• Sonuç bulunamadı

B. BİRİNCİ LONDRA KONFERANSI (12 Şubat-23 Nisan

2. BOĞAZLAR

Boğazların idaresi, denetimi ve nereye kadar uzanacağı çözümü zor bir sorundu. Boğazlar’ın hangi ülkenin uluslararası denetimi altına girip, girmeyeceği, böyle bir durumda Türklere bırakılması gerekenin ne kadar olacağı gibi meseleler vardı. İstanbul Türkiye’nin bir parçası olduğuna göre alınacak kararlar da burada göz önünde bulundurulması gereken bir husustur.77

Boğazlar konusunda Boğazlardan geçiş savaşta ve barışta serbest olacak, bir Boğazlar Komisyonu’nun kurulacak, Padişah’ın Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını

75 Helmreich, a.g.e., s.209-213. 76 Öztoprak, a.g.e., s.81. 77 Helmreich, a.g.e., s.184.

Padişah adına Komisyon kullanacaktır.78

Ancak daha sonra Yüksek Konsey ya da Dışişleri Bakanları ve Büyükelçiler Komitesi tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda uzlaşmaya varılarak şu kararlar alınmıştır:

Anlaşmaya göre bir Boğazlar Komisyonu oluşturulacak, heyette İngiltere, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Romanya’nın temsilcileri yer alacaktır. Heyet, Türk Hükümetiyle ilgisi bulunan kuruluşlardan ayrı olacak, finansmanı “Boğazlardan geçen gemilerden alınacak giriş

ücretiyle” sağlanacaktı.

Heyet öylesine başına buyruk kararlar almıştır ki, âdeta hakkında kararlar aldıkları yerler onlara aitmiş gibi rahat davranmışlardır. Çünkü alınan kararlarda; Boğazların ve Marmara denizinin iki yakasının askeri techizattan arındırılmış olması ve buranın işgal edilmesi, Cemiyet’e ait tüm ulusların gemilerinin savaş ve barış durumunda rahatlıkla geçebilmeleri, Türkiye’nin eğer kendisi bir savaş başlatmadığı halde, böyle bir durumla karşılaşırsa düşmanlarına ait malzeme ve gemilerin boğazlardan geçmesine izin verilmesini içeriyordu. Gemilerin boğazlardan geçişini ve İstanbul Limanı’ndaki yüklemeyi de heyet düzenleyecekti. Boğazların idâresinden sorumlu heyet,

78 Fahir Armoğlu, “Amerika Sevr Antlaşması ve Ermenistan Sınırları”,

gemilerin bölgeden geçişi ve bu gemilerin mürettebatlarıyla ilgili konularda hukuksal olarak söz sahibi olacaktı.79

Boğazlarla ilgili yukarıda aktarılan kararlar Türkiye’nin boğazlar üzerindeki hâkimiyetinin sona erdirildiğini göstermektedir.

Boğazlarla ilgili görüşmelerde karşılaşılan sorunlara bakacak olursa, Japonya’nın heyet içinde sessiz kalmaya mahkûm ettirilerek heyetin içinde bulunmasına uluslararası eşitlik açısından izin verilmiş, ancak aktif rol almasına izin verilmemiştir. Japonya’nın iki oy hakkı olması en çok İngiltere ve Fransa’yı rahatsız etmiştir. İngiltere ve Fransa’nın itirazlarının temel sebebi de Japonya’yı Akdeniz’de bir güç olarak görmemeleridir. Ayrıca sırayla başkanlık yapacak ülkeler arasında Japonya’nın bulunması da İngiltere ve Fransa için bir başka itiraz sebebi idi.

Lord Curzon Japonya’nın askeri sorumluluk alıp almamak istediğini sorunca, Japonlar bunun kendilerine verilecek paya bağlı olduğunu söylerler.80

Boğazlar konusunda, kurulun yaptığı toplantı sonucunda şu kararlar alınmıştır: 81

1. Japon büyükelçisinin konuyu hükümetine duyurması

79 Helmreich, a.g.e., s.185. 80Helmreich, a.g.e., s.185. 81Olcay, a.g.e., s.154-s.458.

2. Boğazlar ve Marmara Denizi sularının yönetimi hakkında Türkiye ile barış anlaşmasına konacak birinci maddeye “İtalya Hükümeti” sözcüklerinden sonra, “Japonya Hükümeti” sözcüklerinin eklenmesine ve aynı maddede “İtalya” adından sonra “Japonya” adının konulmasına karar verilmiştir. Böylece Japonya’nın da Boğazlar Komisyonu’nda temsil edilmesi sağlanmıştır.

Komisyon’un yetki alanı olarak ise; Akdeniz’de Çanakkale Boğazının girişi ile, Karadeniz’de Karadeniz Boğazı’nın girişi arasındaki suları, bu girişlerin her birinde üç mil açıkları kapsayacak şekilde belirlenmiştir.

Komisyonun yapmakla yükümle olduğu görevler ise;82

1. Geçitlerin limanlarına ya da doklara (havuzlara) ve rıhtımlara girişlerinin iyileştirilmesi için gerekli görülecek tüm işlerin yapılması.

2. Geçitlerin aydınlatılması ve şamandıralar konması. 3. Klavuzluk ve yedek çektirme işlerinin denetimi. 4. Gemilerin demirledikleri yerlerin denetimi.

5. Kazaya uğramış gemilerin kalıntıları ile çalışma karaya oturma ya da herhangi bir nedenle yara almış gemilerin kurtarılmasına ilişkin tüm işlerin denetimi.

6. Havuz, rıhtım ve limanların denetimi ve

gerekebilecek fazla havuz ve rıhtımın sağlanması.

7. Mavnalardan ya da başka araçlardan rıhtımlara ya da kıyıya, ya da buralardan makinalar ya da başka araçlara yük doldurma ve boşaltma işlerinin denetimi.

Yukarıda bahsi geçen kararlar dışında Yüce Kurul tarafından Karadeniz ve Çanakkale boğazlarını özgürlüklerinin sağlanması için, iki tümenlik bir kuvvet hazır bulundurulması ve İstanbul’da uygun büyüklükte bir deniz birliğinin hazır bulundurulması kararı da alınmıştır.

Konferansta gündeme gelen bir diğer konu ise; Marmara denizindeki adaların, Boğazların güvenliği açısından kime verileceği konusudur. Venizelos, burada yaşayan Rumları bahane ederek bu adaların Yunanistan’a bırakılmasını istemiştir. Ancak müttefik devlet temsilcileri bu adaların silahtan arındırılarak müttefiklerin ortak denetimi altındaki Türkiye’ye bırakılmasına karar verirler.

Boğazlar komisyonu, boğazlar dışında Türkiye’nin mali denetimiyle ilgili konularla da ilgilenmiştir. Bu konuyla ilgilenen komisyon Türkiye’den geniş çaplı tazminat talep edilmemesi talimatını vermiştir. Ayrıca işgal masraflarının tamamı, yabancı ya da Türk Hıristiyan mültecilerin zararı ve savaş öncesi Osmanlı borçlarından Türkiye’nin payına düşenin muhafaza edilmesi kararına varılmıştır.83

Mali konularla ilgili alınan son karar göre, “işgal

masraflarında bulunmuş bir güç tarafından başka bir güce bırakılan” bölgelerdeki kuvvetlerin masraflarının Türkiye

tarafından karşılanması öngörülüyordu.

Gümrük vergisinin arttırılması veya düşürülmesi konusundaki insiyatif Türkiye’ye bırakılır.

Düyun-u Umumiye ile Malî Heyet’in birleşmesini isteyen İngilizlere karşılık, buna karşı çıkan Fransa’nın da etkisi ile bu konu ile ilgili karar daha sonraya bırakılır.84

Kapitülasyonlarla ilgili kararlarda ise erteleme yoluna gidilmiştir.

Londra Konferansında Boğazlar komisyonu’nun aldığı kararlara baktığımızda malî konularla ilgili kararlarda da büyük güçlerin Türkiye’ye hiçbir hak, otorite veya denetim hakkı tanıma niyetinde olmadıklarını görüyoruz. Ekonomik konularla ilgili kararlar da Türkiye’nin inisiyatifini kullanmasına izin vermemişlerdir. Âdeta Türkiye’yi kurdukları sömürgecilik zincirinde bir köle konumuna getirerek zincirin en önemli halkasını oluşturmaya çalışmışlardır.

3. DOĞU ANADOLU’DA KURULMASI

Benzer Belgeler