• Sonuç bulunamadı

II. İSLÂM ÖNCESİ TÜRK SAN’ATINDA BAZI HAYVANSAL VE BİTKİSEL

II.3. GEYİK

Geyik, geviş getiren, omurgalı, memeli, yabani bir hayvan cinsidir. Erkeğinin uzun ve dallı boynuzları bulunur. Bu boynuzlar her yıl düşer ve yenisi gelir.134

Geyik, İslâm öncesi Türk kültüründe kutsal bir hayvan kabul edilmiş, sanat eserlerinde ve mitolojilerde yer almıştır.135 İskitlere ait olduğu belirtilen, silah kabzalarında, eğerlerde ve vücudu süsleyen dövmelerde geyik figürlerine tesadüf edilmiştir.

Geyik ve kartal mücadele sahneleri birlikte verilmiştir. Kuban(Kuzey kafkasyada bir bölge) bölgesinden çıkartılmış bir kalkan ya da elbise süsü olarak kullanılan altın plaka, yere diz çökmüş geyiktir. Hayvan ön ve arka ayaklarını birleştirerek bedenin altında toplamıştır. Yani bacaklar tek olarak görünür. Boyun abartılı bir şekilde işlenmiş, boynuzların ağırlığını dengelemek ister gibi belirgin bir şekilde ileriye doğru uzatılmıştır. Burada dikkat çeken,

127 Yaşar Çoruhlu, a.g.t,, s.148. 128 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.166.

129 Osman Turan, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, İstanbul 1941, s.94; Yaşar Çoruhlu, “Türk Hayvan Takvimi”,

M. Uğur Derman 65 Yaş Armağan, İstanbul 2000, s.245.

130 Tuncer Gülensoy, Orhun’dan Anadolu’ya Türk Damgaları, İstanbul 1989, s.13.

131 Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm Mataryaller ve Araştırmalar, Ankara 1972, 2. baskı, s.13. 132 Başkürdistanlı Abdülkadir, “Türk Şamanizm’ine Ait”, Türk Yurdu, C.IV, Ankara 1926, s.24.

133 Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünler Tarihi, (çev. Ali Berktay), İstanbul 2003, s.272. 134 Meydan Larousse, “Geyik”, C.V, İstanbul 1969, s.145.

erkek geyiğin en önemli organı olan boynuzlarının olması gerekenden daha büyük ve abartılı şekilde işlenmiştir. Boynuz figürü aslında güç ve kuvveti temsil etmektedir.136 (Resim -7)

Genellikle hayvan mücadele sahnelerinde geyik genellikle yenilen hayvan pozisyonundadır. Ayrıca İskitler’e ait olan kurganlarda geyik maskeleri bulunmaktadır.137

Geyik motifleri, Hun eserlerinde yoğun bir şekilde görülmektedir. Hunlara ait Badaş kurganında, erkeğe ait bir lahitin kapağında iki tane boynuzsuz geyik resmi bulunmaktadır. Noin-Ula kurganında çıkartılan yünlü kumaş üzerine aplike şeklinde keçe üzerine işlenmiş geyik-kartal mücadele sahnesi görülmektedir.138 I. Pazırık kurganından çıkartılan eğer örtüsü üzerinde kartal ve geyik mücadele sahneleri işlenmiştir. Yırtıcı hayvan ile toynaklı tek tırnaklı hayvan karşı karşıyadır. Kartal kanatları açık bir şekilde geyiğin üzerine inmiş vaziyettedir. Birden paniğe kapılan geyik ise ayaklarının üzerine çökmüş korku ve acz içerisinde başını geriye doğru çevirmiştir. Bu ani saldırı hareketleri, bozkır yaşama şartlarının bir yansımasıdır. Düşmanını aniden bastırma, Orta Asya kabilelerini hatırlatmaktadır.139Bu mücadele sahneleri genellikle düalist iki mefhumu akla getirmektedir. Çin’de Yin-Yang, İran’da karanlık- aydınlık, iyi ve kötü zıt çift semboller hayvan mücadele sahnelerini çağrıştırır.140 Türk kozmolojisinde ise yer ve gök unsurunu hatırlatmaktadır. Aslında yer ve gök iki zıt unsur değildir. Daha sonra başka kavimlerin etkisiyle gök iyilik simgesi, yer kötülük simgesi haline gelmiştir. 141 Altay mezarlarından çıkan kalıntılar arasında bir bayrak direğine dikilmiş küçük bir geyik heykeli ile atlara geçirilmiş geyik maskelerine tesadüf edilmiştir.142

Altaylarda V. Pazırık kurganından çıkartılan ve dünyanın en eski halısı sayılan Pazırık halısı üzerinde geyik figürlerine rastlanılmaktadır.143 (Resim-8)

Geyik göçebe sanatına özgü en çok görülen motiflerden biridir. Pazırık halısını süsleyen geyik, Türk atalarının ruhunu temsil eder ve ruhları öteki dünyaya taşır. Yetenekli bir komutan gibi sürüye her an egemen olan erkek geyik, dişilerden ve genç geyiklerden oluşan sürünün içerisinde değil de, açığında ya da yanında gider. Tehlike anında üzerine dikkati çekip, sürünün çoğu zaman kaçabilmesini sağladığı için, göçebenin gözünde örnek bir

136 Anıl Yılmaz, “İskit San’atı”, Türkler, C.IV, Ankara 2002 s.28-29. 137 İlhami Durmuş, a.gm., s.23.

138 Yaşar Çoruhlu, “Hun Sanatı”, Türkler, C.IV, Ankara 2002 s.61-62.

139 Yaşar Çoruhlu, “İslâmiyet’ten Önce Türk Sanatında Hayvan Mücadele Sahneleri”, Sanat Tarihinde

İkonografik Araştırmalar Güner İnal’a Armağan, Ankara 1993 s.126.

140 Yaşar Çoruhlu, “İslâmiyet’ten Önce Türk Sanatında Hayvan Mücadele Sahneleri”, s.123. 141 Emel Esin, Türk Kozmolojisi (İlk Devir Üzerine Araştırmalar), İstanbul 1979 s.1-3. 142 Tuncer Gülensoy, Orhun’dan Anadolu’ya Türk Damgaları, İstanbul 1989, s.22.

143 Nejat Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul 1972, s.32-33; Bekir Deniz, “Orta Asya Türk Halı ve Düz Dokuma

yönetici ve önderdir.144 Hunlara ait Pazırık Kurganı’ndan çıkartılan alemler genellikle geyik figürlerinden oluşmaktadır. Aslında Hun ordularının savaşa giderken ellerinde taşıdıkları geyik alemlerinin akla getirmektedir.145

Göktürklerde geyik kutsal bir hayvan olarak kabul edilmiştir. Bilge Kağan külliyesinde yapılan kazı çalışmalarında Bilge Kağan’a ait olduğu ifade edilen hazinede altın gümüş kap-kacakla birlikte, iki tane geyik figürü bulunmuştur. Bu minyatür geyik heykelleri mezar eşyalarıdır.146 Yine Kültigin yazıtının doğu yönündeki kağan damgasında geyik figürü

görülmektedir. Buradaki geyik motifi hem bey kutunun simgesi147, hem de hükümdarlık sembolüdür.148

Göktürklere atfedilen mitolojide, geyik Tanrı’ya mensup, mukaddes bir varlıktır. Onların beyaz renkli dişi bir geyik şeklinde deniz ilahelerinin olduğu belirtilmektedir. Bu ilahe, herkese yardım eden bir varlık olarak tasavvur edilmiştir.149 Orta Asya ve Çin de beyaz geyik önemli bir semboldür. Beyaz geyiğin ülkenin herhangi bir yerinde görülmesi, geyiğin o ülkeye mutluluk, huzur, uğur getireceğine işaret eder.150

Uygur sanatında da geyik motifi, Budizm’in etkisini yansıtmaktadır.151 Budist

mitolojisinde geyik Buda’yı temsil eder. Yani Buda’nın şahsiyetinin simgesidir.152

Budizm’de geyik fedakârlığı da sembolize etmektedir. Uygurlara ait duvar resimlerinde geyik figürleri yer almaktadır.153

Türklere ait bir Mitolojiye göre, gök ile yer arasındaki gök kapısının bulunduğu yerde, ölümsüzlük otunun bittiği yerde bir dağ varmış. Bu dağda allı-pullu, kimi kanatlı, kimi efsanevi, kimi de gerçek olan hayvanlar yaşamaktaymış. Bu geyik hem ölümsüzmüş, hem de boynunda şifa veren bir ilaç bulunurmuş. Bu dağda yetişen bitkiler arasında şeftali, nar, elma ve sığın otu varmış. Bunları yiyen geyik ölümsüzleşirmiş.154 Yani geyik hem ölümsüzlüğün,

hem de ebedi hayatın sembolüdür.

144 E.Fuat Tekçe, a.g.e., s.115-116. 145

Sargon Erdem, “Alem’in Tarihçesi ve Mancuk, Hilal, Boynuz Alemlerin Menşei Üzerine”, Sanat Tarihi

Araştırmaları Dergisi, İstanbul 1988, s.104.

146 Yaşar Çoruhlu, “Göktürk Sanatı”, Türkler, C.IV, Ankara 2002 s.98.

147 Emel Esin, “Sigunlar Begi”, Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu, İstanbul 2000, s.217. 148 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.314.

149 Emel Esin, “Sigunlar Begi”, s.206. 150 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.310.

151 Emel Esin, “Sigunlar Begi”, s.217; Yaşar Çoruhlu, Türk Sanatının Ana hatları, İstanbul 2002, s.143.

152 Yaşar Çoruhlu, “Erken Devir Türk Sanatındaki Hayvan Tasviri Geleneğinin Uygulamadaki Devamı üzerine

bazı notlar”, s.363.

153 Yaşar Çoruhlu, a.g.t., s.315.

Altay Türk Efsanesinde, avcı üç geyiğin peşine düşerek kovalamış ancak geyikler avcının önünden kaçarak gökyüzündeki terazi burcunu oluşturmuşlardır.155

Şamanizm’e ait törenlerde kullanılan hayvan ata ruhlarından biri geyiktir. Bu nedenle, şaman elbisesinde veya davulunda simgesel olarak geyiğe ait parçalar156 bulunurdu. Genellikle davulun derisi ya geyikten ya da dağ keçisinden yapılırdı.157 Bazı şamanların törenlerde geyik boynuzu taktığı kaynaklarda yer almaktadır.158

Geyik yeraltı kavramlarıyla ilişkili olarak çeşitli efsanelerde, avcıyı peşinde sürükleyerek, yeraltına yani ölüme götürmektedir. Bu geyik daha ziyade al renklidir ve ölümü sembolize etmektedir. Beyaz renkli geyik ise gök unsurunu simgelemekle birlikte yağmur ve bulut anlamındadır.159

Çin geleneğinde, geyik zenginliğin ve uzun ömrün simgesi olarak kabul edilmiştir.160 Geyik sevimli, çevik, hassas ve içli bir hayvandır. İnce, zarif bir vücuda sahip ve ürkektir. İnsandan kaçar ve peşinden sürüklediği insanı dermansız bırakır. Tenha yerlerde yaşar. Avlayan iflah olmaz. Avlanmış geyik gittiği ev darmadağınık olur ve yerinde ot bitmez. Kurt gibi aniden ortaya çıkar. Çoğu kere insanlara yol gösterir. Birden bire kaybolur ve insanı ulaşacağı yere ulaştırır. Sevgi perisidir. Ruhların üzerinde dolaştığı ilahi bir varlık olup Tanrı’nın elçisidir.161

Benzer Belgeler