• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: GÜNÜMÜZDE YAPAY ZEKA

2.5 NÖROBİLİMİN BİLİNÇ MODELLERİ

2.5.2 Entegre Bilgi Teorisi

dışarıda bırakma ise bilinçli deneyimin bütünlüklü yapısının sınırları olduğunu belirtir.

Bilinçli deneyimin içerikleri çok çeşitlidir ancak bu içerikler belli sınırlara sahiptir.

Örneğin bir insanın bilinçli deneyiminde kendi kan basıncına erişiminin olması mümkün değildir. Bir bilinçli deneyim aynı zamanda belirli bir zaman ve belirli bir mekanda gerçekleşir. Bilinçli deneyim, farklı bilinçli deneyimlerin birleşimi olarak tanımlanamaz. (Tonini, 2015, s: 5-6)

Tonini’nin öne sürmüş olduğu beş aksiyom, bilincin tanımlayan birbirinden bağımsız beş özelliğidir. Bilincin kendisini aksiyomlar ile tanımlayan entegre bilgi teorisi, bilincin ancak fiziksel bir mekanizmanın ürünü olduğunu ve söz konusu mekanizmanın fiziksel kurallarının bilincin beş aksiyomuyla uyumlu olması gerektiğini öne sürer.

Dolayısıyla beş aksiyoma denk gelen beş postulat bilincin fiziksel temelindeki mekanizmaların sahip olması gereken beş özelliktir. (Tonini, 2015, s: 6)

İlk postulat varoluş postulatıdır ve bilinçli deneyimin var olabilmesi için bilinçli deneyimi deneyimleyen maddesel bir mekanizma olması gerektiğini belirtir. Aynı zamanda bilincin var olmak için fark yaratmasının gerekliliğine tekabül eden postulatta, bilincin fiziksel sisteminin kendi içinde fark yaratabilmesini sağlayacak etki tepki gücü olması gerektiği belirtilir. Beynin söz konusu bilinçli deneyimi yarattığı düşünülürse, bu postulat, beyinde bilinçli deneyime denk gelen bir durum olduğunu ve bu durumun geçmiş durumlara ve gelecekte oluşma olasılığı olan durumlara etki tepki yapılarıyla bağlı olduğunu açıklamaktadır. Bilinç dış gözlemcinin ulaşımına kapalı olduğundan etki tepki yapıları beynin kendi içindeki yapılardır. Bilinçli deneyim, beynin içindeki etki tepki mekanizmalarının bir sonucudur. İkinci postulat bilincin kompozisyon aksiyomuna tekabül eden postulattır. Bilinçli deneyimin bütününü oluşturan sistem, bilinçli deneyimin içeriklerini oluşturan alt sistemlerden oluşur. Bütün sistemin bir yapısı vardır ve alt sistemlerin işleyişleri ve nedensellikleri ana sistemin yapısında belirlenmiştir. Üçüncü postulat ise bilgi aksiyomu ile alakalıdır ve bilinçli bir deneyimin, olası birçok deneyimden ayırt edilebilir olduğunu belirtir. Bir andaki bilinçli deneyimin içeriği, o deneyimin geçmişindeki birçok olası duruma ve deneyimin geleceğindeki birçok olası duruma etki tepki yapısıyla bağlıdır, ancak birçok olası durumdan sadece bir tanesiyle tanımlanır. Deneyim ne kadar çok bilgi taşıyorsa, deneyimi oluşturan fiziksel sistemin entropisi o denli yüksektir. Dördüncü postulat bilinçli deneyimin bütünlüğü aksiyomuna tekabül eder. Bütünlük postulatına göre bilinçli deneyimi yaratan fiziksel durumun başka fiziksel durumların toplamına indirgenemez olması gerekir. Bütün bir bilinçli deneyim, onu yaratan birbirinden

bağımsız deneyimlerin toplamı değildir, bilinçli deneyimi yaratan her içerik birbirilerine etki tepki yapıları ile bağlıdır ve bir fiziksel sistemin bölünemez işleyişi içinde tanımlanmalıdırlar. Eğer bir sistem iki sistemin toplamı olarak tanımlanabiliyorsa, söz konusu sistemin bütünlüğünden bahsedilemez. Ancak sistemde iki bağımsız sistem oluşmuşsa, bilinçli deneyimi yaratan parça, daha fazla bilgi taşıyan, entropisi yüksek olan parça olacaktır. Beşinci postulat ise dışta bırakma postulatıdır ve bilinçli deneyimle ilişkili söz konusu fiziksel sistemin alt sistemlere indirgenemez en zengin içeriğe sahip parçasının uzay zamanda tek bir etki tepki yapısı ile tanımlanabilir olduğunu belirtir.

Entegre bilgi teorisinin beş postulatından kendi içinde etki tepki yapısına sahip, dolayısıyla kendinde fark yaratabilen, başka sistemlere indirgenemez bir sistemin bilinçli deneyimler yaratabileceği sonucu çıkmaktadır. Başka bir ifadeyle, belirli bir entropiye sahip, dolayısıyla bilgi taşıyan ve yapısında etki tepki mekanizmalarıyla zamanda kendi içinde değişiklik meydana getirebilen, kendinden basit sistemlere bölünemeyen her sistemin kendi bilinçli deneyimi olma olasılığı vardır. Entegre bilgi teorisi bilinçli deneyimi deneyimleyen sistemin maddesinin türünden bağımsız bir teoridir, canlı veya cansız sistemlere uygulanabilir. Bir sistemin içinde bulunduğu tek bir durum, geçmişindeki ve geleceğindeki durumlar cinsinden yüksek boyutlu uzayın bir boyut olarak temsil edilir. Entegre bilgi teorisi geometrik bir teoridir ve her durum yüksek boyutlu uzayın bir boyutunu oluşturur. Söz konusu indirgenemez bir durumun taşıdığı bilgi, etki tepki yapısına bağlı olarak geçmiş ve gelecek uzayının oluşturduğu durumlarının toplam boyutu olarak hesaplanır. Bu hesabın sonucunda ulaşılan phi sayısı, sistemin taşıdığı entegre edilmiş bilgiyle orantılıdır. Phi sayısı bir sistemdeki en büyük indirgenemez parçanın durum uzayının boyutun ölçüsüdür. Bilinçli bir sistemde phi her zaman sıfırdan büyüktür. (Tonini, 2015, s: 9) Örneğin bir durumu oluşturabilecek sekiz durum varsa ve andaki durum sekiz değişik gelecek durum yaratabiliyorsa, bu sistem on altı boyutlu bir sistemdir. Etki tepki yapısı geçmiş durumlar ile andaki durum ve andaki durumun oluşturabileceği gelecek durumlar ile andaki durum arasındaki ilişkiyi veren fonksiyonlar olarak ifade edilir. Sistemin kendi içinde fark yaratması geçmiş ve gelecek durumların birbirini etkilemesine bağlıdır.

İleri beslemeli bir sistemde bu fark her zaman sıfır olacak iken döngüsel, geri bildirimli bir sistemde geçmiş ve gelecek durumlar birbirleriyle ilişki içindedir. Eğer geri bildirimli bir sistem alt sistemlere indirgenemez ise Phi sıfırdan büyük olacaktır.

Entegre bilgi teorisi, neden korteksten daha fazla sayıda nöron içeren beyinciğin bilinçli deneyim yaratmadığını, beyincikteki nöronal bağlantıların çoğunlukla ileri beslemeli bir sistem oluşturduğu için beyinciğin etki tepki yapısına sahip bir sistem olmadığını, dolayısıyla andaki durumun, geçmiş ve gelecekteki olası durumlarla bağlantısının bütünleşik çok boyutlu bir uzay yaratmasının söz konusu olmadığını belirterek açıklar. Beyincik adım adım çok karmaşık hesaplar yapar ama geri bildirim yapıları olmadığından kendi içeriğinde kendisi fark yaratamaz. Entegre bilgi teorisinden çıkan başka bir sonuç ise ileri beslemeli yapay sinir ağlarının, örneğin görüntü tanıyan evrişimsel sinir ağlarının bilinçli deneyim yaratmasının mümkün olmadığıdır. Ancak döngüsel yapıya sahip olan ve kendi içeriklerindeki bilgide fark yaratan tekrarlayan sinir ağlarının Phi değeri sıfırdan büyüktür.

Phi sayısı bilinç seviyesinin bir ölçütüdür. Bilinçli deneyimin kalitesi, bilinçli deneyimin içeriği ise bilinçli deneyimi yaratan mekanizmanın birbiriyle etkileşebilen geçmişteki ve gelecekteki tüm durumların çok boyutlu durum uzayında oluşturduğu şekle tekabül eder. Örneğin beyin gibi nöron devrelerinden oluşan bir yapıda, bilinç içeriği o andaki nöronal aktivasyonu yaratan ve o andaki norönal aktivasyonun yaratabileceği aktivasyonların yarattığı uzayda birbiriyle sıfırdan farklı bir fonksiyonla ilişkilendirilebilen tüm aktivasyonların şekliyle belirlenecektir. Bu şekil ise bilinçli deneyimin nöronal korelasyonlarının oluşturduğu aktivasyon desenine denk gelecektir. (Tonini, 2015, s: 12) Dolayısıyla entegre bilgi teorisi insan beynine uygulanılabilirse beyinde değişik nöronal aktivasyon şekillerinden kişinin kırmızı mı yoksa yeşil mi gördüğü anlaşılabilecektir.

Entegre bilgi teorisi pratikte çok basit, belli sayıda olası durumu olan sistemlerde dahi çok fazla ve karışık hesaplamalar yapılmasını gerektiren bir teoridir. Ancak birçok varsayımla basitleştirilmiş bir versiyonu koma durumundaki hastaların durumlarının değerlendirilmesi için kullanılmakta ve hastaların bilinç seviyesine dair tutarlı sonuçlar vermektedir. (Tonini, 2015, s: 15)