• Sonuç bulunamadı

II. İSLÂM ÖNCESİ TÜRK SAN’ATINDA BAZI HAYVANSAL VE BİTKİSEL

II.6. KURT

Köpekgiller familyasında yer alan omurgalı, memeli, yırtıcı bir hayvan türüdür. Yorulmak bilmeyen bu avcı hayvanlar sağlam ve keskin dişlere sahiptir.216

Kurt Orta ve İç Asya’nın, hayvancılıkla geçinen topluluklarının en fazla korktuğu hayvanlar arasında yer almaktadır. Kurtların alt edilmesi zor bir hayvan olduğu için, Türklerin dikkatini çekmiş ve ona kutsallık atfetmişlerdir. Zamanla Türkler kendi içtimai hayatlarıyla

211 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.223. 212 Osman Turan, a.g.e., s.92.

213 Sadettin Buluç, “Şaman”, İslâm Ansiklopedisi MEB, C.XI, İstanbul 1970, s.318.

214 Ali Rıza Gönüllü, “Türk Halk İnançlarında Demir Motifi”, Türk Kültürü, S.402, Ankara 1996, s.639. 215

Wolfram Eberhard, Çin Simgeleri Sözlüğü, Ankara 2000, s.239.

kurdun hayat tarzı arasında yakınlık görmüşlerdir. Göçebe Türkler güneydeki yerleşik olan kavimlerle mücadelede kurdun hayat tarzını benimsemişlerdir.217

Kurdun bir totem hayvanı olarak atalar kültü haline geldiği fikrine Hun döneminde rastlıyoruz. Hunlar’a ait Noin Ula Kurganı’ndan çıkartılan buluntular arasında kurt figürlü takılar yer almaktadır.218 Kem Vadisi’ndeki bir mezar taşı üzerine yapılmış Kutsal Kurt tasviri görülmektedir. Figür stilize edilmiş olmakla birlikte, dişleri sivri ve kulak, göz, burun özellikle belirtilmiştir.219 (Resim -14) IV. Pazırık Kurganı’ndan çıkartılan eşyalar arasında

kurt figürlü yular sarkıntısı yer almaktadır.220

Göktürk mitolojisinde “kurt” önemli bir yer teşkil etmektedir. Çünkü onlar kurttan türediklerine inanmaktadırlar. Mitolojiye göre Göktürkler “Lin” adı verilen bir kavim tarafından mağlup edilerek, onlar tarafından öldürülür. Sadece Göktürk soyuna mensup bir çocuk kalır. Linliler bu çocuğa acıyıp onu öldürmemişler, ayaklarını kesip bir bataklığa bırakıp giderler. Bu sırada çocuğun etrafında bir dişi kurt peyda olur.

Kurt çocuğa et vererek onu büyütür. Çocuk bu şekilde büyüdükten sonra, kurtla karı- koca hayatı yaşamaya başlayarak, kurt çocuktan gebe kalır. Bu arada “Lin” kralı çocuğun yaşadığını duyunca, askerlerini gönderir ve askerlerine çocuğu öldürmelerini emreder. Çocuğu öldürmek için gelenler çocuğu ve kurdu yan yana görürler, kurdu öldürmek isterler. Fakat kurt onların ellerinden kaçarak Turfan memleketinde bir mağaraya sığınır ve orada on tane çocuk doğurur. Zamanla bu çocuklar büyür ve dışardan kız getirerek bu kızlarla evlenir. Bu kızların hepsinden bir soy türer. İşte Göktürklerin soyu bu nesile mensup “Aşina” ailesine dayanır.221

Kurttan türeme ile alakalı, Türkistan’ın kuzey-batısındaki Usaşana’da bulunan Buncikes sarayında resimler bulunmaktadır. Resimde kolları ve ayakları kesilmiş bir çocuğun dişi bir kurt tarafından kurtarılışı görülmektedir.222

Göktürklerin tuğlarının tepesinde, altından yapılmış bir kurt başı heykeli bulunurdu.223(Resim-15)

217 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.442-443.

218 Yaşar Çoruhlu, “Hun Sanatı”, Türkler, CIV, Ankara 2002, s.63. 219 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.444.

220 Nejat Diyarbekirli, “Türk Sanatının Kaynaklarına Doğru”, Türk Sanat Tarihi Araştırma ve İncelemeleri, S.I.,

Ankara 1969, s.144.

221 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, C.I, Ankara 1993, s.20-21; Dariusa Cichock, “Türk Mitolojisinde Ana Kurt

Sembolüne Dair”, Türk Dünyası Araştırmaları, S.37, (y.y.), 1985, s.120; Emel Esin, “Milli Kültür Safhalarına Giriş”, Belgelerle Türk Tarihi Araştırmaları, S.28, İstanbul 1987, s.31.

222 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.447.

Kurt figürü şamanın davulu üzerinde görülürdü.224 Ayrıca şamanist törenlere, şaman karada, denizde ve havada yaşayan hayvanların, derilerini ve kemiklerini yanına alarak onlardan yardım dilenirdi. Şaman bu törenlerde sol tarafında kurt derilerini, sağ yanında ise balık, yılan kemikleriyle birlikte ayı postu bulundururdu.225

Uygurlar’a ait Oğuz Kağan Destanı’nda da kurt önemli bir öğe olup Tanrısallığı temsil etmektedir.226 Oğuz Kağan Destanı’nda kurt, yol gösterici bir semboldür. Mitolojiye

göre Oğuz Kağan’a ve askerlerine, düşmanlara karşı yol gösteren gök tüylü, gök yeleli bir erkek kurttur. Uygur dönemine ait kaya renklerinde de erkek kurt tasvirlerine rastlanmıştır.227

Türkler kutsal saydıkları kurtlarına “Gök-Böri” yani Gök Kurt derlerdi.Gök Kurt demelerinin bir nedeni vardı. Bir şeyi gök rengine bürümek veya gök sözü ile söylemek, o şeyi kutsal saymak ya da aralarında Tanrı ile bir bağ kurma isteğinden ileri gelmekteydi. Gök tüylü, gök yeleli kurtlar, şaşılacak derecede kurnaz olup, bu kurtların nereden ve ne zaman hücum edecekleri belli değildi.228

Yakut Türklerine ait bir efsaneye göre, dünya vaktiyle çok soğukmuş. Ülker yıldızının gökte açtığı delikten soğuk rüzgârlar girerek yeryüzündeki her şeyi dondurmuş. Bir gün büyük bir bahadır ortaya çıkarak kurt derisinden 30 çift eldiven yapmış, göğe çıkıp, Ülker yıldızının açtığı deliği kapatmış. Bu olaydan sonra yeryüzünde havalar daha sıcak ve ılık olmaya başlamış. Bu mitoloji, kurt derisinin sağlamlığını göstermektedir.229

Türk astrolojisinde gök unsuruna bağlı olarak, küçük ayı burcu bir arabayı çeken iki attan, büyük ayı burcu ise onu kovalayan yedi kurttan oluşmuştur. Yakutlara göre, ayın evrelerinin oluşması, ayıların ve kurtların, aya hücum edip dolunayı yemelerinden kaynaklanmaktadır.230

Uygur sanatında kurt tasvirinin en güzel örneklerini, kurt başlı sancak tutan “Alp” tasvirlerinde görmekteyiz. Alp, sağ elinde kurt başı tutar vaziyette tasvir edilmiştir.231

Kurt (Böri), üstünlük, büyüklük232, yiğitlik, devlet, hükümdarlık gibi anlamları temsil etmektedir.233

224 Abdülkadir İnan, “Türk Rivayetlerinde Bozkurt”, Makaleler ve İncelemeler, Ankara 1987, s.73. 225 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, C.I Ankara 1993, s.35.

226 İsmail Taş, “Türk Düşüncesinde Kozmogoni-Kozmoloji”, Konya 2002, s.114. 227 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.451.

228 Bahaeddin Ögel, a.g.e., s.42. 229 Bahaeddin Ögel, a.g.e., s.48.

230 Bahaeddin Ögel, “Türk Mitolojisi”, C.I, Ankara 1993, s.50.

231 Yaşar Çoruhlu, “Erken Devir Türk Sanatındaki Hayvan Tasviri Geleneğinin Uygulamalardaki Devamı

Üzerine Notlar”, Türk Kültürü Araştırmaları (Prof. Dr. Muharrem Ergin’e Armağan), C.XXVII, Ankara 1991, s.361-362.

Benzer Belgeler