle iletişim aracının türüne göre kodlanır; neyi nasıl söylediklerine göre tanımlanır; nasıl açımlandığına göre de algılanır. İletişim fiziksel ya da toplumsal bir bağlamda sürdürülür (Tutar ve Yılmaz, 2005).

Kitle iletişimi, bir kitlesel araçla, söz gelişi televizyon, gazeteler, duvar panoları veya sinemalarla dolayımlanan iletişimdir. 1940’ ların başında Harold D. Laswell, siyasal erk ve propaganda üstüne yaptığı çalışmalarda ilk kez ‘kitle iletişim terimini kullanmıştır. Bu terimin amacı toplumun örgütlenmesini yöneten modern koşulları belirtmek ve siyasal karar alma süreçlerinde bürokrasilerle onların iletişim teknolojilerinin rolünü vurgulamaktı. Kitle iletişimi, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi diğer sosyal davranış biçimlerine göre daha yeni ve disiplinler arası bir alandır (Sarı, 2006). Kitle iletişimi medyayı kullanarak kitle ile iletişimi ima eder, fakat bu kesinlikle kitlelerin kitlelerle iletişimi olarak anlaşılmamalıdır. Çünkü kitle iletişimiyle siyasal ve ekonomik güç sahipleri kitlelerle karşılıklı iletişimde bulunmaz, kitlelere paketlenmiş enformasyonla yönetici amaçlarını iletirler. Egemen güçler kitle iletişimini ‘söylemek’ için kullanırlar, ‘dinlemek’ için değil. Kitle iletişimi yönetici sınıfların veya egemen güçlerin tek yönlü olarak, yukardan aşağı, kitleye doğru yaptıkları iletişimdir. Bir başka deyimle, kitle iletişimi belli bir siyasal ve ekonomik sistemin pazarlaması ve satışıdır. Bu satış enformasyon, eğlence, spor, film, açık oturum, çocuk programları gibi çeşitli anlamlandırmalar örtüsüyle birlikte veya bu örtü altında verilir. Kitle iletişimi söyler, konuşur, fakat cevap izni vermez. Cevap ‘depolanmış’ geri-iletişimdir. Bu da kendini siyasal ve kültürel alanlarda bağnazlıkların taze enformasyonla beslenmesi, ekonomik alanda satın almaya ve tüketime yöneterek kitle tüketim kültürünün teşviki olarak sonradan kendini gösterir (Mutlu, 1998).

Kendi içinde göreceli olarak az farklılaşmış bir topluluğa yönelik bilgi ve anlam aktarımı olarak tanımlanan, haber verme, propaganda, reklam ve eğitim gibi çok değişik işlevler taşıyan kitle iletişimi, iletinin bir ya da daha çok kitle iletişim araçları (gazete, radyo, sinema, televizyon, dergi ve kitap) aracılığıyla bilinmeyen bir kitleye (dinleyici/okuyucu/ izleyici kitlesine) iletilmesidir. Bu temelde tek yönlü bir iletişimdir (Tutar ve Yılmaz, 2005).

Kitle iletişiminde kullanılan araçlar (medya) ise genellikle radyo, TV ve basındır. Sinema ve plak endüstrisi de bu tanım içine sokulur, fakat ikinci planda bırakılır. Gerçek anlamıyla kitlelerin birbiri arasında ikili iletişim için kullandıkları telefon bu medya içine sokulmaz (Erdoğan, 2009).

Benzer Belgeler