• Sonuç bulunamadı

Lazer Kullanımı Öncesi, Sonrası, Sırasında Alınması Gereken Önlemler ve

Lazer uygulamaları son dönemde tıp, cerrahi ve askeri birçok alanda oldukça hızlı uygulama alanı edinmiş yöntemlerdendir. Teknoloji günümüzde hızla gelişmektedir. Gelişen bu teknoloji lazer ışığın çalışma mekanizması ve işleyişi hakkında bilinmeyen tüm cevapları anlamada yardımcı olmaktadır. Geliştirilen yüksek enerjili ve gerekli doku ile etkileşime geçen lazer sistemleri sayesinde neredeyse her tip hastaya uygun mevcut bir sistem bulunmakta ve uygulanmaktadır.

Lazer teknolojileri uygulama aşamasında belirli ek sistemler ile çalışabilmektedir. Bu sistemler soğutucu cihazlar, sürülen jel, krem vb. sıvı maddeler hatta lazer uygulayan kişi ve hastanın uygulama sürecinde kullanması gereken gözlük gibi koruyucu donanımlar mevcuttur. Bunun yanı sıra işlem sırasında hasta lokal olarak anestezi işlemine tabi tutulabilir. Tüm bu başlıklar göz önüne alındığında lazer uygulaması yapılacak hasta için belirli bir düzen dâhilinde işlem basamaklarının uygulanması gerektiği belirtilmektedir. Lazer teknolojileri yüksek enerjilerle çalışan sistemlerdir. Bu sebeple bu cihazlar alev alma riskine sahiptir. Genel anestezinin uygulandığı oksijen oranı zengin olan bir uygulama ortamında lazer kullanımı yangınlara neden olabilir. Bu nedenle kıllar tutuşmayı engellemek amacıyla kısaltılmalı, tutuşma riski olan maddeler lazer ortamlarından uzaklaştırılmalı ve cihazların mevcut elektrik düzenekleri her türlü elektrik kaçakları ve voltaj yükseklikleri gibi sorunlardan arındırılmalıdır.

Lazer işlemi ile her türlü tedavi uygulanmadan evvel en çok dikkat edilmesi gereken husus hasta seçimidir. Hasta ile ilgili gerekli bilgi tüm detayları ile birlikte değerlendirilerek hastaya uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir. Hastanın kullandığı ilaçlar, uygulanacak tedaviden beklentileri, hastada bulunan yara vb. tüm izlerin hikâyesi, daha evvel uygulanan tedaviler, hormonal ve endokrin sistem rahatsızlıkları gibi her türlü başlık incelenmelidir.

Lazer tedavilerinden yararlanacak hastanın, uygulamadan yakın zaman önce bronzlaşmak amaçlı güneşlenme, solaryum benzeri bir işleme maruz kalmamış olması gerekir. Özelikle koyu tenli hastalarda uygun lazer cihazları düşük enerjili seanslar halinde uygulanmalıdır.

58

Özellikle lazer epilasyon için gelen hastalara seanslar ve elde edilen sonuçlar hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Hastanın mevcut olan kılları incelendikten sonra yaklaşık kaç seansta kıl miktarının ne kadarından kurtulacağı ile ilgili bilgi aktarılmalıdır. Yanıcı deri temizleme maddelerinden uzak durulmalıdır. Hastalara ve uygulayan uzmanlara lazerden koruyucu özellikteki gözlükler takılmalıdır.

Lazer uygulamasının uygulanması kesinlikle sakıncalı durumlar mevcuttur. Bunlar:

 Akut deri enfeksiyonu olan kişiler  Uçuk enfeksiyonu olan kişiler

 Dövme ve yaygın benleri olan kişiler  Yakın zamanda bronzlaşmış kişiler  Hormon bozukluğu olan kişiler

 Romatizma için altın tedavisi alan kişiler

 Anormal nedbe ve keloid (aşırı büyüyen leke, yara) geliştirme riski olan kişiler  Sedef ve vitiligo (Ala) hastalığı olan kişiler

 Son bir yıl içinde roaccutane ilacı alan kişiler  Gebe ve emziren kişilerdir (Megep, 2011).

Lazer uygulaması sürecinde acı hissini azaltmak veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla soğutma sistemleri veya uyuşma hissi verecek Emla vb. kremler gibi kullanıldığı alanı uyuşturmada etkili yardımcı maddeler kullanılmalıdır (Megep, 2011).

Lazer uygulamalarından sorumlu olan uzman, bu konuda çok iyi eğitimli olmalıdır. Uygulama sürecinde olabilecek her türlü ihtimal için uygulayabileceği bir işlem olmalı ve konu ile ilgili yeterli süre tecrübesinin olması gerekmektedir.

Lazer sonrası işlem yapılmış hastanın dikkat etmesi gereken hususlar vardır. Bunlar başlıklar halinde anlatılmak istenirse:

 Lazer epilasyon uygulamaları seanslar şeklindedir. Tedavi sürecinde, seans aralarında lazer uygulanan bölgedeki kılların lazer harici bir yöntemle yok edilmesi, mevcut tedavi sürecini kötü yönde etkilemektedir.

59

 Her türlü lazer işlemi yüksek dozda enerji aktarımından dolayı uygulandığı doku ve civarında mutlaka hasara yol açmaktadır. Uygulamanın şiddetine göre verilen hasar değişebilmektedir. Ancak her bakımdan uygulama yapılan doku hassaslaştığından bu bölgelerde oluşan kızarıklıklar varsa bir uzmana danışılmalıdır. Ayrıca bu bölgeler muhakkak güneşten korunmalıdır.

 Eğer lazer sonrası uygulama bölgesi güneşe maruz kalacak bir alanda ise mutlaka güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır.

 Terleme işlemi lazer uygulanan dokuya zarar vermektedir. Bu sebeple uygulamadan sonraki iyileşme sürecinde terletici her türlü ortam ve uygulamadan kaçınılmalıdır.  Uygulama yapılan bölgeyi sıcak su ile yıkama, lifi sürtme ve saç kurutma makinesi

kullanma uygulamalarından kaçınılmalıdır.

 Uygulamayı takip eden birkaç gün içerisinde cilde daha hassas davranılmalıdır.

Lazer sonrası cildinde sulanma olan hastalara, bölgesel kortikosteroid, antibiyotik ve nemlendiriciler önerilmelidir (Megep, 2011).

Lazer uygulamasının başarılı sonuçlara sahip olması için belirli kriterler mevcut olmalıdır. Bu kriterler:

 Uygun hasta seçimi

 Hastanın istekleri ve mevcut hasta şikâyeti değerlendirildikten sonra koyulacak tıbbi teşhiş

 Uygulama yapacak uzmanın sahip olduğu gerekli teknik bilgi  Uygulama yapacak uzmanın deneyim süresi

 Deri histolojisi ve yaranın iyileşme süreci hakkında gerekli bilgi birikimine sahip olmak (Winburn, 1995).

Tedavi öncesinde tedavinin şeması, elde edilebilecek maksimum verimli sonuç ve yan etkiler, tedavi alternatifleri ve uygulamanın maliyeti hakkında detaylı bilgi edinebilmek amacıyla hasta ile görüşmeler yapılmalıdır.

Lazer uygulamalarının komplikasyonları, lazer ışınına sekonder olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrılabilir. Işına sekonder olanlar, çevredeki eşyalarda yangın çıkma olasılığı, hastanın teninde meydana gelebilecek termal yanıklar ve oküler hasardır. Lazer

60

uygulamalarında en çok zarar gören yapılar ise gözlerdir. Lazer işleminde kullanılan tedaviler sürecinde birçok farklı dalga boyu kullanılmaktadır. Örneğin CO2 lazer göz korneasında hasara yol açar. Görünür dalga boyundaki lazer ışınları körlüğe varacak kadar ciddi zararlar verebilmektedirler. Işına sekonder olmayan başlıca komplikasyonlar ise elektrik kazaları ve enfeksiyoz patolojilerdir. Lazer uygulaması sırasında oluşan yüksek voltajlı elektrik teması konusunda dikkatli olunmalı, özellikle CO2 lazer yanmaya daha meyilli olduğundan sac, elbise veya cerrahi elbise gibi maddelerle teması önlenmeli veya bu maddeler nemli tutulmalıdır (Günaydın ve Dereli, 2012).

2.7.1. Endikasyonlara Göre Lazer Komplikasyonları

Lazerler başlıca pigmente, vasküler lezyonların tedavisinde, epilasyonda ve cilt yenilemesinde kullanılmaktadır. Bu derlemede komplikasyonların da endikasyonlara göre kategorize edilmesi konunun daha net anlaşılması acısından uygun görülmüştür. Bu şekilde incelendiğinde:

2.7.1.1. Vasküler Lazer Komplikasyonları

Tedavinin en sık komplikasyonu uygulama sırasında oluşan ağrıdır. Uygulama öncesi anestezi sağlanması hasta konforu açısından önemlidir. Uygulama sonrası gelişebilecek geçici komplikasyonlar eritem, purpura, bül/krut oluşumu, hipo/hiperpigmentasyon, kutanoz enfeksiyon; kalıcı komplikasyonlar ise skar oluşumu ve kalıcı hipo/hiperpigmentasyon olarak sayılabilir. Hiperpigmentasyon gelişim riski hastanın deri tipine uygun dalga boyu seçimi ve uygulama sırasında soğutma yapılması ile en aza indirgenebilir (Günaydın ve Dereli, 2012).

2.7.1.2. Epilasyon Lazer Komplikasyonları

Uygulama sonrası 1–3. günlerde eritem, odem ve ağrı olabilir. Pigmentasyon değişikliği ise çoğunlukla deri tipi 4–6 arası olan veya bronzlaşmış hastalarda gözlenir. Nadir görülen ama kalıcı olabilen bu komplikasyon çoğunlukla tedaviden 6-12 ay sonra ortaya çıkar. Tedavisinde topikal tretinoin, azeleik asid denenebilir. Purpura gelişimi lazer epilasyonun nadir komplikasyonlarındandır (Günaydın ve Dereli, 2012).

61

2.7.1.3. Rejuvenasyon (yenileme) Lazer Komplikasyonları

Eritem, fasiyal odem, pigment değişiklikleri, akneiform erupsiyon, enfeksiyoz komplikasyonlar en sık gözlenen yan etkilerdir. Hipopigmentasyon ve skar gelişimi gibi komplikasyonlar ise ablatif lazer uygulamalarına göre çok daha düşük oranda görülmektedir (Shering, Friedman ve Adrian, 2010).