• Sonuç bulunamadı

İsmet Bey’in III. Yasama Yılı Meclis Faaliyetleri

BÖLÜM 6: İSMET (İNÖNÜ) PAŞA

6.2. İsmet Bey’in İlk TBMM’deki Faaliyetleri

6.2.3. İsmet Bey’in III. Yasama Yılı Meclis Faaliyetleri

TBMM’de gerçekleştirilen 30 Ekim 1922 tarihli toplantıda İsmet Paşa cephelerde görevinin son bulduğunu ve artık Meclis’e dahil olduğunu açıklayan beyanat vermiştir. Genel olarak ordularımızın Batı ve Doğu’da uğradığı saldırılar karşısında başarı ile mücadele ettiklerini, Yunanlıların Sakarya’da kesin bir şekilde defedildiklerini, Türk ordusunun asıl gayesinin sulh olduğunu ve sadece bunun için mücadele ettiğini ifade eden bir beyanat vermiştir.434 Başarıyla sürdürdüğü askeri mücadeleler neticesinde alınan galibiyet sonrasında Edirne’den milletvekili seçildiği için Meclis’e intikal etmiştir. Askeri cephelerdeki başarılarını bundan sonraki hayatında siyasi alanda da sürdürmüştür. Toplantının devamında Sadrazam Tevfik tarafından Osmanlı Devleti’nin geleceği hakkında gönderilen telgraf hakkında ve Hilafet konusunda görüşmeler yapılmıştır. Tevfik Paşa’nın Ankara’daki Büyük Millet Meclisi’ne acele olarak gönderdiği telgrafta Avrupa’da bir şehirde sulh konferansı gerçekleştirileceği buna da İstanbul Hükümeti’nin yanında TBMM’nin de davet edildiğini ve bir heyet göndermesini, şayet TBMM bu çağrıya kulak asıp bir heyet göndermezse Ziya Paşa’nın gönderileceğini beyan ettiği telgraf üzerine gerçekleştirilen görüşmelerde söz alan İsmet Paşa, bu telgrafın resmi bir belge olamayacağını belirtmiştir.435 İtilaf Devletleri’nin hakimiyeti altındaki İstanbul Hükümeti’nin bu şekilde bir heyeti göndermesinin mümkün olmadığını, artık tek yetkili makamın TBMM olduğunu, TBMM’nin göndermediği bir heyet ile yapılacak olan barış müzakerelerinin asla kabul edilemez olduğunu ifade etmiştir.

433 TBMMZC, 19 Eylül 1921, c.XII, s.263-264.

434 TBMMZC, 30 Ekim 1922, c.XXIV, s.251-254.

2 Kasım 1922’de TBMM’de gizli celse olarak gerçekleştirilen toplantı da Lozan Konferansı’na gidecek olan heyet ve bu heyete verilecek olan ödenek hakkındaki görüşmelerde söz alan İsmet Paşa; hükümetin ilk olarak sulh konferansının ülkemiz içinde bir yerde yapılmasını teklif ederek, TBMM’nin gerçekleşecek olan konferanstaki bütün görüşmelere hâkim olmayı hedeflediğini, ancak TBMM’nin bu isteğinin konferansa katılacak olanlar tarafından kabul görmediğini açıklamıştır. Ülke dışında çalışacak delegelerin görüşülen konuları Dünya’ya sızdırmayacak kişilerden oluşması gerektiğini belirtmiştir. Bir ülkeyi ilgilendirecek bu denli önemli konuların iki üç kişinin eline bırakılamayacağını, bu yüzden de heyete iktisadi, mali, siyasi, adli, konularda uzman danışmanların da katılmaları ve görüşülen konularda fikirleri dinlenerek kararların alınması gerektiği yönünde bir görüş beyan etmiştir.

Heyet ve danışmanlara ek beş kişi veya daha da fazla olacak şekilde ayrı bir heyet halinde bulunmaları gerektiğini, bu heyetin imza yetkisi olmayacağını, grup içerisinde alınacak kararlarda söz sahibi olacağını açıklamıştır. Ancak bunlarında delege içerisinde alınacak kararlarda söz sahibi olmasının heyetteki delegelerde eş hakka sahip olması demek olduğunu ve kararların alınmasını güçleştireceğine de vurgu yapmıştır. Danışmanların olması hususunda Hariciye Vekili olarak, düşman ülkelere mensup kişilerden dahi istifade edilmesi kararında olduğunu söylemiştir. Bu şekilde alınacak kararlarda danışmanın görüşlerinin o ülkenin görüşleri imiş gibi göstererek karşı gelerek istediği sonuca ulaşabileceğini belirtmiştir. Danışman heyetinin de alınacak kararlarda yetkili olması istendiğini ve kendisinin de bu konuda hem fikir olduğunu söylemiştir.436 Yıllardır verilen mücadeleler nihayetinde kazandıkları Millî Mücadele’deki başarıların akabinde yapılacak olan Lozan gibi mühim bir Barış Konferansı’nda alınacak kararların üç beş kişi eline bırakılarak ülkenin kaderinin belirlenmesinin yanlış olduğuna vurgu yaparak adli, siyasi, mali konularda da danışmanların bulunması gerektiğine dair açıklamalarda bulunmuştur.

TBMM’de 3 Kasım 1922 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda Lozan’a gidecek heyetin takip edeceği yol hakkında beyanat vermiştir.437 Mustafa Kemal tarafından Lozan’a

436 TBMMGZC, 2 Kasım 1922, c.III, s.997-1000.

gidecek heyetin başkanlığına seçilen İsmet Paşa Misak- ı Milli kararları çerçevesinde bir barışın tesis edilmesi için mücadele edeceğini ifade eder.

15 Kasım 1922 tarihinde Lozan’da gerçekleştirilen Sulh konferansı hakkında TBMM’yi bilgilendiren telgrafı şu telgrafı göndermiştir:

“Ankara’da İcra Vekilleri Riyasetine

“Lozan’a muvasalatını âtideki telgrafla, Fransa, İngiltere, İtalya Hariciye Nazırlarına bildirdim.

“Sulh Konferansının ictimaı hakkında Fransa, İngiltere, İtalya hükümetleri tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne resmen vuku bulan davet ve bu bapta teati notalar üzerine bu konferansın küşadı için 13 Teşrinisani tarihi sureti katiyede takarrür ettiği cihetle Lozan’a muvasalat eden Türk Heyeti Murahhasa’sının sureti müşterekede takarrür eden bâlâda mezkûr tarihte müzakerata girişilmeye âmede bulunduğunu zat-ı asilânelerine tebliğ ile kesbi şeref eylerim.

“Akdi sulhun taliki Türk milleti için vüsatı takdir edilecek fedakârlıklar ve mezahimi temadi ettirecek ve bertaraf edilmesi münhasıran bizim hüsnüniyetimize taallûk etmeyen gayri muntazar netayiç tevlit edebilecek bir maiyette olduğunu benimle birlikte zatı asilâneleri de takdir edecektir. Bu cihetle cihan sulhunun menfaati namına konferansın muvaffakiyeti seirası için perverde ettiğim hararetli temennileri zat-ı asilânelerine tebliğ ve ihtiramatı faikamın teminine müsaraat eylerim.

14 Teşrinisani 1338 İsmet” 438.

5 Şubat 1923 tarihinde Lozan Konferansı’ndaki görüşmelerin son durumu hakkında439 ve 7 Şubat 1923 tarihinde Lozan Konferansı hakkında malumat içeren TBMM’yi bilgilendiren telgrafı440 olmak üzere Meclis’e üç telgraf göndermiştir.

21 Şubat 1923 tarihinde TBMM’de gizli celse olarak gerçekleştirilen toplantıda Lozan Konferansı’nın safhaları ve görüşmelerin kesilmesi konusunda söz alan İsmet Paşa; konferansın üç bölüme ayrıldığını, birinci bölümün siyasi ve arazi meseleleri olduğunu, bunlarında hudutlar, Boğazlar, Musul olduğunu, ikinci bölümün mali ve iktisadi

438 TBMMZC, 15 Kasım 1922, c.XXIV, s.523.

439 TBMMGZC, 5 Şubat 1923, c.III, s.1274-1275.

meseleler olduğunu, üçüncü bölümünde kapitülasyonların, idari ve dini meselelerin konuşulduğu bölüm olduğunu açıklamıştır.

Siyasi ve arazi meseleleri İngilizler, mali ve iktisadi meselelerini Fransızlar, kapitülasyon meselesinin de İtalyanlar tarafınca takip edildiğini, Musul meselesinin daha sonra halledilmek üzere ertelendiğini, İtalyanlar ile olan On iki ada meselesinin konferansta mevzubahis edilmediğini, Boğazlar meselesinin halledilemediğini, ekalliyetler meselesinin halledildiğini, iktisadi meselelerde tamirat meselesinin mevzubahis olduğunu, yabancı şirketlerin zararlarının tarafımızca karşılanmasının istendiğini, kapitülasyonlar meselesinde direnseler de sonunda vazgeçtiklerini anlatan genel bir izahat vermiştir.441 Konferans’ın genel işleyişi ve gelişmeleri hakkında izahatta bulunduktan sonra Konferans’a verilen aranın akabinde yapılacak görüşmelerde Meclis’ten nasıl bir yol izlenmesi istenirse o şekilde görüşmelere devam edileceğini açıklayan bir konuşma yapmıştır.

TBMM’de 27 Şubat 1923’de gizli celse olarak yapılan ictimada, Lozan Konferans’ında sınırların belirlenmesi ile ilgili açıklama ve ara verilen konferansın tekrar açılması halinde izlenecek yol ile ilgili tespitlerin belirlendiği toplantıda söz alan İsmet Paşa; Şark’ta Musul Vilayeti ile ilgili sınır, Güney’de Fransızlar ile Suriye ile belirlenecek sınır, Batı’da da sınırın Meriç olması meselesinin konuşulduğunu açıklamıştır. Bunlardan başka Boğazlar sözleşmesi, gümrük ve ticaret sözleşmesi olmak üzere iktisadi meselelerinde zikredildiği İtilaf Devletleri’nin projesinin bunlar olduğunu ve bu projenin kabul görmediğini açıklamıştır. Sınırlarımızın Misak-ı Milli ile çizilen sınırlar dahilinde kabul görmesi gerektiğini savunduklarını ifade etmiştir. Meriç’in Batı tarafının çizilen Misak-ı Milli sınırları dahilinde olmadığını bu yüzden bundan vazgeçmeleri gerektiğini, sadece Karaağaç bölgesi için ısrar ettiklerini ifade etmiştir. Musul meselesinin İngilizlerle bir sene süre içerisinde ayrıca çözümlenmesi konusunda anlaştıklarını, şayet mesele çözüme kavuşmaz ise konunun Milletler Cemiyeti’ne taşınacağı konusunda anlaştıklarını açıklamıştır. Güney’deki Suriye sınırı için Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması’nda İskenderun için ve Türk ekseriyetler için belirlenen maddeler olduğunu ve bunların savunulduğunu ifade etmiştir.442

441 TBMMGZC, 21 Şubat 1923, c.III, s.1291-1301.