• Sonuç bulunamadı

Mehmet Faik Bey’in III. Yasama Yılı Meclis Faaliyetleri

BÖLÜM 2: MEHMET FAİK (KALTAKKIRAN) BEY

2.2. Mehmet Faik Bey’in İlk TBMM’deki Faaliyetleri

2.2.3. Mehmet Faik Bey’in III. Yasama Yılı Meclis Faaliyetleri

Burdur Mebusu Ali Ulvi Bey’in sakatlığından dolayı maaşını alması ve Meclis oturumlarında devam zorunluluğunun ertelenmesine dair takrir üzerine yapılan görüşmelerde söz alan Selâhaddin Bey’in asıl konunun dışında konuşmalar yaparak Meclis’e karşı eleştirilerde bulunması üzerine söz alan Faik Bey Meclis’e karşı eleştirilerde bulunulmaması, Meclis’in hor görülmemesini ifade etmiştir.170 Milli

169 TBMMZC, 4 Şubat 1922, c.XVI, s. 214.

Mücadele’nin verildiği zor şartlar altında olan Meclis’e karşı halkın güveninin zedelenmemesi ve Milli Mücadele’nin yara almaması adına bu eleştiri de bulunmuştur. 9 Mart 1922’de gerçekleştirilen Meclis’in beşinci ictimaında Faik Bey, Bolu Mebusu Dr. Fuad ve yine Bolu Mebusu Şükrü Bey ile birlikte “Himaye-i eftal Cemiyeti” yararına satılan kartpostallardan alınan kırk paranın yirmi paraya indirilmesine dair takriri vermişlerdir.171 Verilen takrir sonrası gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde kırk paranın yirmi paraya indirilmesi kabul edilmiştir.

Meclisin üçüncü toplantı yılının yirminci ictimaının dördüncü celsesinde Mütareke teklifine karşı Hariciye Vekili tarafından cevap olarak hazırlanan notanın müzakeresinde Faik Bey, “bu teklifi Trakya mebusları kabul etmiyor”172 diyerek hazırlanan cevabi

notayı onaylamadıklarını ısrarla vurgulamıştır.

Meclisin üçüncü toplantı yılının yirmi birinci ictimaının birinci celsesinde İtilaf Devletleri’nin talebi üzerine hazırlanan mütareke teklifine karşı hazırlanan notanın çoğunlukla kabul edildiğini bu konu hakkında bir düşünce olup olmadığını Meclis Reisi’nin sorması üzerine Faik Bey söz alarak şöyle demiştir:

“Efendim, notanın şekline dair Trakyalı mebuslar itiraz etmişlerdi. Bunun

zaptı sabıka geçmesi lazımdı. Zaptın o suretle tashih edilmesini talebederim”173.

8 Nisan 1922 tarihinde gerçekleştirilen oturumun ikinci ictimaının birinci celsesinde Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey’in hapishanelerin idaresinin Dahiliye Vekâletinden alınarak Adliye Vekaleti’ne verilmesine dair görüşülen takririnde, hapishanelerin iyileştirilmesi ve eksikliklerin giderilmesi adına bütçe cetvellerinin oylaması sırasında Faik Bey söz alarak şu ifadelerde bulunmuştur:

“Efendim, tayini esamiyle reye konan bütçenin cetvelleri değildir. Reye konacak

olan bütçenin meriyetini temin edecek olan kanundur. Eğer her vekâletin bütçesini ayrı ayrı tayinin esamiyle reye koymak lazımgelirse her vekâletin bütçesiyle bir kanun yapılması icabeder. Reye konan bu bütçenin heyeti umumiyesinin kanunudur,

171 TBMMZC, 9 Mart 1922, c.XVIII, s. 124.

172 TBMMZC, 4 Nisan 1922, c.XVIII, s.523.

cetvelleri değildir. Binaenaleyh bendeniz heyeti umumiyesinin tayini esamiyle reye konmasını teklif ederim”174.

8 Haziran 1922’de gerçekleştirilen Meclis’in ellinci ictimaında Faik Bey, Kars Mebusu Cavid Bey ile birlikte İngiltere Parlamentosu’nda bulunan encümenlerden biri olan Nihad Reşad Bey’in yaptığı açıklamaya dair Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey’e şu soruyu sormuşlardır:

“Riyaseti Celile’ye

“Nihad Reşat Bey namında bir zatın İngiltere Parlamentosunda encümenlerin birinde İngiliz Mebuslarına karşı vuku bulan beyanatının bir fırkasında Trakya’nın müstakil ve bitaraf bir devlet halinde kalmasına ve Boğazların İtilaf Kuvayı Askeriyesi tarafından işgaline Ankara’nın muhalefet etmeyeceğine dair söz söylediği evrak-ı havadis’te görüldü. Misak-ı Milliye külliyen mugayir olan bu beyanata Hariciye Vekâleti ıttıla hasıl etmiş midir? Etmişse bu baptaki nokta-i nazarı nedir?.. Hariciye Vekâleti Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti namına ecnebi mahafili siyasiye ve matbuatına söz söylemek ve ihsası fikir ve mütalaâ etmek için Nihad Reşad Beye salâhiyet vermiş midir? Bu suallere Hariciye Vekilinin süratle şifahen cevap vermesini teklif ve talep ederiz.

3 Haziran 1338

Edirne Mebusu Kars Mebusu

Faik Cavid”175.

Toplantının devamında Faik Bey, Kars Mebusu Cavid Bey ile birlikte Nihat Reşad Bey’in İngiliz Meclisi’nin komisyonlarından birinde bulunan “Trakya’nın müstakil ve bitaraf bir

devlet halinde kalmasına ve Boğazların İtilaf Kuvay-ı Askeriyesi tarafından işgaline Ankara’nın muhalefet etmeyeceğine dair” açıklamasına binaen Hariciye Vekili’nin Nihat

Reşad Bey’e yetki verip vermediğine dair bir soru yöneltilmiştir. Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey Nihat Reşad Bey’e yetki vermediğine dair açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine söz alan Faik Bey şu şekilde bir konuşma gerçekleştirmiştir:

“Trakya hakkında Hariciye Vekili Bey’in söylediği sözü senet ittihaz ediyorum ve

zapta bu suretle geçmesini talep ediyorum (Zapta geçiyor sadaları). Efendim

174 TBMMZC, 8 Nisan 1922, c.XIX, s.59.

bendeniz suret-i resmiye’de bu sözleri senet ittihaz ediyorum ve bu suretle zapta geçmesini talep ediyorum. İcabında Hariciye Vekilini bundan dolayı mesul edeceğim. Hariciye Vekâleti bir salâhiyet vermemiştir, acaba söylediği sözden dolayı kendisini muaheze etmiş midir, etmemiş midir? Burasını da soruyorum.”.

Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey sözü geçen beyanatın gazetede (Daily Telgraf) görüldüğünü, gazetenin muhalif bir gazete olduğunu ve gerçek olmayan mevzuların da gerçek gibi gösterildiğini söylemiştir. Meclisin gazete beyanlarının tartışılacağı mekân olmadığını söylemiştir. Hariciye Vekâletinin gazete beyanlarından dolayı mesul gösterilemeyeceğini söylemiştir. Şayet mevzuatta böyle bir durum görülürse soru sorulur ve cevabını veririm demiştir.176 Bunun üzerine Faik Bey yapılan bu açıklamaları yeterli gördüğünü ifade etmiştir.

24 Temmuz 1922 tarihinde gerçekleştirilen Meclis’in yetmiş dokuzuncu ictimaında Trakya Paşaeli Cemiyeti tarafından içerisinde Faik Bey’in de bulunduğu kişilerce Edirne’nin işgalinin yıl dönümü sebebiyle Meclis’e şu protesto telgrafını göndermişlerdir:

“TBMM Riyaseti Celile’sine

“Bugün aldığımız zirde münderiç feryatnamenin Meclis-i Âli’ye iblağını rica ve işgali meşumun Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetince de protesto edilmesini temenni ve istirham eyleriz.

24 Temmuz 1922

Edirne Mebusu Edirne Mebusu Cebelibereket Mebusu Kars Mebusu Faik Mehmet Şeref Malkaralı Faik Edirneli Cavid

İstanbul Mebusu İstanbul Mebusu Aydın Mebusu Hakkâri Mebusu Ali Rıza Dr. Adnan Gümülcineli Esad Mazhar Müfid

“Suret

“Yarın güzel Trakya’nın kirli Yunan ayağı ile çiğnendiği gündür. Ezelden ebede kadar Müslüman Türk’ün kutsi varlığını sinesinde taşıyan Trakya’da ırki ve tarihi hiçbir alakası olmayan Yunanlılar bu masum diyara girdikleri günden beri

Yunan medeniyetinin orada yükselttikleri en kanlı abideler tamam kırk bin Müslüman hanesi yakmak ve yetmiş bin nüfusu techir etmek, bin beş yüz karip masumları Palamidi Girid zindanlarına sevk etmek ve silah taharrisi bahanesiyle köyler ahalisine kucakla taşıttıkları dikenleri harman yerlerine serdirerek üzerlerine yalınayak kamçı altında kadın ve çocuklara işkence etmek, koltuklarına kızgın yumurta koymak ve nihayet ırzları yırtmaktan ibaret kalmıştır.

“Biz, Trakya evladı, altı yüz seneden beri Anadolu’da serhat bekçiliğine gönderen, büyük ağabeylerimiz olan Anadolu İslam evladından biz kara bahtlı kardeşlerini unutmamalarını temenni eder ve biz matemli şehrimizi süsleyen bu zavallı altı mübarek camiler önünde Allah’ın huzurunda diz çökerek Misak-ı Milliye karşı merbutiyetimizi ahdi Peyman ettiğimiz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin de biz Trakyalı kardeşlerine aynı vefa ve misak ile mukabele eylemelerini bihakkın temenni eylediğimizin Büyük Millet Meclisine iblağına siz kardeşlerimizi memur eyleriz.

Trakya Paşaeli Cemiyeti

Trakyalılar Teavün Cemiyeti Hayriye’si” 177.

Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olarak Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’da başlattığı Millî Mücadele’ye sonuna kadar destek verdiklerini, Millî Mücadele’nin kazanılacağına, ülkedeki işgallerin son bulacağına dair olan inançlarını dile getirdikleri bu telgrafta, Ankara’da açılan TBMM Hükümeti’nin Yunanlıların Doğu Trakya’da yaptıkları zulüm ve işkencelere karşı sessiz kalmayarak protesto telgrafları çekmelerini istemişlerdir.

27 Eylül 1922 tarihinde gerçekleştirilen Meclis’in yüz dokuzuncu ictimaında Faik Bey, Edirne Mebusu Şeref Bey ve Cebelibereket Mebusu Faik Bey ile birlikte Yunanlılar’ın Trakya’da yaptıkları zulümlere karşılık Hariciye Vekili’nin dikkati çekmek amacıyla şu takriri vermişlerdir:

“Riyaseti Celile’ye

“Yunanlıların Trakya’da yapmakta olduğu mezalim için, Hariciye Vekâletinin nazarı dikkati celp edilmesini ve siyasi teşebbüsatta bulunulmasını teklif eyleriz.

27.IX.1338

Cebelibereket Edirne Edirne Faik Şeref Faik” 178.

Takrir hakkında gerekli açıklamalar ve görüşmeler yapıldıktan sonra bu takririn Hariciye Vekâletine verilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.

3 Ocak 1922 tarihinde gerçekleştirilen Meclis ictimaının ikinci celsesinde Rauf Bey’in Lozan Konferansı görüşmelerine dair açıklamaları üzerine söz alan Faik Bey, Trakya bölgesinin sınırları üzerine açıklamalarda bulunmuş, Karaağaç’ın Türklere verilmesinin Trakya’nın bütünlüğü için yeterli olmadığını, Trakya’nın sınırlarının en doğru şekilde çizilmesi için 1913 sınırlarının geçerli olması gerektiğini, yani yalnızca Karaağaç, Dimetoka değil, Seymenli ve Mustafapaşa kazalarının da bu sınırlara dahil olması gerektiğini, bu bölgede 500 ile 900 nüfus civarında 18 kadar köy bulunduğunu belirtmiştir.179 Faik Bey 1913 sınırının Trakya sınırları için olmazsa olmaz olduğunu da vurgulayan bir açıklama yapmıştır.