• Sonuç bulunamadı

KURUMLAR VERGİSİ İÇ GENELGESİ SERİ NO:2001/1

TAHSİLAT İÇ GENELGELERİ

KURUMLAR VERGİSİ İÇ GENELGESİ SERİ NO:2001/1

...VALİLİĞİNE (Defterdarlık:Gelir Müdürlüğü)

Bilindiği üzere, kurumlar vergisi mükelleflerinin yatırım indiriminden yararlanan kazançları üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94/6-b-ii maddesi uyarınca yapılacak tevkifat oranını belirleyen 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın 2 inci maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan “yatırım indirimi dahil” ibaresinin iptali istemiyle mükellefler tarafından Danıştay nezdinde dava açılmıştır.

Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 03.05.2000 günlü ve E.1999/5648, K.2000/1914 sayılı kararıyla; Bakanlar Kurulunun kanunla vergi kapsamına alınmayan bir konu hakkında parantez içi bir hükümle tevkifat oranı belirlenmesine hukuken olanak bulunmadığı, yatırım indirimi müessesesinin özel bir uygulama olduğu, bu uygulamanın kanunun diğer hükümlerinde yer alan istisna hükümleri kapsamında değerlendirilemeyeceği, vergiden istisna edilmiş bir kazanç ve irat olmadığı anlaşılan yatırım

indiriminden faydalanılan tutarın bu konuda sadece tevkifat oranlarını belirleme yetkisi bulunan Bakanlar Kurulunca, tevkifata tabi tutulması yolunda yapılan düzenlemede yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle söz konusu Bakanlar Kurulu Kararında yer alan “yatırım indirimi dahil” ibaresini iptal etmiştir.

Danıştay Dördüncü Dairesinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği bu karar Bakanlığımızca Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu nezdinde temyiz edilmiş ve Genel Kurul temyizen yaptığı inceleme sonucunda E.2000/196,

K.2000/409 sayılı kararıyla; yatırım indiriminin belli bir kazanç tutarının kurumlar vergisi ile vergilendirilmemesi sonucunu doğuran bir vergisel avantaj niteliği taşıdığından özü itibariyle istisnadan farkının bulunmadığını, yatırım indiriminin esasen yıllarca bir vergi istisna rejimi olarak

uygulandığını ve yargının çeşitli kararlarında istisna olduğunun vurgulanarak bu niteliğinin süreklilik kazandığını, Gelir Vergisi Kanununun 94/6-b-ii alt bendinde yatırım indirimi ibaresi yer almasa dahi, kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlardan vergi kesintisi yapılması öngörüldüğünden ve kazancın yatırım indirimini içeren tutarı kurumlar vergisiyle

vergilendirilmediğinden stopaja tabi tutulmasında yasaya aykırılık

bulunmadığını, bu durumda Bakanlar Kurulu Kararının açıklayıcı mahiyetten öte bir özelliğinin bulunmadığını, kaldı ki bu açıklamanın getirilmemiş olması halinde dahi yatırım indirimine isabet eden kazanç tutarının vergi tevkifatına tabi olacağının açık bulunduğu, 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın 2 inci maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan “yatırım indirimi dahil” ibaresinin iptali yolundaki kararda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay Dördüncü Dairesinin kararını bozmuştur.

Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun bu kararı ile dava Bakanlığımız lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. Genel Kurulun söz konusu kararının tam metni Genelge ekinde defterdarlıklara fakslanmış, ayrıca Genel Müdürlüğümüzün www.gelirler.gov.tr. adresindeki internet sayfasına konulmuştur.

Yatırım indirimi stopajına ilişkin olarak yapılan tarhiyatlara karşı

mükelleflerce açılan mevcut davalara devam edilmesi gerekmekle birlikte, bu davaların hızlandırılması ve bir an önce sonuçlandırılmasını temin amacıyla Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun E.2000/196, K.2000/409 sayılı kararının, vergi dairelerince ek bir dilekçe ile mevcut dava dosyalarına konulmasında yarar bulunmaktadır. Bu davalarla ilgili olarak vergi

mahkemelerince vergi dairesi aleyhine karar verilmesi halinde kararın

gecikmeksizin yürütmeyi durdurma talepli olarak temyiz edilmesi, Danıştayın ilgili dairesinin temyizen yaptığı incelemede aleyhte karar vermiş olması halinde ise İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (c) bendine istinaden süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunulması gerekir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Bakan a.

Danıştay Kararı

Danıştay Dördüncü Dairesinden:

Esas No : 2001/656 Karar No: 2001/1511 14.06.2001 Perşembe - Sayı: 24432 (Asıl)

Kanun Yararına Temyiz Eden: Danıştay Başsavcılığı Davacı : ZRS Gıda Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi Tıp Fakültesi Cad. No: 29 Mamak/ANKARA

Karşı Taraf : Dikimevi Vergi Dairesi Müdürlüğü / ANKARA

İstemin Özeti: Davacı şirketin 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu bir kısım emtia alımını sahte belge ile belgelendirdiği ileri sürülerek 1995 yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir,. Ankara 6. Vergi Mahkemesi

12.9.2000 günlü ve E: 2000/203, K: 2000/400 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca özel usulsüzlük cezası

kesilebilmesi için hem alıcı hem de satıcının tespiti gerektiği, olayda maddede öngörülen nitelikte bir tespit bulunmadığından bu tespite dayanılarak ceza kesilemeyeceği, zira cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı

yolundaki genel ceza hukuki ilkesinin idari cezalar için de geçerli olduğu gerekçesiyle özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar vermiştir.

Vergi Dairesi Müdürlüğünün itirazı üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 16.11.2000 günlü ve E: 2000/552, K: 2000/555 sayılı kararıyla; davacı şirketin emtia aldığı firmayla ilgili tespitlerin mal alımının ve düzenlenen faturaların gerçek olmadığını ortaya koyduğu, davacı şirket adına salınan kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergisine karşı açılan dava Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 13.9.2000 günlü ve E: 2000/202, K: 2000/402 sayılı

kararıyla satıcı firmanın 1994 yılı faaliyetleriyle ilgili tarhiyata yönelik davanın da Ankara 6.

Vergi

Mahkemesinin 24.12.1996 gün ve E: 1995/1312, K: 1996/1498 sayılı kararıyla reddedildiği ve bu kararın Danıştay'ın temyiz incelemesinden geçtiği, bu durumda kesilen özel

usulsüzlük cezasının yasal olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. Bu kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51

inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

Danıştay Başsavcı Yaşar Selim Asmaz'ın Düşüncesi: Ankara 6. Vergi Mahkemesinin tek hakimle verdiği 12.9.2000 gün ve E: 2000/203 K: 2000/400 sayılı kararını bozan ve yükümlü şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasını onayan Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 16.11.2000 gün ve E: 2000/552 K:

2000/555 sayılı kararının yürürlükteki hukuka aykırı olduğundan bahisle kanun yararına bozma yoluyla temyiz başvurusunda bulunulmak üzere Ankara 6. Vergi mahkemesi Başkanlığınca Başsavcılığımıza gönderilen dosya incelendi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 51. maddesinin 1 numaralı

bendinde, Bölge İdare Mahkemesi kararlarının niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili Bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği açıklanmıştır.

Yükümlü ZRS Gıda San.İç. ve Dış Tic.Ltd.Şti.nin, 1995 takvim yılında Özdeva Gıda Maddeleri Tic.San.Ltd.Şirketinden un satın almış gibi sahte fatura temin ettiği görüşüyle adına kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararı, Bölge İdare

Mahkemesince, Özdeva Ltd.Şirketi nezdinde

yapılan karşıt inceleme sonucunda düzenlenen 9.8.1946 gün ve 96/177-R/5 sayılı vergi inceleme raporunun incelenmesinden, bu şirketin 1995 yılı beyannamesini vermediği, yasal defterlerini tutmadığı, dolayısıyle paravan firma olarak sahte fatura düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, 213 sayılı Yasanın 353/1. maddesi uyarınca, alınması icabeden faturayı almayan davacı adına kesilen cezada isabetsizlik görülmediği, kaldı ki davacı adına aynı yıl için aynı nedenle yapılan kurumlar vergisi tarhiyatı Vergi Mahkemesince onandığı gibi Özdeva Ltd.Şti. adına 1994 yılı için aynı tür faaliyeti nedeniyle salınan

kurumlar vergisi ve kaçakçılık cezasını onayan Vergi Mahkemesi kararının Danıştay'ca da onandığının belirlendiği gerekçesiyle bozulmuş ve dava konusu ceza aynen onanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232. maddesinde birinci ve ikinci sınıf tüccarların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara sattıkları emtia için fatura vermek ve bunların da fatura almak zorunda oldukları belirtilmiş, 353.

maddesinin 1. fıkrasında da söz konusu belgeyi almayan ve vermeyenlerin herbirine belli bir miktarda özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüş olup, dava konusu özel

usulsüzlük cezası, davacının, aslında Özdeva Ltd.Şirketinden değil başka bir tüccardan faturasız mal satın aldığı görüşüyle kesilmiştir.

Oysa bu madde uyarınca ceza kesilebilmesi, ancak alıcı ve satıcının birlikte saptanmasıyla mümkündür. Olayda ise bu yönde yapılmış bir tespit bulunmamaktadır.

Öte yandan Bölge İdare mahkemesince, Özdeva Ltd.Şirketi adına, 1995 yılı için yapılmış bir tarhiyata ilişkin olmayıp, bir önceki yıl olan 1994 takvim yılında komisyon karşılığı sahte fatura düzenlendiğinden bahisle yapılmış olan tarhiyatı onayan Vergi Mahkemesi kararının Danıştay'ca onandığı belirtilmekte ise de, Ankara 6. Vergi Mahkemesinin söz konusu kararı Danıştay Dördüncü Dairesinin 26.10.1998 gün ve E: 1997/2818 K: 1998/3845 sayılı kararı ile, tarhiyatı eksik incelemeye dayalı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyan Ankara 6. Vergi Mahkemesi, 6.3.1999 gün ve E: 1999/114, K: 1999/195 sayılı

kararıyla tarhiyatı terkin etmiş, bu karara yönelik temyiz istemi de Danıştay Dördüncü Dairesinin 25.9.2000 gün ve E: 1999/3826 K: 2000/3780 sayılı kararıyla reddedilmiş olup, bu durumda davacının, Özdeva Ltd.Şirketinden temin ettiği faturaların sahte olduğuna, dolayısıyle malı başkasından satın aldığı halde bu kişinin fatura düzenlemediğine ve davacının da fatura almadığına ilişkin kesin bir tespitin bulunmadğı da açıktır.

Bu nedenlerle, Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 16.11.2000 gün ve E: 2000/552 K:

2000/555 sayılı kararı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğundan 2577 sayılı İdari

Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca Kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Konuyu temyizen Yüksek Dairenizin takdir ve kararına saygı ile sunarım. Tetkik Hakimi H.

Gül Yılmaz'ın Düşüncesi: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması" halinde kesilecek özel usulsüzlük cezasına ilişkin 353 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında

düzenleme dikkate alındığında, maddede sayılan belgelerin verilmediği ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların tespitine ilişkin hukuken geçerli bir tespitin yapılması gerekmektedir. Davacı şirketin bir kısım emtia alımının Özdeva Gıda Maddeleri Sanayi Limited Şirketi'nden alınan gerçeğe uygun düzenlenmeyen belgelere dayandırıldığı belirtilerek özel usulsüzlük cezası kesilirken tamamıyla faturaları düzenleyen şirket hakkındaki inceleme raporu esas

alınmıştır. Özdeva Gıda Maddeleri Sanayi Limited Şirketiyle ilgili tespitler davacı şirketin emtia alımına ilişkin faturaların sahteliğini ortaya koyacak nitelikte değildir. İnceleme elemanınca davacı şirketin diğer tüm alımlarının gerçek olduğu, Özdeva Gıda Maddeleri

Sanayi Limited Şirketinin düzenlediği faturalara konu emtianın da gerçek alıma dayandığı, fakat bu alımların belgesiz olması nedeniyle bu şekilde sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı belge kullanımı suretiyle emtia alımının belgelendirildiği belirtilmiştir. Bu durumda inceleme elemanınca da davacı şirketin emtia alımı gerçek kabul edildiğine ve faturaların gerçeğe uygun düzenlenmediğini ortaya koyacak hukuken geçerli bir tespit yapılmamış olduğuna göre özel usulsüzlük cezasını onayan Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.