• Sonuç bulunamadı

Mücbir Sebebin Dava Açma Süresine Etkisi

3.4. ÖDEME EMRİNE KARŞI İTİRAZ İMKÂNI (DAVA AÇILMASI)

3.4.5. Dava Açma Süresi

3.4.5.4. Mücbir Sebebin Dava Açma Süresine Etkisi

Gerek ödeme emrine karşı açılacak davada, gerek diğer idari davalarda mücbir sebebin dava açma süresini uzatıp uzatmayacağı diğer bir deyişle ek bir dava açma süresi sağlayıp sağlamayacağı ile ilgili mevzuatta herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Uygulamada bu konu doktrin ve Danıştay tarafından tartışma konusudur. Bu konuya değinmeden önce mücbir sebep mefhumunu incelemekte fayda bulunmaktadır.308 Kavram hakkında fikir birliği bulunmamakla birlikte, genel kabul gören Onar’ın tanımına göre mücbir sebep, ‘yer sarsıntısı, feyezan, ihtilal gibi evvelden

takdir ve tahmini kabil olmayan, menşei tabii, içtimaî veya hukuki olması itibariyle failin dışında kalan yani hakiki veya hükmî bir şahsın irade ve fiilinin tamamen dışında kalmış olan ve bu şahıs tarafından önlenmesi mümkün olmayan hadiselerdir.’309 Tanımdan anlaşıldığı kadarıyla taşıdığı özellikler itibariyle mücbir sebep sınırlı sayıda değildir ve ancak her somut olayı kendi içinde değerlendirerek mücbir sebep kapsamına girip girmediğine karar vermek gerekir.

Mücbir sebeple ilgili idari yargılama mevzuatında düzenleme olmamakla birlikte diğer yargılama hukuku mevzuatlarında belirli düzenlemelere gidilmiştir. Dolayısıyla zorlayıcı nedenin bulunması dava açma süresine müdahale imkânını verip ermeyeceği tartışmaya açık bir konudur. Danıştay çok istisnai kararları olmakla birlikte, mücbir

307 Gümüş, s. 208-209.

308 Mücbir, sözlük anlamı itibarıyla ‘zorlayıcı, zorlayan’ anlamında kullanılmakta ve mücbir sebep, zorlayıcı nedenler ile aynı minvalde tanımlanmaktadır. Buna göre mücbir sebepler; önceden göz önüne alınmasına bunun sonucu olarak ortadan kaldırılmasına olanak bulunmayan ve dış etkenden ileri gelen olay; zorlayıcı neden, borçluyu borcundan kurtaran olaydır. Bkz. Hukuk Sözlüğü, "Mücbir Sebep", Yetkin Yayınları, Ankara 2005, s. 477, 774.

86

sebep varlığının dava açma süresine etki etmeyeceğinin düşünmektedir. Bu konudaki tutumunu ise, mücbir sebebin kanunda düzenlenmemiş olması ve vekil eliyle dava açabilme olanağının bulunması gerekçesine dayandırmaktadır.310 Danıştay kararları incelendiğinde, mücbir sebep halinin dava süresini durduracağı hususunda Danıştay 4. dairesinin olumlu tavır takındığı, Danıştay 9. dairesinin ise olumsuz tavır takındığı görülmektedir. 311 Öğreti de ağırlıklı olarak dava açma süresinin hak düşürücü niteliği ve bu konuda kanunilik ilkesinin bulunduğu düşüncesinden yola çıkarak Danıştay’ın tutumuna katılmaktadır. Örneğin; Gözübüyük Fransız hukukunda savunulduğu gibi, dava açma süresinin hak düşürücü nitelikte ve kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle davanın mücbir sebep ileri sürülerek durmayacağı ya da uzamayacağı fikrini Danıştay’ın E.84/1081 sayılı kararı gibi birçok örnek karara vurgu yaparak desteklemektedir.312 Kaplan ise, kanunilik ilkesine ve sürenin hak düşürücü süre olma niteliğine dayanılarak kamu hizmetlerinin sekteye uğratılmadan hızlı bir şekilde görülmesi isteğini, sorumluluğu yasa koyucu üzerine atmak şeklinde değerlendirerek; idari istikrar ve kamu hizmetlerinin düzenliliği, devamlılığı ilkeleri adına zorlayıcı durumların göz önüne alınması gerektiğini, aksi halde durumun hak ve adalet anlayışına ters düşeceğini düşünmektedir. Ayrıca Kaplan, Danıştay’ın ‘vekil tutma imkânı’ gerekçesini de zaten mücbir sebep hali içinde olan kişinin vekil tutamayacak vaziyette olduğu nedeni ile eleştirmektedir. Ona göre, bununla ilgili bir düzenlemenin kanunda yer almaması eksiklik olmakla birlikte, boşluğun hukukun genel ilkeleri yoluyla doldurulabileceği mümkündür.313 Karakoç ise, AATUHK’nın 8. maddesinde yazan VUK’un uygulanacağına ilişkin yollamanın sadece sürelerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılması (VUK md.18) konusunda değil, VUK’ta 14-18. maddelerin yer aldığı 3. bölümün tamamının kapsadığını düşünmektedir. Bu itibarla verginin tahakkuk etmesinden ve ödeme emrinin de gönderilmesinden sonra meydana gelen bir mücbir sebep halinin vade tarihini geri atması gerektiğini, ilgili sürelerin işlemeyeceğini-

310 Kaplan, s.142.

311 Gökhan Kürşat Yerlikaya, "Türk Vergi Hukukunda Mücbir Sebep Halinin Dava Ve Temyiz Süresini Durdurup Durdurmayacağı Sorunu", Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S.1, 2011, s. 53 312 Gözübüyük, s. 396-398.

87

durduğunu- ileri sürmektedir.314 Başka deyişle mücbir sebep hali, kamu icra hukukuna ilişkin süreler bakımından durdurucu etkiye sahip olduğunu savlar.

Fransız hukukunda baskın görüş, idari dava açma süresinin kamu düzenini ilgilendirmesi ve bu sürenin hak düşürücü nitelikte olması hasebiyle sürenin uzamasının mümkün olamayacağı yönündedir. Son yıllarda bu katı görüş yavaş yavaş Fransız idari yargı yerlerinin mücbir sebep halinde dava açma süresini uzamasını kabul etmesi ve spesifik düzenlemeler öngörülmesi sonucu esnemeye başlamıştır.315

Mücbir sebep hali, insan hayatında sık hatta bazen hiç karşılaşılmayan ve karşılaşıldığında insan hayatını her yönden derinden etkileyen, kişinin olmasını istemediği ve iradesi dışında gerçekleşen, yargıya veya vekile ulaşma imkânı dâhil birçok imkânı ortadan kaldıran, ani, beklenmeyen ve alternatifi olmayan bir durumdur. Bu durumla ilgili düzenlemeler ülkelerin idari yargılama mevzuatında, soyut olarak önceden mevcut olabilir veya yasa koyucu tarafından zorlayıcı durum olduğu takdir edilen somut olayların yaşanması üzerine daha spesifik düzenlemeler öngörülerek soruna çözüm bulunulabilir. Örneğin, Fransa’da posta grevi yaşanması sebebi ile yasa koyucu bununla ilgili düzenlemeye gitmiş ve böylece iradesini yönetilenlerden ziyade hak ve adalet lehine kullanmıştır.316 Hukukumuzda ise yargıya ulaşma imkânını engelleyecek derecedeki durumların toplu veya bireysel olarak yaşanması durumunda kanun koyucunun iradesini bu yönde kullanarak hiçbir düzenlemeye gitmemesi, bu hakkı mücbir sebep aleyhine bilinçli şekilde kullandığı anlamına gelmemektedir. Diğer yandan, idari yargılama hukukunda usulünün olmasının nedeni, taraf menfaatlerini dengede tutarak kamu yararını sağlamak ise, bu dengeyi alaşağı edecek durumları görmezden gelmek, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen hak arama özgürlüğüne ters düşecektir. Dolayısıyla, yargı yerinin somut olayı mücbir sebep olarak takdir ettiği durumlarda, mücbir sebep halinin dava açma süresini etkilemesi -durdurması- yerinde olacaktır.

314 Karakoç, Kamu, s. 336. 315 Kaplan, s. 143.

88

3.4.5.5. Dava Açma Süresini Uzatan Veya Durduran Nedenler