• Sonuç bulunamadı

B. BİRİNCİ LONDRA KONFERANSI (12 Şubat-23 Nisan

10. LONDRA KONFERANSI’NDA YUNAN

Yunanistan’ın Venizelos aracılığıyla Londra Konferansı’ndaki istekleri kısaca şunlardır olmuştur; Trakya ve İzmir kesin olarak Yunanistan’a verilmelidir. Manisa’nın büyük bir kısmı ile Bursanın üç kazası da Yunanistan’a ait olmalıdır. Gelibolu ve Edremit kıyıları da bu verilecek istemler arasında sayılmıştır.106

a. TRAKYA

Amerika Hükümeti başlangıçta Trakya’nın Yunanistan’a katılmasını benimsemişti. Lord George’da Venizelos’un beyanatlarına dayanarak bunu destekleyecek şekilde Trakya ve İzmir’de Müslümanların Rumlardan daha

105 Helmreich, a.g.e., s.195. 106 Öztoprak, a.g.e., s.81.

az olduğunu öne sürmüştür.107

Bu konu ile ilgili 29 Mart 1920 tarihli Albayrak Gazetesi’nde şu haberler yansımıştır: “İtilâf Devletleri Bursa,

Ankara, Konya, Kastamonu vilayetlerini kapsamak üzere Anadolu’da bir Türk İmparatorluğu kurulmasına karar vermişlerdir. Karadeniz’de Samsun ve Sinop, Marmara’da Bandırma ve Mudanya, İzmir işgal yöresi genişletilerek Yunanlılara bırakılacaktır. Trakya’nın yönetimi de Yunanistan’a bırakılacaktı. İstanbul olağanüstü komiserlerce temsil edilecek, bunlar İngiliz olağanüstü komiserinin başkanlığı altında bir meclis oluşturacaklardı.”108

Müttefik Birlikleri, Trakya’nın Bulgaristan’dan alınan bölümüne yerleştirilmişti. Yunan askerinin sadece, Birleşik Devletler dahil bütün müttefiklerin kararıyla, Batı Trakya’da küçük bir bölgeyi işgal etmesine izin verilmişti. Ancak nihaî bir çözüme ulaşmamasının nedeni, kısmen Birleşik Devletlerin Trakya’da Yunan genişlemesine karşı çıkmasıydı. Ne var ki, Londra Konferansı’nda Birleşik Devletler’in itirazlarının artık herhangi bir ağırlığı bulunmuyordu. Doğu sorununa getirilecek çözümün uygulanması ve idaresi aşamasında artık Birleşik Devletler’den bir destek alınamayacağını anlayan İngiliz ve Fransızlar, gerek Doğu gerekse Adriyatik meselelerinde

107 Öztoprak, a.g.e., s.82. 108 Öztoprak, a.g.e., s.83.

Amerika’nın işe karışmasına kızdıklarını artık saklamaya gerek görmemişlerdir.

Doğu ve Batı Trakya’nın Yunanistan’a bırakılması gerektiği konusunda herkes hemfikir olmuştu. Geriye sadece Yunanistan’ın Midye-Enez ya da Çatalca hattına kadar gelip gelmeyeceği meselesi kalmıştı. İngiltere’de, Fransa da Türk Devleti’nin İstanbul’un çok ötesine uzanmasından yana değildi. Venizelos, Çatalca sınırını kuvvetle savunuyor ve nüfusun büyük bir bölümü Türk ve Müslüman olan Edirne’nin Türk kökenli yerel bir yönetime kavuşturulması önerisini kabul etmişti.109 Bu çözüm koşullu olarak 18 Şubat 1920 tarihinde Konferans tarafından benimsenmişti. Türkiye’nin bölgede hiçbir hakkı bulunmayacağı düşünülerek benimsenen, Bulgaristan’ın Dedeağaç limanı vasıtasıyla Ege’ye çıkışı meselesinin anlaşmada bahsi geçmemişti.

b. İZMİR

İngilizler ve Fransızlar, Edirne’de Türklere tanınan yerel yönetim hakkına benzer bir Yunan yönetimini garanti ederek İzmir’in Türklere bırakılmasını kararlaştırmıştı. Londra’da Loyd George ve Millerand Türk aleyhtarı tutum sergilemiştir. Millerand’a göre “tatsız bir karardı ama…

Kendisine kalırsa Yunanistan’ın İzmir’den çekilmesi gerekiyordu”. Kişisel olarak Yunanistan’ı destekleyen Loyd

George, Yunanlıların hali hazırdaki konumlarını korumaları için uzun süre uğraştıktan sonra: “Türklere onurlarını

kurtarmaları için İzmir’e bayrak dikmelerine izin vermek suretiyle, sözde bir egemenlik tanınırsa, belki sıkıntıların üstesinden gelinebilir”110 diyerek İzmir’i geçici bir süre

Osmanlı Devleti’ne egemenlik hakkının tanınacağının işaretini vermek istemiştir. Böylece İzmir’in işgaline karşı oluşabilecek tepkileri engellemek istemiştir.

Venizelos, Yunanistan’ın bölgede her türlü hakkının bulunduğunu ve Milliyetçi tehdidi dışarıdan yardım almaksızın bertaraf edebileceklerini öne sürerek itiraz etmesine rağmen karar değişmemiştir.

Geriye Türk egemenliğinin boyutları, bölgenin ne ölçüde yerel özerkliğinin ve Atina’yla bağlantısının olacağı; son olarak da bu ayrıcalıklı bölgenin nihaî sınırlarının belirlenmesi gibi sorunlar kalmıştır. Bu sorunlar arasında en başta toprak meselesi çözümlenmiştir. Yunan Komisyonu’nda yer alan İngiliz ve Fransız delegelerinin 1919 Mart’ında önerileriyle büyük olmasa da, bölgenin son hali 1919 Eylül’ünde General Milne tarafından tavsiye edilenden biraz daha genişlemiştir. Öte yandan, bu duruma göre Yunanistan’ın Aydın civarındaki bölgeden İzmir sancağının güney sınırına kadar çekilmesi gerekmiştir.

Hükümet şekli ve Türk hükümdarlığının ölçüsü meseleleri kolay kolay çözümlenmemiştir. Loyd George, Anadolu Yunanlıları’nın Yunanistan’la bağlarının bulunmasında da ısrarlı davranmıştır. Loyd George, İstanbul’la ilgili karardan ve İzmir’de Türk otoritesinin tanınmasından zaten fazlasıyla rahatsız olduğundan, Türk egemenliğinin olabildiğince asgari düzeyde tutulması konusunda inatla direnmeye devam etmiştir. İzmir idaresini seçme hakkının Yunan hükümetine tanınmasını, bölgenin Yunan parlamentosunda temsil edilmesi gerektiğini ve Yunanistan’ın ordusuna İzmir’den eleman alma izninin verilmesini öne sürmüştür.

Lord Curzon önerisinde Türk bayrağının “Türk

Hükümdarlığının tek şehadeti”111 olarak muhafaza edilmesini

talep etmiştir. Bölgede bir Yunan garnizonu ve idaresi bulunacaktı. Yunan ve Türk nüfusunun temsil edildiği yerel bir meclis olacak ve meclisin iki yıl sonra bölgenin Yunanistan’a katılmasını talep etmek üzere Milletler Cemiyeti’ne başvurma hakkı doğmuş olacaktı. Böyle bir talep söz konusu olursa cemiyet, zorunlu gördüğü taktirde bir halk oylaması yapılmasını isteyebilecekti.

Doğrudan ilhak yanlısı olan Venizelos bu çözümü istemeyerek de olsa kabul etmek zorunda kalmıştır. Türk

bayrağının şehir içinden ziyade dışındaki bir kalede bulunmasını istemiş ve bu isteği hemen onaylanmıştır. İzmir’in, tüm ulusların ticari haklarının dikkatle korunduğu bir liman olarak kurulmasına karar verilmiş olup, son olarak 16 Mart günü tasarı maddeler Dışişleri Bakanları ve Büyükelçiler Komitesi tarafından onaylanmıştır.

Fakat İstanbul’da bulunan İngiliz, Fransız ve İtalyan Yüksek Askeri yetkilileri tarafından olumsuz karşılanmıştır. Hiç vakit yitirmeden hükümetlerine çektikleri ortak bir telgrafla hem kararı protesto etmişler, hem de müstakbel uygulama sorunlarıyla ilgili olarak uyarılarını dile getirmişlerdir.

Yüksek Konsey, Venizelos ve Yunanistan için şu kararı almıştır: “Attığımız taş ürküttüğümüz kuşa değecek mi

diye merak etmemek elde değil… Venizelos’un Yunanistan’ın haklarından çok farklı olan hakları uğruna, Yunanistan’ı ödüllendirmek için Asya’yı bir kan gölüne çevirmek riskine girmek, akıllıca bir tutum mudur?”112 şeklindeki sözlerle

tepkilerini göstermişlerdir.

Alınan karar, Loyd George ve Venizelos için başlı başına bir zafer olmuştur. Tasarı maddelerinin açıkça belirtildiği üzere, Türkiye, Yunanistan’ın bölgedeki “Tüm

egemenlik girişimlerini” tanıyacaktı. O halde İzmir her

koşulda Yunanistan’a devredilmiş oluyordu. Tek kısıtlama, Türk hükümdarlığının teknik anlamda tanınması çerçevesinde Türkiye’nin bir kaleye bayrak çekmesi hakkı olmuştur. Bu hak bile aradan iki yıl geçtikten sonra elinden alınabilirdi.

c. ONİKİ ADALAR VE MEİS ADASI

Trablusgarp Savaşı sonrası Oniki Adalar geçici olarak İtalya’ya verilmişti. Ancak İtalya Başbakanı Nitti ile Yunan Başbakanı Venizelos arasında yapılan anlaşmayla İtalya, Oniki Adalar’ı Rodos hariç olmak şartıyla Yunanistan’a bırakmıştı. I. Londra Konferansı’nda Rodos hariç Ege’deki On iki Adalar Yunanistan’a verilmiştir.

İtalya Başbakanı Nitti 21 Şubat 1920’de yaptığı toplantıda, Yüce Kuruldan Batı Anadolu kıyılarına çok yakın olan Meis Adası’nın Fransa tarafından İtalya’ya bırakılmasını istemiştir. Fransız delegelerinin itiraz etmemesi üzerine Yüce Kurul, bu teklifi kabul etmiştir. Bu konuda gözü doymayan Yunan Başbakanı Venizelos, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a yazdığı mektupta, Meis adasının 12 bin kişilik bir Yunan nüfusu olduğunu, burada ada halkının da Yunan hükümeti yönetimi altına girmek istediğini yazmıştır.113

Fakat İtalya bu konuda Yunanlıların abartılı

iddialarını kabul etmeyeceklerini söyleyince Yunanistan Ege’de Rodos ve Meis Adası hariç Oniki Adalar’da hakimiyeti ele geçirmiş olur. Meis Adası ile ilgili Yunan talebi Yüce Kurul’da red edilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında yapılan Sain Jean de Maurienne gizli taksim anlaşması ile İzmir, İtalya’ya bırakılmıştı. İngiltere ise Akdeniz’de güçlü bir İtalya’nın bulunmasını, Boğazlara yakın olmasını kendi çıkarlarına ters buluyordu. Bu nedenle İzmir ve çevresini İtalya’ya değil, daha kolaylıkla gözaltında bulundurup, kullanabileceği Yunanistan’a bırakmak istemiştir.

İngiltere bu isteğe gerekçe olarak da, Rusların değişen durumunu göstermiş, Saint Jean de Maurienne Anlaşması’nın geçerliliğini kaybettiğini söylemiştir.114

Birinci Londra Konferansında İzmir ve çevresinin Yunan egemenliğine verilmesine Fransa ve İtalya da pek sıcak bakmamışlardır. Fransa, çoğunluğu Türk olan İzmir’den Türklerin vazgeçmeyeceğini, Türklerin büyük tepki vereceğini, aksine Yunanlıların buradan bir an önce çıkarılması gerektiği kanısında olduklarını söylemişlerdir.115

İngiltere Başbakanı Loyd George ise bu fikre karşı çıkmış, Yunanistan’ın İzmir’de kalmasını ve İzmir’in Yunanlılara verilmesini, Türk tepkilerine karşı da biçimsel

114 Tolon, a.g.e., s.160. 115 Helmreich, a.g.e., s.61.

olarak İzmir’de Türk metbuluğunun tanınabileceği önerisini getirmiştir.

Venizelos Rum Patrikhanesinden aldığı istatistiklerle Rum nüfusunu Türk nüfusundan fazla göstermeye çalışmıştır. Venizelos bu küstahça ve yalanlarla dolu iddialarıyla da kalmamış padişaha verilmesi düşünülen biçimsel egemenlik hakkına da karşı çıkmıştır. 116 Venizelos ayrıca Türklere

verilmesi düşünülen metbuluğu da kabul etmemiş, İzmir ve çevresinin tamamen Yunanistan’a bağlanmasını istemiştir. Venizelos’un bu isteğine İtalya Başbakanı Nitti ile Fransa Başbakanı Millerand karşı çıkmıştır.117 Şiddetli geçen tartışmalar sonunda Lord Curzon’un hazırladığı plâna göre şu kararlarda anlaşma sağlanır:

a) Türk metbuluğunun işareti olarak Türk bayrağı olacaktır.

b) Bölge, Yunan yönetimine verilecektir. c) Bölgede bir Yunan garnizonu bulunacaktır.

d) Rumlar ve Türklerden oluşacak bir Yerel

Parlamento olacaktır.

e) İki yıl sonunda Yerel Parlamento’nun Yunanistan’la birleşmek üzere Milletler Cemiyeti’ne başvurma hakkı olacaktır. Milletler Cemiyeti gerekli görürse bir kamuoyu yoklaması yapılması için ısrar etme hakkı

116 Helmreich, a.g.e., s.61. 117 Tolon, a.g.e., s.163.

olacaktır.118

Yüce Kurul, İzmir ile ilgili olarak bu taslak planın haricinde İngiltere’nin teklifi ile İzmir’in Milletler Cemiyeti güvencesi altında özgür bir liman olması kararını da almıştır. İzmir’in geleceği ile ilgili olarak İngilizler tarafından hazırlanan taslak plan hakkında Yunanistan başbakanı Venizelos’un da görüşü alınmıştır. Venizelos’un onayı ile Birinci Londra Konferansı’nda alınan karar ile İzmir ve çevresi müttefik devletlerin Türk tepkisinden çekinmeleri sebebiyle göstermelik bir Türk metbuluğu altında Yunan Hükümetine bırakılmıştır. Yunanistan’ın bu bölgeyi tamamen hakimiyetine almak için oluşturulacak olan Yerel Parlemento’nun iki yıl sonra (San Remo Konferansı’nda bu süre 5 yıla çıkarılmıştır) Yunanistan’la birleşmek üzere Milletler Cemiyeti’ne başvurabilecekleri kararı alınmıştır.119

11. İTİLAFLARCA BELİRLENEN ASKERÎ

Benzer Belgeler