• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ÇEKĠM EKLERĠ

1.1. Öğeleri Belirleyiciler 1. Ġsimlerde

1.1.1.5. Ayrılma Durumu

1.1.2.1.2. Meçhul / Edilgenlik Ekleri

Geçişli fiillerin kök ve gövdelerine -(I)l- ve -(I)n- ekleri getirilerek oluşturulan çatıya edilgen çatı adı verilmektedir. Edilgen çatı ekinin temel işlevi, özneyi bilinmez, kestirilemez kılmak, bu fiilin kurduğu cümlelerde özneyi cümle dışında bırakmaktır. Oluş bildiren fiillerin edilgen biçimleri yoktur. Bunlar önce kılış fiilleri hâline getirilir, daha sonra edilgen biçimleri yapılır.(Üstünova 2006: 243)

Edilgen çatıda, edilgenlik ekini almış olan fiilin ifade ettiği işi yapan özne, cümlede yer almamakta, cümlenin nesnesi "sözde özne" konumuyla yapılan işten etkilenmektedir. Öznesi belli olmayan bir çatı türü de meçhul çatıdır. Edilgen çatıda özne aktif değil, pasiftir. Meçhul çatıda ise özne gerçekten bilinmemektedir. Cümle öznesizdir. Meçhul çatı, geçişsiz fiillere -(1)1- ve -(I)n- ekleri getirilerek kurulur. (Korkmaz 2003:549) Eski Türkçede (I)1 eki edilgenlik, meçhullük ve dönüşlülük bildirmektedir. Ayrıca -(I)n- ekiyle de meçhullük, son sesi “l” olan fiillere getirilerek dönüşlülük de karşılanmıştır. (Gabain 1995:59)

Karahanlı Türkçesi döneminde –l-, ekiyle edilgenlik yapılır. Türkiye Türkçesinde –n- ile yapılan edilgen fiillerin çoğu bu sahada –l- ile yapılır.(Hacıeminoğlu 1996:136) Eski Anadolu Türkçesinde asıl edilgenlik eki -(I)l-dır. -(I)n- eki, ünlü veya "1" ile biten fiillere gelince edilgenlik görevini de üstlenmektedir. (Gülsevin 1997:140)

Metnimizde edilgenlik eki almış kelimelerden bazıları şunlardır: seçilmiş →Seçilmiş (2747, 3175)

ilinip →İlişmek yapışmak (768), ilinmek (433) evrilmek→Değiştirmek, dönüştürmek (646) kötrülmiş →Götürülmüş (1293, 1398, 1405, 4193) körünür →Görünür (527, 529, 531, 533, 568, 650, 808, 1049, 1310, 1456, 1669, 1713, 1718, 1826, 1893, 2932, 2936, 3321, 4263) açılıp →Açılıp (2714)

alınmamak →Alınmamış olmak, elde edilmemek (2182)

alkınzun →Bitsin, azalsın (345, 902, 1020, 1029, 1061, 1076, 1081, 1112, 1465, 1630, 1641, 4256)

bulganu →Bulanmak (435), bulganyuk (1522, 2045) 1.1.2.1.3. ĠĢteĢ / KarĢılıklılık Ekleri

Ünlü ile biten fiil kök ve tabanlarına -ş-, ünsüzle bitenlere -(I)ş- eki getirilerek kurulur. İşteşlik çatısının, çatı kavramı içinde birbirinden farklı iki işlevi olan bir ektir. Bir işin, bir eylemin birden fazla kişi tarafından karşılıklı olarak yapıldığını ve birlikte yapıldığını göstermektir. -(l)ş- işteşlik eki, hem geçişli hem de geçişsiz fiillere gelebilir. Eklendiği fiili genellikle geçişsiz bir fiile dönüştürür: kucakla- / kucaklaş-, yaz- / yazış-. Ancak bazı örneklerde geçişli kalan fiiller de görülebilmektedir: böl- / bölüş-, kap- / kapış-. Ayrıca günümüzde aldığı ekle kaynaşmış olduğu için kök biçimleri kullanımdan düşmüş örnekler de vardır: apış-, barış-, bitiş-, kavuş-, konuş-, savaş-, yapış- vb. (Korkmaz 2003:554)

Eski Türkçede işteş çatı, -(l)ş- ekiyle kurulmaktadır. Karşılıklılık ve tekerrür bildirir. Karşılıklılık bir tarafın pasif, diğer tarafın aktifliği içinde cereyan eder. Fakat her iki taraf da aktif olabilir. (Gabain 1995:60)

Karahanlı Türkçesi döneminde işteş çatı –ş- ekiyle yapılır. Necmettin Hacıeminoğlu bu yapıyı şu şekilde ifade eder: “Türk dilinin bütün şivelerinde hiçbir ses ve anlam değişikliğine uğramadan kullanılan –ş-, ünsüzle biten fiil tabanlarına –ı-, -i-, -u-, -ü- yardımcı ünlüleriyle bağlanmaktadır. Bu ekin en önemli özelliği, teşkil ettiği fiillerde

yapanın birden fazla olmasıdır.Böylece, ifade edilen iş ve hareket birden fazla kişi tarafından ya birlikte, ya da karışılıklı olarak yapılmaktadır.”(Hacıeminoğlu 1996:142) Eski Anadolu Türkçesinde fiilin yapılmasında "karşılıklılık" ve " birliktelik" bildiren -(I)ş- eki, geçişli fiillerde karşılıklı, geçişsiz fiillerde birlikte yapılan işi gösterir. Karşılıklı yapılan fiillere görüş-, seviş- ; birlikte yapılan fiilen fiillere ağlaş-, söyleş-, bakış- yügrü- vb. örnek verilebilir. Gülsevin, Gürer, Eski Anadolu Türkçesinde Ekler, TDK Yayınları, Ankara, 1997. s. 141.

Türkiye Türkçesinde işteşlik ekinin, geldiği kök fiille kaynaşmış olduğu için kök biçimleri kullanımdan düşmüş örnekler de vardır: barış-, bitiş-, kavuş-, konuş-, savaş-, yapış-.

Metnimizde işteş eki almış kelimelerden bazıları şunlardır: sıgtaĢtukda →Ağlaştığında (2923)

işleĢip →İşleştip, çalışıp (728, 2895) körüĢürler →Görüşürler (2123)

sokuĢsarlar →Tutuşsalar, karşılaşsalar (616, 1156)

sözleĢgüce →Sözleşmek (588), sözleşip (112), sözleşmedin (819) tayanıĢmakları →Dayanışmaları (2879) yıglaĢtukda →Ağlaştığında (2922) ütleĢü → Öğrenip (657) tutuĢu →Tutuşup (4383) erigleĢü →Öğütleşmek (657) 1.1.2.1.4. DönüĢlülük Ekleri

Fiil kök ve gövdelerine -(l)-, -(I)n- ve -(I)Ş- eki getirilerek oluşturulan, fiilin karşıladığı işin cümlenin öznesine döndüğü, öznenin yaptığı işten kendisinin etkilendiğini gösteren çatı türüne dönüşlü çatı adı verilmektedir.

Dönüşlü çatıda öznenin yaptığı iş, yine özneye döndüğü için özne hem işi yapan hem de o işten etkilenen öğedir. Bu yüzden, dönüşlü fiiller hem öznesi hem de nesnesi olan fiillerdir. Ayrıca dönüşlü çatıların özneleri, belirtilen işi yapabilme gücüne sahip olmalıdır. (Kükey tarihsiz:107)

Eski Türkçede, dönüşlülük -(I)1- ekiyle ve son sesi "1" ile biten fiillerde -(I)n- ekiyle kurulur. (Gabain 1995:59) Eski Anadolu Türkçesinde de geçişli fiillere -(I)n- eki getirilerek dönüşlü çatı yapılmıştır. -(I)1- eki de o dönemde dönüşlülük için kullanılmıştır. Timurtaş (1994:119)

Karahanlı Türkçesi döneminde dönüşlülük –n-, -l-, ekleriyle yapılmıştır. (Hacıeminoğlu 1996:137)

Türkiye Türkçesinde yaygın dönüşlük eki, -(I)n- ekiyle yapılır. Belirli kurala bağlanmamakla birlikte, bazı hâllerde -(1)1- ve -(I)ş- ekleri de dönüşlülük işleviyle kullanılmaktadır. Bazı dönüşlü çatılarda dönüşlülük ekini fiil kök ve gövdesiyle kaynaştığı görülür: aldan-, arın-, avun-, beğen- gücen-, ısın-, imren- inan-, sakın- vb.(Korkmaz 2003:56l)

Metnimizde dönüşlülük eki almış kelimelerden bazıları şunlardır: saklanıp →Sakınmak, saklanmak (2168), saklansarlar (8119) sıkılıp →Sıkılıp (75, 86, 412, 565)

boşungalı →Kusurunu açıklamak (2897)

sakınıp →Düşünüp (93, 173, 251, 277, 774, 1161, 1162, 1163, 1166, 1179, 1358) ınanıp → İnanmak (702, 710, 884, 975, 994, 1377, 1553, 1743, 1796, 1817, 1906, 1939, 1972, 2000, 2062, 2252, 2348, 2397, 2429, 2472, 2551, 2579, 2619, 2655, 2701, 2739, 2780, 2983, 3021, 3065, 3102, 3173, 3213, 3430, 3452, 3523, 3549, 3622, 3677, 3697, 3724, 3785, 3817, 3889, 3973, 3991, 4071, 4275, 4306, 4441)

ötünü →Pişman olup, dileyip (10, 456, 854, 886, 917, 1005, 1020, 1023, 1028, 1032, 1060, 1075, 1081, 1112, 1129, 1630, 1641, 3344, 3452)

sevinip →Sevinip (131, 147)

tapınguluk →Tapınmak (2849, 2854, 3679)

bışrunup →Olgunlaşıp (602, 1665, 1678, 2327, 3135, 3235, 3413) 1.1.2.2. KiĢi Ekleri

Zeynep Korkmaz‟a göre kişi ekleri "çekimli fiillerdeki kişi ekleri, fiilin gösterdiği oluş ve kılışın hangi kişiler tarafından yapıldığını bildiren bir dil bilgisi kategorisidir. Dolayısıyla bu ekler, fiildeki oluş ve kılışı bir şekil ve zaman kalıbı içine girmiş fiilleri kişilere bağlayan eklerdir." (Korkmaz 2003:571)

Fiiller bir oluşu, bir hareketi veya bir durumu bildiren anlamlı dil bilgisi birimleridir. Fiiller tek başlarına kullanım sahasına çıkamadıkları için çekime girmeleri gerekir. Çekimli bir fiilde de fiil kök veya gövdesi dışında kip, zaman ve kişi ekleri bulunur. Kişi ekleri köken bakımından zamir kökenli kişi ekleri ve iyelik kökenli kişi ekleri olmak üzere ikiye ayrılır.

Zamir kökenli kişi ekleri kişi zamirlerinin zamanla ekleşmesinden oluşmuştur. Duyulan geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman, gereklilik ve istek kiplerinin çekiminde kullanılırlar.

Eski Türkçede başlangıçta bu tip fiil çekimleri kişi zamirleriyle yapılmıştır:

1.teklik kişi: bilür men (ben) 2.teklik kişi: bilür sen 3.teklik kişi: bilür ol 1.çokluk kişi: bilür biz 2.çokluk kişi: bilür siz

Eski Türkçede bu çekim şeklinin yalnız 3. kişi eklerinde değişiklik olmuş teklik 3. kişi eki "ol" sonradan kullanılmamış, 3. çokluk kişi eki olar -lAr şeklinde ekleşmiştir.(Ergin 1989:269)

F. Kadri Timurtaş‟a göre eski Anadolu Türkçesi zamir kökenli kişi ekleri şunlardır:

1. teklik kişi: -Am, -van, -ven, -vAnln -In 2. teklik kişi: -sin

3.teklik kişi: Ø (-dUrUr, -dUr) 1. çokluk kişi: -vUz, -Uz 2. çokluk kişi: -siz

3. çokluk kişi: -IAr (-dUrUrlAr) (Timurtaş 1994:121)

Tahsin Banguoğlu, iyelik kökenli kişi eklerinin eski bir sıfat-fiili üzerine iyelik ekleri getirilerek kurulduğu görüşündedir. (Banguoğlu 1998:445) İyelik kökenli kişi eklerinin eski Türkçedeki kullanılışı şöyledir:

1. teklik kişi: -m 2. teklik kişi: -ŋ 3. teklik kişi: Ø 1. çokluk kişi: -mIz 2. çokluk kişi: - ŋIz 3. çokluk kişi: -lAr

Emir ve istek ifadesinde kişi eki kullanılmaz bu ekler kişi kavramını bünyesinde taşırlar. Eski Türkçede emir kipinin çekimi şu şekildedir.

1.teklik kişi: -AyIn 2.teklik kişi: Ø, -gIl 3.teklik kişi: -zUn, -sUn

1. çokluk kişi: - AlIm 2. çokluk kişi: -Iŋ, -IŋlAr

3. çokluk kişi: -zUnlAr, -sUnlAr (Gabain 1995:79)

Eski Anadolu Türkçesinde emir kipinin çekimi şu şekildedir:

1.teklik kişi: -AyIn 2.teklik kişi: 0, -GIl 3.teklik kişi: -sUn, 1.çokluk kişi: - AlIm 2.çokluk kişi: -In, -IŋUz 3.çokluk kişi: -sUnlAr,

Eski Türkçede kullanılan zamir kökenli kişi eklerindeki kişi zamirleri Eski Anadolu Türkçesinde ekleşmiştir.

Metnimizde kişi eklerinin kullanımı şu şekildedir: yükünürmen→Tövbe ederim(1. Teklik kişi) (1) teginürbiz →Pişman oluruz. (1. Çokluk kişi) (263)

bışrunulmasarlar →Olgunlaşmasalar.(3.Çokluk kişi) (2955) açtım →Açtım. (1. Teklik kişi) (1026)

adrumış →Seçmiş. (3. Teklik kişi) (2590, 3980)

agma(a)lım →Yükselmeyelim.(Emir 1. Çokluk kişi) (348) agmayın →Yükselmeyin (Emir 2. Çokluk kişi) (362) erdiniz →Oldunuz (2.Çokluk kişi) (90)

eşideyin → İşideyim (Emir 1.Teklik kişi) (3589, 3592, 3596, 3599) kanzun →Kansın (Emir 3. Teklik kişi) (490, 1139, 1329, 2234)

taştırtın →Taşırdın (2.Teklik kişi) (47) 1.1.2.3. Zaman Ekleri

Yapılan ve yapılacak olan hareket şeklini karşılamak için fiillerin kök veya gövdesi şekil, zaman ve şahsa bağlı bir yargıya dönüşür. Bu anlatım kalıplarına kip, bu kavramı karşılayan eklere de kip ekleri denir.

Kipler zaman ekleri ile birleşmeden kendi varlıklarını ortaya koyamadıktan için çekimli bir fiilin bir yargı kalıbı içinde mi, yoksa bir niyet, bir tasarlama kalıbı içinde mi olduğunu ancak zaman ve tasarlama ekleri belli ettiğinden zaman kavramı ile kip kavramı iç içe geçmiş durumdadır.(Korkmaz 2003:569)

Bildirme kipleri içinde ele alınan zaman eklerinin eylemde anlatılmak istenilen zamanı belirgin olarak verdikleri, dilek kiplerinin ise, zamandan uzak yalnızca bir dileği, isteği, ricayı, zorunluluğu, emri vb. aktarma görevi üstlendikleri genel kanıdır. (Üstünova 2005:189)

Bildirme kipleri belli bir zaman kavramı taşıyan duyulan geçmiş zamanı, görülen geçmiş zamanı, şimdiki zamanı, gelecek zamanı ve geniş zamanı ifade eden kiplerden oluşur.

Benzer Belgeler