• Sonuç bulunamadı

MÜġKĠLÜ‟L-KUR‟AN (KUR‟AN‟DA ÇELĠġKĠ OLDUĞU VEHMĠ)

Müellifimiz âyetler arasında ve âyet ile hadis arasında tezatın mevzubahis edilebiceği hususları izaha kavuĢturuyor. Bunları iki baĢlıkla aktarmaya çalıĢacağız.

1) Tezat VarmıĢ Gibi Görünen Âyetlere Getirdiği Ġzahlar Örnek 1:

“ ََُُْٕٞءحََٰٓٓطَ٣ْ َلًٍَِْْٝثََْٓٞ٣َُْْْْٜ٘٤َذْ َخحََْٓٗجْ َٰٓلََكٌُِّْٞظُجْ٢ِكَْمـِلُْٗجَيِحَك - Sûr‟a üfürüldüğü zaman, (iĢte)

o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır.” (Mü‟minûn; 101) âyeti ile “ََُُْٕٞءحََٰٓٓطَ٣ٍْغْؼَذْ٠َِٰػُُْْْٜؼْؼَذَََْرْهَجَٝ - Birbirlerine yönelip sorarlar (çekiĢirler).” (Sâffât; 27) âyeti arasında ilk bakıĢta bir tenakuz

varmıĢ gibi görünüyor. Müellifimiz bu âyetler arasında bir tenakuzun olmadığını Ģu Ģekilde izah ediyor:

Allah Mu‟minun Suresi 101 âyetinde “َُِٕٞتحََٓطَ٣ْ َلَْٝ – onlar birbirlerine bir Ģey

soramıyorlar” buyuruyor. Ancak (Sâffât; 27) “ََُُْٕٞءحََٰٓٓطَ٣ْ ٍغْؼَذْ ٠َِٰػْ ُُْْٜؼْؼَذْ َََرْهَجَٝ - Birbirlerine yönelip sorarlar” peki bu ikisi birbirine zıt değil mi? Hayır zira birinci

cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. ĠĢte bu, Allah‟ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah lütfu geniĢ olandır, hakkıyla bilendir.” (Mâide; 54).

âyet kıyametten hemen sonra mahĢerde gerçekleĢen bir durumdur. Oysaki ikincisi ise hesaptan sonra (cennet veya cehennemde) gerçekleĢen bir durumdur.313

Örnek 2:

Ġbrahim Suresi 22. âyeti ile Nahl Suresi 100. âyeti arasında ilk bakıĢta sanki bir tenakuz varmıĢ gibi görünüyor. Müellifimiz bu âyetler arasında herhangi bir tenakuz olmadığını Ģu Ģekilde izah ediyor: Ġbrahim Suresi 22. âyetinde Allah “ْ َٕحًَْحََٓٝ ٍْٕحَطُِْْْ ِْْٖٓ ٌُْْْ٤ََِػْ َ٢ُِ – ġeytan‟ın sizin üzerinizde bir zorlama gücü yoktur.” derken baĢka bir âyette ise “ََََُُّْْٚٗٞٞطَ٣ْ َٖ٣ ًَُّ۪جْ٠ََِػُُْٚٗحَطُِْْْحََِّٔٗج - O, kendine uyanlara zorlayıcıdır.” (Nahl; 100) buyurmuĢtur. Peki bu iki âyet biribirine tezat değil midir? Hayır değildir zira buradaki âyette “ٍْٕحَطُِْْ” kelimesi “zorbalık, zorlayıcı güç” anlamına gelirken Nahl Suresi‟ndeki “ٍْٕحَطُِْْ” kelimesi “rehberlik, davet” anlamına gelmektedir.314

Örnek 3:

Hicr Sûresi 91-92 ve Tekasür Suresi 8. âyetleri ile Kasas Suresi 78. âyeti arasında ilk bakıĢta sanki bir tenakuz vamıĢ gibi görünüyor. Müellifimiz bu âyetler arasında herhangi bir tenakuz olmadığını Ģu Ģekilde izah ediyor:

“ْ ﴾٩ٖ﴿ْ ََُِْٕٞٔؼَ٣ْ جُٞٗحًَْ حََّٔػْ ْ ﴾٩ٕ﴿ْ َٖ٤ ۪ؼَْٔؾَجْ َََُِّْْْٜ٘ ـََُْْٓ٘ َيِّذٌَََٞك - Rabbine andolsun, onların

hepsine yapmakta olduklarını mutlaka soracağız.” Allah bu âyetlerde onlara

yaptıklarının hepsini (yani günahlarını) soracağız buyuruyor. Ayrıca Tekâsür Suresi 8. âyetinde “ِْْ٤ ۪ؼَُّ٘جْ َِٖػْ ًٍِثَٓ َْٞ٣ْ ََُِّٖ ـُْٓطَُْ َُّْغ - Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba

çekileceksiniz? buyuruluyor ve yine Kasas; 78‟de “ْ ُِِْٜذُُٞٗيْ َْٖػْ ََُ ـُْٓ٣ْ َلَْٝ ٍَُِْْٕٞٓؿُُْٔج -

Suçlulukları kesinleĢmiĢ olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü Allah hepsini bilir).” buyrulmuĢtur, peki bu âyetler tezat teĢkil etmiyor mu? Hayır zira Allah kimseye günahını sormaz Ģeklindeki âyetlerin anlamı; Allah günahlara sen bu günahı iĢledin mi diye sormaz zira zaten bütün yaptıklarının bilgisi en ince detayıyla Allah‟da mevcuttur. Allah bunu sormaya gerek bile duymaz. Allah yaptıklarını (günahlarını) soracaktır âyetlerinin anlamı da “Allah size kitap, Hz. Peygamber (sav),

313 Licevî, Beyanu‟l-Kur‟an, III, 364. 314 Licevî, Beyanu‟l-Kur‟an, II, 584.

din göndermiĢti niye onlara uymadınız ve bu günahları iĢlediniz diye soracaktır.” Ģeklindedir.315

Örnek 4:

“﴾ٔٗ﴿ْ ََّٖۜ٣ ٍِ۪نٰ ْلْجْ َِْٖٓ َ٤َِ۪هَْٝ ْ ﴾ٖٔ﴿ْ َٖ٤ََُّ۪ٝ ْلْجْ َِْٖٓ سَُِّغْ ْ ﴾ٕٔ﴿ْ ِْ٤ ۪ؼَُّ٘جْ ِشحََّ٘ؾْ ٢۪ك - Onlar, Naîm

cennetlerindedirler.(12) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.” (Vâkıa

Sûresi 12-14) âyetleri ile “ْ﴾ٗٓ﴿ْ ََّٖۜ٣ ٍِ۪نٰ ْلْجْ َِْٖٓ سَُِّغَْْٝ﴾ٖ٩﴿ْ َٖ٤ََُّ۪ٝ ْلْجْ َِْٖٓ سَُِّغْْ﴾ٖ٨﴿ُْْ۬ َِّٖۜ٤ َ۪ٔ٤ُْجِْخحـَكْطَ ِلْ -

Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.” (Vâkıa Sûresi 38-40)

âyetleri arasında bir tezat varmıĢ gibi görünüyor. Zira surenin ilk âyetlerinde Allah; cennetliklerin çoğu öncekilerdendir diye buyururken surenin 37-40. âyetlerinde ise cennete gireceklerin çoğu sonrakilerdendir buyurulmuĢtur. “Bu âyetlerde çeliĢki yok mudur?” sorularını müellif Ģu Ģekilde açıklığa kavuĢturuyor:

Vakıa 35-40. âyetlerinde surenin baĢlarında cennetliklerin çoğu

öncekilerden (önceki toplumlardan) azı ise sonrakilerdendir (toplumlardan), denilmiĢti. Orada kastedilenler “َُْٕٞوِذحََُّٓج” yani cennetin üst derecelerine gidecek olanlardır. Buradaki “çoğu sonrakilerden (ya da sonrakilerden çokları) cennete girecekler” ifadesinde kastedilen ise “ْْٖ٤َِٔ٤ُْجْ ُخحَك ْطَج” dir. Yani diğer cennete girecek (normal sıradan) Müslümanlardır. Dolayısıyla herhangi bir çeliĢki sözkonusu değildir.316

Örnek 5:

Ġnsan Suresi‟nin 15. âyetinde cennetin kap kaçakları gümüĢtendir buyurulurken Zuhruf Suresi 71. âyette ise yiyeceklerin altın sahanlarda sunulacağı buyuruluyor. Dolayısıyla sanki âyetler arasında bir çeliĢki varmıĢ gibi görünüyor. Müellif bu durumu Ģöyle açıklığa kavuĢturuyor:

Ġnsan Suresi 15. âyetinde “﴾ٔ٘﴿ْ جٍَ٣ ٌ۪جََٞهْ ْصَٗحًَْ ٍخجًََْٞجَْٝ ٍسَّؼِكْ ِْْٖٓ ٍسَ٤ِٰٗحِذْ ِْْْٜ٤ََِػْ ُفحَطُ٣َٝ -

cennetin kap kaçakları gümüĢtendir” deniyor. Zuhruf suresi 71. âyette ise “ِْْْْٜ٤ََِػْ ُفحَطُ٣

َْضْحَْٓحَٜ٤۪كَْٝ ٍِۚخجًََْٞجٍَْٝدََٛيْ ِْْٖٓ ٍفحَكِظِذ

َُِْٕۚٝىُِحَنْحَٜ٤۪كْ ُْْطَْٗجَْٝ ُُِٖۚ٤ْػَ ْلْجًََُِّْضَْٝ ُُّلَْٗ ْلْجِْٚ٤ َ۪ٜطْش - cennetin yiyecekleri

315 Licevî, Beyanu‟l-Kur‟an, II, 642-643. 316 Licevî, Beyanu‟l-Kur‟an, V, 71-72.

altın sahanlarda (kaplarda) sunulacak” deniyor. Bu iki âyet birbirine zıt değildir.

Zira cennetteki tabak çanaklar hem altından hem de gümüĢten olacaktır. Eserde buna benzer baĢka örnekler de vardır.317

2) Bazı Âyet ve Hadisler Arasında Tezat Gibi Görünen Durumlara Getirdiği Ġzahlar

Örnek 1:

Rabbimiz Nahl 32, Araf 43 ve Zuhruf 72. âyetlerinde yaptığınız iyiliklere karĢılık girin cennete buyurulmaktadır. Oysaki Resulullah ise kimse kendi ameliyle cennete giremez buyuruyor. Peki burada bir tenakuz yok mu? diye sorulabilir. ĠĢte buradaki çeliĢkili durumu müellifimiz Ģu Ģekilde izah ediyor:

Allah, “ََُِْْٕٞٔؼَضْ ُْْطًُْْ٘ حَِٔذَْسََّ٘ؿُْجْجُُِٞنْوج - YapmıĢ olduğunuz iyi iĢlere karĢılık girin

cennete” (Nahl Suresi 32) buyurmuĢtur. Tıpkı Araf 43‟te “ْحَُُٛٞٔطْغٌِ ُ۪۫ٝجُْسََّ٘ؿُْجٌُُِِْْْضْ َْٕجْجُٰٝٓوَُٞٗٝ

ََُِْْٕٞٔؼَضْ ُْْطًُْْ٘ حَِٔذ - Onlara, “ĠĢte yaptığınız (iyi iĢler) sayesinde kendisine varis

kılındığınız cennet!” diye seslenilir.” ve Zuhruf 72‟de “ْ ُْْطًُْْ٘حَِٔذْحَُُٛٞٔطْغٌِ ُ۪۫ٝجْ٢ٰ۪ٓطَُّجُْسََّ٘ؿُْجْ َيِِْضَٝ

ََُِْْٕٞٔؼَض - ĠĢte, bu yapmakta olduklarınıza karĢılık size mîras verilen cennettir.” buyurulduğu gibi. Oysaki Peygamberimiz (sav) “ََُُِْٚٔػْ جىَْقَأَْسََّ٘ؿُْجْ ََُنْىَ٣ْ َُْٖ – Kimse kendi

ameliyle cennete giremez.” buyuruyor. Peki bunlar birbirine tezat değil midir? Hayır,

çünkü Peygamberimiz (sav) “ٌُُِْْْحَْٔػَحِذْحََُِٛٞٔٓطْهجَِْٝ َّاللّْ َِْؼَلِذْ ّلِْئَْسََّ٘ؿُْجُُِٞنْوُج – Ey iman edenler

ancak Allah‟ın rahmetiyle cennete girin ancak ordaki makam ve dereceniz yaptıklarıza göre verilir.” buyuruyor. ĠĢte bu âyette O‟nu yani cennetteki makam ve

mevkilere yapılan amellere göre yerleĢtirileceği bildiriliyor.318

Örnek 2:

“Ahzab Suresi 40. Âyet: Allah âyette “ٖ٤ِّ٤ِرَُّ٘جََْْضحن - peygamberlerin sonuncusu” buyurmuĢtur. Hadiste de Hz. Ġsa‟nın Ahir zamanda yeryüzüne ineceği bildiriliyor.

317 Mesela Mearic 4. Âyette geçen 50 bin sayısı ile Secde Suresi‟nde geçen 1000 sayısı arasındaki

tenakuz vehmini de Ģu Ģekilde izah ediyor: Bu âyette 50 bin ifadesi geçmesine rağmen Secde Süresi‟nde ise 1000 ifadesi geçiyor, bu farklılığın sebebi nedir? Deniliyor ki mahĢer meydanında tam 50 meydan vardır. Allah Secde Suresi‟nde tek bir meydandan bahsetti. Oysaki burada bütün meydanlardan bahsetti. Yani buradan murad tüm kıyamet safhalarıdır. (Licevî, Beyanu‟l-Kur‟an, V, 268).

Peki bu nasıl oluyor?” sorusuna müellifimiz Ģu Ģekilde bir izah getiriyor: Evet Hz. Ġsa peygamberimizin vefatından sonra gelecektir ama yeni bir peygamber olarak gelmeyecek. Yani Hz. Ġsa Hz. Muhammed‟in (sav) izinde ve dinine mensup biri olarak ve insanları Allah‟ın dinine davet edecek ve insanlara nasihat edecek.