• Sonuç bulunamadı

KURUMLAR ARASI İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ

4. EKİBİNİN GÖZÜNDEN MOR SERTİFİKA'NIN

4.5. KURUMLAR ARASI İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ

Mor Sertifika Programı, başladığı 2007 yılından beri Sabancı Vakfı tarafından finanse edilmektedir. Görüşmelerde bu zaman zarfında vakıf ile program ekibi

150

arasında yıllardır süregelen bir ortak çalışma geleneği oluşturulduğu ifade edilmiştir. Aynı zamanda programın yaklaşık 8 yıl boyunca MEB tarafından lise öğretmenlerine yönelik hizmet içi eğitim olarak kabul edilmesinden dolayı Mor Sertifika ekibi uzun yıllar MEB ile kurumsal ilişkiler yürütmüştür. Yıllar içinde programa eklenen Genç Mor Sertifika, STK eğitimleri veya çocuklarla toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kutu oyunları oynatılması gibi projeler dahilinde SEÇBİR, ÇOÇA gibi kurumlarla veya yerel STK'larla da ortak çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Bunlara ek olarak eğitim modüllerinde, farklı alanlarda uzmanlığı olan kişi ve kurumlardan destek alınmıştır. Görüşmelerde Mor Sertifika ekibi SEÇBİR ve ÇOÇA gibi kurumlarla veya toplumsal cinsiyeti kendi uzmanlıkları ile ele alan eğitmenler ile oldukça uyumlu bir çalışma süreci yürüttüklerinden bahsetmişlerdir. Mor Sertifika ekibinin, Sabancı Vakfı ve MEB gibi bürokratik yapıya sahip kurumlar ile çalışma tecrübelerinde ise yönetimsel anlamda ilişkilerin daha hassas şekilde yürütüldüğü görülmüştür. Burada bahsedilen hassasiyetin daha iyi anlaşılması için, ekibin kurumlar arası işbirliği deneyimlerine dair değerlendirmeleri, programın fon sağlayıcısı olan Sabancı Vakfı ve bir dönem kamu tarafında ortak çalışılan MEB ile yürütülen süreçler üzerinden iki ayrı başlık altında ele alınacaktır.

4.5.1. Mor Sertifika'da Fon Sağlayıcı ile İlişkiler

Mor Sertifika Programı ilk kurulduğu dönemde Sabancı Vakfı'nın BM ile ortak yürüttüğü Kadın Dostu Kentler Projesi'nin bir ayağı olarak ortaya çıkmıştır. BM projesinin sona ermesiyle birlikte ise program, Sabancı Üniversitesi Gender Forum birimi tarafından yürütülmeye ve Sabancı Vakfı tarafından finanse edilmeye devam etmiştir. Dolayısıyla Sabancı Vakfı her zaman program ekibinin doğrudan çalıştığı ve fon sağlayıcısı olarak her yıl programın raporlandığı bir kurum olmuştur. Görüşmelerde genel olarak vakıf ile ilişkilerde süreçlerin uyum içerisinde yürütüldüğüne dair değerlendirmeler yapılmıştır. Vakıf'ın Mor

151

Sertifika'ya başından beri destek verdiği ve fikir paylaşımında bulunduğu ifade edilmiştir. Bu sürecin yönetilmesinde görev alan idari çalışanlardan biri Sabancı Vakfı ile çalışmaya dair tecrübelerini şu sözlerle aktarmıştır:

"Vakfın da tabi talepleri oluyordu. Her yılın sonunda onlara büyük bir rapor yazılırdı. Biz zaten bir yıllık proje için 150 sayfalık filan raporlar sunduğumuz için onlar da memnun kalıyorlardı projeden. Her attığımız adımın maddi olarak takibi çok rahat sağlanabildiği için..Biz para bitmesin diye otobüsle gidip akbil fişi koyuyorduk hatta. Onlara kadar takibi yapılabildiği için onlar da memnun kaldı diye düşünüyoruz. Projenin ve Sabancı Vakfı'nın başarısı orda yani sayılara takılmaktansa derinliğe önem vermek." (Görüşme 6)

Görüşme yapılan kişilerden ikisi Sabancı Vakfı ile ilişkilerine dair anlatımlarında, vakfın Mor Sertifika'nın daha fazla öğretmene ulaşmasına dair talep ve beklentileri olduğunu aktarmışlardır. Yapılan görüşmelerden bazılarında Sabancı Vakfı'nın daha çok kişiye ulaşma talebinin karşılanmasının programın niteliğini azaltacağının düşünüldüğü ifade edilmiştir. (Görüşme 7) Bu konuda bazı dönemlerde program ekibi ile vakıf arasında programın niteliği ve programın katılımcı sayısı olarak nicel değerinin arttırılmasına dair fikir farklılıkları yaşandığı anlaşılmaktadır.

" Vakfın bizden beklentisi sürekli daha çok sayıda öğretmene ulaşmamız. Onlar açısından bu bir reklam unsuru da oluyor doğal olarak Güler Sabancı'nın bizzat desteklediği bir projeydi. Ama onlar kendi açısından niye her sene yüzlerce öğretmen olmuyor diyordu. Kalite ile sayı dengesini anlatmaya çalışıyorduk biz de." (Görüşme 3)

Kurumsal anlamda bakıldığında Sabancı Vakfı tarafından fonlanan ve Sabancı Üniversitesi çatısı altında faaliyetlerine devam eden Mor Sertifika Programı'nda ilişkilerin dengeli yürütülmesine önem verildiği görülmektedir. Vakıftan gelen taleplerin programın kendi öncelikleri üzerinden değerlendiriliyor olduğu ve niteliğin her zaman ön planda tutulduğu belirtilmektedir. Görüşmelerdeki

152

ifadelere bakıldığında, Sabancı isminin bir marka olarak programa nasıl bir etkisi olduğu sorusu ise, bu ismin öğretmenlerde bir güven oluşturduğu, programın yaygınlaşmasında ve dikkat çekmesinde pay sahibi olduğu şeklinde yanıt bulmaktadır.

4.5.2. Kamu ile Ortak Çalışmak

2008 yılında imzalanan protokol ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı uzun yıllar boyunca Mor Sertifika Programı'nın yürütülmesinde rol oynayan aktörlerden biri olmuştur. Özellikle ilk yıllarda MEB'in il milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazılar aracılığı ile illerde okul yönetimleri ve öğretmenler program hakkında bilgilendirilmiştir. Lise öğretmenlerinin programdan haberdar olması, tanıtım toplantılarına davet edilmesi gibi konularda MEB ortaklığının önemli bir payı olduğu görüşmelerde ifade edilmiştir. Programın ilk dönemlerinde MEB'in programa ve eğitimlere oldukça ilgi gösterdiği, Mor Sertifika eğitimlerinde gözlemci bulundurduğu ifade edilmiştir. Aynı zamanda uzun süre programın içeriğine ve modüllere müdahil olmayan bir yaklaşımda bulunduğunun altı çizilmiştir.

MEB'in bürokratik işleyişinin ise kimi zaman Mor Sertifika ekibi için çalışılması zor durumlar yarattığı ifade edilmektedir. Devlet kurumunda çalışmanın oradaki görevlilerde bazı konulara dair çekinceli davranılmasına neden olduğu görülmüştür. MEB'in lise öğretmenleri eğitiminin içeriğine dair yaklaşımının ise, iktidara bağlı bir kurum olarak zaman içerisinde siyasi gelişmelerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Yapılan görüşmelerde bazı dönemlerde MEB'in Mor Sertifika'da eğitim veren akademisyen ve uzmanların sunumlarını istediği belirtilmektedir. Özellikle protokol sonlanmadan önceki dönemde eğitimlerin içeriklerine dair çekinceli davranmaya başladıkları ifade edilmiştir. MEB ile ilişkilerin değerlendirilmesine dair bir akademisyenin paylaşımlarına bu noktada yer vermek önemlidir:

153

"AKP iktidarı sırasında da olduğu için bütün bu süreç bir yandan kadın hakları veya AB gibi bir söylem var. İstiyorlar böyle bir programı desteklemek..Hizmet içi eğitim haline gelmesi de bunun bir göstergesi..Bir yandan o var bir yandan da hep bir çekinceleri var. Tamam kadın olsun eşitlik olsun mu? Mesela son dönemlerde "yok eşit olmaz, tamam hak hukuk olsun ama eşit olmaz, başka yaratılmıştır" gibi şeyler..Yani siyasi ortamın yarattığı zorluklar bürokratik hantallığın zorlukları vardı." (Görüşme 1)

2016 yılına kadarki dönemde Mor Sertifika'ya pek de müdahaleci olmayan bir tavır sergileyen MEB'in 15 Temmuz sonrasında ise programdaki başlıkları sorgulamaya, kendi istekleri doğrultusunda programı yönlendirmeye çalıştığı ifade edilmiştir. O dönemde MEB çalışanlarının kendi işlerinden de endişe duymalarının bu sürece etki ettiği ve gelinen son noktada MEB ile çalışmanın zorlaştığı belirtilmiştir.

Protokolün ilk imzalandığı yıl olan 2008 siyasi konjonktüründe, Türkiye'de hükümetin AB yanlısı duruşu, sosyal politikalara yönelik reformcu girişimleri ve sivil haklara yönelik bazı pozitif adımlar atma çabalarına paralel olarak eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik de olumlu bir tavırda olduğu görülmektedir. O yıllardaki ders kitaplarının içeriğini inceleyen araştırmalar da bu tespiti doğrulayan bulgular ortaya koymaktadır. Ancak yıllar içerisinde hükümetin siyasi söylemleri eğitim politikalarına da yansımış, son dönemde ise toplumsal cinsiyet eşitliği ise hükümet tarafından tekrar sorgulanan ve hayli mesafeli durulan bir konu haline gelmiştir. 15 Temmuz sonrasındaki sıkı yönetimin de getirdiği süreç ile birlikte 2016 yılında Mor Sertifika Programı hakkında MEB ile imzalanan protokol sona ermiştir. Son dönemdeki siyasi gelişmelerin Mor Sertifika'ya nasıl etki ettiğine dair Mor Sertifika ekibinin değerlendirmelerine bir sonraki bölümde yer verilecek, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinde gelinen son nokta da bu değerlendirmeler ışığında analiz edilecektir.

154