• Sonuç bulunamadı

3. Araştırmanın Sınırlıkları

3.2. Dinin İbadet Boyutu İle İlgili Bulgular

3.2.5. Kuran Okuma Ve Dua Etme

Kuran’ın ibadet maksadıyla okunması İslam’a göre nafile ibadetlerden biri sayılır. Fakat araştırma sahasında Kuran’ın ibadet amacıyla okunması o kadar da yaygın bir durum değildir. Çünkü Sovyet döneminde Kuran, tamamen bir adet olarak cenaze merasimlerinde, ölüler için okunan bir kitap olarak bilinmekteydi. Buna göre de araştırma sahasında Kuran okuma sıklığı ve Kuran okumaya karşı tutumların tespit edilmesi, bu konuda yeni yaşanmış gelişmeleri belirlemek açısından çok önemlidir. Deneklerin Kuran okuma sıklığı durumu tablo 42’de verilmiştir.

Tablo-42: Kuran okuma sıklığı

Kuran okuma durumu Sayı %

Her gün okuyor 10 7,3

Cuma geceleri okuyor 2 1,5

Ara sıra okuyor 38 27,7

Kuran okumasını bilmiyor 85 62

Kuran okumak istemiyor 1 0,7

Cevapsız 1 0,7

Toplam 137 100

Tablo 42’de görüldüğü gibi, ibadet amacıyla Kuran okuma o kadar da yaygın değildir. Zira her gün Kuran okuduğunu söyleyenlerin oranı %7,3 (s. 10), Cuma ve bazı mübarek gecelerde okuyanların oranı %1,5 (s. 2), ara sıra okuyanların oranı ise %27,7’dir. İbadet amacıyla Kuran okumanın yaygın olmamasının en büyük nedeni, çoğunluğun Kuran okumasını bilmemesidir. Deneklerin %62’sinin hiç Kuran okumasını bilmediğini açıklamışlardır. Yalnızca %0,7’si (s. 1) içinden Kuran okumak için bir istek olmadığını belirtmiştir.

Cinsiyet / Kuran okuma ilişkisine bakıldıkta, her gün Kuran okuyanlar, erkekler arasında %5,4, kadınlar arasında %9,7 oranındadır. Ara sıra okuyanlar erkekler arasında %29,7, kadınlar arasında %25,6’dır. Kuran okumasını bilmeyenlerin oranı, erkekler arasında %60,8, kadınlar arasında ise %64,5’dir. Kuran okuma durumunda erkeklerin kadınlara oranla az da olsa üstünlük teşkil etmesi, kırsal alanlarda kadının dini eğitim alması için müsait ortamın olmamasından kaynaklanır.

Deneklerle görüşmede, ara sıra Kuran okuyanların çoğunluğunun da Kuranı ibadet amacıyla değil, öğrenmek için okudukları tespit edilmiştir. Yine denekler arasında “Kuran’ın ölüler için okunacak bir kitap değil, okuyup, anlayıp, amel edilmesi lazım olan bir kitap” olduğu görüşünü belirtenler bulunmuştur. Bu duruma göre, deneklerin çoğunluğunun Kuran okumasını bilmemesiyle beraber, Kuran okumaya rağbetn günden güne arttığı ortaya çıkmaktadır.

Tablo-43: Dua etme durumu

Dua etme durumu Sayı %

Her halimde sık sık dua ederim 73 53,3

Sadece namazlardan sonra 42 30,7

Sadece sıkıntılı anlarda 18 13,1

Hiç dua etmem 3 2,2

Cevapsız 1 0,7

Toplam 137 100,0

“Dua, ibadetin ta kendisidir”232 hadisinden de anlaşıldığı gibi, İslam’da nafile

ibadetlerden biri de duadır. Dua, dini tecrübenin sübjektif yönünü oluşturmaktadır. İnsanın bir anlamda psikolojik durumuna ve ihtiyaçlarına bağlı olan bu davranış, kişinin

dini tecrübesiyle de yakından ilgilidir.233 Gözlemlere göre, ibadetlere katılmayanlar bile

dua etmektedirler. Örneklemin dua ile ilgili davranış ve tutumlarını belirlemek için

232 Ebu Davud, Dua, 1479. 233 Köktaş, a.g.e., s. 123.

“hangi sıklıkla dua etmektesiniz” sorusuna cevap vermeleri istenmiştir. Bu soruya verilen cevaplar Tablo 43’de verilmiştir.

Örneklemin dua ile ilgili davranışları incelendiğinde, %53,3’nün her halinde sık sık dua ettiği, %30,7’sinin genellikle namazlardan sonra dua ettiği, %13,1’nin sıkıntılı anlarda ve ihtiyaç duyduğunda dua ettiği, %2,2’sinin (s. 3) ise hiç dua etmediği anlaşılmaktadır. Tablo 43’deki verilere göre, örneklemin nerdeyse tamamına yakınının (%97,1) farklı durumlarda olsa bile dua ettiği ortaya çıkmaktadır.

Dua etme durumuna cinsiyet açısından bakıldığında, esasen namazlardan sonra dua edenlerin kadınlar arasında %35,5, erkekler arasında %27 oranında olduğu tespit edilmiştir. Her halinde sık sık dua edenler erkekler arasında %54,1, kadınlar arasında %53,2 oranındadır. Sıkıntılı anlarda duaya başvuranların oranı erkeklerde %16,2, kadınlarda %8,1’dir. Hiç dua etmediğini belirtenler, kadınlar arasında %1,6 oranında iken erkekler arasında %2,7 oranında bulunmuştur.

Yaş grupları ile dua etme arasındaki ilişkiye gelince, “kurumlaşmış bir dua şekli deyebileceğimiz namazlardan sonra mütemadi olarak dua etmenin” daha çok 15-25 yaş grupları arasında yaygın olduğu ortaya çıkmıştır. Yukarı yaş gruplarında düzenli olmasa da namazlardan sonra dua etme oranı düşmektedir. Her halinde sık sık dua etme konusunda ise yaş grupları yükseldikçe dua etme oranında belli ölçüde bir yükselme görülür. Nitekim sık sık dua etme 15-25 yaş grupları arasında %45,5, 26-40 yaş grupları arasında 55,4, 41-60 yaş grupları arasında %53,6, 61 ve yukarı yaş grupları arasında ise %85,7 oranındadır. Esasen sıkıntılı anlarda dua etme eğilimi, en çok %19,6’lık oranla 26-40 yaş grupları arasında bulunmuştur.

Dua etme, kişinin duaya verdiği önemle yakından ilişkilidir. Duaya verilen önem de Allah’ın, insanın duasına karşılık verip vermediğine inanca bağlıdır. Bu bağlamda duaya devam edip etmemede, yapılan duanın kabul edilip edilmediğine inanmanın

önemli etkisi olsa gerek.234 Böylece araştırma alanında duanın gücüne inanma oranını

tespit etmek için, deneklere “yağmur duası ile yağmur yağmasına veya duanın ürünü arttıracağına inanıyor musunuz” sorusu yöneltilmiştir. Deneklerin %64,2’lik oranında

çoğunluğu bu soruya “evet inanırım”, %7,3’nün ise “hayır inanmıyorum” yanıtını vermiş, %25,5’inin ise bu konuda hiçbir fikirleri olmadığını açıklamışlardır. Bu verilere göre, deneklerin çoğunluğunun duanın Allah tarafından kabul edildiğine inandığı ortaya çıkmıştır. Fakat duanın kabul olunmasına inanma oranında elde edilen verilerin (%64,2), dua edenlerin oranından (%97,1) düşük olduğu görülmektedir. Yani, dua edenlerin yaklaşık %30’u duanın kabul olunup olunmamasına aldırmadan dua etmektedir. Bu durum, deneklerin birçoğunun duanın kabul edilmesini beklemeden, sırf ibadet amacıyla duada bulunması şeklinde açıklana bilir. Çünkü İslam’a göre dua hem de bir ibadettir.

Bu bağlamda dua kabul edilmese bile karşılığında sevap verilecektir.235 İşte bu inanç

insanları karşılık beklemeden duada bulunmalarına sevk etmektedir.