• Sonuç bulunamadı

2.8. Spor ve Medya İlişkisi

2.8.1. Türk Spor Medyasının Tarihsel Gelişimi

2.8.1.2. Cumhuriyet Sonrası Türk Spor Medyası

Cumhuriyetin ilanından sonra spor haberlerinin önemi artmaya başlamış, Akşam, Cumhuriyet gibi gazetelerin birinci sayfalarına dahi girebilmiştir. 1924’ te Paris Olimpiyatları’na hazırlanmakta olan Türk Milli Futbol Takımı’nın büyük boy fotoğrafı Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında yayınlanmıştır. Cumhuriyet gazetesi kurucusu Yunus Nadi, 1924 yılında yazdığı sunuş yazısında, çıkarmaya başladığı gazetenin amaç, şekil ve mesleğine ait esasları ve gazetesinin özelliklerini belirtirken, “Gazetenin iktisat ve spor sütunları en yetkili uzmanlarca hazırlanacaktır” ifadesini kullanmıştır. Gazetenin dördüncü

sayfası ikişer sütun halinde spora ayrılmıştır (İnuğur, 1992).

Talat Mithat Hemşehri’ nin 1929’ da yayınlamaya başladığı Türk Spor dergisi, spor etkinliklerinin aktarılmasında İstanbul’ un egemenliğinin dışına çıkılmasında önemli rol oynadı. Türk Spor, yalnız İstanbul’ daki spor etkinliklerini değil, Anadolu’ nun en ücra köşelerinde olup biten spor olaylarını da aktarmaya başladı.

1930’ lardan itibaren günlük gazeteler spora daha çok yer ayırmaya başladılar. 1933 yılında Haber Gazetesi arka sayfasının tamamını spora ayırarak ilk spor sayfasını yaptı. 1939 yılında yayınlanmaya başlayan “İkdam Gazetesi” nin ise dördüncü sayfası spor haberlerine ayrılmıştı. 1940’ tan sonra Vatan Gazetesi, arka sayfasını spora ayırmaya başladı. Bu gazeteleri, Cumhuriyet ile Akşam spora ayırdıkları sütunları artırarak takip ettiler.

1930’ lu yıllarda spor dergilerinin yayınlanmaya başladığı görülmektedir. Suat Hayri Ürgüplü’ nün Fransa dönüşü yayınladığı “Şa Şa Şa”, “Şiir” lakabıyla ünlü futbolcu Refik Osman Top’ un çıkardığı “Gol”, “Spor Alemi” bunlardan bazılarıdır (İlhan, 2009).

Türk basınında taraftar dergileri 1930’ lu yılların sonlarından itibaren ortaya çıkmıştır. Günlük gazetelerin spora geniş yer vermeleri ve habercilik açısından haftalık dergilere üstün olmaları, spor dergiciliğinin yayın politikasını değiştirmesini gündeme getirdi ve bazı spor dergileri kulüp dergisi olmaya yöneldi. Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Hayri Celal Atamer’ in, 1937’ de Kemal Onan ile birlikte yayınlamaya başladığı Sarı-Lacivert, Türk spor basınının ilk taraflı dergisi oldu. 1946 yılında yayınlanan Fener ise, beklenenin çok üstünde bir ilgi gördü ve kısa zamanda en çok satan spor dergisi haline geldi. Fener’ in rekor düzeyde satışa ulaşması karşısında aradan iki yıl geçmeden, Özfenerbahçe yayınlanmaya başladı. Özfenerbahçe, Fener’ den aldığı imzalarla kısa bir süre sonra Fenerbahçelilerin tek dergisi olarak kaldı. Daha sonra Beşiktaş Kulübü üyelerinden Mustafa Kızıltan Beşiktaş, Galatasaray’ ın eski futbolcularından Muslih Peyoğlu ile Süleyman Tekil, Galatasaray’ ı yayınlamaya başladılar. Böylece üç büyük kulüp arasındaki rekabet, sahalardan basına taştı. Spor basınının sert polemiklerle tiraj kazanmaya çalışması da yine bu yıllarda görülmeye başlamıştır.

1930’ lardan itibaren günlük gazeteler de spora daha çok yer ayırmaya başladılar. II. Dünya Savaşı’na giden bu yıllarda Türk basınında ilk defa Haber gazetesi, 1934 yılında, son sayfasını tamamen spora ayırdı. Zamanının en iyi futbol hakemlerinden biri olan İzzet Muhiddin (Apak), çalışmakta olduğu Haber isimli akşam gazetesinin son sayfasını tamamen spora ayırarak günümüze kadar gelen bir sayfa düzenlemesi sisteminin kurucusu ve öncüsü oldu. Türkiye’ de geniş bir okuyucu kesimi, gazeteyi arkadan okumaya Haber ile başladı. 1940’ tan sonra da Vatan Gazetesi, arka sayfasını spora ayırmaya başladı. Cumhuriyet, Akşam ve Son Posta da Vatan' ı spora ayırdıkları sütunları artırarak izlediler (Uzun, 2012).

1948 yılında Londra’ da düzenlenen Yaz Olimpiyat Oyunları’ nda Türk Güreşçilerinin büyük başarı elde etmesi gazete yöneticilerinin spora farklı bir yaklaşım göstermelerine neden olmuştur. Olimpiyatların etkisiyle günlük basında spor sayfası geleneği yerleşti. Sayfalarda, daha çarpıcı fotoğraflar ve çekici başlıklar kullanılmaya başlandı (Atabeyoğlu, 1991).

Londra Olimpiyatı 2. Dünya Savaşı sonrası barış ortamında düzenlenen ilk oyun olma özelliği taşıması nedeni ile Türk Sporcularının yanı sıra ilk defa geniş bir gazeteci grubu da Londra’ ya gitmişti. O yılların popüler spor branşı olan güreşte, Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge, Nasuh Akar, Mehmet Oktav, Celal Atik, Halit Balamir ile alınan 6 altın madalya, Hürriyet Gazetesi’ nin birinci sayfasından okuyuculara duyurulmuş ve bu Türk Spor Basınında bir ilk olmuştur (İlhan, 2009).

Türk güreşçilerinin Londra Olimpiyat Oyunları’ nda gösterdikleri olağanüstü başarılarla Türk Kamuoyunun tüm dikkatlerinin İngiltere’nin başkentine çevrildiği o heyecan dolu günlerde Ali Ersan’ ın Londra’ dan fotoğraflarla sayfalarını bir albüm gibi donatan Hürriyet Gazetesi adeta kapışılmıştı (Atabeyoğlu, 1991).

1953 yılında sadece spor haberleri yayınlayan “Spor Haberleri Ajansı” kurulurken, 1954 yılında “Türkiye Spor Gazetesi” adında Türkiye’ nin ilk spor gazetesi yayınlandı. O dönemde en çok satan günlük gazetenin tirajı 40 bin iken, Türkiye Spor Gazetesi 50 bin satıyordu (Atalay, 2004).

1958 yılına gelindiğinde ise Dünya Gazetesi, sporu zaman zaman birinci sayfadan verirken, 1963 yılında da Hürriyet, spora tam sayfa ayırmaya başladı. Günlük gazetelerin 1960’ lı yıllarda spora giderek daha fazla önem vermesi, Türk Basınında spor dergiciliğinin de sonu oldu. Günlük gazeteler spor haberlerini günü gününe verdikleri için haftalık spor dergileri güncelliklerini ve önemlerini yitirdiler (Toker, 1999).

Televizyonun ülkemize geç girmesinin sporun gelişmesini engellediği, TRT’ nin 1968 yılından bu yana futbolun dışındaki sporlara önem vermesiyle birlikte bazı branşlarda atılım yapıldığı dikkat çekmiştir.

1980 sonrası dönemde Türkiye’ de medya alanında da önemli değişimler yaşanmıştır. Büyük sermaye grupları medya alanına girmiş, TRT' nin kamusal yayın tekeli kırılmış ve 1990' lardan itibaren özel televizyonlar yaygınlaşmıştır (Uzun, 2012). Bu yıllarda geleneksel medyanın yanında internet yeni bir medya olarak gelişmeye başlamış, internetin gelişmesi ve kullanımının yaygınlık kazanmasıyla 1995’te gazeteler internetten yayın yapmaya başlamışlardır. Medya alanındaki bu değişimler de medya ve spor arasındaki ilişkinin gelişmesini ve güçlenmesini sağlamıştır. Spor-medya ilişkisinin gelişmesi ise spora ilişkin süreli yayınların sayısında belirgin bir artışa neden olmuştur. Bu süreli yayınların en önemlileri de günlük spor gazeteleri olmuştur.

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde; araştırmanın modeli, evren ve örneklem, verilerin toplanmasında kullanılan ölçme araçlarının hazırlanması, uygulanması ve bu verilerin analizinde kullanılan istatistiksel işlemler açıklanmıştır.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu çalışma; öğrenciler, spor ve medya arasındaki en verimli ve anlamlı ilişkinin ortaya çıkarılabilmesi için ortaokul öğrencilerini, spora yönlendirmesi açısından medyanın etkisinin hangi düzeyde olduğunun belirlenmesi amacıyla nicel araştırma türünde yapılmıştır.

Araştırma genel tarama (survey) modelidir. Genel tarama modelleri, çok sayıda elemandan oluşan bir evrende, evren hakkında genel bir yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya da ondan alınacak bir grup, örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir (Karasar, 2004).

3.2. Evren ve Örneklem

Evren, araştırma sonuçlarının genellenmek istendiği elemanlar bütünüdür. Bu bütün, ortak özellikleri olan canlı ya da cansız her türlü elemanı içerebilir. Örneklem belli bir evrenden, belli kurallara göre seçilmiş ve seçildiği evreni temsil yeterliği kabul edilen küçük kümedir. Araştırmalar, çoğunlukla, örneklem kümeler üzerinde yapılır ve alınan sonuçlar, ilgili evrene genellenebilir (Karasar ‘dan aktaran Ülkü, 2011).

Bu araştırmanın evrenini Bilecik ili merkezinde yer alan özel ve resmî ortaokullarda öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklem grubunu ise, 2014-2015 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Bilecik ili merkezde yer alan Özel Sevgi Çiçeği Ortaokulu, 700. Yıl Ortaokulu, Edebali Ortaokulu, Ertuğrul Gazi Ortaokulu, Malhun Hatun Ortaokulu, Osmangazi Ortaokulu ve Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’ nda 5., 6., 7. ve 8. Sınıflarda öğrenim gören 300 öğrenci oluşturmuştur. Örneklem, olasılık temelli örneklem türlerinden küme örnekleme yöntemi (basit tesadüfi örnekleme) kullanılarak oluşturulmuştur. Örneklem oluşturulurken okulların bulunduğu muhitlerin sosyo-ekonomik düzeyleri de dikkate alınmıştır. Veri toplama araçları 300 öğrenciye uygulanmış, cevapsız bırakılan sorular ve birden fazla seçenek işaretleme gibi hatalı formlar çalışma dışı bırakılmış, 224’ ü değerlendirmeye alınmıştır. Değerlendirmeye alınan öğrencilerin 97’ si erkek, 127’ si kızdır.

3.3. Verilerin Toplanması

Araştırmada kullanılan verilerin toplanması için konu ile ilgili literatür taraması yapılmış, bu alanda bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar, tezler, makaleler, kitaplar ve konuyla ilgili resmi kurumların döküman ve içerikleri detaylı olarak incelenmiştir.

Verilerin toplanmasında, araştırmacı tarafından geliştirilen anket ve ölçek teknikleri uygulanmıştır.

Anket formu (EK-1), 40 sorudanve 3 bölümden oluşmuştur. Anket maddeleri, öğrenciler tarafından anlaşılabilecek şekilde, konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış araştırmalardan yararlanılarak hazırlanmıştır. Bu maddelerin doğruluk derecesini kontrol etmek amacıyla, uzman kanısına sunulmuştur. Maddelerin konuyla ilgisi, uyumu ve tutarlılığı uzman yargısıyla belirlenmiştir.

Anketi, örneklem grubuna uygulamadan önce 40 öğrenciye ön uygulama çalışması yapılmıştır. Ön uygulama sonrasında aksaklıklar belirlenmiş, anlaşılmayan sorular yeniden gözden geçirilerek düzeltilmiştir.

Anket formu 3 bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, öğrencilere ilişkin; cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumu gibi

bölüm, öğrencilere ilişkin; spor ile ilgilenme-ilgilenmeme durumu, spora ilgi oluşmasında- oluşmamasındaki faktörler, spora ilgi düzeyleri, spor lisansının olup-olmadığı, aile ve yakın çevrenin spora ilgi durumunun tespiti gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin, spora olan ilgi durumlarına ilişkin görüşlerini” içermektedir. Üçüncü bölüm ise öğrencilere ilişkin; medyayı takip etme sıklıkları, spora yönlendirmede hangi basının etkili olduğu, spor olaylarını nasıl takip ettikleri, spor haberlerini takip etme sıklıkları, spor yapma isteklerinde medyanın etkisinin olup-olmadığı, medyanın tarafsız ve objektif olup- olmadığı, medyada her branşa yer verilip-verilmediği, gençlerde spor kültürünün oluşmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, herhangi bir spor branşının popüler olmasında medyanın etkisinin olup-olmadığı, gazete okuma sıklıkları, gazetede okurken ilk olarak bakılan sayfa, gazetede takip edilen spor branşı, spor olaylarının takip ettikleri gazete, günlük televizyon izleme sıklıkları, televizyonda takip ettikleri program türü, televizyonda takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri kanallar, internet kullanım sıklığı, internette geçirilen zaman, interneti kullanım amaçları, internette takip ettikleri spor branşı, spor olaylarını takip ettikleri internet siteleri, radyo dinleme sıklıkları, radyo dinleme süreleri, radyoda takip edilen program türü gibi soruların yer aldığı “öğrencilerin, medya ile olan ilişkilerine ilişkin görüşleri” şeklinde düzenlenmiştir.

Diğer veri toplama aracı olarak, Spor Medyasının Etkisi Ölçeği (SMEÖ) (EK-2) kullanılmıştır. Ölçek, konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış araştırmalardan yararlanılarak geliştirilmiştir. Ölçek formu, öğrencilerin spor medyasına ilişkin görüşlerini “cinsiyet, yaşanılan yer, yaş, sınıf, ailenin aylık geliri, annenin eğitim durumu ve babanın eğitim durumu” gibi değişkenlere göre incelemek için oluşturulmuştur.

Denemelik maddelerden oluşan veri toplama aracının ilk hali 26 maddeden oluşmuştur. Bu maddelerin doğruluk derecesini kontrol etmek amacıyla, uzmanın kanısına sunulmuştur. Maddelerin konuyla ilgisi, uyumu ve tutarlılığı uzman yargısıyla belirlenmiştir.

Öğrencilerin görüşlerini almak için ‘Hiç Katılmıyorum (1)’, ‘Katılmıyorum (2)’, ‘Kısmen Katılıyorum (3)’, ‘Katılıyorum (4)’ ve ‘Tamamen Katılıyorum (5)’ olmak üzere beşli dereceleme ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçek, öğrencilerin spor medyasına yönelik görüşlerinin belirlemesi için çok olumludan çok olumsuza kadar sıralanmıştır. Buna göre görüşlere; (5) Tamamen Katılıyorum, (4) Katılıyorum, (3) Kısmen

Katılıyorum, (2) Katılmıyorum, (1) Hiç Katılmıyorum şeklinde puan verilmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeğe uygun olarak elde edilen görüşlerin aritmetik ortalamaları değerlendirilirken; ‘Hiç Katılmıyorum: 1,00 - 1,79’, ‘Katılmıyorum: 1,80 - 2,59’, ‘Kısmen Katılıyorum: 2,60 - 3,39’, ‘Katılıyorum: 3,40 - 4,19’, ‘Tamamen Katılıyorum: 4,20 - 5,00’ aralıkları göz önünde bulundurulmuştur.

26 maddelik ölçeğin güvenirliğini ölçmek için ön deneme yapılmıştır. 2014-2015 Eğitim- Öğretim yılı güz döneminde 5., 6., 7. ve 8. sınıflarda öğrenim gören 130 öğrenciye uygulanmıştır.

Ön-deneme uygulamasından sonra verilerin faktör analizine uygun olup olmadığı KMO ve Barlett testi ile incelenmiştir. Çalışma grubundan gelen verilerin faktör analizi için uygun olup olmadığı Kaiser-Mayer-Olkin (KMO) katsayısı ve Bartlett testi ile açıklanabilir (Büyüköztürk, 2014). Bu durumda, Bartlett testi sonucunun anlamlı çıkması ve KMO değerinin 0.50’den büyük çıkması beklenmektedir. Literatüre göre KMO değeri 0.60 orta, 0.70 iyi, 0.80 çok iyi, 0.90 mükemmel olarak kabul edilmektedir (Şeker ve ark., 2004). KMO’nun 0.60’dan yüksek, Barlett testinin de anlamlı çıkması verilerin faktör analizi için uygun olduğunu göstermekte (Tavşancıl, 2014; Büyüköztürk, 2014; Çokluk ve ark., 2012) olup, verilerin çok değişkenli normal dağılımdan geldiğini ve değişkenler arasında faktörleştirme tekniklerinin kullanılabileceğini ortaya koymaktadır (Büyüköztürk., Kalaycı ve De vellis’ den aktaran İlhan ve Esentürk, 2014). Bu iki değer Tablo 1’ de verilmiştir.

Tablo 1. SMEÖ’ ye İlişkin KMO ve Bartlett Testi Sonuçları

Örneklem Ölçüm Yeterliliği Değerler Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Uyum Ölçüsü .721 Bartlett Küresellik Testi x² 914.667

sd 207 P .000

Tablo 1’ de görüldüğü gibi KMO (Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy) değeri 0.721’ dir. Bu değer kritik değer olarak kabul edilen 0.60 değerinin (Tezbaşaran, 2008; Tavşancıl 2014; Büyüköztürk, 2014; De Vellis, 2014) üzerinde ve iyi değerde olduğu söylenebilir. Aynı veriler için hesaplanan Barlett Küresellik Testi değeri ise

914.667 olup (P<0.001) düzeyinde manidardır. Barlett Sphericity testi verilerin çok değişkenli normal dağılımdan gelip gelmediğini kontrol etmek için kullanılabilecek istatistiksel bir tekniktir. Bu test sonucunda elde edilen Chi-Square test istatistiğinin anlamlı çıkması verilerin çok değişkenli normal dağılımdan geldiğinin göstergesidir (Kılıç Çakmak, Çebi ve Kan, 2014). Ölçeğin deneme formu verilerinin, faktör analizi yapmaya uygun olduğu görülmektedir.

Ölçeğin yapı geçerliğine ilişkin kanıt toplama sürecinde ise, aynı yapıyı ölçen değişkenleri (maddeleri) bir araya toplayarak daha az sayıda değişken ile açıklamayı amaçlayan istatistiksel bir teknik olan Açımlayıcı Faktör Analizi kullanılmıştır (Büyüköztürk, 2014; De Vellis, 2014; Tezbaşaran, 2008). 26 maddeden oluşan ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Faktör analizi, ölçme aracının ölçtüğü değişkenlerin sayısını ve bunların her birinin testin bütününden elde edilen puanlara katkısını, ölçeğe ait maddelerin hangi faktörler altında ne kadar yüklere sahip olduğunu, testin ölçtüğü yapı ve yapıları ortaya çıkarmada kullanılabilecek bir analiz olarak tanımlanmıştır (Atılgan, Kan ve Doğan, 2011). Büyüköztürk (2012) ve Tavşancıl (2014)’ a göre maddelerin faktör içindeki taşıdıkları yük değerinin 0.30 değerinden yüksek olması gerekmektedir. Bu görüşler doğrultusunda çalışmada faktör yük değeri 0.30 olarak belirlenmiştir. Faktör analizinde aynı yapıyı ölçmeyen maddelerin çıkarılmasında aşağıdaki basamaklar izlenmiştir.

Faktör analizi esnasında, hiçbir faktöre yük vermeyen ve binişik değere sahip 6 madde ölçekten çıkarılmış ve 20 madde ile ölçek son halini almıştır. Madde çıkarma sürecine bir maddenin iki faktör için yüksek yük değeri verdiğinde yük değerleri arasındaki farkın binişiklik yaratmaması için en az 0.10 olmasına dikkat edilmiştir (Büyüköztürk, 2014). Ölçekten madde çıkarımı yapılırken birer birer yapılmış, her defasında analiz tekrarlanarak boyutlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Uygulama sonucunda elde edilen veriler faktör analizi yapılarak 0.30’ un altında faktör yüküne sahip madde olup olmadığına bakılmış ve 6 madde elenerek, ölçek 2 alt boyutlu ve 20 madde olarak son halini almıştır.

Tablo 2. SMEÖ’ ye İlişkin Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları Faktöreler 1 2 M1 ,517 M2 ,358 M3. ,370 M4. ,651 M5 ,490 M6 ,505 M7 ,774 M8 ,822 M9 ,629 M10 ,649 M11 ,626 M12 ,574 M13 ,776 M14 ,659 M15 ,716 M16 ,649 M17 ,523 M18 ,482 M19 ,568 M20 ,425

Yapılan araştırmada, ölçeğin güvenirliğini ölçmek için Cronbach Alfa katsayısına bakılmıştır. Bir ölçme aracının duyarlı, birbiriyle tutarlı ve kararlı ölçme sonuçları verebilme gücü (Tezbaşaran, 2008) olarak tanımlanan güvenirlik kavramı, değişik zamanlarda elde edilen cevaplar arasında tutarlık ve aynı zamanda elde edilen cevaplar arasında tutarlık olarak açıklanabilir. Karasar (2014)’a göre güvenirlik, aynı sürecin izlenmesi ve aynı ölçeğin kullanılmasıyla benzer sonuçların elde edilmesidir.

Ölçeğin 130 kişiye uygulanmasında ortaya çıkan Cronbach Alfa katsayısı 0,810 bulunmuştur. Uzmanlara göre alfa katsayısı 0.80 ile 1 arasında ise ölçek yüksek güvenirliliğe sahiptir (Tavşancıl., Alpar., ve Büyüköztürk’ den aktaran İlhan ve Esentürk, 2014). Bu durumda geliştirilen ölçeğin güvenirliğinin yüksek olduğu görülmektedir.

Veri toplama araçlarını uygulamadan önce, soruların doğru ve içten cevaplanması için deneklere “ortaokul öğrencilerinin spora yönlendirilmesinde medyanın etkisi” konusunda akademik bir çalışma yapıldığı söylenmiş ve araştırmanın öneminden bahsedilmiştir. Anket sonuçlarının gizli kalacağı konusunda gerekli açıklama yapılmış, ayrıca anketi cevaplayan kişinin isminin alınmayacağı belirtilmiştir (Şen, 2008). Anket, araştırmacı tarafından deneklere bizzat uygulanmış, anketle ilgili sorular uygulama esnasında cevaplandırılmıştır.

Veri toplama araçlarını uygulamadan önce Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü kanalıyla Bilecik Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ nden izin alınmıştır (EK-3).

3.4. Verilerin Analizi

Araştırma sonunda elde edilen veriler puanlanarak bilgisayarda veri girişi yapılmıştır. Daha sonra elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 21.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir.

Ölçek geliştirme sürecinde, yapı geçerliğine ilişkin kapsam ve Faktör analizi uygulanmıştır. Yapı geçerliği sürecinde ise Açımlayıcı Faktör Analizi uygulanmıştır. Ölçme aracının güvenirliği ise Cronbach Alfa güvenirlik hesaplamaları dikkate alınarak hesaplanmıştır.

Verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotları (Frekans, Yüzde, Ortalama, Standart sapma) kullanılmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup arasındaki fark için t-testi, ikiden fazla grup durumunda parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Tek Yönlü Varyans Analizi (One Way ANOVA) ve farklılığa neden olan grubun tespitinde Scheffe Testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular % 95 güven aralığında, % 5 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir.

BÖLÜM IV

BULGULAR VE YORUMLAR

Bu bölümde; araştırmanın amaçları doğrultusunda belirlenen, veri toplama araçlarının analizleri sonucunda elde edilen bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir.

Benzer Belgeler