• Sonuç bulunamadı

2.1. İlkelerle Olan İlişkisi

2.1.4. Adil Yargılanma Hakkı

2.1.4.3. Aleni Surette Yargılanma

Aleniyet kelimesinin usul hukukundaki anlamı; davayla ilgisi olmayan üçüncü kişilerin de duruşmalara katılabilmesi ve halkın yargılamayı izleyebilmesine izin verilmesidir. Yargılamanın en önemli teminatı aleniyet ilkesidir157. Aleniyet ilkesi hukukumuzda anayasa ile teminat altına alınmıştır. 1876 kanuni esaside, 1924 teşkilatı esaside, 1961 ve 1982 anayasalarında da aleniyet ilkesi hakkında hükümler hep yer almıştır. Anayasamızın 141.maddesinde de “mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır” denilmek suretiyle aleniyet ilkesi anayasa tarafından koruma altına alınmıştır158.

Yine anayasamızdaki bu düzenlemede dikkat çeken bir diğer husus da; her ne kadar duruşma yapılması zorunluluğu düzenlenmemişse de aleni yargılamanın sağlanabilmesi için duruşma yapılması gerektiğinden, duruşmalı yargılama hakkı da

157 Pekcanıtez, Atalay Özekes, a.g.e.,s.42; Baygül, N., Aleniyet İlkesi, Prof. Dr. Bilge Öztan’a

Armağan, 2008, s.223; Centel, Z. Ceza Muhakemesi Hukuku, 4.Baskı, İstanbul, 2006, s.580; Öztürk, H. Ö. (2006). Medeni Usul Hukukunda Aleniyet İlkesi. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s.25; Nesibe Kurt Konca, Medeni Usul Hukukunda Aleniyet İlkesinin Sınırlandırılması, S. 67, İcra İflas Hukukçuları Toplantısı; Kurt, N. Medeni Usul Hukukunda Aleniyet İlkesi, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s.23, 2008.

158 Yılmaz, E. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2.Baskı, Ankara: Yetkin Yayınları,2013,

60

bu maddede düzenleme alanı bulmuştur159. AİHM, özellikle ilk derece mahkemelerindeki yargılamaların aleni olması gerekliliği üzerinde durmuştur. Sonraki yasa yollarında aleniyet konusunda yumuşak bir tutuma gidilmiştir160. Özellikle Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra Yargıtay verdiği kararlarda; adil yargılanma hakkının duruşma yapma zorunluluğu içerdiğini belirtmektedir161.

Konunun dışında olmasına rağmen, daha iyi anlaşılabilmesi açısından aleniyet ilkesini hukuk yargılaması ve ceza yargılaması bakımından incelersek; ceza yargılamasındaki aleniyet esasen kovuşturma aşamasında geçerlidir. Soruşturma aşaması kural olarak gizli yürütülür162. Tabi ki unutmamak gerekir ki kanunun belirlediği bazı durumlarda duruşmanın bir kısmının yahut tamamının gizli yapılmasına karar verilebilir; bu durumlar genel ahlak ve kamu güvenliğidir163. Ancak bu durumlar dışında duruşmalar aleni yapılır. Aleniyet ilkesinin sağlanabilmesi için en önemli husus; duruşmalı inceleme yapılmasıdır. Bu sayede aleniyet ilkesine uygun bir yargılama yapılabilecektir. Yine duruşma yapılması zorunluluğu, diğer birçok ilkenin de sağlanabilmesi için oldukça önemli bir basamaktır164.

Aleni yargılama, yargılamanın evrensel ilkelerinden biridir. Yirminci yüzyılın batı demokrasilerinin göstergesi devlet gücünün aleniliğidir165. Adil yargılanma hakkının en önemli ögelerinden biri olan aleniyet ilkesi, doğrudanlık ilkesiyle de oldukça ilintili; yargıcın duruşmada edineceği ilk izlenim açısından da oldukça mühimdir. Avrupa konseyi Adalet Divanının görüşü ise; kararın mutlaka açık duruşmada verilmesi, mahkeme kararının her zaman açık duruşmada okunacağı anlamına gelmez, şeklindedir. Divan; aleniyeti, sözleşmeye taraf devletlerin

159 Kurt, N. Medeni Usul Hukukunda Aleniyet İlkesi, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Ankara, s.98, 2008. ;Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2.Bası, Yetkin Kitabevi ,Ankara, 2013, s.315-316.

160 Sevük-Yokuş, H., Adil Yargılanma Kapsamında Ceza Yargılamasında Aleniyet İlkesi, Çetin

Özek’e Armağan, İstanbul, 2004, s.751; Altıparmak, a.g.m., s.256.

161 Yılmaz, a.g.e., s.305 162 Baygül, a.g.m., s.236-237

163 Önen, E., Medeni Yargılama Hukuku, Ankara: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları,

1979 ; Öztürk, a.g.m., s.36.

164 Kurt Konca, a.g.e., s.98

165 Pekcanıtez, a.g.m., s.395; Ünal, a.g.e., s.178; Baygül, a.g.m., s.224; Tanrıver, S., Arslan, R.,

61

kendilerine göre takdir ve tayin edeceğini kabul etmiştir166. Aleniyet ilkesi, hukuk devleti ilkesinin ve adil yargılanma hakkının bir unsurudur. Ancak burada adil yargılanma hakkının unsuru olan aleniyet yalnızca doğrudan aleniyettir167. Bunun yanı sıra aleniyet ilkesi; sözlülük, hukuki dinlenilme hakkı, hâkimin bağımsızlığı gibi daha birçok ilkeyle de ilişkilidir168. Aleniyet ilkesi; hükmün taraflara bildirilmesini de kapsamaktadır. Kısa kararın duruşmada bildirilmesi yeterli olup, gerekçeli kararın bildirilmesi bir zorunluluk değildir.

Günümüzde mahkeme salonlarının aleniliği, sırf meraklı ve eğlenmeye gelmiş bazı dinleyicilerin hukukun temsilcisi olarak tatmin olması değil, kamunun bilgilenmesi ve kontrolü sağlaması için öngörülmüş bir yoldur169: Amaç sağlanabilse de sağlanamasa da aleniyet ilkesi vazgeçilmez bir usul hukuku ilkesidir. Her ne kadar aleniyet ilkesi genel ve vazgeçilemez bir ilke olsa da kanunla belirlenmiş bazı özel durumlarda aleniyet ilkesine başvurulmaz. Bu haller daha çok geçici nitelikteki işler ile acele işlerde söz konusudur. Örneğin ihtiyati tedbirler, delil tespiti, ihtiyati haciz, hâkimin reddi talebi, görevsizlik kararı vb. kararlara duruşma yapılmadan da karar verilebilir. Hakem yargılamasında ise kural olarak aleniyet yoktur. Hakemler duruşma olup olmayacağını kendileri belirler170.

Aleni bir şekilde yargılanmak, yargılamanın şeffaflığı ve denetiminin sağlanması açısından oldukça önemlidir. Kural olarak yargılama aleni yapılır; gizlilik istisnadır171. Gizlilik gerektiren durumlar anayasada ayrıca düzenlenmiştir.

Avrupa insan hakları mahkemesine göre; aleniyetin sağlanması sadece duruşmanın herkese açık olması anlamına gelmemektedir. Aleniyetten kastedilen şifahiliktir.

Genel ahlak, kamu düzeni, milli güvenlik veya bazı özel sebepler nedeniyle gizlilik kabul edilebilmekte ancak hüküm her halükarda aleni olarak verilmelidir172.

166 Pekcanıtez, a.g.m., s.396; Gölcüklü, F., Gözübüyük, Ş., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ve

Uygulanması, Ankara: Turhan Kitabevi, 2002, s.290.

167 Tanrıver, a.g.e., s.410

168 Baygül, a.g.m., s.230; Özekes, M., Medeni Usul Hukukunda Hukuki Dinlenilme Hakkı,

Ankara, Yetkin Yayınları, 2003, s.56; Öztürk, a.g.e., s.18.

169 Pekcanıtez, a.g.m., s.397

170 Baygül, a.g.m., s.228; Pekcanıtez, a.g.m., s.647.

171 Pekcanıtez, Atalay Özekes, a.g.e.,s.238; Üstündağ, A., Medeni Yargılama Hukuku, 6.Baskı,

Cilt 1-2, İstanbul: YKY, 1997, s.259; Baygül, a.g.m., s.225; Gölcüklü, Gözübüyük, a.g.e., s.262.

62

Burada dikkat edilmesi gereken, aleniyetin her koşulda ve mutlak olarak uygulanması değildir. Bazı hallerde kişilerin özel yaşamına ilişkin bilgilerin açığa çıkma ve karşı taraf, tanıklar ve izleyiciler tarafından öğrenilmesi sonucunu doğurur. İnsan hakları Avrupa sözleşmesinin 6.madde/2.fıkrası bu sebeple getirilmiş bir düzenlemedir. Burada bir menfaat kıyaslaması yapıldığında; kişilerin şeref, haysiyet ve onurlarının muhafaza edilmesi, yargılamanın şeffaflığı ve aleniyetinden daha üstün tutulabilir173. Ayrıca duruşmaların aleni yapılması tarafların doğruyu söylemeleri konusunda onların iç dünyalarında bir baskı unsuru oluşturacak; böylelikle de duruşmaların ciddi ve onurlu yapılmasını da sağlayacaktır174. Ayrıca duruşmaların aleni yapılması, devletin varlığının ve gücü elinde bulunduruşunun toplum tarafından hissedilmesini sağlamaktadır.

Toplumu oluşturan bireyler, devletin adaleti sağladığını görmelilerdir ki devlete itimatları olsun175. Bu sebeptendir ki devletler aleni yargılamaya çok önem vermişlerdir. Örneğin alman hukukunda aleniyet ilkesine aykırılık mutlak bozma sebebiyken; Avusturya hukukunda ise aleniyet ilkesi ihlal edildiğinde verilen hüküm yoklukla malul kabul edilmektedir176.

Aleniyet her ne kadar mahkemelerin şeffaflığı olarak bilinse de; aslında tarafların yargılama sürecinde bizzat kendini ifade ederek yargılamaya katılmaları asıl aleniyeti sağlamada çok önemli bir husustur. Tarafların ve yargılamanın ilgililerinin Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi yoluyla yargılamaya katılmaları, duruşmaların herkese açık olduğu aleni bir yargılamada, yargılamayı izleyenler açısından da şeffaflığı sağlayacaktır. İstinabe yoluyla yahut dilekçe gönderilmek suretiyle yargılamaya katılmasındaki şeffaflıkla bizzat tarafın sesiyle görüntüsüyle yargılamaya an be an dâhil olması arasında elbette ki çok büyük farklar bulunmaktadır. Bu durum yargılamayı izleyenler açısından yargılamanın bir bütün olarak icra edilmesi, yargılamanın her bir süjesini sesiyle görüntüsüyle görmesi açısından önem taşımaktadır. Öte yandan dosyaya eklenmiş bir dilekçe yahut istinabe evrakı, yargılamayı izleyenler bakımından anlaşılır olmayabilecek, belki de yargılamanın gidişatında onlar açısından kopukluğa sebep olabilecektir.

172 Dönmezer, a.g.e., s.230; Akcan, R., Usul Kurallarına Aykırılığa Dayanan Temyiz Nedenleri,

Ankara: Nobel Akademi Yayıncılık, 1999, s.72; Öztürk, a.g.e., s.18.

173 Pekcanıtez, a.g.m., s.397; Tanrıver, a.g.e., s.373-375; Baygül, a.g.m., s.233 174 Baygül, a.g.m., s.225; Pekcanıtez, a.g.m., s.637

175 Öztürk, a.g.e., s.18. 176 Kurt Konca, a.g.e., s.82

63

Aleniyet, yargılamayı takip edenler bakımından önemli olduğu kadar asıl yargılamanın tarafları bakımından da oldukça dikkat edilmesi gereken bir husustur. İstenilen şeffaflık da en çok bizzat yargılamaya katılım ile olmaktadır. Ne var ki çeşitli sebeplerden ötürü yargılamaya dâhil olması gereken herkes her an duruşma salonunda hazır bulundurulmayabilir yahut bunu sağlamaya çalışırken başta aleniyet olmak üzere makul sürede yargılanma, usul ekonomisi gibi diğer ilkeler ihlal edilmek zorunda kalabilir. Bu sebeple teknolojinin insanoğluna sunduğu nimetleri sonuna kadar kullanmak ve Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi yoluyla uzakları yakın etmek de yargılama açısından oldukça elzem bir husustur.