• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: BULGULAR VE DEĞERLENDİRME

2.3. Alan Araştırması Sonuçları Ve Değerlendirmeleri

2.3.6. Kutlamalar ve Sosyal Medya İlişkisi

Bu gösterişli paylaşımların bir uzantısı olarak son sıralar söz, nişan, düğün, kına, baby shower gibi organizasyonların çeşitlenmesi ve artmasında sosyal medyanın etkisi olduğunu düşünüp düşünmedikleri sorulduğunda, araştırma grubu hiç eksiksiz olarak ikisinin birbirini ciddi olarak etkilediğini söylemiştir. Bu kutlamaların Instagram’da

96

paylaşım amacıyla yapılmaya başlandığı ve bu eğilimlerin bir grup tarafından başlatılarak domino etkisi ile toplumsal bir kural haline geldiği söylenilmiştir.

Düğün, nişan gibi geleneğin içinde olan özel gün merasimlerinin yanı sıra onlarca yeni üretilen merasim de bugün her kesim tarafından kutlanılır hale gelmiş durumdadır. Instagram’da görünür olan her yeni kutlama, üzerine bir şeyler katıp bir adım öteye götürmeleri için diğerlerine yeni hedef haline gelerek, adeta toplumsal bir yarış başlatmaktadır. İmkânsızlıklardan dolayı yarış dışı kalanlar ise yetersiz hissederek bu paylaşımları öfke ile takip etmektedir. Her şeyin bir kutlama için bahane edildiği ve kutlamaların organizasyon şirketlerine devredilerek çok daha gösterişli ve pahalı bir nesneye dönüştürüldüğünü, böylece gerçek özel günlerin de benzeri yüzlercesi içerisinde sıradanlaştığını söylemek yerinde olacaktır. İnsanlar için ciddi bir geçiş dönemi olan düğünler, anne babaların gelin ve damat gibi giyindiği baby showerlardan ya da doğum günlerinden çok da farklı değildir. Mekan, kostüm, davetiye, dağıtılan hediyeler… hiç biri ayrıt edici olmadığı gibi gösteri yarışında hepsinin birbiri içerisinde sıradanlaştırdığına da şahit olmaktayız.

Araştırma grubu bu soruya hiç eksiksiz aynı cevabı verirken, her biri hemen hemen farklı noktalardan durumu eleştirmiştir. Eleştirilerin ortak noktası da bu durumun toplumsal yozlaşmaya yol açtığı yönündedir. Gelenekte olmayan birçok kutlama, sosyal medya ile hayatımızın bir parçası haline gelmiş ve insanlar artık bu kutlamaları yapmadığında toplumsal bir baskı hissetmeye başlamıştır. Sosyal medya özellikle kutlamak için çok daha fazla bahane üretilebilecek olan kadın erkek ilişkileri ve bu sürecin teşhiri noktasından topluma örnek oluşturarak, hayatın nihai amacı olarak evlilik algısını oturtmaya başlamıştır. Yaşamsal sürecin bir parçası olması gereken anlar yaşamın amacı halinde gösterilmeye başlanmıştır.

“Instagram’ı gençler çok kullanıyor, bunların çoğu lise, üniversite yaş grubu. Hepsi eğitim alma çağında. Örnek aldıkları insanlar sürekli ilişki teşhirciliği yapıyor. İlişkiler de öyle sonsuz aşk falan değil. Aylarca bir şeyler kutlayıp takipçilerine izlettikten sonra açıklamada yapmadan sessizce ayrılıyorlar. Bakmışsınız paylaşımlar silinmiş, kişiler değişmiş yerlerine yenileri gelmiş ve aynı kutlamalar kişiler değişerek başa sarmış ve hepsi ilk aşk tadında…”(Katılımcı 20)

97

“Bu organizasyonları herkes benim ondan neyim eksik diyerek yapıyor.”(Katılımcı 4)

“İnsanların bütün gün kutlama yaptığı bir hayat olamaz. Instagram bunu normalleştiriyor. İnsanlar hayatlarını ve paralarını boş kutlamalara harcayacaklarına daha yararlı şeyler yapmalılar.”(Katılımcı 17)

“Takip ettiğim bir hesap sürekli ama sürekli eşi ile bir şeyler kutluyordu. İlk tanışma, ilk bakışma vs. tabi takipçileri çok sıkılmış bu durumdan ve baya eleştirmişlerdi. Kızı “daha faydalı şeylerle uğraş, yaptığın çok görgüsüzce?” tarzında eleştirince, hesabın sahibi eleştirilere “kocam eve geldiğinde bana diplomamı değil yaptığım yemekleri soruyor, neyin faydalı olduğunu tartışmayalım” gibi bir cevap vermişti. Aslında bu konu birçok açıdan çok fazla tartışılabilir. Sadece bir merasim işi değil toplumsal bir sorun, kendini ilişki üzerinden tanımlayan insanlar ortaya çıkmış, başka bir vasfı ya da niteliği yok, değer de vermiyor, bu mantığa sahip birinin topluma ne katkısı olabilir bilmiyorum. Sosyal medya sığ fikirler, sığ insanlar üretiyor…”(Katılımcı 2)

“Kızların profillerine biraz baksanız görürsünüz; çoğu 3 paylaşım yapmış sonra hemen 2 düğün resmi, 3 paylaşım yapmış yine aralara düğün resmi. Kız evleneli 3 yıl olmuş ama 3 yıldır periyodik olarak düğün resimleri paylaşıyor. Sosyal medya zehirlenmesi yaşamayan, sağlıklı bir birey görse “bu kız her ay evleniyor” sanır. Evlendin bitti yani nedir amacın…”(Katılımcı 6)

“Ben şöyle düşünüyorum bu insanların algı durumunda bir sorun olmalı durmaksızın abiyelerle, balo kıyafetleriyle paylaşım yaptıklarında kendilerini bin bir gece masallarında baş rol gibi düşünüyorlar. Masallarla büyüyken kızların prensini bulması gibi ilişkilerini sergilemeleri de bu masalsılığın uzantısı. Gerçeklikten ve hayattan uzak bir dünya kurmuş ve o hayaller ülkesini bu paylaşımlarla pekiştirdiklerini düşünüyorum. Ama dışarıda toplu taşımaya binmek için bile savaşmak zorunda olduğunuz gerçek bir dünya var…”(Katılımcı 16)

98

Teşhiri ve daha çok kutlamaya bahane üreten yapısı ile, ikili ilişkiler sosyal medya ile içleri oyulmuş, doğallığını kaybetmiş ve daha çok sahnelenmek üzere yapaylaştırılmıştır. Kapitalizmin eşyanın ve nesnenin içini boşaltan, onlara sadece nakit değeri ölçüsünde değer veren yapısı, sosyal medyada da ilişkilerin için boşaltmış ve takipçi çekmesi daha çok beğeni alması ölçüsünde rakamlara hizmet eder bir hal almıştır. İlişkiler bitse, kişiler değişse dahi sahne performansında değişiklik olmadan paylaşımlar devam etmektedir. İnsanlar bu alanlarda bireysel kimliklerini de karşı cinsin varlığı üzerinden yüceltmekte, bütün bu esnada gerçekten yatırım yapmaları gereken noktaları da takipçi ve beğeni artırmaya çalışırken kaçırmaktadırlar. Doğan çocukları üzerinden de devam eden teşhir ve takipçi kaygısı birçok ismin daha çocukları doğmadan doğmamış çocukları adına Instagram hesabı açtığı günümüz toplumunun en ilgi çeken refleksi sayılabilir.