• Sonuç bulunamadı

2. NEFRET SÖYLEMİNE KAVRAMSAL BAKIŞ VE MEDYAYLA İLİŞKİSİ

2.4. Medyada Nefret Söylemi

vermez veya yaşamlarını zorlaştırır. Bu yüzden “öteki” olarak adlandırılan bireyler kendini bulundukları çevreden zaman içerisinde uzaklaştırır.

Sözde İslamcı olarak adlandırılan bazı radikal terör örgütleri dünya genelinde yapmış oldukları eylemlerden dolayı “islamofobi”nin oluşmasına neden olur. Ülkemizde ise insanlar kimin daha fazla dindar olduğunu veya olmadığını üzerinde fikir tartışmalarında bulunmaktadır. Türkiye’de gündemden düşmeyecek şekilde İslam dini medyanın sürekli olarak sunduğu Şii-Sünni mezhep tartışması, laiklik tartışması, siyasi partilerin “gerçek dindarın kim olduğu” tartışması ve bu konuların sürekli olarak yarıştırılması gözlemlenmektedir (Taş, 2017, s. 65).

İnsanın doğduğunu andan itibaren büyüdüğü çevrede bilgi edindiği ön kabuller ve ahlaksal şablonlar vardır. Bu durum bireylerde “biz” denilen kavramı doğurmaktadır.

“Biz” kişilerin ait olduğu çevreyi ve onun zihinsel/düşünsel yapıyısını ifade etmeye yarayan bir kavram olarak karşımıza çıkmasını sağlar. Biz kavramı genel olarak bizlik betimlememize aykırı “öteki” kavramının insanın zihninde oluşmasına sebep olmaktadır.

Toplumsal ayrıştırmacılığa neden olan ötekileştirme ayrımcılığın ana kaynağı olarak görülmektedir. Bizden olmayan bireylere karşı ötekileştirici ve önyargılı bir bakış açısının oluşmasına neden olmaktadır (Koçak & Küçük, 2020, s. 276).

bağ kurarak örnek aldıkları gözlemlenmektedir. Eğitim bilimcilerin, psikologların ve sosyologların bu konu hakkında yapmış olduğu araştırmalar bir sonuca ulaşmıştır.

Araştırmalar sonucunda, bireyler hangi yaş grubunda olduğu fark edilmeksizin yeni medya ya da geleneksel medyadaki örnek rol modellerle yani bu mecralardaki ünlülerle özdeşim kurmakta ve benimsemektedirler (Arslan, 2004, s. 10).

Gazetelerdeki haber yazılarının içeriklerinde kullanılan türler vardır. Haberlerde varolan geniş alanlar ya da dar alan kodları, bunun yanı sıra da bilimsel kodlar vardır. Haberlerin türlerine göre de haber metninin sözdizimi, cümlelerin yapısı da farklılık göstermekte ve önem arz etmektedir. Gazetelerin sektördeki pozisyonları da bu kodların hangisini daha çok kullanması gerektiği konusunda belirleyici unsurlardan olmaktadır. (Devran, 2010, s. 34).

Haberde kullanılan söylemler, haber metnindeki anlatım unsurları, yer ve zamana göre oluşturulan bağlamlarla ilişkilendirildiğinde anlaşılır. Sonuç olarak haberdeki bu bağlamlar ise okuyucuyu haber üretimi aşamasına ve toplumsal yapı içerisinde iletişim aracı olan medyanın konumuna ilişkin tartışmalara geri götürür. Haber ajanslarının toplum üzerindeki iktidar/ güç olan rolünü sürdürmeye devam etmesi toplum tarafından sorgulanmasına yol açar (İnal, 1996, s. 22).

Haberlerde yer verilmekte olan düşün bilimsel, toplumsal ya da siyasal öğretilerin bütünü olan ideolojik kodların ne anlama geldiğini anlamak için araştırmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda haber metinlerindeki cümlelerin dolaylı bir şekilde anlatılması ya da üstü örtülü anlamların incelenmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir. Genel olarak söylem analizi yöntemi, ideolojik ve dilsel bağlamda yapılan hataları gün yüzüne çıkarmayı sağlamaktadır. Söylem analizi yanlışların çıkarılması açısından önem arz etmektedir (Toruk & Sine, 2012, s. 352).

Bazı haber metinlerinde birinci ağızdan anlatım tercih edilirken bazı haberler de ise üçüncü ağızdan anlatım tercih edilmektedir. Gazeteler kendi ideolojilerini ve çıkarlarını gözeterek haberler çıkarmaktadır. Eğer haber gazetenin ideolojisine ters düşüyor ise üçüncü kişi anlatımıyla edilgen cümleler oluşturulmaktadır. Yayınlanan haber gazetenin

lehine ise yazar birinci kişi anlatımı tercih eder ve olumlu cümleler kullanarak yapılandırmayı sağlar (Devran, 2010, s. 95).

Haber üretim süreçlerine baktığımız andan itibaren haber söyleminin oluşmasında birçok unsur bulunmaktadır. Bu bağlamda haberin söylem üretimi, gazetecinin mesleki formasyonu, haberin temel bilgilerinin öğrenildiği kaynak, haberin kurgulandığı ve tekrardan üretildiği kurumun yapısı, metnin geçtiği editoryal süreç, siyasal/politik ve ekonomik konjonktürün belirleyici rolleri vardır. Eleştirel yaklaşımların öngördüğü bir diğer tez ise toplumda var olan egemen ideolojinin ve değerler sisteminin gerek haber gerekse diğer anlatım türlerini yeniden ve tekrar tekrar inşa ettiğidir (Karaduman, 2017, s. 43).

Geleneksel veya yeni medya ötekileştirici söylemlerinden dolayı ayrımcılığın iyiden iyiye toplumun tabanına yerleşmesine, benimsenmesine neden olmaktadır. Medyanın bu tutumundan dolayı bireylerin en iyi ihtimalle ayrımcılık karşısındaki reaksiyonlarının azalmasına ve kişilerin ayrımcılık karşısındaki duyarsızlıkları artmasına neden olmuştur (Çelenk, 2010, s. 216).

Hegemonya burjuvazi değerlerine göre bir grubun diğerine göre daha baskın olmasıdır.

İnsanlar üzerinde hegemonya veya hakimiyet kazanmanın en temeller yollarından birisi de söylemsel ve zihinsel kontrolle sağlanmaktadır. Alıcı olan kitle yani izleyici/dinleyici, aldıkları mesajları kişisel değerlerine, inançlarına, ideolojilerine ve deneyimlerine ters düşmüyorsa haberi benimsemektedirler. Haberin kaynağını veren veya ileten taraf akademisyen, alanında uzman olan bireyler, profesyoneller veya güvenilir medya kuruluşları ise söylemleri alıcılar iletilen bilgileri kanıksamaktadırlar (Devran, 2010, s.

29).

Van Dijk’in deyimiyle “Haberin söylemi el altında bulunan söylemlerin bir ürünüdür.”

Haber metninin söylemini incelerken küresel ve yerel yapılar arasındaki çözümleyici bir ayrımın önemine vurgu yapılmaktadır. Gazete haberlerindeki metinlerin makro yapısını, haberin başlığı bunun yanı sıra haber metninin girişi, spotlar ve kullanılan görsellerin yer aldığı tematik yapı ile haberin içinde bulunduğu koşul, ana olayın sunuş biçimi, haberin

şematik yapı oluşturur. Başlık ve haber girişlerine inceleyerek haber içeriğine dair özete ulaşmak mümkündür (Karaduman, 2017, s. 40).

Her metnin bir olay dizisini anlatma şekli vardır. Haberler metinlerin de bir anlatısı vardır.

Bir haber metninin anlatım biçimi haberin öykülendiriliş şekli ile ilgili kavramdır.

Geleneksel anlamda bir haberin oluşunda belli başlı unsurlar vardır. Haberi oluşturan temel öğeler şunlardır; haberin başlığı, alt başlığı ve metnin oluşum sürecinde ortaya çıkan ara başlık ve spotlardır. Normalde birkaç cümleden oluşan bir haber metni ters piramit ya da düz (normal) piramit biçiminde yazılır (Devran, 2010, s. 83).

İnal’a göre (1996) haberi bir söylem olarak analiz etmek ve çözümlemek, haberin hazırlanış evrelerinden ve toplumsal yapı içerisinde zamanla oluşan güç/iktidar ilişkilerinden ayırmadan incelenmesi demektir. Söylem çözümlemesi ise haber metinlerinin oluşturduğu bağlama dair bir inceleme şeklidir (s. 134).

Gazetelerin savunduğu bir başka görüşte haber metinlerinde, benimsenen veya desteklenen ideolojinin haklılığını ispat etmek adına özellikle her kesimin aynı fikirde olduğu, aynı değerler bütününü savunduğu öne sürmektedir. Sonuç olarak toplumla aynı uygulamayı ya da pratiği önerdiğini belirtmektedir. Bu bağlamda haber metinlerinde savunulan ideolojilerin aslında toplumun da benimsediği bir ideoloji olduğu belirtilmekle beraber özellikle vurgulanmaktadır (Devran, 2010, s. 167).

Haber içeriğinin söylemi oluşturulurken medya organlarının ekonomi politikası göz ardı edilmeden yapılmaktadır. Başka bir deyişle medya kuruluşlarının kar etme güdüsü ve kaygısı, daha geniş kitleye yönelik hitap edecek şekilde içeriklerin hazırlanmasını gerektirmektedir. Bu durum haberlerin çeşitli bir biçimde sunulmasını engellerken, birbirine benzeyen konuların ele alınmasına yol açmakta ve daha çok dikkat çeken konuların seçilmesine neden olmaktadır (İnal, 1996, s. 96).

3. EMANİ AL-RAHMUN CİNAYETİ HABERİNİN GELENEKSEL

Benzer Belgeler