• Sonuç bulunamadı

Kurum Açısından Etkin Olan Faktörler

3. BÖLÜM : HALKLA İLİŞKİLER VE POLİS

3.7. Polis-Halk İlişkilerinin Yeni Boyutları

3.7.1. Polis Halk İşbirliğinde Etkin Olan Faktörler

3.7.1.2. Kurum Açısından Etkin Olan Faktörler

Kurum açısından etkin olan faktörler, kurum bazında hizmetin kurulması ve tesis donanım ve malzemelerine yönelik unsurları kapsamaktadır.

3.7.1.2.1. Hizmetin Standartlaştırılması

Hizmetin standartlaştırılması, tüm ülkede hizmetin işleyişinin ve davranış kalıplarının aynı olmasını ifade etmektedir. Vatandaşların yakındıkları konulardan birisi de, polis birimine gittiklerinde her polisin aynı oranda yardımcı olmadıkları ifade edilmektedir. Bu bağlamda vatandaşla birebir ilişkilerde nasıl tavır takınacakları, nasıl yardımcı olacakları bir standarda bağlanması, bu standardın dışına çıkıp, keyfi muamelede bulunanlara cezai işlem uygulanması gerekmektedir. Bu açıdan bu birimlerin gerek amirlerince içeriden, gerekse üstlerince dışarıdan sık sık denetimlerinin yapılmaları gerekmektedir.

Polis Teşkilatının da her ne kadar kar amacı gütmeyen bir kamu kuruluşu olsa da, başarı ve verimli çalışabilmesi için hizmetlerini müşteri memnuniyeti yönünde standartlaştırılması ve Avrupa Birliği sürecinde sık sık denetimlerinin yapılmaları gerekmektedir.

Alt yapıyı oluşturan araç, gereç ve binaların genel görünümü de, polis-halk işbirliğinde etkin olan faktörler arasındadır. Temiz, bakımlı ve en önemlisi çağın gereklerine uygun olarak alt yapı tesisleri ile donatılan Teşkilat, görüntüsü ile halka güven veren yerler arasına girmektedir. Halkın çekinmeden, gönül rahatlığı içerisinde ziyaret edebileceği tesisler halkın polise olan güvenini artırmaktadır.

Polis Teşkilatında tesisler açısından bir standart bulunmamaktadır. Bazı il ve ilçelerde emniyet bina ve tesislerinin halkın tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde çağın standartlarına uygun olmasına karşın, bazı yerlerde ise bina ve tesislerin çok dar basık, havasız ve teknolojinin gerisinde olması polisin imajını olumsuz etkilemektedir.

3.7.1.2.3. Güven Duygusu Oluşturma

Bir toplumda kuruluşlar, ortaklıklar, örgütler kurmak ve sürdürmek için insanların birbirlerine güvenmeleri gerekmektedir. Örgüt ve kuruluşların temelinde insanların birbirlerine güvenmeleri yatmaktadır.

155 Polis İmdat, 154 Alo Trafik uygulamalarının gün geçtikçe artması ve medya ile kurulan olumlu ilişkiler, halkın polise olan güvenini artırmaktadır. Bu durum polis görevini yerine getirirken halkın desteğini arkasına almasına neden olmaktadır. Bu da polisin kendisinden emin, başarılı, verimli çalışmasını beraberinde getirmektedir.

3.7.1.2.4. Kamuoyunu Bilgilendirmek

Modern devletin gelişmesinin temel çizgilerinden biri, kamu yönetiminin faaliyetlerinin gittikçe artan bir önem kazanmasıdır. Bu gelişmenin sonucu olarak, bireyler ve gruplar, sürekli bir şekilde yönetimin fonksiyonlarıyla ve hizmetleriyle karşılaşmaktadırlar. Haberleşme, eğitim, sağlık, güvenlik, adalet ve savunma vb. gibi hizmetler devlet veya devletin yakın gözetimi altında özel teşebbüs tarafından yürütülmektedir. Önceleri hiç bilinmeyen bir çok faaliyet, bugün devletin ilgilendiği veya yoğun olarak düzenlediği alanlar haline gelmektedir.

Kamu yönetiminin genişlemesi, yapı ve işleyiş itibariyle karmaşık bir nitelik göstermesi, ayrıca günlük hayata artan orandaki müdahalesi etkin bir kamuoyu denetimini de gerekli kılmaktadır. Böyle bir denetim ise, yönetimin k en d i s in i dışa açmasını, kamuoyunun, yönetimin eylem ve işlemleri hakkında bilgi sahibi olmasını,

kararların nasıl ve kimler tarafından alındığının bilinmesini gerektirir. Dolayısıyla, yönetilenlerin de elde ettiği bilgiler ışığında yönetime aktif katılabilmesiyle denetimin daha etkin hale gelebileceği ileri sürülmüştür(Eken,1994.24).

Halkın kamu hizmetleri hakkında bilgi edinmesi, bugün dünyanın birçok ülkesinde bir hak olarak kabul edilmekte ve bilgi edinme hakkından söz edilmektedir. Bu arada gizli kalması gereken, açıklanmasında sakınca bulunan bilgilerin de bulunabileceği savunulmaktadır. Yönetilenlerle yönetenler arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi, halkın bilgi edinme hakkına saygınlığın geliştirilmesine ve açıklanması gereken bilgilerle gizli kalması gerekenler arasında makul bir dengenin kurulmasına bağlı olacağı ileri sürülmektedir (Tortop, 1975.4).

Anayasanın 74. maddesine göre "Vatandaşlar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazı ile başvurma hakkına sahiptirler. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir, bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir." denilerek tüm vatandaşlara bu hak tanınmaktadır.

3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Yasa, vatandaşlarla yönetim arasındaki ilişkile rin ve güven duygusunun geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır. Yasanın 7. maddesine göre; Türk vatandaşlarının kendileri ve kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri konusunda yetkili makamlara yaptıkları başvurunun sonucu veya yapılmakta olan işlemin safahatı hakkında dilekçe sahiplerine cevap verilmektedir.

Güvenlik hizmeti sunan Polis Teşkilatının da, şeffaflaşması yolunda, yönetimin izlediği politikayı halka benimsetmesi ve faaliyetlerden halkı haberdar etmesi açısından kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmektedir. Kamuoyuna yönelik faaliyet gösteren basın-yayın organları ilişkileri yönlendirmede ve bilgilendirme önemli yer tutmaktadır. Kamuoyunu oluşturma açısından bu tür birimlerle iletişimin sağlam temeller üzerine kurulması gerekmektedir.

Yapılacak hizmetler ile ilgili olarak kamuoyunun aydınlatılmaması, polisin halk tarafından yanlış anlaşılmasına neden olmaktadır. Polisin şeffaflaşması sürecinde görev ve hizmetlerle ilgili olarak tanıtıcı, bilgilendirici ve uyarıcı bilgiler sunması gerekmektedir. Bilgilendirilen halk, polisin yaptığı denetim ye operasyonlarının

gerekliğini, kurallara uyumun amacını ve polisin hizmet ve politikalarını kavramakta, sonuç olarak mevcut kurallara uyum sağlamada, uymayanların adalete tesliminde polise yardımcı olmaya hazır hale gelmektedir.

Özellikle hırsızlık, uyuşturucu madde kullanımı ve satımı, yankesicilik, dolandırıcılık, kalpazanlık ve buna benzer bir çok konuda halkın bilgilendirilmesi yoluna gidilmelidir (Wilson, 1972,).

3.7.1.2.5. Halka Görev ve Sorumluluk Vermek

Görev ve sorumluluk vermek, halkın kendisine değer verildiği ve güvenildiği inancını arttırmakta işbirliği halkalarını güçlendirmektedir(Genç, “1995.81).

Polis Teşkilatı son yıllarda bazı konularda vatandaşa fahri müfettişlik vermek suretiyle bazı sorunların çözümü yoluna gitmektedir. Özellikle trafik sorununun çözümü konusunda trafik konusunda yeterli bilgiye sahip, sürücülük konusunda deneyimli kişilere fahri müfettişlik ünvanı vermek suretiyle trafik sorununu çözme yoluna gitmekte ve bu konuda da başarılı olduğu söylenmektedir.

Burada önemli olan husus, fahri polislik verilecek olan kişinin bu sıfatlara haiz, görevini de kötüye kullanmayacak kişilerden seçilmiş olmasıdır.

3.7.1.2.6. Medya Polis İlişkilerini İyi Tutmak

Medya, büyük iletişim organları ve yayın organlarının bütününe verilen ad, başka bir ifadeyle; iletişim ortamı, iletişim araçları veya kitle iletişim araçlarının tümüdür(Türk Dil Kurumu, “Türkçe Sözlük”, 1998.1524).

Polis ve medya kuruluşları, toplumun daha güvenli çağdaş gelece ulaşabilmesi için vazgeçilmez iki unsur durumundadır. Medyanın kitleler üzerinde çok büyük ve yoğun etkisi bulunmaktadır.

Polis ve medya, yaptıkları görev gereği, kamu yararı anlayışıyla ayrılmaz kurumlardır. Her iki kuruluşun ortak paydası "kamu yararıdır”. Medya, çalışanlarının objektif habercilikten ödün vermelerine ve sorumluluk anlayışından uzaklaşmasına neden olmaktadır. Medya mensuplarının, çalıştığı yayıncı kuruluşun ticari amaç ve hedefleri

doğrultusunda görev yapmaya çalışmaları, yaşanan sorunların daha da zorlaştırdığı gözlenmektedir (Keleş, 2001. 86).

Polis ve medya kurumlarının ilişkilerinde yaşanan sorunların, kamu yararı anlayışı içerisinde çözümü için bu kuruluşların kurum bazında eleştirilere açık olması ve bu eleştirilerden gelen geri bildirimleri değerlendirerek, hizmet politikalarını değiştirmeleri gerekmektedir.

Polise düşen görev, görevini ülke çapında standartlaştırmak, kanun ve nizam çerçevesinde görevini harfiyen yerine getirmek ve bu görevleri yerine getirirken basınla da iyi ilişkiler içerisinde olmalıdır. Polisin görevi, devletin korunması, h a l k ı n güveninin sağlanması ve temel hak ve hürriyetlerin korunmasıdır. Polis bu görevleri yerine getirirken karşı koyanlara önce uyarma ile başlayan ve kademeli olarak artan sert önlemler alabilmektedir. Ancak bu görevler yapılırken, halkıyla ve medyasıyla kapalı kutu olmaktan ç ı k ı p şeffaflaşması ve iç içe olması gerekmektedir. Basının polise karşı olumsuz tutumu diğer devlet memurlarından fazlasıyla çalışan polisi de olumsuz etkilemekle beraber, verim ve özgüven kaybına yol açmaktadır. Polisin her zaman halk tarafından medya dürbünü tarafından izlendiği bilinmektedir. Dürbünün arkasında halk bulunmakta ve halk polise medya dürbünü ile bakmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak polis-halk ilişkilerini, polis-medya ilişkileri belirlemektedir (Aytaç, 1997.36).

Polis Teşkilatının takınması gereken tavırlardan bir diğeri eleştirilere açık olmasıdır. Basında yer alan haberlerin ve fotoğrafların büyük bir kısmı, polisin eğitim eksikliğinden kaynaklanan, tutum ve davranışlarda aşırıya gitme, görevi savsaklama, görevini kötüye kullanma gibi olaylardır. Bu gibi olayların çözümü, polislik mesleğine alınacak olan polis adaylarının iyi seçilmesi, görevlerini şahsi kin ve nefretlerden arındırılmış şekilde profesyonelce yapmaları gerekmektedir.

Medyanın, bir çok suçun failinin yakalanmasında ve suç ihbarlarında önemli rolü olmaktadır.Bu nedenle, medya ile polis arasında kamu yararı için kesintisiz bilgi akışı sağlanması gerekmektedir.

Suç ve suçlularla etkin mücadelenin yolu, cezaların arttırılmasıyla suçları ortaya çıkardıktan sonra en kısa zamanda yargı önüne çıkartıp yargılanmasını sağlamaktır. Bu yargılama sürecinde vatandaş olarak herkese birtakım görevler düşmektedir.

Ülkemizde, ha lk ın kanun ve nizam hakimiyetinin tesisinde duyarlı olmamaları sorunu bulunmaktadır. Halkın polisle işbirliğine geçmeme sebepleri arasında, tanıklık yaptıklarında kendi başlarının da belaya girmesi korkusunun yer alması, halkın suçluları ihbarda etme ve onlarla mücadeledeki eğitimlerinin eksikliği, nemelazımcı bir tavır sergilemeleridir.

Bu konuda Anayasa ve diğer yasalarda suçlan ihbar ve şikayet hak ve ödevinin vatandaşlara iyi kavratılması, bu noktalardaki kanuni sorumluluğun yaygınlaştırılması ve vatandaşların ilk öğretim çağından itibaren eğitilmesi gerekmektedir (Şafak, 1995. 218).

Vatandaşların suç ve suçlulara karşı yardım ve yataklık etmemek ve karşılaştıkları, gördükleri ve duydukları bir kısım suçları devlete ve hükümet birimlerine haber verme yükümlülükleri bulunmaktadır.

Vatandaşın polisle işbirliğinde asıl sorun vatandaşın bilgilendirme ve yükümlülüklerini bilmemesidir. Polisle işbirliği neticesinde kendisine zarar gelmesinden korkmaktadır.

Toplumlarda en pahalı ve en uzun vadeli yatırım, eğitime yapılan yatırımdır. Bu tür yatırım ve masraflar, en erken on beş senede neticesini vermektedir. Sorumluluğunun bilincinde olan kişilerin oluşturduğu toplumlarda kural ihlal edenin fiili cezasız kalmamaktadır.

Halkın en çok yakındığı konulardan b i r diğeri, vatandaş-polis işbirliği sonucu yakalanan suçluların adalete teslim edildikten sonra yargılama sürecinin çok uzun sürmesi yada yakalanan suçlunun serbest bırakılması olmaktadır. Bu durum karşısında adalete güveni azalmakta ve suçun aydınlatılması için yapılan yardımların boşa gittiği kanısına varılmaktadır. Sonuçta bu durumun faturasını mağdur ve dolayısı ile halk çekmektedir. Bu açıdan geciken adaletin adalet olmadığı gerçeğinden hareketle, yargılamanın her aşamasında polis, halk ve yargı birimlerinin işbirliğiyle, suçlarla mücadele ve yargılamanın çabuk gerçekleşmesinde toplumun her kesiminin

bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, her eğitim ve öğretim kurumuna ve özelikle yazılı veya görüntülü medya kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir.