• Sonuç bulunamadı

Sağlayıcının, bir dağıtıcıya, belirli bir coğrafi alan ya da müĢteri grubu tahsis ettiği ve tahsis ettiği bu bölge/müĢteri grubuna baĢka bir dağıtıcı atamamayı taahhüt ettiği dağıtım sistemi, münhasır bölge ya da müĢteri grubu sistemi olarak kabul edilmektedir.

2005/4 sayılı Tebliğ’de, münhasır bölge ya da müĢteri grubu sistemi tanımlanmamıĢ olmakla birlikte, Tebliğ’in 3.e maddesinde, “tek elden sağlama

51 Dağıtıcının, kendi rakip markasına sahip olması durumunda, sağlayıcının, dağıtıcının ürün için

gerekli hizmetleri ve perakende desteği sağladığından emin olmak, ürünün etkin dağıtımını sağlamak ve arka imajını korumak için seçici dağıtımın tercih edilmesinin faydalı olacağı belirtilmektedir, bkz. Koç, s.22.

29

yükümlülüğü” ne yer verilmiĢtir. Buna göre, sağlayıcı, anlaĢma konusu malları

veya hizmetleri, kendi kullanımı veya yeniden satıĢı amacıyla sadece bir alıcıya satmayı taahhüt etmektedir (Tebliğ m.3.e). Sağlayıcının, sadece bir alıcıya satmayı taahhüt etmesi, o alıcının, sağlayıcının mallarını yeniden satma konusunda inhisari bir hakka sahip olması anlamına gelmektedir53. BaĢka deyiĢle,

sağlayıcının tek elden sağlama yükümlülüğü yüklendiği anlaĢmalar, dağıtıcıya, tek elden dağıtma hak ve yetkisi vermektedir. Nitekim bazı yazarlar tarafından da, münhasır dağıtıcı, aynı zamanda “tek elden dağıtıcı” olarak kabul edilmektedir54. Ancak bu durum, Tebliğ’deki “tek elden sağlama yükümlülüğü” ile “münhasır bölge/müĢteri grubunun” aynı kavramlar olduğu anlamına gelmemektedir. Münhasır bölge ya da müĢteri grubunda, dağıtıcı, sadece kendisine tahsis edilen belli bir bölge/müĢteri grubu açısından inhisari bir hakka sahip iken, tek elden sağlama yükümlülüğünde, herhangi bir bölge ya da müĢteri grubu ile sınırlı olmaksızın, sağlayıcının mallarının dağıtılması için tek bir alıcı ile anlaĢması kastedilmektedir. Mehaz Tüzük’te, sağlayıcının tek bir alıcıya satma yükümlülüğünün sınırı olarak “ortak pazar” belirlenmiĢtir (m.1.e). 2005/4 sayılı Tebliğ’de ise, herhangi bir bölge sınırı getirilmemiĢtir. Ne var ki, mehaz Tüzük’teki amaç ile paralel yorum yaptığımızda, Tebliğ m.3.e’deki “tek elden sağlama yükümlülüğü”nün sınırının Türkiye olduğu söylenebilecektir. Diğer taraftan, münhasır bölge/müĢteri grubu sisteminin tercih edilmesinde, sağlayıcının pazar payı dikkate alınırken, tek elden sağlama yükümlülüğünde, alıcının pazar payı dikkate alınmaktadır55.

Münhasır bölge/müĢteri grubunda, sağlayıcı, herhangi bir bölgede münhasır dağıtım sistemini tercih etmesi halinde, artık, mallarını, sadece münhasır bölgede atanan yetkili dağıtıcısına satma yükümlülüğü altına girmekte, münhasır

53 Nitekim, Avrupa Birliği Hukuku’nda da, bir bölgede yeniden satım konusunda sağlayıcıdan

tekel hakkını elde eden dağıtıcıya, münhasır dağıtıcı adı verilmektedir; Bogaert, G./Lohnmann,

U., Commercial Agency and Distribution Agreements: Law and Practice in the Member States of

the European Union, The Hague, s.33.

54 Topçuoğlu, M.; Ġnhisar (Tekel) Kaydı Ġçeren Acentelik, Tek Satıcılık ve Franchising

SözleĢmelerinde Aktif ve Pasif SatıĢlar, Rekabet Dergisi, Sayı:18, Nisan-Mayıs-Haziran 2004, s. 8.

30 bölgede ikinci bir bayi atayamamakta ve ikinci bayi üzerinden satıĢ yapamamaktadır. ġayet, sağlayıcı, dağıtıcıya belirli bir yer ya da müĢteri grubu tahsis etmemiĢ ise, diğer bir ifade ile, sağlayıcı, dağıtıcının bölgesi için baĢka dağıtıcılar atama yetkisini de haiz ise, artık münhasır bölge ya da müĢteri grubu sisteminden bahsetmek mümkün olmamaktadır56

.

Diğer taraftan, Tebliğ’e göre, bir sağlayıcının münhasır bölge ya da müĢteri grubu sistemi tercih edebilmesi için, pazar payının %30’u aĢmaması gerekmektedir57. Ancak her halde, sağlayıcı ile dağıtım sistemi içindeki teĢebbüsün arasındaki rekabeti sınırlayıcı bir anlaĢmanın grup muafiyetinden yararlanabilmesi için (pazar payı eĢiği karĢılanmıĢ olsa da), müĢteri ya da bölge tahsisinin mutlak tekel sağlayacak Ģekilde olmaması, sadece aktif satıĢları yasaklayacak ve fakat pasif satıĢlara engel olmayacak nitelikte olması gerekmektedir58. Nitekim, Tebliğ’in 4.maddesinde bu Ģart, muafiyetin genel koĢulu olarak ele alınmaktadır.

Bu noktada, sağlayıcının, ülkenin farklı bölgelerinde seçici dağıtım sistemi ve münhasır dağıtım sistemi uygulayabileceğini belirtmek isteriz59

. Gerçekten Tebliğ, sağlayıcıya, ülkenin tamamında aynı dağıtım sistemini uygulamama, bölgesel olarak veya il bazında farklı dağıtım sistemlerini uygulama hak ve yetkisi vermiĢtir. Nitekim bu durum Kılavuz’un 22. sorusuna cevapta da açıklanmakta ve örneklenmektedir. Buna göre, üretici veya ithalatçı, A bölgesinde münhasır dağıtım sistemi uygularken, B bölgesinde seçici dağıtım sistemi uygulayabilir. Böyle bir durumda, A bölgesindeki bir dağıtıcı B bölgesindeki tüketicilere veya

56 Topçuoğlu, Ġnhisar (Tekel) Kaydı s.8. 57

Ġleride bu konuya, muafiyetin genel koĢulları baĢlığı altında tekrar değinilecektir.

58 Yılmaz/Katırcıoğlu/Toksoy/Ilıcak/Ardıyok/Bilgel, s.142. Burada geçen “satıĢ”tan kasıt, hem

motorlu taĢıt ve yedek parça satıĢı ve hem de servis hizmetlerinin satıĢını kapsamaktadır. Aktif satıĢ, doğrudan pazarlama yöntemleriyle gerçekleĢtirilen satıĢtır, pasif satıĢ ise, satıcının aktif bir davranıĢı ile gerçekleĢtirilmeyen satıĢtır. Bu kavramlar aĢağıda tekrar ele alınacaktır.

59 Ancak bu durum, sağlayıcının iki sistemi bir arada uygulayabileceği anlamına gelmemektedir.

Zira, Tebliğ, sağlayıcıları, dağıtım sisteminde yer alan teĢebbüsler ile olan sözleĢmelerinde, seçici dağıtım ile münhasır dağıtım sistemi arasında bir tercih yapmaya zorlamaktadır. Bkz.

31 bağımsız yeniden satıcılara doğrudan satıĢ yapabilmekte olup, buna karĢılık, seçici dağıtım sisteminin uygulandığı B bölgesindeki dağıtıcı da A bölgesindeki bağımsız yeniden satıcılara veya kendilerinden talepte bulunan herhangi bir müĢteriye (pasif satıĢ) satıĢ yapabilmektedir60

.

IV. TÜRKĠYE MOTORLU TAġITLAR SEKTÖRÜNDEKĠ GENEL DURUM