• Sonuç bulunamadı

2.6. Lazerin Dermatolojide Kullanım Alanları

2.6.5. Lazer Epilasyon

İnsan bedeninde doğuştan var olan kıllar veya sonrasında aşırı kıllanma, kıllanmaya neden olan rahatsızlıklar sebebiyle, mevcut kıllanmadan kurtulmayı sağlayacak yöntemler yıllardan beri araştırılmaktadır. Var olan kıllanma sorunu için birçok yöntem mevcuttur. Fakat bu yöntemler geçici çözümler üretebilmektedir. Hatta bu geçici çözümler bile alerjik reaksiyon, kıllanma artışı, enfeksiyon gibi yan etkiler göstermiştir. Bugüne kadar uygulanan yöntemlerde kalıcılığa en yakın sonuç elektroliz epilasyon olarak bilinen kıl köküne elektrik akımı verilmesi işlemidir. Bu yöntem kalıcı bir etki oluşturmasına rağmen uygulama işleminin uzunluğu ve yöntem olarak ağrılı olması sebebiyle çok tercih edilen bir uygulama değildir. İlk kez 1996 yılında ABD de aşırı kıllanmayı tedavi edebilmek amacıyla lazer teknolojisi kullanılması fikri doğmuştur (Şekil 2.30) (Aba, 2005).

Şekil 2.30. Lazer epilasyon (Medaesthetics, 2013)

Vücutta kıllanma belirli sebeplerden dolayı artış gösterir. Bunlar genellikle hormonal bozukluk, kullanılan ilaçlar sebebiyle oluşan yan etkiler, genetik faktörler gibi başlıklardır.

48

Kıllanma özellikle kadınlarda kozmetik açıdan endişe oluşturabilecek problemler arasındadır. Bu sebeple istenmeyen tüylerden kurtulmak için birçok yöntem ortaya çıkmıştır. Bu yöntemler ağda ile bölgeyi kıllardan arındırmak, tıraş bıçağı gibi kesici aletler kullanmak, cımbız yardımıyla kesiti dar alanlarda temizleme işlemi yapmak ve tüy dökücü kremler kullanmaktır. Bu yöntemler kalıcı olarak tüylerden kurtulmak şöyle dursun kıllanma miktarında artışa bile sebep olabilmektedir. Bunun yanında uygulanan bölgede enfeksiyon ve alerjilere sebep olmaktadır (Oram ve Kahraman, 2006). Lazer uygulaması gösterimi ve lazer işlemi sonucu kılın durumu Şekil 2.31 ve 2.32’de gösterilmiştir.

Şekil 2.31. Lazer uygulaması gösterimi (Megep, 2011)

Şekil 2.32. Lazer işlemi sonucu kıl durumu (Megep, 2011)

FDA (Food and Drug Administration) onayı ile ilk lazer teknolojilerinin lazer maksadıyla kullanımı 1996 yılına dayanır. Bu dönemde ilk kullanılan sistem IPL (Intense Pulse Light- Yoğun Atımlı Işık) dir. IPL teknolojisinden sonra sadece kılın melanin denilen renk verici maddesi tarafından emilmesi sağlanan lazer sistemlerinin geliştirilmesi sayesinde lazerin epilasyon alanındaki kullanımı yaygınlaşmıştır (Tablo 2.3).

49

Tablo 2.3. Epilasyonda kullanılan lazerler (Türkiye Klinikleri, 2006)

Lazer Çeşidi Pulse (ms) Hedef Kıl Rengi

Long Pulse Ruby 1–3 Melanin Siyah, Koyu Kahve Long Pulse Alexandrite 2–20 Melanin Siyah, Koyu Kahve

Diod 5–30 Melanin Siyah, Koyu Kahve

Long Pulse Nd: YAG 3–100 Melanin Koyu Derililerde Siyah Kıl

2.6.5.1. Kalıcı Epilasyonda Kıl Büyüme Döneminin Önemi

Epilasyonun kalıcılığı söz konusu olduğunda uygulamanın hangi safhada yapıldığı en hassas konudur. Lazer uygulamalarının kılda etkinliğinin maksimum olması için kılın evrelerinden “anagen” evresi seçilmelidir. Epilasyon bu evrede yapıldığı takdirde başarılı sonuç elde edilir. Kılın gerileme ve dinlenme evreleri olarak bilinen “katagen ve telogen” evrelerinde uygulanan lazer işlemleri kıl kökü tahribatı konusunda etkin sonuç vermez. Kılın anagen evresi cinsiyet, bölge vb. başlıklar dâhilinde çeşitlilik göstermektedir. Bu nedenle epilasyon uygulama aralıklarının kişiye özel ayarlanması gerekir (Megep, 2011).

2.6.5.2. Lazer Epilasyonda Kullanılan Lazer Çeşitleri

Ruby lazerler aslında lazer teknolojilerinin temelini oluşturmaktadır. Normal ve long pulsed ruby lazerler özellikle beyaz cilt rengine sahip kişilerdeki koyu kıllar üzerinde etkilidir. Esmer veya koyu tenli kişiler üzerinde iyi sonuçlar vermezler. Fakat ruby lazerler deride pigment ve melanine yüksek oranda etki ettiklerinden genellikle dövme çıkarma işleminde kullanılmaktadır (Gürsoy ve Öztürk, 2008).

Uzun dalga boyuna sahip Alexandrite lazerler çeşidi uygulandığı yüzeyde daha derin tabakalara etkili olurlar. Derideki melanin hücreleri tarafından emilimi daha azdır. Koyu cilt tipine sahip hastalarda kullanılması uygun değildir. Daha çok beyaz tenli fakat koyu renkli kıllara sahip hastalarda kullanımı uygundur. Epilasyon işlemi sırasında duyulan ağrı miktarı diğer lazer sistemlerine oranla azdır. Bunun yanı sıra ağrı miktarını azaltmak için ışık uygulanmadan önce, uygulandıktan sonra veya uygulamaya paralel biçimde entegre

50

edilmiş soğutma sistemleri kullanılmaktadır. Ayva tüylerde veya epilasyon sonrası zayıflamış tüylerde etkin sonuç vermez (Özcanlı ve Başak,2002).

Diod lazer tipi solid ve az masraflı lazerler olarak geçer. Melanin tarafından daha az emilim gösterirler ve dokuda yüzeysel olarak etki yaratırlar. Bu sebeple daha az ağrı hissi uyandırırlar ve yan etkileri daha azdır. Koyu cilt rengine sahip hatta bronzlaşmış kişilerde bile uygulanabilir. Koyu ve açık renk kıllarda etkilidir fakat ince kıllarda etkisi çok azdır. Nd: YAG lazerler deri üzerinde daha derinlere nüfuz eden lazer çeşididir. Bu lazer tipi kendi arasında Q- anahtarlamalı ve long pulsed olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kıl köklerinde oluşturduğu hasar etkilidir. Koyu tenli kişilerde ve koyu renkli kıllarda rahatlıkla kullanılabilir. Çok yüksek enerji seviyelerine çıkabilme özelliği vardır. Soğutucu sistemlerle birlikte kullanıldıkları takdirde rahatlıkla tedavi amaçlı kullanılabilir (Özcanlı ve Başak,2002).

2.6.5.3. Lazer Epilasyon Avantajları

Lazer epilasyon elde ettiği kalıcı sonuçlar sebebiyle güvenilen yöntemler arasındadır. Geniş alanlar için uygulanabilir ve uygulama süresi bakımından avantajlıdır. Batık veya kıl dönmesi olan hastalar için tedavi niteliğindedir. Bunun yanı sıra enfeksiyon kapma riski yoktur. Kanserojen bir içeriği bulunmamaktadır ve kalıcı izler bırakmaz.

2.6.5.4. Lazer Epilasyonda Yan Etkiler

Lazer uygulaması sonucu oluşan termal hasar sebebiyle krut ve bül oluşabilir. Bunun yanı sıra hipopigmentasyon, hiperpigmentasyon ve skarlar gelişebilir. Koyu tenli kişilerde görülen yan etkiler açık tenli kişilere oranla daha fazladır. Yan etkilerini azaltmak amacıyla soğutucu sistemler kullanılmalıdır.

2.6.6. Deri Kırışıkları Tedavisinde Ablatif Ve Nonablatif Cilt Yenileme