• Sonuç bulunamadı

Mehmet Faik Bey’in II. Yasama Yılı Meclis Faaliyetleri

BÖLÜM 2: MEHMET FAİK (KALTAKKIRAN) BEY

2.2. Mehmet Faik Bey’in İlk TBMM’deki Faaliyetleri

2.2.2. Mehmet Faik Bey’in II. Yasama Yılı Meclis Faaliyetleri

25 Nisan 1921 tarihinde Meclis’e gelen Edirne mebusları Faik Bey ile birlikte Mehmet Şeref Bey alkışlar eşliğinde birer konuşma gerçekleştirmiş ve bağımsızlık mücadelesini sonuna kadar sürdüreceklerini söylemiştir. İlk olarak söz alan Mehmet Şeref Bey bir konuşma gerçekleştirmiş ve sonrasında Faik Bey söz alarak şunları söylemiştir:

“Muhterem Efendiler; arkadaşım Şeref Bey tekmil samimi ruhundan kopan hissiyatı tamamiyle size arz ettiği cihetle ben daha fazla bir şey söylemeyeceğim. Yalnız hakkımızda gösterdiğiniz âsarı teveccühe teşekkür ederim ve affınızı rica ederim. (Alkışlar)”163.

162 TBMMGZC, 1 Şubat 1921, c.VIII, s.361.

28 Mayıs 1921 tarihinde Meclis’in otuz yedinci ictimaında Faik Bey, Edirne Mebusu Mehmet Şeref Bey ile birlikte Malta tutuklularına dair, İstanbul Hükümeti’nin de İngilizler’le iş birliği yaparak, vatanlarının bağımsızlığı için mücadele eden bir takım kişileri Malta’ya İngilizler’in zulüm ve işkencelerine sürgüne gönderdiklerini, orada zulüm ve işkence görerek, açlık ve sefalet çekenlerin ailelerinin de aynı şekilde sefalet ve açlık çektiklerini, bu insanların suçlarının sadece vatanlarını savunmak olduğunu ve bu yüzden Meclis’in harekete geçmesi gerektiğini, Malta’da sürgünde bulunanlara karşılık Anadolu’da tutuklu bulunan İngilizlerin de sürgündekiler serbest bırakılmadıkça, serbest bırakılmamasına dair takrir vermişlerdir.164 Vatanını bağımsızlık adına savunan bu vatansever insanları İngilizler serbest bırakmadığı müddetçe İngilizlere karşı hamle olarak Anadolu’da tutuklu bulunan askerlerin serbest bırakılmamasını dair verdiği bu takrir yapılan görüşmeler sonrasında Heyet-i Vekileye gönderilmesi kabul edilmiştir. Toplantının devamında Faik Bey ile birlikte Edirne mebusu Mehmet Şeref Bey Malta’da tutuklu bulunanlar hakkında verdikleri takrirden sonra yapılan görüşmelerde daha önce böyle bir kanun yapıldığı, bu yüzden bu takrire gerek olmadığı ve ayrıca Malta’da sadece vatanperverlerin bulunmadığı aynı zamanda vatana ihanet edenlerinde bulunduğu üzerine görüş bildirilince Faik Bey söz alarak şunları söylemiştir:

“Rica ederiz müsaade buyurun efendim. Efendiler; biz bu adamlar için adalet istiyoruz, merhamet istiyoruz. Bunlar buraya geldikten sonra haklarında kanunen layık göreceğiniz her türlü mücazat ve her türlü mükâfatı ayrıca tatbik edersiniz. “Fakat bunları bir düşman elinde bir düşmanın çizmesi altında bırakmaya hakkınız yoktur. Efendiler… Bu adamlar da bu memleketin evladıdır. Bu adamlar bu memleketi ateşe de vermiş olsalardı, onları düşman çizmesi altında bırakmaya hakkımız yoktur. Kurtaracaksınız…”165.

18 Haziran 1921’de gerçekleştirilen Meclis oturumunda Erzurum Vekili Hüseyin Avni Bey 30 Mayıs’ta gerçekleştirilen Meclis oturumunda tatil meselesi müzakere edilirken meseleyi Meclisi Ali’nin kabul etmediğini, Meclis’in yasama ve yürütme işleri ile meşgulken tatil kararı alamayacağını, Meclisi Mebusan’ın kanun koyma yetkisi elinde iken kanunun 62. maddesine binaen bu hakkın Heyet-i Celile’ye verildiğini, bundan

164 TBMMZC, 28 Mayıs 1921, c.X, s.328-332.

dolayı bir daha Makamı Riyasetin böyle yapmamasına dair takriri üzerine söz alan Faik Bey şunları söylemiştir:

“Efendim, zannederim Avni Bey biraderimiz işi yanlış anlamıştır. Meclis tatil edilmemiştir. Yalnız celsenin içtimai on sekiz Haziran’a talik edilmiştir. Bu da Divanı Riyasetin hakkıdır. Binaenaleyh buyurdukları şey varit değildir”.

Bunun üzerine söz alan Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Bey’in Divan-ı Riyaset’in bu gibi bir hakkının olmadığını Meclis’in yetkisinin Divan-ı Riyaset’ten daha üstün olduğunu belirterek bunun oylama ile düzeltilmesini istemesi üzerine Faik Bey söz alarak konuşmasını devam ettirmiştir;

“O halde Nizamname-i Dâhiliyeye bir madde ilave etmesini teklif etsinler; takrirleri Layiha Encümenine gitsin...”.

Oturum Reisi Hüseyin Avni Bey’in bu konuya ilişkin takriri olduğunu ifade ederek

“evrak-ı varide” olarak okunacağını belirtmiştir. Bunun üzerine Hüseyin Avni Bey

takririn görüşülmesini teklif etmiştir. Söz alan Faik Bey önceki tutanakların kabul olunduktan sonra düzeltme yapılamayacağını, zaten tüzükte açıklandığını bu yüzden Avni Bey’in teklifinin gerçekleşemeyeceğini açıklamıştır.166

1 Ağustos 1921 tarihinde gerçekleştirilen elli sekizinci içtimada sigara kağıdının tekeli ve kibrit tüketimin vergisinin arttırılmasına dair kanun tasarısı üzerine yapılan görüşmede Faik Bey bu kanunun reddedilmesini ve sigara kağıdına iki katı vergi koyulmasını belirtmiştir.167 Ayrıca sigara kâğıdı ve kibritin tekelleştirildiği zaman kaçakçılık olacağına dair eleştiride bulunmuştur.

4 Ağustos 1921’de gerçekleştirilen altmış birinci ictimada ülkenin çeşitli yerlerinde müfettişlikler kurulmasına dair teklif üzerine söz alan Faik Bey şunları söylemiştir:

“Efendim bu kanunun heyeti umumiyesi esasen Meclisi Âlinizce kabul olunmuştur. Binaenaleyh, heyeti umumiyesi hakkında müzakere cereyanına mahal yoktur. Derhal maddelerin müzakeresine geçelim. (Lüzum vardır, sadaları) Maddeleri söyleyiniz, efendim”168.

166 TBMMZC, 18 Haziran 1921, c.X, s.384.

167 TBMMZC, 1 Ağustos 1921, c.XI, s.380-385.

4 Şubat 1922 tarihinde Meclis’in yüz elli dördüncü ictimaında Faik Bey, Mehmet Şeref Bey, Gelibolu Mebusu Celal Nuri, Bolu Mebusu Trakyalı Dr. Fuad ile birlikte Yunan Parlamentosu’nda bulunan bazı şahısların Trakya’nın Osmanlı hakimiyetine tekrar geçmesine dair protesto metinleri hakkında takrir vermişlerdir. Takrirde Yunan Meclisi’nde Trakyalı mebusların olamayacağı, Trakya’nın temsilcilerinin bağımsızlık mücadelesi veren Büyük Millet Meclisi’nde yer aldıklarını, bu yüzden bu ahvalin Meclis tarafından protesto edilmesini teklif etmişlerdir. Yunan Meclisi’nde yer alan mebusların Sevr Anlaşması’ndan doğan haklardan bahsettiklerini lakin bu anlaşmanın bizim devletimiz tarafından şekil ve hukuki bakımında onaylanmadığı takrirde ifade edilmiştir. Fransa Cumhuriyeti’nin Sevr Antlaşması’nı yok hükmünde saydıklarını yine takrirde belirtmişlerdir. İngiltere’ye yollanan heyetin Sevr Antlaşması’nın içerdiği koşulları kabul etmemesi ve yapılan görüşmeler sonrası İngiltere Başvekili Mr. David Lloyd George bile bu antlaşmanın geçersizliğini itiraf ettiğini, bundan dolayı kendilerine Trakya mebusu sıfatı veren şahısların iddialarını kınamayı ülkenin savunması amacıyla bir borç bildiklerini takrirde ifade edilmiştir.169 Dünya savaşında İtilaf Devletleri yanında savaşan bir kısım Trakyalı Rumlar bulunduğundan dolayı, bu durumun Trakya’nın Yunanistan’a verilmesi düşüncesi için bir neden olamayacağını, Trakya’da asıl zulüm ve işkenceyi Yunanlılar’ın yaptığını, bundan dolayı buranın savunulmasının doğal olduğunu, Trakya bölgesinin bir Türk vatanı olduğunu ve Misak-ı Milli’yi kendisine prensip sayan Heyet-i Celile’nin bu ahval üzerine protesto etmesini teklif ettiklerini belirttikleri bu takrir yapılan görüşmeler neticesinde Meclis’in bu hadiseyi protesto etmesi oybirliği ile kabul edilmiştir.