• Sonuç bulunamadı

2.1. İlkelerle Olan İlişkisi

2.1.4. Adil Yargılanma Hakkı

2.1.4.2 Makul Sürede Yargılanma Hakkı

Makul sürede yargılanma, adil yargılanma hakkının bir unsuru olduğu gibi usul ekonomisinin de vazgeçilmez bir ögesidir. İHAS’nin 6/1. maddesi uyarınca üye devletler, yargının davaları makul sürede sonuçlandıracak şekilde yapılandırmak ve düzenli bir şekilde çalıştırmakla yükümlüdürler148. Makul sürede yargılama

143 Pekcanıtez, a.g.m., s.392; Tezcan, Erdem, Sancakdar, a.g.e., s.344. 144 Taşpınar Ayvaz, a.g.e., s.144; Pekcanıtez, Atalay Özekes, a.g.e., s.233

145 Pekcanıtez, a.g.m., s.391; Tezcan, Erdem, Sancakdar, a.g.e., s.344; Eralp, Ö. (1997). Adil

Yargılanma Hakkının Boyutları, Çağdaş Hukuk Dergisi, s.12-13; Taşkın, a.g.m., 2004, s.57.

146 Pekcanıtez, a.g.m., s.392 147 Pekcanıtez, a.g.m., s.392.

148 Koparan, R., Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Işığında Adil Yargılanma Hakkı, Adalet

57

yapmanın çeşitli amaçları vardır; bunları sıralayacak olursak; birinci amacı, yargılamanın sürüncemede kalmasını önlemektir. İkinci amacı; kişinin hakkına zamanında kavuşmasını sağlayarak zaman kaybını önlemektir. Üçüncü amacı; yargılamanın ihtiyaç duyduğu süreyi sağlayabilmek için hâkime yol göstermektir. Dördüncü amacı ise; iş yükünü dengeleyerek dosyaların birikmesini önlemektir149. Makul sürenin ihlal edilmiş olması karşısında; davanın kimin lehine sonuçlandığının yahut davanın zamanaşımı sebebiyle düşmüş olmasının bir önemi yoktur150.

Makul sürenin ne zaman aşıldığının tespiti oldukça zordur. Her somut olayda bunun ayrı değerlendirilmesi ve hükme varılması gerekir. Sürenin başlangıcı olarak mahkemeye başvuru tarihi esas alınmalıdır. Ancak her durumda uyuşmazlık en başta mahkeme önüne gelmemekte, öncesinde söz konusu uyuşmazlığı çözmeye yetkili idari mercilere intikal edebilmektedir. Bu durumda sürenin başlangıç tarihi idari mercie başvuru tarihi olacaktır. Sürenin sonundan maksat ise, hükmün şekli anlamda kesinleşmesi, yani tüm başvuru yollarının tüketilmiş olması anlaşılmalıdır151.

Makul sürenin değerlendirilmesinde divan şu üç araştırmayı yapmaktadır; a) Dava konusunun niteliği, hukuki sorunun karmaşıklığı, delillerin konumu ve toplanmasının zorluğu, kolaylığı sürenin aşılıp aşılmadığının tespitinde belirleyici rol oynamaktadır.

b)Tarafların yargılama sürecindeki tutum ve davranışları da oldukça önemlidir. Eğer şikâyet eden taraf gecikmeye neden olmuş yahut gecikmenin önlenmesi için hiçbir çaba göstermemişse bu da değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.

c) Ulusal yargılama makamlarının tutumu bir diğer kıstastır. Burada da divanın gözettiği husus o ülke mahkemelerinde benzer davaların ortalama ne kadar sürede bittiğidir. O ülkede ortalama süre aşılmışsa sürenin ihlal edildiği kararı verebilmektedir152.

149 Rüzgaresen, a.g.e., s.176-178.

150 Tezcan, Erdem, Sancakdar, a.g.e., s.340

151 Pekcanıtez, a.g.m., s.393-394; Çınar, U. S., Temel Hakları Koruma Yöntemlerinden Biri

Olarak Hak Arama Hürriyeti, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, s.53, 1998; Taşkın, a.g.m., s.58.

152 Pekcanıtez, a.g.m., s.394; Ünal, a.g.e., s.180-181; Görgün, Kodakoğlu, a.g.e., s.162;

Altıparmak, C. (2006). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Altıncı Madde Kapsamında Adil Yargılanma Hakkının Esasları. TBB Dergisi, (63), s.249-252.

58

Yargılama esnasında tarafların delillerini ve dilekçelerini ileri sürebilmeleri için belli bir süre gerekmektedir. Taraflara ve mahkemeye yargılama esnasında usul işlemlerini yapabilmeleri için uygun süreler sağlanmalıdır. Ancak bu süre yargılamayı sürüncemede bırakacak ve hak kaybına neden olacak ölçüde uzun olmamalıdır. Anayasamızın 141.maddesinde de belirtildiği üzere, davalar en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmalıdır. Burada kastedilen yargılamanın aceleye getirilmesi değil; en uygun sürede, gereksiz yere uzatılmadan sonuçlandırılmasıdır. Yargılamada makul sürenin ne olduğu, her somut olayda ayrı değerlendirilecektir153. Avrupa insan hakları mahkemesi makul süreyi değerlendirirken, dava dosyasının kapsamı, davanın zorluğu, tarafların tutumu, dosyanın karmaşık olup olmadığı ve benzer davaların sonuçlanma süresini esas almaktadır.

Makul süre, sadece ilk derece yargılamasını değil, kararın kesinleşmesine kadar olan süreci kapsar154. Mahkeme makul süreyi her olayda farklı takdir etmektedir. Örneğin davacının yaşı ilerlemişse yahut başka bir nedenden dolayı yaşam süresine ilişkin beklentisi azsa normalden daha süratli hareket edilmesi, adil yargılanma hakkına daha uygun olacaktır. Buna ilişkin Fransa aleyhine verilmiş olan 26 ağustos 1994 tarihli Karakaya kararı örnek olarak verilebilir. Yine tutuklanmış bir kişinin yargılanması, serbest bir kişiye oranla daha hızlı çözümlenmelidir. Makul sürenin aşılmasına ilişkin verilmiş bazı kararlardan söz edecek olursak; bir boşanma davasının 9 yıl sürmüş olması, idare mahkemesinden dosyanın Danıştay’a gitmesinin 7 yılı aşkın bir süreyi bulmuş olması buna örnektir155. Makul sürede yargılamanın gerçekleştirilememesinin birçok nedeni vardır; bu nedenler hâkimden kaynaklanan nedenden tutun da yargılamanın diğer süjeleri, ayrıca teknik altyapı yetersizliklerine kadar oldukça geniş bir yelpazedir. Ne var ki bu gerekçelerin hiçbiri yargılamanın uzamasında Avrupa insan hakları mahkemesi tarafından haklı gerekçe olarak kabul edilmemektedir156.

153 Pekcanıtez, Atalay Özekes, a.g.e., s.234; Pekcanıtez, a.g.m., s.395; Kartal, B., (2003/26-27

Eylül). Türkiye’de Adil Yargılanma Hakkı, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Adil Yargılanma Hakkı Sempozyumu, Ankara; Çelik, A., Makul Süre İçerisinde Yargılanma Hakkı, Adalet Dergisi, sayı 30, 2008, s.132.

154 Taşpınar Ayvaz, a.g.e., s.144; Çelik, a.g.m., s.139.

155 Dönmezer, S. D., Adil Yargılanma Hakkı Üzerine Notlar, Cilt 1, Ankara: YKY, 2008, s.230. 156 Çelik, a.g.m., s.140.

59

Makul sürede yargılanmayı sağlama, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi’nin yargılama alanında gerçekleştirmeyi hedeflediği bir diğer husustur. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi sayesinde hâkim, duruşma esnasında dinlemek istediği yargılama ögesini hiçbir aracı ve bağlantı olmadan yüz yüze dinleyebilecektir. Müzekkere yazılması, talimatla ilgilinin beyanının alınması gibi kırtasiyecilikle uğraşılmayacak; ayrıca evrak postaya verildi mi, kâtip Ulusal Yargı Ağı Projesi üzerinden evrakı görüp, tarayıp, dosyaya ekledi mi problemi de olmayacaktır. Özellikle günümüzde adliyelerdeki hâkim savcı açığı ve mevcut- gelen iş yükü hesaba katıldığında kolluk tarafından ilgili talimatın yerine getirilmesinden söz konusu evrakın Ulusal Yargı Ağı Projesi’ne taranıp da dosyaya eklenmesine kadarki süreç ciddi vakit kayıplarına yol açabilmektedir. Bu sebeple Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi, dinlenilecek tarafın doğrudan duruşmada dinlenebilmesine olanak sağladığından bu tür usulü zaman kayıplarının da önüne geçmektedir.