• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: NAKĐT BÜTÇESĐ

1.3. Nakit Bütçesi

1.3.2. Literatür Taraması

Nakit akımlarının tahmin edilmesine yönelik yapılan çalışmalar genel olarak nakit akımı tahmininde en iyi değişkenin ne olduğu konusuna yöneliktir. Çalışmalarda genel olarak gelecekteki nakit akımları geçmiş dönemlerdeki nakit akımları, vergi öncesindeki kar ve tahakkuk bağımsız değişkenleriyle tahmin edilmeye çalışılmıştır (Đpçi ve Kısakürek, 2009: 3).

Ball ve Brown (1968), Lev ve Ohlson, (Lev ve Ohlson, 1982’den aktaran: Schaefer ve Kennelley, 1986: 278) muhasebe karlarının cari nakit akımlarından daha iyi sonuç verdiğini ifade etmişlerdir (Bowen ve diğ., 1987: 725). Beaver ve Dukes (1972) yaptıkları çalışmada, anormal kar ile beklenmeyen tahakkuk esaslı gelirler (ertelenmiş vergiler dahil) arasındaki ilişkinin anormal kar ve beklenmeyen nakit akışı arasındaki ilişkiden daha yüksek bir korelasyona sahip olduğunu tespit etmişlerdir. Bununla birlikte bu ilişkinin dolaylı bir ilişki olduğu ve anormal performans (Ball ve Brown’ daki gibi) veya korelasyonların karşılaştırılmasında (Beaver ve Dukes gibi) gerekli testlerin içerilmediği konusu daha sonraki çalışmalarda eleştirilmiştir (Bowen ve diğ., 1987: 725).

Patell ve Kaplan (1977), nakit akışını, çalışma sermayesindeki yüzde değişimleri kullanarak analiz etmiştir. Patell ve Kaplan Pazar modelini kullanarak anormal kazançları tanımlamış ve Gonedes (1978) tarafından tanımlanan modele benzer bir prosedür uygulamışlardır ve sonuç olarak karlar ve faaliyetlerden elde edilen çalışma sermayesi arasındaki ilişkinin oldukça yüksek olduğunu ve bu ilişkinin karlar ve nakit akışı serilerinin yüzdelere dönüştürülmesi durumunda da yüksek düzeyde kaldığını ifade etmişlerdir (Patell ve Kaplan, 1977’den aktaran: Bowen ve diğ., 1987: 725)

Beaver ve diğ., (1982), net kar artı amortisman ve amortismanın yüzde değişimleri için tarihsel maliyet karlarıyla ilişkili ilave açıklayıcı güç rapor etmişler ve performansın (nakit akışı değişkenlerini içeren) açık bir konu olduğunu ifade etmişlerdir (Beaver ve diğ., 1982: 34)

Bowen ve diğ., (1986) yaptıkları çalışmada, net kar artı amortisman ve tükenme payı, net kar, faaliyetlerden elde edilen işletme sermayesi ve geçmiş dönemdeki faaliyet nakit akımı değişkenlerini kullanarak gelecekteki bir ve iki yıl için nakit akımı tahminlemesinde bulunmuşlardır. Çalışmadan elde ettikleri sonuç, karların gelecekteki nakit akışını geçmişteki nakit akışının tahmin edilmesinden daha iyi tahmin edemediği yönünde olmuştur.

Greenberg ve diğ., (1986), karların gelecekteki faaliyet nakit akımı tahminlemesinde faaliyet nakit akımlarına göre daha iyi olduğu yönünde bir sonuca ulaşmışlardır (Barth ve diğ., 2001: 29).

Hopwood ve McKeown (1992) nakit akımını tahmin etme yeteneği testlerinde firma temelli ARIMA modeliyle, 1979 yılında Brown ve Rozelf ve Griffin tarafından geliştirilen ilk ARIMA modelini karşılaştırmışlar ve sonraki modellerin ilk modellere göre biraz daha üstün olduğunu ifade etmişlerdir. Lorek ve diğerleri (1993) yılında firmaya özel ARIMA nakit akım tahmin modelleriyle kıyaslanmasını mümkün kılan çok değişkenli bir zaman serileri modeli geliştirmişlerdir. Araştırmacılar yaptıkları çalışmada çeyrek yıllık verilerle tek değişkenli ARIMA modellerini kullanmışlardır. Nakit akımı tahminlemesi ile ilgili önceki çalışmalarda kullanılan çok değişkenli yatay kesit modellerine oranla tahminlemede daha iyi sonuçlar elde etmişlerdir (Lorek ve diğ., 1993’den aktaran: Đpçi ve Kısakürek, 2009: 3).

Finger (1994) tarafından yapılan çalışmada, karlar ve nakit akışını tahmin etme yeteneği olarak ölçülen karların göreceli değerleri analiz edilmiştir. Çalışmada örneklem içi ve örneklem dışı performans tahminlerine yer verilmiştir. Örneklemde karlar çoğu örnek şirketler için önemli bir performans tahmin edicisi olarak ifade edilmiştir. Örneklem dışındaki tahminlerde, rassal yürüyüş modelleri bireysel olarak tahmin edilen bir yıllık kar modellerinden daha üstün olduğu ancak dört veya sekiz yıllık bir süreçte bunu söylemenin mümkün olmadığını ifade etmiştir. Karlar, nakit akışıyla kullanıldığında firmaların çoğu için nakit akışının önemli bir belirleyicisi olduğu ancak, örneklem dışı

tahminlerde karların ilave edilmesi nadiren nakit akış tahminlerini geliştirdiğini, nakit akışı örneklem içinde ve dışında karlardan kısa dönemli daha iyi tahmin edicisi olduğu ve her ikisi de yaklaşık olarak uzun sürede eşit olduğu çalışmada ifade edilmiştir (Finger, 1994:220).

Dechow (1994), nakit akışını ve alacak hesaplarla ilişkili tahakkuk sürecini modellemektedir. Yapılan çalışmada şu anki karların en iyi gelecekteki nakit akışını tahmin etmeyi nasıl gerçekleştirileceği anlatılmaya çalışılmaktadır. Çalışmada, nakit akışı tahminindeki karlara dayalı hatadaki firma odaklı değişkenliğin nakit akışına dayalı hatalardan daha az olduğunu raporlanmıştır. Aynı zamanda, gelecekteki nakit akışlarındaki firma odaklı şu andaki karlara ve nakit akışlarına yönelik regresyonların her ikisinin artmalı açıklayıcı güce sahip olduğu ifade edilmiştir (Dechow,1994:134).

Navon (1995) tarafından yapılan çalışmada, proje düzeyinde nakit akış tahminine yönelik farklı yaklaşımlar ve modeller ele alınmıştır. Aynı zamanda çalışmada proje ve şirket düzeyinde nakit akış yönetiminin önemi üzerinde durulmuştur. Çalışmada kaynak-tabanlı bilgisayarlı nakit-akış tahmin modeli sunulmuştur. Model tarafından temel olarak üzerinde durulan konu maliyet ve planlanmış unsurların farklı veri yapıları tarafından kaynaklanan uygunluk probleminin çözümüdür. Maliyet unsurları genellikle projenin fiziksel elemanları (örn; levha, kiriş, kolon) olarak belirtilmekte, diğer taraftan planlar ise, faaliyetler (örn; kalıp kurma, inşaat demiri kurma, inşaat demiri yerleştirme, somut döküm) olarak vurgulanmıştır. Navon öneri olarak, yapılacak işlerin dökümü, tahmin ve plan veri tabanları, modelin dinamik bileşeni olan projede olmayan veri tabanı kullanılarak otomatik entegrasyonu sağlanması gerektiğini ifade etmiştir. Entergrasyon algoritması çalışmada sunulmuştur. Model tarafında belirtilen diğer ilave konular zaman farkı, gecikme süresi ve faturalandırma aralığı ayarlamaları, materyal (hammadde) tedarik politikaları, her ay için beklenen gerçek çalışma günleri, taşeron ödemeleri, genel gider masrafları ve gelir akış tahminidir (Navon, 1995: 501).

Lorek ve Willinger (1996), yıllık dönemden ziyade çeyrek dönemlere odaklanmış ve tahakkukların gelecekteki nakit akımlarını tahmin etme yeteneğinin nakit akımlarından daha iyi olduğunu bulmuşlardır (Lorek ve Willinger, 1996’dan aktaran: Barth ve diğ., 2001: 29).

Bazı araştırmacılar, nakit akımları tahminlemesinde nakit akım tablosu hazırlamada kullanılan yöntemlerden hangisinin daha iyi olduğunu belirlemeye yönelik çalışmalar yapmışlardır. Krishan ve Largay geçmişteki nakit akımı verilerinin geçmişteki karlara ve diğer tahakkuk unsurlarına oranla gelecekteki nakit akımını tahmin etme yeteneğinin daha güçlü olduğunu ve gelecekteki nakit akımını tahmin ederken direkt yönteme göre hazırlanan nakit akımı bilgileriyle birlikte kar ve diğer tahakkuk bilgilerinin kullanılması durumunda geçerliliğini arttırdığını bulmuşlardır (Krishan ve Largay, 2000’den aktaran: Đpçi ve Kısakürek, 2009:6).

Nunberg ve Heath gibi araştırmacılar yaptıkları çalışmaların sonunda, direkt yönteme göre hazırlanmış nakit bütçesinde yer alan nakit bilgilerinin kredi verenler ve yatırımcılar açısından endirekt yönteme göre daha faydalı olduğunu ortaya koymuşlardır. Chasteen, Flaherty ve O’Connor, (Heath, 1988:113) direkt yöntemin üstünlüğünden bahsederek endirekt yönteme göre daha kolay bir yöntem olduğunu vurgulamıştır. Endirekt yönetimin direkt yöneteme göre üstünlüğünü savunan bazı yazarlar ise endirekt yöntemin direkt yönteme göre daha kolay bir şekilde düzenlendiğini ve analizinin de daha kolay olduğunu ifade etmişlerdir (Heath, 1988: 113).

Barth ve diğ., (2001), yaptıkları çalışmada, şu anki karlar ve şu anki nakit akışının tarafsız bir şekilde gelecekteki nakit akışının tahmin edicisi olmadığını fakat her birinin meyilli olarak tahakkukların fonksiyonu olduğunu ifade etmişlerdir. Böylece, geçmişteki araştırmaların bir karma sonuçlarına yönelik bir olası açıklama, eğilimlerin göreceli büyüklükleri örneklem komposizyonlarına bağlı olduğu ve bununda araştırmalarda açıkça gösterildiğini ifade etmişlerdir. Burgstahler (1998)’e benzer olarak, geniş şirketler örneklemi için şu anki nakit akışının şu ani karlardan gelecekteki nakit akışı için daha fazla tahminsel yeteneğe sahip olduğunu bulmuşlardır. Bu çalışmanın katkısını da, karlara yönelik sorgulamayı sınırlandırmanın gelecekteki nakit akışlarının şu anki nakit akışlarının tahmin edilmesindeki tahakkuk bileşenlerini maskelediğini göstermek olduğunu ifade etmişlerdir.

Barth ve diğ., Dechow’un modelini (DKW) nakit akışı ve tahakkuk bileşenlerinin içine karların toplanmasından kaynaklanan gelecekteki nakit akışlarını tahmin etmek için karların üstünlüğünü göstermek amacıyla genişletmişlerdir. Tahakkuk bileşenleri

arasındaki farklar DKW’un ampirik analizlerinde açık değildir, çünkü DKW kar katsayılarının firmadan firmaya farklılık göstermesine kapalı bir şekilde izin vermektedir. Barth ve diğ., tarafından yapılan çalışmanın sonuçları, DKW’u birçok geçmiş karların gelecekteki nakit akışlarının tahmin etme gücünü, şu andaki karları ve bir bütünü parçalara ayrılmış şu andaki karların gecikmiş birçok karlardan daha fazla tahminsel kabiliyete sahip olduğunu göstererek aynı zamanda genişletmektedir. DKW analizleri aynı zamanda, nakit akışına kıyasla karların tahmin yeteneğinin firmanın faaliyet nakit çevrimine göre farklılaştığını gösterirken Barth ve diğ., yaptıkları çalışmada, faaliyet nakit çevrimini parçalara ayrılsa bile DKW takip edilerek karların gelecekteki nakit akışların tahmin etmek için gerekli olan bilgiyi engellediğini göstermiştir. Yine yaptıkları çalışmada, uzun dönemli tahakkukların gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilmesinde yardımcı olduğunu ve DKW’nun çalışma sermayesi tahakkuklarına odaklandığını göstermiştir (Barth ve diğ., 2001: 28).