• Sonuç bulunamadı

Dış Ticaret Politikası Kapsamında Denkleştirme Politikaları

2.3. TÜRKİYE’DE TASARRUFLARIN BELİRLEYİCİLERİ VE TASARRUFUN

2.3.3. Tasarrufları Artırıcı ve Yatırımlara Aktarılmasını Sağlayan Politikalar

2.3.3.3. Dış Ticaret Politikası Kapsamında Denkleştirme Politikaları

uygulamaya koyduğu politikalara denkleştirme politikaları adı verilmektedir. Denkleştirme politikaları otomatik denkleşme politikalarının kısıtlandığı veya etkin çalışmadığı durumlarda hükümet tarafından bu politika tercihi zorunlu hale gelmektedir (Seyidoğlu, 2003: 469).

2.3.3.3.1. Harcama Değiştirici Politikalar

Harcama değiştirici politikalar ekonomide toplam harcama miktarını aşağı ve yukarı yönlü etkileyerek dış dengesizlikleri gidermek amacıyla uygulanan politikalardır. Bu anlamda hükümetler para ve maliye politikalarını kullanmaktadırlar (Seyidoğlu, 2003: 470).

2.3.3.3.1.1. Para Politikası

Merkez Bankası para politikası araçlarını kullanarak toplam harcamaları değiştirici etki yaratmaktadır. Örneğin bir dış açık olması durumunda Merkez Bankası para politikası araçlarını ekonomide daraltıcı etki yaratacak şekilde kullanmaktadır. Bu uygulamayı kısaca açıklayacak olursak; bankaların kredi verirken bulundurması gereken mevduat zorunlu karşılıklar yükseltilir ve bunun sonucunda kredi hacmi daralır, ticari bankaların ellerindeki senetlerin iskontosu için kullanılan reeskont faiz oranı yükseltilir ve daha yüksek faizden iskonto ettirilen senetler parasal tabanda daha az artışa sebep olması sebebiyle daraltıcı etki yaratır ve Merkez Bankası açık piyasa işlemleri aracılığıyla sermaye piyasasına girerek devlet tahvili ve hazine bonosu gibi kıymetli kağıtları satarak fon hacminin azalmasını sağlamaktadır. Bu bilgiler ışığında para arzı daraltılmış olacaktır. Para arzının daralması faizleri yükselterek borçlanmayı daha maliyetli bir duruma getirecektir. Bu süreç sonucunda yatırımlar ve diğer harcama akımları daralmış olacaktır. Toplam harcama ve yatırımlardaki düşme çoğaltan mekanizmasının işleyişiyle ekonominin tamamına yayılarak milli geliri azaltacak ve dolayısıyla ithalat düşüş trendine girecek diğer

yandan iç talepte daralmış olacaktır. Sonuç olarak bu süreç dış dengesizliğin giderilmesi anlamında katkı sağlamış olacaktır (Seyidoğlu, 2003: 470-471).

Merkez Bankası’nın harcama değiştirici politika kapsamında uyguladığı politika ise spesifik olarak ekonomik ve finansal programlarla önceden belirlenmiş göstergelere ekonomiyi uyumlaştırmak şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede 2005 yılından itibaren Para Kurulu uzun dönem ve kısa dönem faiz oranlarını belirleyerek ekonominin performansını artırmayı amaçlamaktadır (Yiğidim, 2012: 6).

2.3.3.3.1.2. Maliye Politikası

Ekonomide bir dış dengesizlik olması durumunda hükumet maliye politikası araçlarını kullanarak bu dengesizliği gidermeye çalışmaktadır. Dış açık olması durumunda vergi oranları artırılır ve kamu harcamaları kısılır bunun sonucunda bütçe fazlası oluşur veya mevcut bütçe açığı azalma eğilimi gösterir. Bu şekilde ekonominin toplam harcama potansiyeli düşürülmüş olacak ve milli gelir azalma eğilimi gösterecektir. Sonuç olarak ithalat azalma eğilimi gösterecek ve ihracata ayrılan pay artış gösterecektir. Dış dengesizlik bu politika tercihiyle giderilmiş olacaktır. Ekonomide dış fazla olması durumunda ise maliye politikası araçları genişletici etki yaratacak şekilde tesis edilerek dış fazla azaltılacaktır (Seyidoğlu, 2003: 471).

Dış dengesizlik durumları kısa dönemde sürdürülebilir olarak kabul edilse de uzun dönemde ekonominin performansı açısından çözülmesi gereken bir sorundur. Bu nedenle hükumetler maliye politikası araçlarıyla dış dengesizliklere müdahale etmektedir. Hükumetin bu noktada politika aracı ise maliye politikasıdır. Maliye politikası kapsamında harcama değiştirici politikaların uygulanması ise siyasal açıdan hükumetlere siyasala maliyet olarak ortaya çıkmaktadır. Hükumetlerin uyguladığı harcama değiştirici politikalar ekonomide ve dış alemde üretici ve tüketici açısından gelirin yeniden dağılımına sebep olması nedeniyle uygulaması açısından zorluklar içerebilmektedir. Harcama değiştirici politikaların geliri yeniden dağıtma sürecine örnek olarak kurlarda değişiklik olmadan değerlenmiş bir kur ortamında dış dengesizliği gidermek için harcamalar azaltılarak ülke vatandaşlarının ve

ihracatçıların geliri azaltılmış ve diğer yandan yabancıların ve ithalatçıların geliri artırılmış olacaktır (Baydur, 2008: 8-9).

Harcama değiştirici politikalardan maliye politikasında ise politikanın uygulanmasından hükumetler sorumludur. Kamu kesiminin tasarruf eğilimi açısından önemli olan faiz dışı fazla politika tercihi olarak ön plana çıkmaktadır. Kamu kesimi faiz dışı fazlayı kullanarak kamu tasarruf eğilimi ve ekonomideki beklentileri yönlendirebilmektedir (Yiğidim, 2012: 6).

Sonuç olarak ekonominin temel ekonomik değişkenlerinde bir dengesizlik söz konusu olduğunda devlet elindeki müdahale araçlarını kullanmaktadır. Türkiye ekonomisinde bu müdahale araçlarının neden ve nasıl kullanıldığına bakacak olursak; öncelikle Türkiye’deki mevcut duruma baktığımızda yeterince kalkınamamış ve kalkınmasını tamamlayabilmek için yatırımlara bunun için ise gerekli olan finansman ihtiyacı yani tasarruflara ihtiyaç duyan bir ülke konumundadır. Türkiye’deki mevcut duruma baktığımızda geliri düşük nüfusun fazla olduğu ve bu nedenle de tasarruf oranının düşük olduğu demografik bir yapıya sahiptir. Diğer yandan kamu harcamalarının en büyük finansman aracı olan vergiler de düşük gelirli gruplardan verimli ve istikrarlı bir şekilde sağlanamadığından kamu kesiminde de bazen dengesizlikler yaşanabilmektedir. Buradan hareketle yurtiçi tasarruflarla yatırımların finansmanı karşılanamadığı için dış tasarruflara ihtiyaç duyulmakta ve dış tasarruflar kullanıldığında ise ekonomide bir dış dengesizlik sorunu meydana gelmektedir. Bu nedenle yönetimin elinde bu aksaklıları gidermek için önemli iki politika aracı olan para ve maliye politikası bulunmaktadır. Para politikası Merkez Bankası tarafından yürütülmektedir. Para politikası araçlarına baktığımızda genel itibariyle çabuk karar alma ve uygulama avantajı sağladığından avantajlı hale gelmektedir. Merkez Bankası temel değişken olarak para arzını kontrol ederek fiyat istikrarını ve dolayısıyla da istikrarlı bir büyüme trendini yakalamak için politika araçlarını kullanmaktadır. Maliye politikasına baktığımızda ise maliye politikası araçları hükumetin tasarrufundadır. Maliye politikası araçlarının kullanımında ise bazı zorluklar bulunmaktadır. Kısaca bu durumu açıklık getirecek olursak gelir düzeyi düşük ve gelir dağılımının yeterince adil olmamasından dolayı kamu gelirlerini yani büyük çoğunlukla vergileri toplamada bazı güçlükler

bulunmaktadır. Bu nedenle maliye politikası para politikasına göre hareket alanı daha dar ve zor bir politika tercihi olarak karşımıza çıkmaktadır. Para politikasının ve maliye politikasının durumu genel olarak değerlendirildiğinde iç ve dış dengesizliği gidermek adına birbirini tamamlayıcı nitelikte ve eşanlı olarak kullanıldığında daha etkin bir politika karması olacak ve tasarruf açığını gidermede olumlu sonuçlar elde edilebilecektir. Buradan hareketle bu uygulamalar dikkate alındığında politikaların genellikle talep yanlı politikalar olduğu görülecektir. Tasarruf açığı sorununa gerçek anlamda çözüm getirecek politikalardan birisi ise uygulaması zaman alıcı ve zor olsa da arz yanlı politikaların uygulamaya konulmasıdır. Arz yanlı politikalar üretim tekniğinde inovasyona gidilerek kaynakların verimli kullanılması, ar-ge harcamalarıyla teknolojik verimliliğin artırılması gibi uygulamaları içermektedir. Bu uygulamalar sonrasında ise uzun dönemde sermaye/hasıla katsayısı artırılmış olacaktır.