• Sonuç bulunamadı

MERKEZ BANKALARININ BAĞIMSIZLIĞ

2.1. Merkez Bankası Bağımsızlığı Kavramı

Merkez bankası bağımsızlığı üzerine çeşitli tanımlar vardır. Bunların birleştikleri husus,

bankanın “paranın istikrarını sağlama” görevini yerine getirirken, siyasi otoriteden direktif almama kuralının, söz konusu bağımsızlığın olmazsa olmaz koşulu olduğudur. Bu yaygın kabul gören şekli ile merkez bankası bağımsızlığı, para politikasına ilişkin temel kriterleri belirleme ve uygulamada kuruma verilen serbestidir. Şunu ifade etmek gerekir ki, burada düşünülen merkez bankası bağımsızlığı devletten tamamen bağımsızlık değildir.126

Diğer bir ifade ile merkez bankasının bağımsızlığı, hükümete rağmen değil, hükümet içerisinde bir bağımsızlığı ifade etmektedir. Yoksa yasama, yürütme ve yargının yanı sıra yaratılmış bir dördüncü güç değildir. Bağımsızlığın düzeyi siyasi otoritenin amaçlarına uyumlu olmakla sınırlıdır.127

Merkez bankasının, para ve kredi işlerini ekonomik yaşamın gereklerine ve devletin genel politikasına göre düzenleyeceğine şüphe olmadığına göre, bankanın kendisine verilen hedefe ulaşabilmek için yaptığı faaliyetlere hükümet müdahalesi yoksa söz konusu bağımsızlıktan söz edilebilir. Eğer, varolan sistemin işleyiş mekanizması içinde, hükümetlerin ekonomi politikasını belirleyeceği ve sonra merkez bankasının önceden sınırları çizilmiş bu politika çerçevesinde, para politikasını hazırlayıp uygulayacağı belirtilmişse, bu durumda merkez bankası bağımsızlığı vardır. Bu anlamda bağımsızlık kavramını, özerklik kavramıyla ikame etmek mümkündür.

Özerklik; diğer birtakım politik/ekonomik faktörlerin de bulunduğu bir ortamda, belli bir kurumsal çerçevedeki spesifik bir alanda, karar alma gücü olarak tanımlanırken; bağımsızlık ise, merkez bankasını ekonomi politikasının diğer karar birimlerinin etkilerinden yasal olarak koruma girişimi olarak tanımlanmaktadır. Literatürde genellikle kastedilen merkez bankası bağımsızlığı, özerklik anlamındaki bağımsızlıktır.128

126 C.C. Aktan, S. Togay ve U. Utkulu (2005a): “Merkez Bankası Bağımsızlığı: Terminoloji”,

www.canaktan.org/ekonomi/merkez-bankacilik/termino.htm 127

Hacıyev, 2003: 16-17. 128

Banka, ana amacına ulaşmak için bağımsızlık enstrümanına sahip olmalıdır. Bankanın hükümete borç vermesi yasaklanmalı ve bankanın yeterli derecede finansal bağımsızlığı olmalıdır. Bankanın yüksek kademedeki memurları, makamlarında kâfi derecede uzun kalmalı ve hükümetin diğer mevkilerinde ya da menfaat çatışmasını önlemek için özel sektörde görev almamalıdır.129

Merkez bankası, gücünü demokratik rejimin kurumlarından, özellikle yasama organlarından alır ve bu açıdan da hükümetten bağımsız değildir ve demokratik bir rejimde de başına buyruk bir bağımsız kurum olamaz. Merkez bankasının bağımsızlığı hükümetin ve kamu yönetiminin içinde bir bağımsızlıktır.130

Merkez bankasının bağımsızlığının kanıtı şudur: Politika oluşturulması uzun dönemli bir bakış açısını yakalamaya muktedir olabilen ve politik davranmayan bürokratların ellerindeyse, para politikasının kredibilitesi ve dolayısıyla da bu politikanın minimum reel ekonomik maliyetle uzun dönem fiyat istikrarını sağlama ve sürdürmedeki gücü artırılabilecektir.131

Ekonomistler, merkez bankasının bağımsızlık derecesinin, para ve kredi oranlarındaki genişlemeyi etkilediğini, ayrıca bu genişlemeye bağlı olarak, enflasyon ve bütçe büyüklüğü gibi önemli makroekonomik değişkenlerin de etkilendiğini vurgulamaktadırlar. Bunun yanında, genellikle yüksek seviyede merkez bankası bağımsızlığının, fiyat istikrarı hedefi ile birlikte gitmesi de fiyat istikrarını sağlamada önemli kurumsal etkenlerdir. Hükümetin merkez bankasından borçlanmasındaki kısıtlamalar, bankayı daha bağımsız yapmaktadır.132

129

Alex Cukierman, (2005): “Central Bank Independence and Policy Result: Teory and Evidence”, International Conference on: Stability and Economic Growth: The Rol of The Central Bank, Mexico City, November 14-15, www.banxico.org.mx

130

Abdullayev, 2002: 39.

131 Hüseyin Şen, (1999a): “Merkez Bankası Bağımsızlığı” Banka ve Ekonomik Yorumlar Dergisi, Yıl 1, Sayı: 36, s. 55-63.

132 Özlem Arslan, (2003): Avrupa Birliği’ni Oluşturan Ülkelerde Merkez Bankası Bağımsızlığı, Enflasyon ve

Diğer Makroekonomik Büyüklükler Arasındaki İlişkiler: 1980-2001 Dönemi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Piyasalar Genel Müdürlüğü, Uzmanlık Yeterlik Tezi, Ankara: s. 19. www.tcmb.gov.tr

Bağımsızlığa bakarken, merkez bankalarının tüm fonksiyonları ile bağımsızlığından mı söz edilmekte olduğunun, yoksa para emisyonunun siyasi iktidar yetkilerinden mi çıkarıldığının dikkate alınması gerekir. Para emisyonu, sosyal ve ekonomik olayların tarihi gelişimi sonucunda bir merkezde toplanmış, tekelleşme sağlanmıştır. Hükümetlerin kamu kesiminde ağırlıklarını artırmaları ve maliye politikalarının kamu açıklarını daraltmaya yöneltilemediği, yani para politikasını da maliye politikasını da aynı devlet organının yürütmesinin enflasyonlarla mücadelede başarısızlığa neden olduğu konusu, merkez bankası bağımsızlığı konusunun özünü oluşturmaktadır. Paranın bağımsız kuruluşlar tarafından çıkartılması bir bağımsızlıktır ve gerçek bağımsızlık olayı da budur. Ancak merkez bankası bağımsızlığından söz ederken, paranın özgür emisyonundan bahsedilmemektedir. Yani para emisyonunun bağımsızlığı, önce ortadan kaldırılıp bir merkeze bağlanmıştır. Ondan sonra tekele alınmış olan emisyon sisteminin üzerinde devlet etkilerinin azaltılması yolları aranmaya başlanmıştır.133

Bir kısım siyasi iktisatçılar, merkez bankasının bağımsızlığını, doğrudan fiyat istikrarını konu edinen para politikaları eğilimleri ile eşdeğer tutarken; ikinci kısım iktisatçılar ise merkez bankası bağımsızlığının, politikacıların para politikalarına yaptıkları etkinin derecesi ile bağlantı içerisinde olduğunu iddia etmektedirler. Merkez bankasının bağımsızlığı; parasal araçların kontrolü, atamalar prosedürü üzerindeki kabinenin etkisinin sınırlandırılması ve kabinenin merkez bankasına yaptırımlarının sınırlandırılmasıdır, denilebilir.134

Bağımsızlığın tanımında ilk akla gelen, karar alma süreçlerinde, hükümetin bu süreçlerin dışında tutulması ve para politikasının uygulanmasında merkez bankasının yetkili kılınmasıdır. Eğer para politikası, politik dalgalanmalardan ve politikacıların isteklerinden etkilenmiyor ise merkez bankasının bağımsız olduğu söylenebilir. Hem maliye politikasını hem de para politikasını tek bir elden uygulamaya kalkan bir hükümetin, başarısız olacağı yönünde bir görüş hakimdir. Bundan dolayı fiyat istikrarının sağlanması amacıyla, para politikasının yürütülmesinde merkez bankasına bağımsızlık verilmesi, bağımsızlığın özünü teşkil eder. Bağımsızlığın ilk adımı sayılabilecek olan bu

133

Telman, 1994: 108-111. 134

tanımın daha genişletilmesi halinde, tanım şu şekilde olacaktır: “Merkez bankasının para politikasını siyasi otoritenin nüfuzuna ve tasarrufuna maruz kalmadan kendisine verilen hedefler doğrultusunda uygulayabilme ve gerektiğinde değişiklikler yapabilme esnekliğine ve inisiyatifine sahip olması, işlemlerinde yalnızca hükümete karşı değil, özel baskı ve çıkar gruplarının baskı ve etkisinden uzak olmasıdır”.135

Bu tanıma göre; para politikasının merkez bankası tarafından yürütülmesi ve merkez bankasının üstlendiği işlevlerin hiçbir müdahaleye uğramaksızın gerçekleştirilebilmesi olanağı varsa, o zaman bağımsızlıktan söz edilebilir.

Eşit koşullarda, çok yönlü ve iyi gelişmiş mali piyasaları olan ülkelerde, bağımsızlık daha fazladır. Bunun nedeni de mali kurumların ve yan kuruluşlarının sağduyulu yönetiminin neredeyse her zaman merkez bankasının yetkisi altında olmasıdır. Herhangi bir mali sektör ne kadar büyükse, merkez bankasının bireysel olarak veya kamuoyunu temsilen o kadar büyük yetkisi vardır. Bu, merkez bankasının gücünü ve prestijini, hazinenin ve diğer politik otoritelerin üstüne yükseltir.136