• Sonuç bulunamadı

2. İŞLETMELERDE TEDARİK, ÜRETİM VE LOJİSTİK FAALİYETLERİ

2.8. Lojistik Kavramının Tanımı, Kapsamı ve Gelişimi

2.8.1. Lojistiğin Önemi ve Amaçları

Günümüzde lojistik işlevi ve yönetimi çağdaş işletmecilik çerçevesinde işletme yönetiminde giderek artan bir öneme sahiptir. Artık işletmeler sürdürülebilir rekabetçiliğin bir anahtarı olarak etkin lojistik yönetimini bir kaldıraç olarak kullanmaya başlamıştır (Taşkın ve

Emel, 2009: 30). Lojistik olmadan hiç bir malzeme akışı olmaz ve hiçbir eylem yapılamaz, hiçbir ürün dağıtılamaz ve hiç bir müşteriye hizmet sunulamaz. Modern yönetim uygulamalarında değer katmayan tüm süreçler elenirken değer katan süreçler geliştirilmekte ve değer analiz çalışmaları yapılmaktadır. Lojistik işlevler işletme hissedarları, tedarikçiler ve müşteriler açısından değer yaratmaktadır. Lojistik işlevlerin yarattığı bu değer, yer ve zamandır (Ballou, 1999: 11). Lojistik, müşteri memnuniyetini, ürünün algılanan değerinin işletim masraflarını, kazanç ve diğer başarım ölçütlerini etkilemektedir (Novich, 1990: 48-53).

“Zayıf lojistik kabaca tüm müşteri şikayetlerinin yaklaşık %50’sini oluşturmaktadır.” demektedir. Bu bilgiler ışığında lojistiğin işletmeler için önemi maddeler halinde belirlenebilir (Waters, 2003: 23):

 Tüm organizasyonlar için gereklidir.

 Pahalıdır, iş hacminin (cironun) önemli bir kısmını oluşturmaktadır.  Doğrudan karı ve diğer organizasyonun diğer başarım ölçütlerini etkiler.  Uzun vadede başarımı etkileyecek kararlarda stratejik önemi vardır.

 Tedarikçilerle bağlantı oluşturur ve uzun vadeli yararlı ticari ilişkileri geliştirir.

 Müşteriler ile bağlantı oluşturur, müşteri memnuniyetine önemli katkı sağlar ve değer katar.

 Tedarik süresi, güvenilirlik ve müşteri hizmetleri üzerinde önemli etkisi vardır.  Kolaylıkların en uygun büyüklükte ve yerleşimde olmasını belirler.

 Halka görülebilir yerlerde etki eder. (Kamyonlar üzerindeki reklamlar gibi)  Güvenlik, sağlık ve çevresel kaygılardan dolayı riskli olabilir.

 Bazı eylemleri kısıtlayabilir. (Yüksek miktarda yük ve tehlikeli maddelerin gönderilmesi gibi)

 Diğer organizasyonların büyümesini teşvik eder, tedarikçi ve aracıların özel servis geliştirmelerini sağlar, şeklinde özetlenebilir.

Son yıllarda üretim ve pazarlama alanlarındaki gelişmeler nedeniyle birçok problemin ortaya çıkması, yükselen maliyetlerin düşürülmesi ve pazarlama kavramındaki gelişmelere bağlı olarak yeni yaklaşımların ortaya çıkması işletmeleri yeni arayışlara yöneltmiştir (Orhan, 2003). Lojistik faaliyetler planlama, örgütleme, koordinasyon, yöneltme ve kontrol gibi yönetim işlevlerini içerisinde barındırmaktadır. Lojistik faaliyetlerde amaç, işletmenin varlığını sürdürebilmesi yönünde kalite, maliyet, zaman ve hizmet gibi işletme açısından önemli göstergeleri dikkate alarak hareket edilmesidir (Çancı ve Erdal, 2009: 37). İşletmelerin uzun vadeli hedefleri göz önüne alındığında, işletmeyi bu hedeflere ulaştıracak işlevsel hedefler aranmaktadır. Bu durum, uzun zaman dilimi içinde mevcut yatırım üzerinden muhtemel getiriyi

sağlayacak olan bir lojistik eylem karmasının geliştirilmesini gerektirmektedir. Böyle bir hedefin iki boyutu vardır. Bunlar;

- Lojistik sistem tasarımının gelir dağılımı üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve - Tasarımın maliyetidir (Gammelgaard, 2004: 479-480).

Bu amaçlara ek olarak dünyaca ünlü lojistik otoriteleri olan Donald Bowersox ve David Closs bir lojistik sistemin altı operasyonel amacını aşağıdaki şekilde tanımlamıştır. Bunlar (Long, 2012: 7); Hızlı yanıt, tutarlılık, en az stok, taşımaların birleştirilmesi (konsolidasyonu), kalite, yaşam çevrim desteği.

Bu noktada işletmelerde işlerliği yüksek bir lojistik sistemin kurulması temel rekabetçi yeteneklerin geliştirilmesi yönünde birçok amacı kapsamına almaktadır.

2.8.2. Dünyada ve Türkiye’de Lojistik Pazarının Değerlendirilmesi

Günümüzde rekabete dayalı üstünlük elde etmek isteyen işletmeler için lojistik eylemlerin en iyi duruma getirilmesi bir gereklilik olmuştur. Rekabete dayalı ortamda küresel pazar yerleri değiştikçe, yeni rekabetler ve eylemsel zorluklar oluştuğundan lojistik işlevlerin kapasitesi en önemli konu haline gelmiştir (Ross, 2000: 63). Yoğun küresel rekabet pek çok işletmenin basit, sıradan stratejilerinin önemini yitirmesine yol açmış, böylece işletme çevresinde arz/talep ve rekabet stratejileri küreselleşmiştir (Yoshino ve Rangan, 2000: 5). Bu şekilde oluşan küresel temeldeki operasyonlar, uluslararası lojistik talebini oluşturmaktadır. Her işletmenin uluslararası pazarlara yönelmesinin kendine özgü nedenleri olmakla birlikte, işletmeleri uluslararası piyasaya iten genel eğilimler; müşterilerinin uluslararası pazarlara yönelmiş olması, uluslararası pazarda yarışma isteği, kendi ülkesindeki yasaların bazı ürünlerin üretilmesini zorlaştırması, yeni ve geniş pazarlar arayışı, daha büyük ölçek ekonomisinden yararlanılması, yurtdışında üretim ve satış yaparak girdi maliyetlerinde üstünlükler yakalama olarak belirtilebilir.

Lojistik pazarında gelecekte öne çıkacak coğrafyalar olarak sırasıyla Asya-Pasifik, Latin Amerika, Doğu Avrupa ve Afrika-Ortadoğu bölgeleri ifade edilmektedir. Ülkemizin üç kıtanın kesişme noktasında bulunması, lojistik sektörünün bu bölgedeki pazardan önemli ölçüde pay almasına olanak tanımaktadır (Beşli, 2004).

Dünya Bankası tarafından birincisi 2007 yılında, ikincisi ise 15 Ocak 2010’da

yayınlanan Lojistik Performans Endeksi, dünya lojistik sektörünün genel durumu hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. 2010 yılında yayınlanan “Rekabet İçin Bağlanma: Küresel Ekonomide Dış Ticaret Lojistiği” başlıklı Küresel Performans Endeksi’nde 155 ülkeden yaklaşık 1000 lojistik işletmesinin verileri analiz edilmiştir. Birinci sırayı önceki endekse göre ciddi bir sıçrama ile (4,11 puan) Almanya almıştır.

Lojistik Performans Endeksinde, lojistik performans değerlendirilirken dikkate alınan ölçütler şunlar olmuştur;

 Gümrük: Gümrüklerin ve diğer sınır işlemlerinin etkinliği (Sınır denetim kuruluşlarının gerçekleştirdiği gümrükleme işlemlerinin verimliliği, formalitelerin hızı, basitliği ve öngörülebilirliği)

 Altyapı: Ticaret ve taşımacılık ile bağlantılı altyapının kalitesi (limanlar, demiryolları, karayolları, bilgi teknolojileri)

 Uluslararası Sevkiyatlar: Rekabetçi fiyatlarla sevkiyat düzenlenmesindeki kolaylık  Lojistik Yetkinlik: Lojistik hizmetlerde yetkinlik ve kalite

 Takip ve İzlenebilirlik: Sevkiyatların izlenebilirliği

 Zamanında İşlem: Sevkiyatların planlanan zamanda ya da beklenen teslim saatinde varış yerine ulaşmasındaki zamanlama

2010 yılının lojistikte en yüksek performansa sahip ilk 10 ülke içinde sırasıyla Hollanda, Lüksemburg, İsveç, Japonya, İngiltere, Belçika ve Norveç yer almaktadır. Endekse göre, birçoğu küresel ve bölgesel tedarik zincirinde önemli konumda bulunan, üst gelire sahip ekonomiler, lojistik sıralamasında da en üst sıralarda yer almaktadır. En düşük performans gösteren 10 ülkenin hemen hemen tamamı ise düşük gelir düzeyine sahip ülke grubunda yer almaktadır.

Performansının üstünde en fazla başarı sağlayan 10 ülke arasında ise Çin, Hindistan, Uganda, Vietnam, Tayland, Filipinler ve Güney Afrika bulunmaktadır. 2007 ile 2010 yıllarında iki endeks arasında performansları önemli ölçüde artan ülkelerin çoğunlukla kapsamlı lojistik ve ticaretin kolaylaştırılması konularında reformları hayata geçiren Kolombiya, Brezilya ve Tunus gibi ülkeler olduğu görülmektedir.

2007 yılından bu yana ikincisi yayınlanan Lojistik Performans Endeksi’nde, Türkiye 155 ülke arasında 39. sırada yer almıştır. Ülkemiz, 2009 yılı için ölçülen performansıyla, 2007 yılında yayınlanan sıralamaya göre 34. sıradan 39. sıraya inerek, 5 sıra gerilemiş İsrail, Lübnan, Kuveyt’in yanı sıra Litvanya ve Malezya gibi ülkelerin gerisinde kalmıştır.

Türkiye, üst orta gelirli ülkeler sıralamasında ise ilk 10 arasında bulunmaktadır. Türkiye, bu grupta 6. sırada yer alırken, ilk sırada Güney Afrika ikinci sırada Malezya, üçüncü sırada Polonya, dördüncü sırada Lübnan ve beşinci sırada Litvanya bulunmaktadır.

Dünya Bankası tarafından yapılan Türkiye’nin lojistik alanındaki 6 temel konudaki performansı değerlendirilecek olursa, en düşük notunun, gümrük işlemlerinin etkinliğinde olduğu görülmektedir. Formalitelerin hızı, kolaylığı ve öngörülebilirliği bakımından 2,82 puan

verilen değerlendirmede Türkiye, dünya sıralamasında 155 ülke arasında 46. olmuştur. (Bu alanda 2007 endeksinde 33. sıradayken, 2010’da 46. sıraya gerilemiştir.) Ticaret ve taşımacılık ile bağlantılı altyapının kalitesi (limanlar, demiryolları, karayolları, bilgi teknolojileri) alanında 5 üzerinden 3,08 puan alırken; dünya sıralamasında 155 ülke arasından 39. sırada yer almıştır. Uluslararası sevkiyatların organize edilebilmesi açısından 5 üzerinden 3,15 puan alan Türkiye, 155 ülke arasında 44. sırada, lojistik hizmetlerde yetkinlik ve kalite bakımından 3,23 puan alarak dünyada 37. sıraya yerleşmiştir. Son olarak, sevkiyatların izlenebilirliği konusunda 3,09 puan alan Türkiye, bu alanda en kötü performans sıralamasıyla 56. sıraya yerleşmiştir. Sevkiyatların planlanan zamanda ya da beklenen teslim saatinde varış yerine ulaşmasındaki zamanlama konusunda ise en başarılı performans sıralamasıyla 155 ülke arasında 31. sırada yer almıştır.

Lojistik Performans Endeksi kapsamında ülkeler, bulundukları coğrafyaya ve gelir düzeylerine göre iki ayrı kategoride de değerlendirilebilmektedir. Coğrafi bölgeler, Avrupa ve Orta Asya, Latin Amerika ve Karayipler, Doğu Asya ve Pasifik, Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Güney Asya ile Sahra Altı Afrika olmak üzere altı gruba ayrılmıştır. Türkiye, endekste Avrupa ve Orta Asya bölgesindedir. Tüm coğrafi bölgelerin ortalama endeks puanı ve Türkiye’nin endeks puanı karşılaştırıldığında, Türkiye’nin coğrafi bölgelerin performansından yüksek bir performansa sahip olduğu görülmektedir.

Gelir düzeyine göre ise ülkeler, üst gelir düzeyi, üst orta gelir düzeyi, düşük orta gelir düzeyi ve düşük gelir düzeyi olmak üzere dört gruba ayrılmıştır. Türkiye, aynı gelir düzeyine ait ülkelerin endeks puanı ortalamaları ile karşılaştırıldığında, üst gelir düzeyinin altında yer almaktadır. Türkiye, komşu ülkelerin lojistik performanslarına bakıldığında, ilk sırada yer almaktadır. Tüm bu göstergeler, Türkiye’nin önemli bir lojistik potansiyele sahip olduğunu göstermektedir (Koban ve Keser, 2010: 323).

Dünya Bankası tarafından yayınlanan "Lojistik Performans İndeksi 2012" (Tablo 2) sonuçlarına göre ise; Türkiye 155 ülke arasında 3,51/5,00 puanla 27. sırada yer almıştır.

Türkiye, Lojistik Performans İndeksi'nin temel ölçütleri olan; gümrük, altyapı, uluslararası sevkiyat, lojistik hizmetlerin kalitesi ve lojistik yetkinlik, sevkiyatların takibi ve izlenebilmesi, sevkiyatların alıcıya zamanında ulaşması ölçütlerinin tümünde 2010 raporuna göre daha üst sıralara yerleşmiştir. En fazla yükseliş ise sevkiyatların takibi ve izlenebilmesi ölçütünde gözlenmektedir (UTİKAD, 2012: 1).

Tablo 2. 2010-2012 Lojistik Performans İndeksi Karşılaştırması

LOJİSTİK PERFORMANS İNDEKSİ 2010 2012

Ölçüt Sıra Puan Sıra Puan

Gümrük 46 2,82 32 3,16

Altyapı 39 3,08 25 3,62

Uluslararası sevkiyatlar 44 3,15 30 3,38

Lojistik hizmetlerin kalitesi ve lojistik yetkinlik 37 3,23 26 3,52 Sevkiyatların takibi ve izlenebilmesi 56 3,09 29 3,54 Sevkiyatların alıcıya zamanında ulaşması 31 3,94 27 3,87 UTİKAD, 2012