• Sonuç bulunamadı

Makroekonomik Hesaplamalar Sistemi ve Ekonominin Genel Denges

1.4. TASARRUF AÇIĞI KAVRAMI

1.4.2. Makroekonomik Hesaplamalar Sistemi ve Ekonominin Genel Denges

Makroekonomik hesaplamalar sistemi ekonomide yürütülen plan, program, bütçe gibi makro bazlı çalışmalar sonucu oluşturulan dört temel dengeden oluşmaktadır. Bu temel dengeler ise; kaynak ve harcama dengesi, tasarruf ve yatırım dengesi, ödemeler dengesi ve kamu kesimi genel dengesidir. Bu dört temel dengenin birleşimi ise ekonominin genel dengesi özdeşliğini oluşturmaktadır. Buradan hareketle bu dört temel dengenin arasındaki ilişkiyi analiz etmek ve açıklamak için baz alınacak değişken milli gelirdir. Bu ilişkiyi açıklayacak olursak ilk önce harcalar üzerinden milli geliri ele aldığımızda;

Y = C + I + X – M

Şeklinde ifade edilmektedir. Özdeşlikteki değişkenlerden C, milli gelir (GSYH), C, toplam harcamayı, I, toplam yatırımı, X, mal ve hizmet ihracatını, M,

mal ve hizmet ithalini ifade etmektedir. Bu özdeşlikte (M) mal ve hizmet ithalatı eşitliğin diğer tarafına geçirildiğinde toplam mal ve hizmet arzı ile toplam mal ve hizmet talebi eşitliği elde edilmektedir,

Y + M = C + I + X

Milli gelir hesaplarında yer alan toplam arz ve toplam talep özdeşliklerinden ise iki temel makroekonomik özdeşliği üretmek mümkündür. İlk olarak toplam kaynak ve toplam harcama özdeşliğini oluşturacak olursak,

Y + ( M – X ) = C + I

Şeklinde ifade edilecektir. Bu özdeşlikteki (M – X) farklı bir gösterimle – (X – M) dış kaynağı ifade etmektedir.

Diğer bir özdeşlik olan toplam yatırım ve toplam tasarruf eşitliğini ifade edecek olursak öncelikle milli gelirden tüketimi çıkardığımızda yurtiçi tasarruf ( Sd ) elde edilir ve yurtiçi tasarruflar denklemde yerine konularak tekrar düzenlendiğinde, Sd – I = (X – M)

Şeklinde ifade edilmiş olacaktır. Bu özdeşlikte (X – M) dış tasarrufları ( Sf ) göstermektedir. Daha açık bir dille ifade edilecek olursa yurtiçi tasarruflarla yatırımlar arasındaki fark dış tasarrufu yani dış açığı ifade etmektedir.

Kalkınma Bakanlığı tarafından oluşturulan makroekonomik dengelerde (GSMH) Gayri Safi Milli Hasıla kullanılmaktadır. Bu özdeşlikten (GSYH) Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’yı elde edecek olursak, ödemeler bilançosu içerisindeki işçi gelirleri, faiz gelirleri, girişimci hizmet gelirleri, kar transferleri ve faiz giderleri kalemlerini içeren Net Dış Alem Faktör gelirlerinin çıkarılmasıyla elde edilecektir. GSMH = GSYİH + NDFG

sonuç olarak ilk denklemi bu özdeşlikteki değişkenlerden yararlanarak tekrar düzenlediğimizde,

GSMH = C + I + ( X - M + NDFG)

şeklinde ifade edilecektir. Bu özdeşliği tekrar toplam kaynaklar ve toplam harcamalar şeklinde düzenlediğimizde,

Y + (M - X - NDFG) = C + I

olarak ifade edilecektir. Bu özdeşlikte (M - X - NDFG) ekonominin dış kaynağını göstermektedir. Bu dış kaynağa ise GSMH eklendiğinde ekonominin o yıl kullanabileceği toplam kaynak miktarına ulaşılmış olacaktır. Toplam kaynaklar ise toplam tüketim ve toplam yatırımlardan oluşmaktadır.

Toplam yatırım ve toplam tasarruf eşitliğini ifade edecek olursak,

Sd + (M - X - NDFG) = I ifade edilir ve buradan hareketle dış tasarrufları gösterecek olursak,

Sd - I = X - M + NDFG özdeşliğiyle de dış tasarruflara ulaşmış olacağız. Bu ilişkiyi yorumlayacak olursak,

Ekonominin Genel Dengesindeki değişkenler arasında bir denklik söz konusudur. Bu nedenle iç dengede veya dış dengede bir eksiklik veya fazlalık olması durumunda iç ve dış piyasalara birbirini finanse ederek dengeye gelecektir. Bu durumu son elde ettiğimiz özdeşlikten yola çıkarak tasarruflar açısından daha açık bir dille ifade edecek olursak, bir ekonomide toplam yurtiçi tasarrufların toplam yatırımları aşması sonucunda tasarruf fazlası meydana gelecek ve bu da dış piyasalar açısından finansman kaynağı olacaktır. Diğer yandan yurtiçi toplam yatırımların toplam tasarrufları aşması durumunda ise tasarruf açığı meydana gelecek ve bu da ancak dış piyasalardan ekonomiye kaynak girişiyle mümkün olacaktır.

Tasarruf ve yatırım dengesi özel kesim ve kamu kesimi olarak ayrı ayrı ifade edilecek olursa,

(Sg - Ig) + (Sp - Ip) = - (X - M)eşitliği elde edilecektir. Bu özdeşlikten anlaşılacağı üzere ekonomide tasarruf açığı söz konusu olması durumunda bu açık kamu kesiminde veya özel kesimden kaynaklanabileceği gibi özel kesimde veya kamu kesiminde bir fazla olması durumunda diğer kesimdeki açık bu fazlalığı aşması durumunda ekonominin genelinde yine bir açık söz konusu olacaktır. Buradan anlaşılacağı üzere bir ekonomide gelirden fazla harcama oluştuğunda cari açık meydana gelecek bu açık ise bir şekilde finanse edilmek zorundadır bu durumda ekonomiye sermaye girişi olmak zorunda veya iç kaynaklardan finanse edilecek bunun sonucunda ise rezervlerde bir azalma meydana gelecektir. Bu duruma milli

gelirin bileşenleri açısından bakacak olursak, kamu harcanabilir gelirle özel harcanabilir gelirin toplanmasıyla GSMH elde edilmektedir. Kamu kesiminin temel ekonomik dengesinden kamu harcanabilir gelirin kalemleri ise, vergiler, vergi dışı normal gelirler, cari transferler, sosyal fonlar ve faktör gelirlerinin toplanmasıyla elde edilmektedir. Son olarak temel ekonomik denge özdeşliğinden tasarrufu ele aldığımızda, öncelikle makroekonomik dengelerde tasarruflar artık olarak hesaplanmaktadır yani harcanabilir gelirlerden gerek kamu kesimi gerek özel kesim harcamaları olsun tüketim harcamaları düşüldükten sonra tasarruflar kalemleri elde edilmektedir. Bu durumu da özdeşliklerle ifade edecek olursak,

Kamu Tasarrufu = Kamu Harcanabilir Geliri - Kamu Tüketimi Özel Tasarruf = Özel Harcanabilir Gelir - Özel Tüketim

şeklinde elde edilecektir (Türeli, 2008: 3-5).

Bir ekonomideki tasarrufları açık ekonomi ve kapalı ekonomi modeli baz alınarak değerlendirildiğinde, kapalı ekonomi modelinde toplam tasarruflar toplam yatırımlara eşit olmaktadır. Açık ekonomi modelinde ise dış alemle yapılan ilişkiler sonucunda cari işlemler hesabının açık veya fazla vermesine bağlı olarak tasarruflar yatırımlardan fazla veya az olabilmektedir. Cari işlemler dengesinin dış tasarruflara eşit olması ise ekonomide karşılıksız sermaye transferinin olmaması durumunda ortaya çıkacaktır. Ekonomide gelirden fazla harcama yapılması durumunda cari açık meydana gelmiş olacak ve bu açığın finansmanı sermaye girişi veya rezervlerde azalmayla elde edilecektir. Diğer yandan ekonominin gelirinin tamamının harcanmaması durumunda cari işlemler hesabı fazla verecek ve bu fazla sermaye çıkışı veya rezerv artışıyla sonuçlanacaktır (Yükseler, 1998: 5).

Tasarruf açığını makroekonomik değişkenler açısından ve ekonomiye etkisi açısından ifade edecek olursak; Tasarruf açığı sorununu makroekonomik anlamda daha iyi kavrayabilmek için makroekonomik bir değişken olan cari dengeyle olan ilişkisi açısından değerlendirdiğimizde, cari denge kavramsal olarak bir ülkenin dış alemle yaptığı mal ve hizmet ticaretini kapsar. Cari denge ekonomik anlamda iki şekilde ifade edilmektedir. Birincisi veri toplama yöntemidir. Veri toplama yöntemi cari dengeye ilave olarak net yatırım ve cari transferlerin eklenmesiyle cari dengenin

elde edilmesi yöntemidir. Diğeri ise milli gelir yöntemiyle elde edilmektedir. Milli gelir yönteminde cari denge tasarruf açığı veya tasarruf fazlasına denk olabilmektedir. Bu durumu daha açık ifade etmek için denge kalemlerini açıklamak gerekmektedir. Tasarruf dengesi (S - I) özel kesimin tasarruflarıyla yatırımları arasındaki farkı göstermektedir. Burada bir açık olması durumunda tasarruf açığı söz konusu olmaktadır. Kamu dengesi (T - G) kamu gelirleriyle kamu giderleri arasındaki farkı göstermektedir. Dış denge (X - M) ithalat ve ihracat gelirleri arasındaki farktan oluşmaktadır.

(S - I) + (T - G) = (X - M) özdeşliği ekonominin iç ve dış dengesinin eşit olduğunu göstermektedir. Eşitliğin sol tarafı iç dengeyi sağ tarafı ise mal ve hizmet piyasası, faktör ve sermaye piyasası gelirlerini de kapsayan dış dengeyi ifade etmektedir. Ekonominin dengede olabilmesi için iç dengeyle dış dengenin eşit olması gerekmektedir. İç dengede bir açık varsa dış dengede de bir açık söz konusudur. Denge unsurlarından iç dengeyi ifade eden özel kesim dengesi veya kamu dengesinde bir açık söz konusu olduğunda dış denge de her zaman bir açık söz konusu olmayabilir. Bu durum özel kesimdeki açığın kamu dengesinde meydana fazlayla kapatılması durumu veya kamu dengesindeki açığın özel kesim fazlasıyla kapatılması durumunda ekonominin genel dengesinde bir açık meydana gelmeyecektir. İç denge kalemlerinden özel kesim ve kamu kesimi dengesinin ikisinde de bir açık söz konusu veya özel kesim ve kamu kesimi açıkları bir diğer iç denge kalemi fazlasıyla kapatılamıyorsa dış açık zorunlu bir hal alacaktır. Bu açıklar iç denge kalemlerinden birine eşlik eden dış açık olması durumunda ikiz açık, iç denge kalemleri ile beraber dış dengede de açık olması durumunda üçüz açık olarak adlandırılmaktadır (Sezgin vd., 2015: 228-229).

Tasarruflar makroekonomik hesaplar cari denge ile ilişkisi açısından ifade edilecek olursa ekonominin cari hesabı milli tasarruflardan yatırımların çıkarılmasıyla elde edilmektedir. Bu bilgilerden hareketle cari açık finansal sermaye akışı veya net dış yatırımı ifade edebilmektedir. Sonuç olarak bir ekonomide yatırımlar tasarruflar veya cari açığa eşit dış piyasalardan ekonomiye aktarılan sermaye ile finanse edebilmektedir. Cari açığın bütçe açığı ve tasarruf açığının toplamından oluşması sebebiyle yüksek kamu açığı olan bir ekonomide tasarruflar

yatırımlara eşitse ödemeler bilançosunda açık meydana gelecektir (Uğur ve Karatay, 2009: 109-110).

Sonuç olarak bakıldığında tasarruflar ekonominin içsel ve dışsal dengesinin sağlanması açısından önemli bir değişken olduğu açıktır. Tasarruflar özel kesimde ve kamu kesiminde gelir ve gider arasındaki fark olması sebebiyle hane halkı ve kamunun kaynaklarını ihtiyatlı ve verimli bir şekilde kullanması sonucu elde edebileceği önemli bir değişkendir. Ekonomide iç dengede bir açık söz konusu olduğu durumda ise dış açık da kaçınılmaz olması sebebiyle dış dengesizlik sorununu da doğuracaktır. Buradan hareketle iç dengedeki etkisinden söz edecek olursak tasarruflar bilindiği üzere yatırımları yatırımlar ise gelirleri artıracaktır. Gelir artışı sonucunda ise tasarruflar da gelirin bir fonksiyonu olması sebebiyle tasarruf artışı sağlanarak tasarruf açığı sorunu giderilecektir. Tasarruf açığı sorunu giderilmediği takdirde ekonomide bu kısır döngü var olacaktır. Dışsal denge açısından bu durumu ele aldığımızda ise ekonominin genel dengede olabilmesi için bu açık dış kaynaklarla finanse edilmek zorunda kalınacak ve dış açık söz konusu olacaktır. Dış açık Türkiye açısından baktığımızda genellikle cari açık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Cari açık sorunu ise ekonomiye kısa dönemde bir maliyet olması sebebiyle çözülmesi gereken bir sorundur. Ekonomiye nihai olarak bir külfet olması sebebiyle bu açığın finanse edilmesi sürecinde ekonominin gelir dinamikleri olumsuz etkilenecek ve ekonominin geneline bu maliyet yayılacaktır. Bu bilgiler ışığında tasarruf açığı sorunu çözülmeden ekonomi gelir dinamikleri etkin bir şekilde çalışmayacak yatırımlar yetersiz kalacak ve bunun sonucunda ise büyüme performansı olumsuz etkilenerek kalıcı ve sürdürülebilir bir kalkınma yaşanmayacaktır.

İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE TASARRUF AÇIĞI

Tasarruflar özellikle kalkınma seviyesini tamamlayamamış gelişmekte olan ülkeler açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda tasarruflar yatırımların finansmanı ve dolayısıyla geliri artırıcı bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan tasarruflar Türkiye açısından son derece önemlidir. Bu nedenle tasarrufları etkileyen başta tasarruf saikı, sermaye hareketleri ve tasarrufları artırıcı etkin politikalar uygulayabilmek son derece önemli hale gelmektedir.

2.1. TASARRUF AÇIĞI VE TASARRUFLARIN SEYRİNİ ETKİLEYEN