• Sonuç bulunamadı

Malzeme ocaklarının arazi üzerine etkilerinin önlenmesi 91 

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA 86 

4.1. Doğal Kaynakların Kullanımı İle İlgili Önlemler 86 

4.1.1. Arazi kullanımı ile ilgili önlemler 86 

4.1.1.2. Malzeme ocaklarının arazi üzerine etkilerinin önlenmesi 91 

Teknolojinin hızla gelişmesi ulaşımın daha iyi, daha kolay ve konforlu olmasını zorunlu kılmıştır. Bunun içinde kaliteli, konforlu ve güvenli ve çok şeritli geniş yollar yapılması amacıyla daha fazla hammadde üretilmesi gündeme gelmiştir.

Ülkemiz malzeme ocakları açısından oldukça zengin bir ülke olmasına karşılık, uygunsuz ve hoyratça kullanımları nedeniyle hızla tükenmekte olan bir taş ocakları potansiyeline sahiptir. Yakın zamanda tüm taşocakları tükenmese bile ülkemizin dört

bir yanı kısmen kullanılmış ancak tamamen tüketilememiş ve doğada bir yara halinde terk edilmiş taşocaklarıyla dolması kaçınılmaz olacaktır.

Malzeme ocakları olarak adlandırılan bu ocaklardan malzeme üretilmekte ve bunların işletimleri sırasında ve sonrasında doğal alanlar tahrip olmakta, flora ve faunanın bozulması gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Bu nedenle karayolu yapım aşamasında kullanılacak malzeme ocaklarının seçiminde her ne kadar malzemenin karayolunda kullanılabilmesi için KTŞ’de belirtilen hem fiziksel hem de kimyasal olarak taşıması gereken şartlar olsa da malzeme ocaklarının yerinin seçilmesinde (alternatif bulunmaması, taşıma mesafesinin ekonomik yönden uygun olmaması durumları hariç) güzergâh seçiminde olduğu gibi çevre adına bazı özel durumların dikkate alınması gerekmektedir. (milli park alanları,özel çevre koruma alanları, 1/100 000 ölçekli çevre düzeni planları)

Bununla birlikte madencilik faaliyetinin neden olduğu bu çevresel etkilerin gerçek anlamda tanımlanması, tahmin edilmesi, önlenebilmesi ya da azaltılabilmesi faaliyetin planlanması aşamasında çevresel değerlere ve çevresel etkilere ilişkin etütlerin ve planlama çalışmalarının yapılması ile mümkündür.(Şahin, 2006)

Bu aşamada; çevre koruma amaçları doğrultusunda doğru ve uygun kararlar verilmesine yönelik bir çalışma olarak ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) gündeme gelmektedir. ÇED çalışmaları ile faaliyet öncesi çevresel etkilerin tanımlanması, alınabilecek önlemlerin ortaya konması, onarım çalışmalarına büyük katkılar ve yararlar sağlayacaktır. Madencilik sonrası onarımın temelini oluşturan alan kullanım planlama çalışmaları ve buna ilişkin alternatiflerin değerlendirilmesi de başarıyı destekleyecektir. Buna göre Madencilik, ÇED ve onarım çalışmaları birbirleriyle bütünleşmesi gereken çalışmalardır.

Ramani et al (1990) onarımı, madencilik sonrası kullanım için madencilik yapılan alanın hazırlanmasına ilişkin işlemler olarak ifade etmektedir. Ancak onarım madenciliği tamamlayan ona ilave bir aşama değil ilk madencilik planlarıyla başlayan, madencilik faaliyetleri aşamasında devam eden bir dizi aşamalardan oluşur. Buradan da anlaşılmaktadır ki; madencilik faaliyetleri ile kısmen yada tamamen tahrip edilen çevrenin onarılması, yeniden kazanılması, madencilik faaliyetleri başlamadan önce dikkate alınması gereken, madencilik faaliyetleriyle paralel yürütülen ve faaliyet sonrası alana yeni bir kullanım kazandırılmasıyla sonuçlanan çok yönlü ve çok faktörlü, multidisipliner bir çalışmadır. (Şahin, 2006)

İşletmenin ve çevresinin tüm yaşam ortamlarının etkilenmemesi ya da etkinin en az olabilmesi için yer seçiminde tüm çevresel faktörler göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit etmek, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak gerekmektedir.

Bunun için taş ocaklarının çevreye vermiş olduğu zararlar değişik formüller kullanılarak modellenebilmektedir. Bu modeller yardımıyla taş ocaklarının nerelerde faaliyetlerini sürdürmeleri gerektiği, önlem alınırken hangi alanlara dikkat edileceği gibi sorulara da yanıt alınabilmektedir. Çünkü sorunlara karşı önlemlerin sorunların ortaya çıkmasından önce alınması hem ekonomik hem de kolaydır.

Taş ocaklarının çevreye vermiş olduğu zararların sebebi ve risk bölgelerinde alınması gerekli önlemler aşağıda verilmiştir:

‐ Onarım veya geri kazanım taş ocaklarının işletmeye açılması ile beraber hatta açılmadan önce başlanmalıdır. Öncelikli olarak taş ocaklarını çevreleyen kısımda bitkisel perdeleme yapılması gerekmektedir.

‐ Taş ocaklarının ilk açılmasında üst toprak alınarak uygun yerlerde depolanmalı, atıklar gelişi güzel atılmamalı belirlenen alanlara dökülmelidir. ‐ Son topografyanın alacağı şekil madencilik faaliyetleri öncesinden

planlaması onarım çalışmalarında ekonomik anlamda en büyük faydayı sağlayacaktır.

‐ Taşıma ve kırma işlemleri sırasında oluşan toz ve gürültü için önlemler alınmalıdır. Kırma işlemlerinde kapalı sistemler uygulanmalı ve toz indirgeme sistemleri kullanılmalıdır. Patlatmalarda kullanılan dinamitin miktarı azaltılabilir. Dinamit miktarının azaltılması sarsıntıları, gürültüyü ve toz oluşumunu azaltacaktır. Maden işletmelerine ait taşıma güzergahları mevcut yerleşimlerin dışarısından olmalı, taşıma sırasında kullanılan kamyonların kasalarının üstleri kapatılmalıdır.

‐ Taş ocakçılığı faaliyetlerinin görsel peyzaj değerleri üzerindeki etkilerinin azaltılması için kazıların ve tesislerin çevreden görülmeyecek şekilde yapılması sağlanmalıdır.

‐ Mevcut devlet yolu, otoban veya il yollarının taş ocaklarını gören kısmında yol kenarına bitkisel perdeleme yapılması daha uygun olabilir.

Bütün bunlar göz önüne alındığında ocak işletiminde hazırlık aşamasında; yüzeydeki toprağın mutlak korunmalı ve bunun içinde bitkilerin temizlenip, toprağın sıyrılması ve saklanması gereklidir.

KGM’ce, açık ocak işletmeciliği yapılan alanlarda rehabilitasyon amaçlı olarak, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan “Madencilik faaliyetleri ile bozulan arazilerin doğaya yeniden kazandırılması yönetmeliği” (14.12.2007 tarih ve 26730 Sayılı Resmi Gazetede) hükümleri gereği doğaya yeniden kazandırma planı (DYKP); “Kum çakıl ve benzeri maddelerin alınması, işletilmesi ve kontrolü yönetmeliği” (8 Aralık 2007 Tarih ve 26724 Sayılı Resmi Gazete ) hükümleri gereği çevre yönetim planı (ÇYP) ve orman alanlarında ise “Orman sayılan alanlarda verilecek izinler hakkında yönetmelik” (22 Mart 2007 Gün ve 26470 Sayılı Resmi Gazete) hükümleri gereği orman rehabilitasyon planı (ORP) hazırlanmaktadır. Hazırlanan bu planlarda malzeme alınması tamamlanıp ocak işletmeye kapandığında arazi üzerinde doğa onarımı amaçlı yapılacak hertürlü çalışmalar bir izleme programı dahilinde yapılmakta ve ilgili İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce de denetlenmektedir.