• Sonuç bulunamadı

1.3 İŞLEVSELCİLİK

1.3.1 Makine İşlevselliği ve Nedensel İşlevselcilik …

Putnam tarafından ortaya atılmış olan makine işlevselliği doğrudan Turing makinelerinden ilham alarak insan zihninin olasılıklı geçişlere sahip bir otomat olduğunu savunmuştur. Turing makineleri deterministtik sistemlerdir, bir Turing makinesinin bir durumdan diğer duruma geçiş olasılığı sadece sıfır ve birdir ancak olasılıklı bir Turing makinesinde geçiş olasılıkları sıfır ve bir arasında değerler alır, dolayısıyla Turing makineleri olasılıklı otomatların özel bir durumudur. (Putnam, 1967, s: 54) Makine işlevselliği zihinsel durumları ortaya çıkaran alt durumları sonlu bir durumlar dizisi olarak tanımlar. Bir organizmanın girdileri duyusal algılar, çıktıları ise

motor hareketlerdir. Putnam girdi ve çıktı arasındaki zihinsel durumların ise aralarında olasılıklı geçişlere sahip otomat durumları olduğunu savunmuştur. Bu durumlarsa, Turing makinesinde olduğu gibi bir makine tablosuyla tanımlanabilir. Makine tablosundaki durumlar sadece girdi ve çıktılar ile bağlantılı değildir, hatta bu durumlar girdi ve çıktılarla bağlantılı olmayan ve sadece diğer durumlarla bağlantılı olan durumlar olabilir. Makine bir çıktı üretmiyor olsa bile makinede etkin durumların olması olasıdır. İçsel temsiller, bir başka ifadeyle zihinsel durumlar ise girdi ve çıktı arasındaki makine tablosundaki etkin durumların toplamlarının yarattığı ifadelerdir. Putnam girdi ve çıktılar arasındaki gerçekleştiricilerin ne olduğunu bilmediğimizi varsayar, acı durumuna yol açan girdiler ve acı durumunun çıktılarının acı ile bağlantılarını bilebilir ancak yine de acının ne olduğunu bilmeyebiliriz. (Putnam, 1967, s: 57)

Putnam bir organizmanın sistemin bütünü olarak ele alınması gerektiğini de öne sürmüştür, örneğin acı içinde olmak organizmanın bütününün bir işlevsel halidir.

Putnam’ın makine işlevselliğinde acı hissetmeye meyilli tüm organizmalar olasılıklı otomatlardır. Acı hisseden tüm organizmalar ise çevreleriyle nedensel bir etkileşim içindedir. Dolayısıyla acı organizmanın çevresiyle etkileşiminde nedensel bir rol oynamaktadır. Acı hissetme yetisi olan her organizma ise en az birer zihinsel temsile sahiptir, acı işlevsel bir rol oynamaktaysa acının işlevsel rolünü organizma için harekete geçirecek bir temsile ihtiyaç olacaktır. Putnam temsilleri makinenin etkin içsel durumlarının bir toplamı olarak tanımlamıştır ve girdi ile çıktı arasındaki durumlar temsilleri oluşturur. Bir temsil olduğunda organizma içine girebileceği olasılıklı durumlara sahip olur. Dolayısıyla acı bu durumlar üstünden saptanabilir bir durumdur.

Bu noktada Putnam organizmanın bir bütün olduğunu, organizmanın bir alt kümesinin bir organizma olmadığının altını çizmiştir. (Putnam, 1967, s: 54) Sonuç olarak acı organizmanın işlevsel bir hali olduğunda acı sadece beyindeki nöronal durumlarla özdeştirilemez; acı ancak girdiler, çıktılar ve organizmanın işlevsel hallerinin ilişkileriyle tanımlanır. Putnam ayrıca bir organizmanın belli işlevsel temsillere sahip olmasının ancak bu organizmanın tercih yapabilmesiyle anlam kazanacağını belirtir, tercih yapabilmek ise deneyimden öğrenmeyle alakalıdır.

Bir başka işlevsel kuram ise nedensel işlevselciliktir. Nedensel işlevselliğe göre zihinsel özellikler işlevsel özelliklerdir ve zihinsel durumlar diğer zihinsel durumların, algıların ve davranışların nedensel ilişkileriyle belirlenir. (Levin, 2021, s: 2) Mantıksal davranışçılar acıya neden olan bir yaralanmanın çığlık atmak gibi davranışsal tepkilere yol açacağını savunurken Lewis, acıyı nedensel bir rol oynayan bir durum

olarak tanımlamıştır. (Lewis, 1980, s: 217) Acının yol açtığı zihinsel durum diğer zihinsel durumları da ortaya çıkaracak, davranışlar ise zihinsel durumların sonucu olacaktır. Örneğin acı inancının zihinsel durumu çığlık atmanın ötesinde acıyı dindirmenin yollarına dair inançları içeren zihinsel durumları tetikleyecek, yaranın tedavi edilmesi gerektiği zihinsel durumunun ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Dolayısıyla yaraya yara bandı yapıştırmak bu zihinsel durumun sonucu olan bir davranış olarak ortaya çıkacaktır.

Lewis, “Delinin acısı ve Marslının acısı” adlı makalesinde bir delinin acıya vereceği davranışsal tepkilerin normal bir insanınki gibi olmayacağını ancak bu durumun delinin davranış çıktılarına özel istisnai bir durum olduğunu, delinin yanlış nedensellikler sergilediğini belirtir. Sinir sistemi hidrolik mekanizmalardan oluşan bir Marslının ağrısının ise insan sinir sistemindeki C-sinir liflerinin gerçekleştirdiği ağrıdan çok farklı bir mekanizma üstünden gerçekleştirileceğini, Marslının davranış çıktılarının farklı olabileceğini ancak acının Marslı vücudunda da aynı nedensel rolleri oynadığından dolayı Marslıya insanınki gibi bir his vereceğini savunmuştur. Verdiği örnekler üstünden Lewis, özdeşlik kuramının deli adamın acısını açıklayabildiğini ancak Marslı ağrısını açıklayamadığını, işlevselliğin ise Marslı acısını açıklayabildiğini ancak delinin acısını açıklayamadığını belirtmiştir. Ancak delinin acısını açıklanamaması işlevsellik açısından bir sorun oluşturmamaktadır çünkü işlevselcilik nedensellik üstüne kurulmuştur ve delinin normal insanlar için belirlenmiş nedensel ilkelere uymadığı açıktır. Bu noktada Lewis, Putnam’ın çoklu gerçekleştirilebilirlik kavramının özdeşlik ilkesini yanlışlamadığını, insana ait zihinsel bir durumun insan beyniyle bir durumla özdeş, Marslı zihinsel durumunun ise Marslının hidrolik sinir sisteminde bir durumla özdeş olacağını dolayısıyla önemli olanın sunulan önermelerde alanın belirlenmesi olduğunu belirtmiştir. (Lewis, 1980, s: 220)

Lewis zihinsel terimlerimizin zihinsel durumların nedensel ilişkileri, duyusal algılar ve davranış çıktılarını halk psikolojisinin terimleriyle açıkladığımızı vurgulamıştır. (Lewis, 1972, s: 49) Duyusal algı ve davranış çıktıları arasındaki tüm zihinsel durumların aynı anda analiz edildiği durumda ise halk psikolojisinin kavramlarının analizden elenebileceğini ve böylece duyusal algı ve motor çıktı arasındaki tüm durumların nöronal etkinliklere indirgenebileceğini belirtmiştir. Örneğin vücuttaki bir yaralanma acıya yol açar, acı hissi vücutta bir şeylerin ters gittiği inancını ve acıyı dindirme isteğini oluşturur, acıyı dindirme isteği ise yaranın tedavi edildiğinde acının dineceği inancıyla etkileşime girer ve yaralanan kişi yarasına yara bandı yapıştırır. Bu cümlede

acıyı bir x durumu olarak, diğer inanç ve zihin durumlarını da nedensel durumlar, örneğin y, z ve t durumları olarak tanımlarsak ve cümlesindeki tüm zihinsel durumları bir bütün olarak yazarsak, cümle $x$y$z$w formunda olacaktır. Bir Ramsey cümlesi olan bu cümlede zihin durumları sadece nedensel ilişkileri gösterilerek yazılmış, böylece cümleden zihinsel durumların halk dilindeki tanımlamaları çıkarılmıştır.

Dolayısıyla zihinsel durumlar uyaran ile davranış çıktısı arasındaki nicelleştirmelere indirgenmiştir. (Levin, 2021, s: 21) Lewis’in işlevselliği analitik işlevselcilik olarakta tanımlanmaktadır.