• Sonuç bulunamadı

2.6. Mardin Kalesi

2.6.1. Mardin Kalesi İsmi ve Menşei

Evliya Çelebi, Mardin kalesine verilen bu ismin nerden geldiği ve kalenin ilk nasıl yapıldığı konusunda şöyle demektedir; Rum ve Yunan tarihçileri kale hakkında kendi Hıristiyan inançlarına göre pek çok özellik ve hayaller yazmışlardır. Ama Makdisi’ye göre bu kalenin inşasına sebep bizzat Hz. Yunus’tur. Hz. Yunus Musul yakınında Beledü’ül- Hatîb şehrinde oturur. Yazın yaylaya çıkıp Mardin dağında istirahat ve ibadet ederdi.

Hala Mardin dağında kalanlar buraya Savm’a-i Yunus derler. O asırda bu dağa Şahika dağı derlerdi, burada büyük bir ejderha ortaya çıkmıştı, Hz. Yunus’a iman edenlerden binlerce ümmeti yemişti sonra nice inanmayanlar Hz. Yunus’tan mucize istemiş, bu dağdaki ejderi öldürürsen sana iman ederiz demişlerdi. Yunus peygamber nübüvvet kuvvetiyle ejderhaya taş vurup öldürünce üç bin inanmayan iman edip, Hz. Yunus’a komşu olup günden güne zengin ve bey olmaya başlamışlardı. İşte bu dağda ejder olduğu için dağa Mâr dağı ve şehre de Mardin demişlerdir305

.

Evliya Çelebi’nin bahsettiği “mâr” kelimesi Farsça da yılan kelimesinin karşılığıdır.

Evliya’nın anlattığı bu rivayete benzer şekilde kaledeki yılanların varlığıyla ilgili

1300’lü yıllarda Mısır’da yaşamış alim Kalkaşendî’nin, Subhu’l-Aşa isimli eserinde Mardin Kalesinden şu şekilde bahseder; “İçinde soktuğu zaman insanı derhal öldüren yılanların olduğu Mardin’in tepesindeki büyük kale”306

.

Evliya Çelebi, kale tarihiyle ilgili böyle bir rivayet duymuş veya bölgedeki yılanlarla ilgili gördüğü veya duyduğu şeyleri bilinen üslubu üzere şekillendirerek anlatmış olabilir.

Evliya Çelebi başka bir rivayeti şöyle anlatır; Yunus peygamber ümmetinden, büyük mal varlığına sahip ulu bir beğ vardı. Yunus peygamberin duasıyla ikiz evladı oldu, Hz. Yunus isimlerini “Merdeyn” diye koydu. Bu iki genç kırk yaşına geldiklerinde Hz. Yunus’un talimiyle, Mâr dağının üstünde büyük bir sur inşa ettiklerinde Hz. Yunus bu kaleye Merdeyn demiştir. Zira iki merd-i meydân binâ etmiştir. Onun için Merdeyn’ den yanlış Mardin derler. Acem diyarında yılan, çıyan ve ejderha kanı olduğundan “Kal’a-i Mâr-ı dîn” derler, Arap diyarında “Kal’a-i Şâhika” derler, Rum diyarında “Mardin” derler307

.

Mardin isminin kaynağı ve söyleniş şekilleri konusunda kaynaklarda farklı rivayet ve bilgiler bulunmaktadır. Mardin isminin “Maride” veya “Maridus” olduğu ve Sâsâni’lerin kumandanlarından Mardius zamanında ihya edildiği için bu ismi aldığı rivayet edilmektedir308.

Mardin isminin nerden geldiği konusunda rivayetlerden birini, Vâkıdî adında bir müellif, şöyle aktarmaktadır. Dîn adındaki bir İranlı zahit Mardin’nin bulunduğu dağın tepesinde yerleşmiş, orada ibâdetle vakit geçirmiştir. Zamanla şöhreti Horasan ve doğunun diğer ülkelerine yayılmış, bir gün Heraklius tarafından gönderilen bir kumandan, buraya gelerek zahitle önce dosluk peydâ edip sonra da onu öldürmüş ve burada bir kale inşa ettirmiştir. Böylece “Dîn öldü” manasına gelen Arapça mâte

Dîn’den de Mardin kelimesi türemiştir309 .

Yine konuyla ilgili bir görüşte, Mardin şehri dolayısıyla kalenin isminin, şehrin üzerinde kurulduğu tepeden geldiği yönündedir.

Mardin’den ilk defa doğrudan doğruya bahseden müellif- tabi bugünkü bilgilere nazaran- M.S. IV. yüzyıl Roma tarihçilerinden Antakyalı Ammianus Marcellinus’tur. O

306

Mehmet Azimli, “Klasik İslam Tarihi Kaynaklarına Göre İlk Fetihten Artuklular’a Mardin”,

Uluslar Arası Mardin Sempozyumu, 27- 28 Mayıs, Mardin 2006, s. 1.

307

Evliya Çelebi, Seyahatnâme, C. 4, s. 42- 43. 308

Sevgen, Anadolu Kaleleri, s. 259. 309

Diyarbekir- Nusaybin yolunun Izala dağı üzerinden, ‹Maride ve Lorne kaleleri arasından› geçtiğini kaydeder. Burada adı geçen “Maride” Mardin’dir.

Ermenice kaynaklarda Mardin ismine Merdin, Süryani kitaplarında “Merdo,

Merdi, Merde, Marda ve Mardin” şeklinde okunuşlarına rastlandığı, Süryani imla

farklarının bu kelimenin belirli, belirsiz ve çoğul şekillerindeki ayrılıklardan doğduğu izah olunmaktadır. Eski Arap kaynaklarında genellikle “Mârdin, Mîrdîn, Merdîn veya

Merden” şeklinde yazıldığı görülmektedir310. Yine Süryaniler, Mardin’in halk arasındaki telaffuzunun Merdin olduğunu, bununda Süryani dilinde kale anlamına gelen Merdo’nun çoğulu olduğunu bildirerek bu havalide bulunan dört meşhur kaleyi sayarlar311.

XIV. yüzyılın ilk çeyreğinde şehri ziyaret eden İbn-i Battûta-nın Seyahatnâmesinde Mardin şehrinin güzelliğinden ve büyüklüğünden bahsettikten sonra, tepede yer alan büyük kalesine “Kal’atü’ş-şehba” dendiği belirtilir312. Mardin kelimesinin en eski isminin “Ardobe” olduğunu veya “Marde” kelimesinden türeyip bu kelimenin cemisi olup Süryanice ve Aramca kale anlamına geldiği de görüşler arasındadır.313

Modern araştırmacıların görüşlerine göre, Mardin kelimesi savaşçı bir kavim olan Mardeler’le ilgilidir, Mardeler’in İran hükümdarlarından Erdeşîr (226-240) tarafından buraya yerleştirildiği zikredilir314

. Bu savı ileri sürenlerin başında olan J.Hammer aynı kavmin dini uzantıları olan Yezidi ve Şemsilerin Mardin’deki kalıntılarıyla da bu görüşünü destekler315

.

Mardin’nin gerçek adının Mardin olarak halk arasında şöhret bulduğu ve “kaleler” anlamına geldiği de öne sürülen görüşler arasındadır. Bu adın şehrin tabi savunma yeri olma ve gözetleme faaliyetlerini yapmaya uygun bulunma özellikleriyle ilgili olması muhtemeldir. Şehrin bugünkü adı Arapça kaynaklarda geçen Mâridîn’den gelmiştir316

.

310

Göyünç, XVI. Yüzyılda Mardin Sancağı, s. 2- 4. 311

Göyünç, XVI. Yüzyılda Mardin Sancağı, s. 6. 312

Mehmet Taştemir, “Mardin”, DİA, Ankara 2003, s. 46. 313

Azimli, “Klasik İslam Tarihi Kaynaklarına Göre İlk Fetihten Artuklular’a Mardin”,

Uluslar Arası Mardin Sempozyumu, s.1.

314

Taştemir, “Mardin”, DİA, s.43. 315

Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi (Çev. Vecdi Bürün, Osman Demirtepe), İstanbul 1993, C. 2, s. 452.

316

Mardin Kalesi X. yüzyılda Al-Bâz (Şahin Kalesi), XIV. yüzyılda “Kal’atü’l

Şahba, Kal’at-ı Kuh veya Kal’at gurâb (Kergâ)”adları ile anılmaktadır317 .

Mardin isminin kaynağı hakkında görüldüğü gibi pek çok rivayetler bulunmaktadır, geçmişten günümüze kaynakların çoğu, kaleye ve şehre verilen ismin bazı ses değişiklikleri olsa da Mardin olduğu konusunda hemfikirdirler.