• Sonuç bulunamadı

5. TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER

5.2. Sonuçlar

5.2.1. MATMAP’ın Öğrencilerin Akademik Başarılarına ve Geometriye

MATMAP’ın öğrencilerin akademik başarılarına etkisini belirlemek için ilgili kazanımlara dönük 30 sorudan oluşan çoktan seçmeli bir başarı testi geliştirilmiştir. Başarı testi hem deney hem de kontrol grubundaki öğrencilere ön-test ve son-test olarak uygulanmıştır.

Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ön-test başarı puanları bağımsız örneklem t-testi ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde kontrol grubu öğrencilerinin test başarısının deney grubu öğrencilerinin test başarısından istatistiksel manada daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durumda deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin uygulama öncesinde matematik dersi başarı puanları açısından birbirine denk olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ancak uygulanan ön-testin

öncesinde deney ve kontrol gruplarının belirlenmesi sürecinde, öğrencilerin güz dönemi matematik dersi dönem sonu ortalama puanları karşılaştırılmış ve her iki grubun dönem sonu puanları açısından istatistiksel olarak birbirine denk oldukları belirlenmiştir. Elde edilen bu bulgular birlikte değerlendirilerek iki grubunun öğrenim süreci sonundaki başarılarının karşılaştırılmasında kovaryans analizine başvurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Deneysel işlemin sonunda gruplarda bulunan öğrencilere başarı testi son-test olarak tekrar uygulanmıştır. Öncelikle grupların son-test başarı puanlarını karşılaştırmak maksadıyla bağımsız örneklem t-testi sonuçlarına bakılmıştır. Elde edilen bulgulardan, ön-test sonuçlarının aksine deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin uygulama sonrasındaki başarı puanları açısından istatistiksel olarak birbirinden farklı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu noktadan hareketle öncelikle her grup için öğrencilerin ön-test ve son-testten aldıkları puanlar üzerinde, öğrenimleri süresince başarılarında herhangi bir artışın olup olmadığını belirlemek amacıyla bağımlı örneklem t-testi uygulanmıştır. Buradan elde edilen bulgulardan öğrenim sürecinde MATMAP kullanan deney grubu öğrencilerin akademik başarılarındaki artışın istatistiksel olarak manidar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Benzer olarak geleneksel bir ortamda öğrenim gören kontrol grubu öğrencilerinin de akademik başarılarında istatistiksel olarak manidar bir artışın gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır.

Araştırmanın birinci alt problemine ait bulgular kısmında, ön-test puanlarının kontrol grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Burada uygulama öncesinde iki grubun başarı yönünden birbirine denk olmadığı tespit edilmiştir. Buna karşın, her ne kadar istatistiksel olarak anlamlı olmasa da matematik dersi başarı son-test puanlarına göre deney grubunun daha yüksek bir ortalamaya sahip olduğu üçüncü alt probleme ait bulgular kısmında belirlenmiştir. Bu bulgulardan, öğrencilerin son-test puanlarının karşılaştırılmasında ön-test puanlarının etkisinin de dikkate alınmasının gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu anlamda daha sonra iki grubun son-test puanları arasındaki farkın karşılaştırılmasında, ön-test puanlarının etkisinin istatistiksel olarak kontrol altına alınarak deneysel işlemin gerçek etkisini belirlemek için tek faktörlü kovaryans analizine başvurulmasına karar verilmiştir.

Deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin son-test puanları, ön-test puanlarının etkisi istatistiksel olarak kontrol altına alınarak karşılaştırıldığında MATMAP ile öğrenim gören deney grubu öğrencileri ile geleneksel biçimde öğrenim gören kontrol grubu öğrencilerinin akademik başarıları arasında deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu sonucuna varılmıştır.

Buraya kadar elde edilen sonuçlardan; MATMAP ile öğrenim süreci geçiren öğrencilerin geleneksel yöntem ile öğrenim süreci geçiren öğrencilere göre daha başarılı olduğu belirlenmiştir. Başka bir ifade ile MATMAP’ın öğrenim sürecinde kullanılmasının öğrencilerin matematik dersindeki akademik başarılarına daha fazla olumlu katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. MATMAP’ın başarıya olan olumlu etkisinin aşağıda özetlenen özellikleri ile ilgili olduğu düşünülmektedir:

1. Öğretim programındaki kazanımların öğrenciler tarafından elde edilmesi için MATMAP, öğrencilerin bireysel öğrenme hızlarına uygun biçimde ve istedikleri kadar deneme yapma/tekrar etme imkânı buldukları bir öğrenim süreci geçirmelerine olanak sağlamıştır. MATMAP’ın bu özelliğinin, geleneksel öğrenme ortamında öğretmen anlatımıyla sınırlı olan öğrenme sürecine göre bir avantaj sağladığı söylenebilir.

2. Moyer ve Bolyard (2002) yaptıkları çalışmada SM’lerin sahip olduğu “temsiller arasındaki dinamik bağ kurması, interaktif olma kapasitesi, çoklu temsiller içermesi ve anında geri dönütler vermesi“ özelliklerinin öğrenmeyi desteklemede en önemli unsurlar olduğunu ifade etmişlerdir. Bu anlamda öğrencilerin başarılarına katkı sunan bir diğer etkenin (belki de en önemlisi) MATMAP alt yapısının dayandığı pedagojik temeller olduğu düşünülmektedir. Nitekim MATMAP ile geometrik yapıların şekilsel özelliklerinin yanında kavramsal yönü de vurgulanmakta, kavramların çoklu temsiline SM’ler içerisinde yer verilmekte, kavramların görsel temsilleri üzerinde yapılan manipülasyonlar dinamik bir şekilde farklı temsilleri üzerinden gözlemlenebilmekte, işlemsel bilginin altında yatan kavramsal boyut ön planda tutulmakta ve soyut kavramların tamamı somut olarak modellenmektedir. MATMAP’ın bu yapısı öğrencilerin herhangi bir konuda kavramları zengin bir öğrenme ortamında deneyimlemeleriyle anlamlı bir şekilde öğrenebilmelerine zemin oluşturmaktadır. Örneğin; MATMAP’ta sıvı ölçme birimleri ile standart hacim ölçme birimlerinden dm3 ün ilişkisinin ele alındığı SM’de

öğrenciler bu ilişkileri birimlere ait modeller üzerinde yaptıkları sıvı alışverişi manipülasyonu ile somut bir şekilde deneyimleyerek öğrenebilmektedirler. Bu süreçte öğrenciler kavramların farklı temsillerini de gözlemleyebilmektedir. Öğrenciler ayrıca bu birimler arasındaki dönüşümlerde gerekli işlem adımlarını kendisinin gerçekleştirdiği bir süreçle karşı karşıyadır. Bu durum, öğrencilerin dönüşüm için yapacakları hesaplamada kullanacakları sayıyı ve işlemi kendilerinin doğru bir şekilde belirlemesini zorunlu kılmaktadır. Yani öğrenciler öğrenme sürecindeki sorumluluğu üstlenerek sürece etkin bir şekilde katılmaktadır. MATMAP’ın bu yapısının öğrenci başarısına olumlu yönde etki ettiği sonucuna ulaşılabilir.

3. MATMAP’ın etkileşimli yapısı öğrencilere interaktif bir öğrenme ortamı olarak farklı imkânlar sunmaktadır. MATMAP’ın bu yapısıyla öğrenciler gerçekleştirdikleri eylemlerin doğruluğu hakkında geri dönütler alabilmektedir. Böylece öğrenciler öğrenme süreçlerinde anlık değerlendirme yapma fırsatı bulabilmekte ve düşüncelerini kavramsal düzlemde şekillendirebilmektedirler.

4. Baki’ye (2002) göre matematikte anlamlı öğrenme, kullanma ile anlama arasında tamamlanan bir takım keşfetme ve bulma etkinlikleri sonucu ortaya çıkar. Bu sebeple BDÖ kapsamında geliştirilen bir yazılımı kullanan bir öğrencinin bilgisayarla etkileşimi esnasında matematiksel bilgisini ifade etme ve kullanma imkânı bulabilmelidir. Bu bağlamda MATMAP bünyesinde yer alan SM’lerde, bir kavramın öğrenilmesine dönük öğrencinin gerçekleştirdiği eylemler keşfetme ve bulma etkinliklerini içermektedir. Örneğin bir öğrenci bir dikdörtgenler dik prizmasının hacim hesabının nasıl yapıldığını öncelikle birim küpleri prizma içerisine yerleştirmek suretiyle bir keşif süreci geçirmektedir. Ardından bu keşifle edindiği kazanımı/bilgiyi farklı dikdörtgenler prizmasının hacmini hesaplamada kullanabileceği etkinlikleri tamamlayabilmektedir. Bu anlamda MATMAP’ın söz konusu özellikleri içeren yapısının anlamlı öğrenmeyi desteklediği ifade edilebilir.

5. MATMAP’ın ayrıca öğrencilerin derse karşı olan ilgilerini arttırdığı deneysel süreçte yapılan araştırmacı gözlemlerinden söylenebilir. Bu etkenin de öğrencilerin başarısına olumlu yansımalarının olduğu düşünülmektedir.

MATMAP’ın öğrencilerin geometriye yönelik tutumlarına etkisini belirlemek için “Geometriye Yönelik Tutum Ölçeği” hem deney hem de kontrol grubundaki

öğrencilere ön-test ve son-test olarak uygulanmıştır. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ön-test puanları bağımsız örneklem t-testi ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin uygulama öncesindeki geometriye yönelik tutum puanları açısından birbirine denk olduğu, diğer bir ifadeyle grupların uygulama öncesinde geometriye yönelik tutumları açısından aralarında bir farkın bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ardından deney ve kontrol grubu öğrencilerinin son-test puanları bağımsız örneklem t-testi ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin uygulama sonrasındaki geometriye yönelik tutum puanları açısından aralarında bir farkın bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Son olarak deney ve kontrol grubu öğrencilerinin öğrenim süresince geometriye yönelik tutumlarında herhangi bir artışın olup olmadığı incelenmiştir. MATMAP ile öğrenim süreci geçiren deney grubu öğrencilerinin ön-test ve son- testten almış oldukları puanlara dönük bağımlı örneklem t-testi uygulanmış ve bu doğrultuda MATMAP öğrenme ortamının deney grubu öğrencilerinin geometriye yönelik tutumlarını arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Geleneksel ortamda öğrenim gören kontrol grubu öğrencilerinin ön-test ve son-testten almış oldukları puanlara dönük bağımlı örneklem t-testi uygulanmış ve bu doğrultuda geleneksel öğrenme ortamının kontrol grubu öğrencilerinin geometriye yönelik tutumlarına bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yani geometriye yönelik tutumlarında istatistiksel olarak anlamlı biçimdeki artışın yalnız deney grubunda gerçekleştiği belirlenmiştir.

1. Elde edilen sonuçlardan öğrenme sürecinde MATMAP’ın kullanılmasının öğrencilerin geometriye yönelik olan tutumlarına olumlu yönde etki ettiği görülmüştür.

2. Öğrencilerin özelde geometriye karşı genelde de matematiğe karşı olan olumlu tutumlarının başarılarını arttırma yönünde olumlu bir etkiye sahip olduğu düşünülebilir.

3. MATMAP’ın gerek öğrenciyi ders süresince aktif tutmasının gerek onlara somut deneyim yaşama ortamı sağlamış olmasının gerekse de derse karşı ilgiyi arttırıcı yönde etki etmiş olmasının hem başarılarında hem de tutumlarındaki gelişimde önemli bir rolünün olduğu düşünülmektedir. Nitekim deney ve kontrol gruplarının geometriye yönelik tutum puanlarındaki değişimin deney grubu lehine

anlamlı bir şekilde farklı çıkmış olması bu düşüncelerin doğruluğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.