• Sonuç bulunamadı

MANEVĠ TAZMĠNATIN BÖLÜNEMEZLĠĞĠ ĠLKESĠ

Manevi tazminat alacağı hakkında kısmi dava açılması, kalan bölümün ek dava konusu yapılması ya da kısmi davada istenilen manevi tazminatın ıslah yoluyla artırılmasının olanaklı olup olmadığı öğretide tartıĢmalıdır626

.

Bir görüĢe göre, manevi tazminat yönünden fazlaya iliĢkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılmasına ve alacağın kalan kesiminin ikinci dava ile

623 Y21HD., 18.04.2017, 7234/3269, www.sinerji.com (17.11.2018).

624 ErtaĢ ġeref, Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği ve Miktarını Tespiti, Prof Dr. Ġlhan

Postacıoğlu„na Armağan, Ġstanbul Üniversitesi, 1990, s.89.

625 Çetin Pınar, Manevi Tazminat Davasının Hukuki Niteliği ve Özellikle Tazminat Miktarının

Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, GÜSBE, Ankara 2007, s.92-93.

140 istenilmesine bir engel yoktur627.

Öğretide diğer görüĢe göre, manevi tazminat davası kısmi olarak açılamaz. Kısmi dava talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülmesidir. (HMK md.109/1) Ek dava konusu yapılamaz. Islah yoluyla artırılamaz. (HMK. md.176 vd) Çünkü manevi tazminat bir bütündür628. Duyulan acı ve üzüntü karĢılığı dava yoluyla belirlenip karĢı tarafa

bildirdikten sonra artırılması veya yeni bir dava açılarak istenilmesi olanaklı değildir629

.

Yargıtay da manevi tazminatın bölünemeyeceği görüĢündedir. Konuya iliĢkin kararında bu husus Ģöyle vurgulanmıĢtır; “Manevi tazminat davaları niteliği gereği bölünemez, yani davacının manevi zararını kısmi dava yoluyla talep etme imkanı yoktur. Davacının zaten derdest olan ilk manevi tazminat davası akabinde ikinci kez manevi tazminat istemesinde korumaya değer bir menfaatinin bulunduğundan söz etme imkanı bulunmamaktadır. Bu değerlendirmeden olarak, Mahkemece davacının ikinci kez açtığı manevi tazminat davası bakımından hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmesi gerekir.”630

.

§ 12- ĠġVERENĠN SOSYAL GÜVENLĠK KURUMUNA KARġI HUKUKĠ SORUMLULUĞU

“Bir ödemede bulunan kimsenin, yaptığı bu ödemeyi, kısmen veya tamamen yapması gereken diğer kiĢiden istemesi”631

olarak tanımlanan rücu kavramı; sosyal güvenlik hukuku alanında, sosyal güvenlik sisteminin güvence altına aldığı risklerin

627 Karahasan, Manevi Tazminat, s.70.71, Çenberci Mustafa, ĠĢ Kanunu ġerhi, Ankara 1984,

s.1023, Nomer Haluk, Manevi Tazminat Alacağında Kısmi Dava Mümkün müdür, ĠÜHFM, Ġstanbul 2000, s.221-229.

628 “UyuĢmazlık, manevi tazminatın bölünüp bölünmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Gerçekten,

hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. BaĢka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir.” Y21HD., 03.10.2017, 4660/7219, www.sinerji.com (24.12.2018).

629

Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, s.1528; Yılmaz Ejder, Medeni Yargılama Hukukunda Islah, 3. Baskı, Ankara 2011, s. 10, Orhunöz, s. 47; AĢçıoğlu, s. 512 vd.

630 Y21HD, 20.10.2015, 5538/18817, www.sinerji.com (17.11.2018). 631 Yılmaz Ejder, Hukuk Sözlüğü, Yetkin Yayınları, Ankara 2005, s.1050.

141 gerçekleĢmesi durumunda sağlanan yardımlara iliĢkin tutarın, yasal düzenlemelerle belirlenen sınırlar içerisinde, yardımın yapılmasına kusuruyla etkide bulunan iĢveren, üçüncü kiĢi veya üçüncü kiĢinin istihdam edeninden tazmin edilmesine yönelik rücuen tazminat davası olarak yaĢam bulmaktadır632. ĠĢ kazası yahut meslek

hastalığının mevcudiyeti, iĢverenin kastı ya da sigortalıların sağlığını koruma ile iĢ güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ve bunlar arasında nedensellik bağı bulunması durumunda SGK‟nın, iĢçiye veya yakınlarına yaptığı ödemeler ile bağladığı gelirleri iĢverene rücu etme hakkı bulunmaktadır633

.

Uygulamada SGK‟nın iĢverene rücu etmesine eleĢtiriler bulunmaktadır. Zira; tüm primleri ödeyen iĢveren söz konusu riski sigortalatmıĢ ve bu riskten doğan sorumluluğunu Kuruma devretmiĢ olması gerekir. Dolayısıyla rücu uygulaması sigortacılık mantığı ile bağdaĢmamaktadır634. Rücu tazminatları, iĢverenlerin altından

kalkamayacağı boyutlara ulaĢmıĢ, küçük iĢverenin iflasına dahi sebep olmuĢtur. Devletin sosyal sigorta sistemi ile sigortalıları korurken, söz konusu sistemi finanse eden iĢverenleri ayrıca ağır tazminat yükümlülükleri altına sokmasının, bu durumun özellikle küçük ölçekli iĢyerlerinin yok olmasına neden olacak boyutlara ulaĢması nedeniyle adil olmadığı ifade edilmektedir635

.

Rücu davalarının temel dayanağını, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi oluĢturmaktadır: “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı636, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden

632 BaĢbuğ/Bulut, s.398. 633

Arıcı Kadir, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s. 332.

634 Pirler Bülent, “Yeniden Rücu Sorunu”, ĠĢveren, Sayı 44, Eylül 2005, www.tisk.org.tr

(02.12.2018).

635 TĠSK‟in GörüĢü, Sosyal Sigortalar Kurumu‟nun ĠĢveren Rücu Hakkı, ĠĢveren, Sayı 44, Eylül

2005, www.tisk.org.tr, (02.12.2018).

636 “506 sayılı Yasanın 26. Maddesindeki düzenlemede hesaplanacak sermaye değerleri toplamı

ifadesi yer almakta iken, 5510 sayılı yasada bağlanan gelirlerin baĢladığı tarihteki ilk peĢin sermaye değeri toplamı ibaresi getirilmiĢtir.”, BaĢbuğ/Bulut, s. 404.

142 isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.”637.

Yargıtay, tazminattan indirilmesi gereken peĢin sermaye değerinin, iĢçiye bağlanıp bağlanmadığının Kurumdan sorulması gerektiğine ve eğer bağlanmamıĢ ise, 5510 sayılı Kanunu, sigortalının Kurum‟a baĢvurusunun sağlanmasında, gerekirse Kurum‟un, iĢverene karĢı açılmıĢ olan tazminat davasına dâhil edilmesinde yasal zorunluluk bulunduğuna, bu nedenle davacıya Kurum‟a karĢı dava açması için süre tanınması gerektiğine karar vermiĢtir638

.

5510 sayılı Kanun uyarınca, Kurumun iĢverene karĢı sahip olduğu rücu hakkının kapsamı bu hakkın temelini oluĢturan hükme göre çeĢitlilik göstermektedir. ĠĢ kazasını süresinde bildirmeyen iĢveren, Kuruma karĢı bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iĢ göremezlik ödeneğinden (5510 sayılı SSGSSK. m.21/II)639, meslek hastalığını süresinde bildirmeyen iĢveren, Kurum tarafından meslek hastalığı için yapılmıĢ olan bütün masraflardan ve ödenmiĢ geçici iĢ göremezlik ödeneğinden (5510 SSGSSK. m.14/IV), Kurum el koyuncaya kadar sigortalıya gerekli sağlık yardımlarını yapma yükümlülüğünü ihlal eden iĢveren ise Kurumun bu sebeple yaptığı bütün sağlık hizmeti giderlerinden sorumludur (5510 sayılı SSGSSK. m.76/II). Bunun yanı sıra, iĢ kazası ve meslek hastalığına kusuru ile sebep olan iĢveren, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderlerinden (5510 sayılı SSGSSK. m.76/IV) ve sigortalı veya hak sahiplerinin iĢverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin baĢladığı tarihteki ilk peĢin sermaye değeri toplamından sorumludur (5510 sayılı SSGSKK. m.21/I). 5510 sayılı Kanun m.21/I hükmüne paralel bir düzenleme m.23‟te iĢverenin süresinde

637 RG. 16.06.2006/26200.

638 Y21HD., 26.04.2001, 3222/3311, Y21HD., 23.05.2002, 4300/4803; YHGK, 07.02.2007, 21-69/55,

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verdiği kararında, iĢ kazasından doğan tazminat davasında öncelikle araĢtırılması zorunlu hususun, Kurum tarafından iĢçiye veya hak sahiplerine gelir bağlanıp bağlanmadığının araĢtırılması gerektiği olduğunu, gelir bağlanmıĢ ise bunun zarardan düĢülmesi gerektiğini ancak; bağlanmamıĢ ise sigortalı veya hak sahibi tarafından hizmetin tespiti davası açılması zorunluluğu doğmuĢ ise bu durumda, her iki davanın birlikte yürümesinin mümkün olmadığını belirterek, davaların ayrılmasına, tazminat davasının tespit davasının sonucunu beklemesi gerektiğine karar vermiĢtir.), Ġstanbul Barosu Dergisi, Cilt:82, Sayı: 2, Yıl:2008, s.850.

143 bildirilmeyen sigortalılıktan sorumluluğu için de yer almaktadır640.

Anılan maddeler ile tazmin sorumlularının Kurum karĢısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmıĢ olup641, bu sorumluluk; “sigortalı veya hak sahiplerinin

işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” bulunmaktadır. Maddenin açık hükmü karĢısında; ilk peĢin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Gerçek zarar hesabı tazminat hukukuna iliĢkin genel ilkeler doğrultusunda yapılmalı, sigortalı sürekli iĢ göremezlik durumuna girmiĢ ise bedensel zarar hesabı, ölümü halinde destekten yoksun kalma tazminatı (Borçlar Kanununun 45-46., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 54-55. maddeleri) hesabı dikkate alınmalıdır642.

Gerçek zarar hesabında, sigortalının bakiye ömürleri TRH 2010 adı verilen „Ulusal Mortalite Tablosu‟ verilerine göre belirlenip, Sosyal Güvenlik Kurumu ilk peĢin sermaye değeri hesaplamalarına paralel olarak %5 ıskonto, %5 artıĢ uygulaması ile yapılmalıdır643

.

Kurumca açılacak tazminat ve rücu davaları, on yıllık zamanaĢımına tâbidir644. ZamanaĢımı, rücu konusu gelir ve aylıklar bakımından Kurum onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise masraf veya ödeme tarihinden itibaren baĢlar (5510 sayılı SSGSSK. m.93/3)645

.

Rücu davalarında faiz hususu ise Yargıtay bir kararında Ģu Ģekilde ifade etmiĢtir: “Rücu davalarında davacı Kurum yönünden davalıların ödemekle yükümlü oldukları borç için temerrüde düşürülmesinin zorunlu olmaması, faize; gelirler yönünden onay, masraflar yönünden ise; sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren

640 GüneĢ BaĢak, ĠĢ Kazası ve Meslek Hastalıklarında Sosyal Güvenlik Kurumunun Rücu Hakkı,

Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 2011, s.7 vd.

641 BaĢbuğ/Bulut, s.405.

642 Y10HD., 20.02.2017, 10649/1232 www.sinerji.com.tr, (15.10.2018). 643 Y10HD., 31.01.2014, 2677/1843, www.sinerji.com.tr, (15.10.2018). 644

Ekin Ali, Türk Hukukunda ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Yaptırımları, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2009, s.79.

645 Çelik Ahmet, Sosyal Güvenlik Kurumu Rücu Davalarında ZamanaĢımı ve Sorumlulardan

144 hükmedilmesi gereği gözetilmeksizin, ıslah ile arttırılan alacak miktarı yönünden, ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.”646.

Benzer Belgeler