• Sonuç bulunamadı

Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi Amasya

POSTER BİLDİRİ SUNUM ÖZETLERİ

1 Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi Amasya

Özet: İletişim, ilk kez M.Ö 5. ve 4. yüzyıllarda Aristo tarafından “bir hatibin, konuşmasıyla dinleyicilerini istediği biçimde etkileyebilme ve inandırıcı olma beceri ve sanatı” olarak ifade edilmiştir. Başka bir tanımda ise iletişim, “bir kurum içerisinde verimli, etkili bir şekilde gerçekleşmesi gereken, üst-ast ilişkilerini belirleyen, beraberinde başarıyı, anlayışı, sağlıklı bir örgüt iklimini getiren bir süreç” olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda iletişimin bünyesinde birçok problem taşıyan bir süreç olduğu söylenebilir. Sağlıkta iletişimin tarihçesi antik çağlara, Hipokrat'a ve Plato'ya dek uzanmaktadır. Sağlıkta iletişim, tıbbi bakımın kalitesini ve başarı derecesini önemli düzeyde etkileyen, bireysel ve toplumsal sağlığın gelişmesine katkı sağlayan stratejiler bütünüdür.

Sağlıkta hizmetin üretilmesinde ve etkin bir şekilde sunulmasında iletişim vazgeçilmez bir yere sahiptir. Çünkü bir kurumda üniteler arası bilgi akışı ne kadar hızlı, doğru ve tam ise, o kurumda üretilen hizmetler o düzeyde mükemmelliğe ulaşır. Bireyin aldığı iletiyi yorumlama yetisi, sağlık davranışının şekillenmesi üzerinde bir etkide bulunabileceği gibi, sağlık bakımının sunum kalitesi ve alınan sağlık hizmetinden elde edilecek doyum algısı üzerinde de etkili olmaktadır. İletişimdeki eksiklikler ise, hasta memnuniyetini, hastanın tedaviye uyumunu, sağlık harcamalarını ve sağlıkla ilgili sonuçları olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Bu nedenlerle iletişimin en gerekli olduğu ve önemsenmesi gerektiği alanlardan birinin de sağlık sektörü olduğu görülmektedir. Sağlıkta verimliliği en iyi seviyelere çıkarmanın yolunun iletişimden geçtiği saptanmıştır. Sağlıkta etkili iletişimin sağlanması için, sağlık çalışanlarına etkili iletişim becerilerinin kazandırılması, hizmet içi eğitimler ile sürekliliğinin sağlanması, fiziki koşulların ve çalışma koşullarının bu doğrultuda düzenlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

Anahtar Sözcükler: İletişim, Sağlık, Verimlilik

- 54 - P-12

Google Arama İstatistiği Trendlerinin Sağlık Alanında Kullanımı Dr. Mustafa Said YILDIZ1

1Sağlık Bakanlığı İç Denetim Başkanlığı

Giriş-Amaç: Google’ın 2008 yılı sonunda gerçek zamanlı grip aramalarına göre grip aktivitesini ortaya koyan Google Grip Trendlerini yayınlaması ile; modelle tahmin edilen grip verisi ile ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC) tarafından üretilen verinin yüksek oranda korelasyon içinde olduğu görülmüştür1. Google’ın arama istatistiklerine ilişkin trendleri tüm aramalar için ulaşılabilir hale getirmesi sonrasında araştırmacılar bu verileri sinema filmleri, müziklere, bilgisayar oyunlarına ilgi2, enflasyon beklentileri3, emlak fiyatları4 ve seyahat yeri planlaması5 gibi birçok amaçla kullanmışlardır. Google trendlerinin sağlık alanında kullanımı da yıldan yıla çeşitlilik göstermiş ve grip alanında gerçekleştirilen çok sayıda çalışmadan sonra kanser6, farklı ülkelerde grip7, salmonella8 ve ishal9 gibi alanlarda çalışmalara gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada söz konusu çalışmalar ve sonuçlarının derlenmesi sonrasında sağlık okuryazarlığı ve medikal turizm gibi bazı alanlarda yapılan arama istatistikleri sonuçlarının paylaşılması amaçlanmaktadır.

Yöntem: Sağlık alanında yapılan Google araması çalışmalarının derlenmiş ve bazı Google taramaları istatistiklerinin değerlendirilmesi yapılmıştır.

Bulgular: Google’ın grip trendlerini açıklaması sonrasında başlayan ve çeşitlenen çalışmaların sağlık politikalarının değerlendirilmesi ve yönlendirilmesi alanında kullanılabileceği öngörülmektedir. Bu anlamda literatürün değerlendirilmesi önem taşımaktadır.

Sonuç: Google aramalarının ve bu aramaların korelasyon içinde bulunduğu diğer arama kelimelerinin değerlendirilmesi ile oldukça fazla sayıda kullanıcının eğilimlerinin ve bu eğilimlerinin yıllar ve aylar itibariyle gösterdiği değişkenliklerden anlamlı sonuçlar çıkarılması mümkündür. Bu konudaki literatürün değerlendirilmesi ve örnekler sunulması için daha ayrıntılı çalışmaların yapılmasına gereksinim bulunmaktadır.

Anahtar Sözcükler: Arama Motorları, Arama Motoru İstatistikleri, İnternet Erişim İstatistikleri

- 55 - P-13

Robotik Cerrahide Docking ve Olası Komplikasyonların Önlenmesi

Dr. Mustafa ULUBAY1, Uzm. Hemş.İlknur YEŞİLÇINAR1, Dr. Emin İNCE, Dr. Vedat YILDIRIM, Prof. Dr. Müfit Cemal YENEN1

1Gülhane Eğitim ve Araştırıma Hastanesi Ankara

Özet: Özellikle jinekolojik cerrahide endoskopik cerrahi yöntemleri son 20 yıldır rutin olarak kullanılmakta, hatta endoskopik cerrahi yöntemler ile tedavi bir çok jinekolojik hastalık için güncel tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Yaklaşık 10 mm olan kesiler ile gerçekleştirilen endoskopik cerrahiler sonucunda hastaların hayat kalitesi artmakta, hastanede kalış süreleri azalmakta, özellikle de hastaların sosyal ve iş hayatına dönüşleri hızlanmaktadır. Son beş yıldır ise ülkemizde robotik cerrahi teknolojisi ise bazı tersiyer merkezlerde kullanıma girmiş ve hızla bu tedavi modalitesi yaygınlaşmaktadır.

Robotik cerrahi ünitesi, yüksek çözünürlüklü görüntü sağlayan kamera sistemleri, gelişmiş hareket kabiliyeti sağlayan cerrahi aletleri sayesinde cerrahiye yeni bir boyut katmıştır. Ancak robotik cerrahinin avantajları olduğu gibi dezavantajlarıda bulunmaktadır. Özellikle akciğer kompliyansı azalmış bireylerde, koroner kalp hastalıkları, kronik obstruktif akciğer hastalıkları gibi durumlarda batın içi basıncın karbondioksit gazı ile insufle edilmesi, uzun süre tredelenburg pozisyonu gibi anatomik ve ergonomik olmayan pozisyonlarda ki operasyonlar istenmeyen komplikasyonlara yol açabilmektedir.

Robotik cerrahi gerçekleştirilmesinde temel basamaklardan birisi hasta ile robotik cerrahi ünitesinin entegrasyonunu sağlanmasıdır. Bu işlem “docking” ismi ile adlandırılmaktadır. Bu prosedürün hem hasta için ergonomik, hem de robotik cerrahi için uygun anatomik pozisyonlarda yapılması gerekmektedir. Docking işlemi robotik cerrahi ekibi ve anestezi ekibinin kusursuz işbirliği ile gerçekleştirilmelidir. Robotik cerrahi ekipmanın kullanımında tüm personelin robotik cerrahi ekipmanlarını tanıması ve yeterli eğitimini alarak kullanması olmazsa olmaz kurallardan bir tanesidir. Başta eğitim eksikliği, uygun olmayan docking pozisyonları, yetersiz ekipman kullanımı, personel eğitim eksikliği ve en önemliside ekip içerisinde ki iletişim eksikliği ciddi komplikasyonlara yol açabilmektedir.

Bu nedenle teknolojinin cerrahlara sağladığı robotik cerrahinin avantajları hastanın lehine kullanılarak, olası komplikasyonların önüne geçilmesi tıbbın “önce zarar verme” ilkesi gereğince olmazsa olmaz bir durumdur.

Komplikasyonların önlenmesi özellikle cerrahi ekibin olduğu kadar, anestezi ekibi ve robotik cerrahi ekibinin işbirliği sayesinde geri besleme faaliyetleri ve tekrarlayan eğitim periyodları ve uygun ekipman kullanımı ile minimuma indirilebilecektir.

Anahtar Sözcükler: Robotik Cerrahi, Docking, Komplikasyon

- 56 - P-14

Perkütan Endoskopik Gastrostomili Yaşlı Hastanın Bakım Verenlerinin Eğitiminin Evde Bakım Etkinliğine Katkısı

Hemş. Nevin GÜLYOL1, Durdu Karabulut1, Zeynep Erşen1, Şeref Demirbaş1, İlker Taşçı1,Kenan Sağlam1

1Gülhane Eğitim ve Araştırıma Hastanesi Ankara

Giriş-Amaç:Tüple beslemenin bir türü olan perkütan endoskopik gastrostomi (PEG), ağız yoluyla beslenemeyen hastaların nütrisyonel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, karın duvarından mideye tüp yerleştirilmesi durumudur. Yaşlı bireylerde çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen kalıcı yutma bozuklularında PEG uygulama sayısı hızla artmaktadır. Diğer yandan PEG uygulaması hastanın dışında operatör, hemşire, hasta yakını ve sağlık sistemi için karmaşa oluşturmaktadır. Bu raporun amacı PEG uygulanmış yaşlıların yakınlarını eğitme ve bakım ortamının hazırlanmasının yatış süresi ve tekrar yatış sıklığı üzerine etki edebileceğini vurgulamaktır.

Yöntem Ve Bulgular: Vaka CK. 82 yaşında, erkek, iki yıldan beri Parkinson hastalığı tanısıyla başkasının yardımıyla hayatını idame ettiren, kendi başına evden çıkamayan, bellek fonksiyonları korunmuş hastadır. Şubat 2017’de yüksek ateş, akut böbrek yetmezliği ve oral alım azlığı nedeniyle hastaneye başvurdu; pnömoni tanısı konmuş ve çoklu morbidite tanısıyla ve İç Hastalıkları Kliniğine yatırıldı. Yatışında kalıcı disfaji olduğu anlaşılmış ve onam süreci tamamlandıktan sonra PEG uygulaması yapıldı. Başarılı şekilde bolus beslemeye alınarak genel durumu düzeldikten sonra taburcu edildi. Bu süreçte yakınlarına, PEG’den besleme eğitimi verildi, uygulama becerileri kontrol edildi. Taburcu edildikten iki gün sonra hasta yüksek ateş şikayeti ile tekrar başvurdu ve aspirasyon pnömonisi tanısıyla yatırıldı. Öyküde hasta yakınlarınca evde besleme planının yapılmamış, bakım ortamının düzenlenmemiş olduğu, özellikle gövdenin 45° pozisyonda tutulabilecek yatma ortamının sağlanmamış olduğu anlaşıldı.

Sonuç: PEG’li yaşlı hastalar taburcu edilmeden önce bakıma devam edilecek çevresel şartların hazırlanması, bakım verecek olanların ve yakınlarının eğitilmesi hem hastanın yaşam kalitesi hem de maliyet açısından önemli görünmektedir. Evde bakım şartlarının yerinde incelenmesi ve aksayan hususların yerinde düzeltilmesi, bakıcı değiştiğinde şartların tekrar gözden geçirilmesi kaliteli bakım unsurları içinde yer almalıdır.

Anahtar Sözcükler: PEG, Eğitim, Evde bakım

- 57 - P-15

Ateş Fobisine Yönelik Yapılan Ebeveyn Eğitiminin Etkinliğinin Değerlendirilmesi Hemş. Rukiye Nur Çiftçi1, Uzm. Hemş. Derya Suluhan1, Doç. Dr. Dilek Yıldız2

1Gülhane Eğitimve Araştırma Hastanesi

2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Gülhane Ankara

Giriş-Amaç: Yüksek ateş, bebeklik ve erken çocukluk döneminde çocuklarda, yaşamı tehdit edebilen ve sonraki dönemlerde yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyerek ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir. Tedavisi kolay olmasına rağmen bilinçsizce, yerinde ve zamanında yapılmayan uygulamalar, olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Literatürde son 30 yılda ebeveynlerin endişesinin ve ateş yönetiminin değişmediğini gösteren çalışmalar yer almaktadır.

Çalışmalar, ebeveynlerin yanlış inanışlarının olduğunu ve ateş, ateşin hastalıktaki rolü ve yönetimi ile ilgili bilgilerinin sınırlı olduğunu göstermektedir. Bu araştırma; ateşli çocuğa yaklaşımı içeren ebeveyn eğitiminin etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla klinik çalışması olarak planlanmıştır.

Yöntem: Araştırmada,1Nisan-15 Ağustos 2017 tarihleri arasında Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Polikliniği’nde ebeveynlere ateşli çocuğun yönetimi konusunda eğitim yapılacaktır. Eğitimin etkinliği eğitim sonrasında ‘Veri Toplama Formu’, ‘Bilgi Değerlendirme Formu’ ve ‘Ebeveynlerin Ateş Yönetimi Ölçeği’ kullanılarak yüz yüze görüşülerek değerlendirilecektir. Dilimleme örneklem seçim yöntemi kullanılarak 1 Nisan-15 Eylül 2017 tarihleri arasında 0 ile 6 yaş aralığında çocuğa sahip olan, daha önce ateşli çocuğun yönetimi konusunda eğitim almamış ve çalışmaya katılmaya gönüllü tüm ebeveynler çalışmaya dahil edilecektir. Verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metodların (ortalama, standart sapma, medyan, frekans, ortanca, minimum, maksimum) yanı sıra niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup karşılaştırmalarında Student t test ya da Fisher’s Exact test,üç ve üzeri grupların karşılaştırmalarında Oneway Anova Test ya da Kruskal Wallis testi kullanılacaktır. Elde edilen bulgular %95 güven aralığında p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilecektir.

Bulgular: Çalışma verileri tam olmadığı için veriler kongrede sunulacaktır.

Anahtar Sözcükler: Ebeveyn Eğitimi, Ateşli Çocuğun Yönetimi, Ateş Fobisi, Hemşirelik

- 58 - P-16

Sağlık Kurumlarında Hasta Güvenliği Kültürünün Oluşturulmasının Önemi ve Hemşirenin Rolü

Dr. Sabahat COŞKUN1