• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ÇEKĠM EKLERĠ

1.1. Öğeleri Belirleyiciler 1. Ġsimlerde

1.1.2.5. Bildirme Ekleri

Dil bilgisi kitaplarında " özden fiil, cevher fiili, isim fiili, ek fiil, ek eylem, i- fiili gibi birbirinden farklı terimlerle isimlendirilmiş olan ek-fiil, Eski Türkçede er- (olmak) yardımcı fiilinin er- > ir- > i- şeklinde değişimi ile ekleşmiş olan biçimidir.

Eski Türkçede, er- fiilinin birleşik çekimli fiillerde kullanılarak geçmiş zamanda alışılmış iş, hareket ve oluşu bildirme: "kılurertim." (kılardım.); "şart çekimini kurma: "kılurmen erser"; bar (var), yok ve kergek (gerek) gibi isimleri fiil olarak kullanma: "yok erser yok ise, "kergek erti" (gerek idi) gibi işlevler yüklendiği görülür. (Gabain 1995:88)

Bugün ek fiilin tek başına bir anlamı yoktur. Asıl fiillerde olduğu gibi i- şeklinde tek başına kullanılmaz ve yapım ekleri ile genişletilmez. Dolayısıyla fiilden isim ya da fiil gövdesi oluşturmaz. Varlığını i-di, i-miş, i-se gibi zaman ekleriyle ortaya koymaktadır, "i-"fiilinin işlevi, isim soylu kelimeleri fiil durumuna getirmek ve basit zamanlı kiplerden birleşik çekimli kipler haline getirmektir. (Korkmaz 2003:702)

i- fiilinin çekiminde bütün kişiler "er-" fiilinden gelmez. i- fiilinin geniş zaman olumlu, olumsuz ve sorulu 3. kişi çekimlerinde Eski Türkçedeki "tur-" yardımcı fiilinin geniş zaman çekiminden "tur-ur > dur-ur > -DIr, şeklinde değişime uğramış şekli kullanılır. Bu şeklin isimlere gelen kişi ekleri "bildirme ekleri" diye isimlendirilmiştir.

Eski Anadolu Türkçesinde ek-fiil görülen geçmiş, duyulan geçmiş ve şart kiplerinin birleşik çekimlerinde kullanılmış, "itmişidi, görmiş idi, arardı, gelürse, itmez ise vb." ve bildirme eki olarak da isim soylu kelimeleri fiil haline getirmiştir. (Timurtaş 1994:110-132)

Türkiye Türkçesinde -dIr bildirme ekinin, işlevleri şunlardır: İsim soylu kelimeleri yargı bildiren bir yükleme dönüştürür. Çekimli fiillerin duyulan geçmiş zaman, -mAktA ekiyle oluşturulan şimdiki zaman ve gelecek zaman 3. teklik ve çokluk kişi çekimlerinde, "fiildeki oluş ve kılışa kesinlik ve pekiştirme işlevi ve anlamı katar. Beklenti ve tahmin işleviyle kullanılır. -DIr eki zaman bildiren kelimelerin teklik ya da çokluk biçimleri üzerine gelerek "...zamandan beri" anlamıyla zarf olarak kullanılır. (Korkmaz 2003:728- 729)

bar ermiş erser →Var imiş ise (3458) sakınçları tursar → Düşünceleri dursa (19)

bar erser →Var ise (344, 550, 2005, 2006, 2008, 3251, 3263, 3343, 3406) tüz erip →Düz olup (416)

bardı erser →Vardı ise (158)

bütdi erser →Bittiyse, tamamlandıysa (140) urmış erür → Vurmuş olur (183)

y(a)rlıkamış erür →Buyurmuş olur (418) yaratmak erür → Yaratmak olur (505) bütürgülük erür → Bitirecek olur (661)

1.2.Bağlantı Kurucu Ekler 1.2.1. Ġyelik Ekleri

İyelik ekleri ismin karşıladığı nesnenin bir kişiye veya bir nesneye ait olduğunu bildiren eklerdir. Bir nesnenin başka bir nesnenin malı olduğu, başka bir nesneye bağlı olduğu veya başka bir nesnenin parçası olduğunu ifade eder. (Ergin 1989:210)

İyelik ekleri, getirildikleri adların dışında fakat o adlara ait olan, o adların malı sayılan nesneleri, kişi olarak gösteren eklerdir. Dolayısıyla iyelik ekleri bir nesnenin ben, sen, o, biz, siz, onlar gibi kişilere ait olduğunu ve o kişilerin sahipliğini gösteren eklerdir. (Korkmaz 2003:259)

İyelik eklerinin Eski Türkçedeki çekimi: 1.teklik kişi: +(I)m 1. çokluk kişi: +mIz 2.teklik kişi: +(I)ŋ, (I)ŋIz 2. çokluk kişi: +nlz 3.teklik kişi: +sI, +1 3. çokluk kişi: +sI, +lArI (Gabain 1995:70)

Eski Anadolu Türkçesindeki iyelik eklerinin Türkiye Türkçesinden tek farkı, düzlük-yuvarlaklık uyumunun o dönemde henüz yerleşmemesi nedeniyle ünlülerinin farklı olmasıdır.

1. teklik kişi: +(U)m 1. çokluk kişi: +(U)mUz 2. teklik kişi: +(U)n 2. çokluk kişi: +(U)ŋUz 3. teklik kişi: +sI(n) 3. çokluk kişi: +lArI(n)

Türkiye Türkçesinde iyelik eki almış isimlerin ilgi durumu 1. ve 2. kişilerde daima ilgi durum ekiyle karşılanır. (Korkmaz 2003:269)

İyelik Eklerinin İşlevleri: Adlara ve ad görevindeki sözcüklere mülkiyet ve iyelikle beraber kişi kavramı katar. Kişi zamirlerinin tamlayan öğe ve iyelik eki almış kelimenin de tamlanan öğede yer almasıyla iyelik öbeği oluşur. Seslenme göreviyle kullanılır. İyelik ekleri bir ismi başka bir isme bağlama ve şahısları belli etme işlevi ile aynı zamanda bir belirtme görevi de yüklenmiştir. Bazı kelimelerde ekin iyelik, sahiplik bildirme işlevi zayıflayarak belirtme işlevi ön plâna çıkmıştır. (Korkmaz 2003:162)

Bu yüzden, iyelik eklerinin mülkiyet işlevi düşünülmeden ismi bağlayacağı başka bir isim hatıra getirilmeden sadece bir belirtme eki işlevi ile kullanıldıkları görülür. (Ergin 1989:214)

Metnimizdeki kullanımları şu şekildedir: etimin → Etimi (77) evim → Evim (1042) işimnin → İşimin (3043) kanımız → Hanımız (1864) nomumuz → Kanunumuz (3362) sakınçınıznı →Düşüncenizi (4347) utlısı →Ödülü (1421) tıdıglarının→ Engellerinin (1639) yolumuz →Yolumuz (1515) ordosıntakı →Sarayındaki (149, 159, 1763, 1763, 1764) 1.2.2. Tamlayan Eki

Tamlayan eki eklendiği isimle başka bir isim arasında sahiplik ve ilgi bağı kurar. (Korkmaz 2003:268)

Diğer durum ekleri gibi doğrudan isimleri fiillere bağlamaz. İsmi isme bağlar asıl fonksiyonu da budur.(Ergin 1989:219) Bu nedenle tamlayan eki bazı dilcilerce durum eklerinden sayılmamaktadır. Zamirlere eklenen tamlayan eki 1. kişilerde +Im şekliyle kullanılarak farklılık gösterir. Ancak bu şekillerin de Eski Türkçede +Iŋ olarak kullanıldığı ve bu gelişmede 1. kişi iyelik eki olan +Um bulaşma yoluyla etki yaptığı düşünülebilir. (Gülsevin 1997:26)

Necmettin Hacıeminoğlu, ilgi hali olarak ifade ettiği tamlayan ekinin Karahanlı Türkçesi döneminde –nIŋ; - nUŋ şeklinde kullanıldığını belirterek eki, ismin ne ile ilgili

olduğunu ifade eden ve genellikle belirtili isim tamlaması kuran bir ek olarak açıklamıştır.(Hacıeminoğlu 1996:29)

Tamlayan ekinin zamirlere gelerek iyelik öbeği oluşturmasıyla isimlere gelerek isim tamlaması oluşturması arasında bir takım farklılıklar vardır. (Üstünova 2005:418-425) Eski Anadolu Türkçesinde tamlama ekinin iyelik eki almış kelimelere pek az rastladığı görülür. İyelik ekli kelimeler genellikle, eksiz tamlama hâlinde belirli tamlamalar kurabilmektedir. (Gülsevin 1997:26)

Tamlayan eki alan kelimeler tamlayan olarak ileriye bağlantı kurarak iyelik eki almış bir isimle tamlama oluşturmaktadır. Ancak tamlayan ek almadan da tamlayan durumunda bulunabilmektedir

Eski Anadolu Türkçesi döneminde tamlayan ekinin işlevleri şunlardır: Eklendiği isimle başka bir isim arasında ilgi bağı kurar. Tamlama grubu cümlede özne görevindedir. Tamlama grubunda yer alan tamlanan kelime iyelik ve belirtme durum ekiyle belirtili nesne olur. Tekrarlarda ilk kelimeye eklenerek superlative yapar. Ayrıca bu dönemde, belirtme, yönelme, çıkma durum ekleri tamlayan eki fonksiyonuyla kullanılmıştır. Ayrıca, tamlayan ekinin yönelme eki fonksiyonuyla kullanıldığı da görülmektedir. (Gülsevin 1997:27-31)

Türkiye Türkçesinde de tamlayan eki, ek alarak ya da eksiz şekilde iki ismi birbirine bağlar. Zamirleri edatlara bağlar. Ayrıca zamirler, tamlayan ekiyle fiillere de bağlanmaktadırlar. Tamlayan ekleri her zaman çokluk ve iyelik eklerinden sonra gelmektedirler. (Korkmaz 2003:270)

Metnimizdeki kullanımı şu şekildedir:

anıŋ → Onun (85, 92, 284, 301, 369, 385, 398, 431, 468, 476, 507, 518, 574, 578, 679, 818, 824, 972, 974, 1150, 1206, 1289, 1370, 1426, 1903, 1968, 2235, 2884, 2950, 2967, 2974, 3163, 3461, 4188, 4206) meniŋ →Benim (76, 87, 207, 643, 781, 788, 791, 1035, 1036, 1042, 1042, 1694, 1699, 3247, 4423) nomnuŋ →Kanunnun (130, 160, 1527, 3326)

oronlarnıŋ→Yerlerin (2165) alkunuŋ → Hepsinin (1780, 3530) munuŋ →Bunun (607, 609) etöznüŋ →Bedenin (3713) könülnüŋ → Gönlün (408, 959, 1149, 1511, 2576, 4025) bizniŋ →Bizim (3403) tüünüŋ → Saçın (3289)

Benzer Belgeler