2.6. Medyanın Etkisi
2.6.1. Medyanın Bireyler Üzerine Etkisi
Kitle iletişim araçlarının toplum üstündeki gücünden dolayı bireyleri, okul
döneminden bu yana, yaşamları süresince ve genellikle de farkına varılmadan önemli
düzeyde etkilemektedir (Arnas, 2006: 138-145; Kervancı, 2013). Son yıllarda,
tüketicilerin beslenme konularına ilgisi ve beslenme bilinci her geçen gün
artmaktadır. Fakat medyadaki yanlış beslenme bilgileri, bilime dayalı olmayan sağlık
iddiaları ve yiyecek reklamlarının tüketicileri yanlış yönlendirdiği görülmektedir
(Earl ve Wellman, 1990: 583-585; Çinpolat, 2006).
2015 yılında İzmir’de kadınlar üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Bu
araştırmada kadınların medyada ilgilendikleri beslenme konuları, medyayı takip etme
nedenleri ve takip ettikleri süre aralığı analiz edildiğinde; katılımcıların %58.1’inin
“sağlıklı beslenme” içerikli yayınlara ilgi gösterdiği tespit edilmiştir. Beslenme
konularını takip etme nedenleri incelendiğinde; kadınların %42.7’sinin medyayı
“sağlıklı beslenmeyi öğrenmek için” takip ettikleri anlaşılmıştır. Ayrıca,
katılımcıların %42.3’ü beslenme konusunda medyada yer verilen yazılardan,
haberlerden ve reklamlardan “bazen” etkilendiklerini, %69.1’i medyayı takip ederek
beslenme ve sağlık hakkında bilgi düzeylerinin arttığına inandığını, %54.9’u
medyadaki
yayınlar
sayesinde beslenme alışkanlıklarını değiştirdiklerini
belirtmişlerdir (Oran vd., 2017).
American Dietetic Association (ADA)’nın yaptığı bir araştırmaya göre,
Amerika’da beslenme hakkında bilgi edinmek için en çok tercih edilen medya
kaynağının magazin dergileri olduğu tespit edilmiştir. Tercih edilen ikinci medya
kaynağının ise televizyon programları olduğu belirtilmiştir. Yapılan bu çalışmanın
neticesine göre; araştırmaya katılan bireylerin %87’si magazin dergilerinde yer alan
beslenme ve sağlık hakkındaki yazıları güvenilir bulmuştur. Araştırmanın bir diğer
önemli bulgusu da kadın magazin dergilerinde erkek magazin dergilerine oranla daha
fazla beslenme makalesinin yer aldığıdır (Jacobsan, 2003).
Özellikle kadın dergilerinde yer alan ve okuyucu kitlesi tarafından en çok
merak uyandıran konuların güzellik, beslenme ve diyet olduğu belirlenmiştir.
Günümüzde yayınlanan kadın dergilerinin bir kısmında sağlıklı beslenme ile ilgili
uzman görüşlerine ve diyetisyenlerin yazdıkları diyet programlarına yer verildiği
görülmektedir (Barbara ve Lynn, 2008: 191-197).
Amerika’da yapılan bir çalışmada magazin dergilerinde yer alan makaleler
incelemeye alınmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde en fazla satılan kadın
dergileri değerlendirilmiştir. Altı aylık bir araştırma sonucunda, değerlendirmeye
alınan magazin dergilerinde yer alan makalelerin %20’sinin sağlıkla ilgili bir konuda
yazıldığı belirlenmiştir. Araştırma kapsamında bulunan bir dergide yer alan sağlık
konulu 57 makalenin, %38.6’sı diyet temasında yazılmıştır. Yayınlanan makalelerin
büyük kısmının diyet yapmak ile ilgili olduğu, sağlıklı beslenmeye dair makalelerin
sayısının ise daha az olduğu görülmüştür. Kadın dergilerinde çoğunlukla işlenen
konunun kilo kaybı, zayıflama yöntemleriyle alakalı olduğu bulunmuştur. Kilo
denetimi ile ilgili makaleleri; kilo kontrolü, egzersiz ve sağlıklı beslenme konuları
izlemektedir. Araştırma neticesinde, magazin dergilerinin sağlık konusunda
okuyuculardan etkileşim alacak yöntemler izlemiş oldukları görülmüştür. En fazla
etkileşim alan bölümler, konu testleri ve uzmana danışın kısmıdır (Hawks vd., 2004:
194-203).
Kitle iletişim araçlarının belki de en yaygın kullanılan aracı televizyonda,
toplumdaki bütün yaş gruplarına göre yayınlar bulunmaktadır. Televizyonda
yayınlanan neredeyse her yayını çocuklar büyük bir ilgi ve merakla izlediklerinden
dolayı çocukların pek çok konuda bilgi sahibi oldukları görülmektedir. Bu durum,
onları biyolojik bir örnekten ziyade toplumsal bir olgu haline getirmektedir. Bu
sosyalleşme sürecinde televizyon, aile ve eğitim kurumlarıyla birlikte yeni bir faktör
olarak kabul edilmektedir. Böylece, televizyonun toplum üzerindeki etkisi daha fazla
hissedilmektedir (Yavuzer, 1996: 116; Mutlu, 2005).
Kadınlar üzerinde yapılan başka bir çalışmada ankete katılanların %41.9’unun
beslenme hakkında verilen bilgileri doktorlardan, %33.8’inin beslenmeye dair
kitaplardan, %32.3’ünün ise televizyon programlarından edindiği belirtilmiştir
(Çakıroğlu ve Vashfam, 2007: 565-571). Başka bir çalışmada; kadınların
televizyondaki beslenme ile ilgili olan programlara ne ölçüde ilgi duydukları
araştırılmış. %53.3’ünün bu tür programları bazen izlediği, %21.7’sinin ise her gün
izlediği tespit edilmiştir. Her gün televizyonda bu programları izleyenlerin %20’sinin
çalışan kadın olduğu, %23.3’ünün ise çalışmadığı saptanmıştır (Güler ve Özçelik,
2002). Kadınların televizyon izlemelerine dair gerçekleştirilen bu ve bunun gibi diğer
araştırmalarda, katılımcıların yeni bilgilere ulaşmasında televizyonu tercih etme
oranlarının yüksek olduğu net bir biçimde görülmüştür.
Medya kaynakları konusunda araştırma yapanların ortak görüşte olduğu nokta,
medyanın bireyler üzerinde büsbütün bir etkisi olduğu yönündedir. Kitle iletişim
araçlarının etkisiyle başta çocuklar ve gençler olmak üzere bütün tüketiciler üzerinde
oluşan bilinç bulanıklığı yüzünden bireyler sağlıklarını tehlikeye atan, sağlığa zararlı
gıda ürünlerini tercih eder hale gelmiştir (Grontved ve Frank, 2011: 23; Kervancı,
2013).
Ülkemizde son zamanlarda çocuklara yönelik reklamların sayısı giderek
artmaktadır. Üstelik bazı reklam ajansları yalnızca çocukları hedef alarak
çalışmalarını sürdürmek için üstelemektedir. Bu durum, reklamların çocuklar
üzerinde olumsuz pek çok psikolojik ve fizyolojik etkiye sebep olmaktadır (Asena,
2009; Günlü ve Derin, 2012: 62-77). 2-11 yaş arasındaki çocuklara yapılan bir
araştırmada, çocukların haftada ortalama 25 saat izledikleri televizyon programları
esnasında yüksek oranda şeker içeren yaklaşık 20 bin yiyecek reklamına maruz
kaldıkları tespit edilmiştir (Ertunç, 2011: 33).
Kadınlar ve erkeklerin aile içinde televizyon izleme davranışları arasındaki
farkları araştıran çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Bu araştırmaların genelinde kadın
izleyiciler evin işleri ile uğraşırken bir taraftan da televizyonda yayınlanan programın
sesini dinledikleri anlaşılmıştır. Fakat kadınlar televizyonda önemli olduğunu
düşündükleri bir şey duyduklarında ekranın başına geçip o yayını izlediklerini
belirtmektedirler. Cinsiyetler arasında görülen farklılıklar, evdeki iş örgütlenmesinde
kadın ve erkeğe toplumsal boyutta yüklenen rollerden kaynaklı olduğu sanılmaktadır
(Birgül, 1999; Kaypakoğlu, 2003: 105-106; Mutlu, 2005).
Belgede
Kamu çalışanlarının medya yayınları ile besin algısı arasındaki ilişki
(sayfa 46-49)