• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.2. ZEKA KURAMLARI

2.2.1. Spearman Çok Faktör Kuramı

Bu kuram, zekanın iki ana faktörden oluştuğunu savunur. Spearman bu faktörleri

‘g’ genel yetenek ve ‘s’ özel yetenek faktörü olarak adlandırmıştır. Spearman genel zihinsel yeteneklerin kişiye göre farklılaştığını bu yüzden zekayı ölçmenin genel yeteneği ölçmek anlamına geldiğini savunur. Spearman ‘g’ faktörünün zeka olduğunu, özel yetenekleri simgeleyen ‘s’ faktörünün ise özel yeteneklerle ilişkili olduğunu, teste göre değiştiğini ve performans seviyesini belirleme konusunda daha küçük bir role sahip olduğunu öne sürmektedir (Naglieri, 2001).

2.2.2. Thorndike’in Çok Faktör Kuramı

Spearman’ın çalışmalarını ABD’de tekrar eden Edward L. Thorndike, duyumsal ayırma gücü ile öğretmen ve öğrencilerin zeka değerlendirmeleri arasındaki ilişkilerin düzeyinin sanıldığı kadar yüksek olmadıklarını görmüş ve saptamalarını 1909 yılında bir makaleye dönüştürmüştür. Sonraki çalışmalarıyla vardığı sonuçlar onun Spearman’ın “g” faktörünü reddetmesine yol açmıştır.

Thorndike’a zekanın birbirinden ayrı faktörlerden oluştuğunu savunur. Faktörler birbirleriyle bağlantılı değildir. Bu duruma göre genel bir zakadan bahsedilemez.

Bir zihinsel sorunun çözümünde birden fazla faktör yer alır. Ölçme gibi pratik hedeflerle, birbirine benzeyen zihinsel görevlerde çoğu zaman bir arada çalışan faktörleri gruplamak mümkün olabilir. Thorndike, zekanın; düzey, genişlik ve hız terimleri ile ifade edilebilecek üç yönü bulunduğunu ve bunlardan sadece birinin bilinmesi ile zekanın tanınamayacağını öne sürmüştür. Düzey, zekanın üstesinden gelebileceği işlerin güçlük derecesini gösterir. Kolaydan zora doğru sıralanmış görevlerde bireyin yapabildiği en zor iş, o bireyin zeka düzeyidir. Bireyler yapabildikleri işlerin güçlük derecelerine göre farklılaşırlar. Daha zoru yapabilen daha yüksek zeka düzeyine sahiptir.

Thorndike, zekanın bu üç faktöründen ikisini bir kavram altında toplamış, zekanın düzey ve genişlik faktörlerini “zekanın alanı” olarak sınıflandırmıştır.

Ona göre, kişinin zekasını değerlendirmek demek, hız faktörünü göz önüne alarak kişinin zeka alanını saptamak anlamına gelmektedir (akt. Toker ve diğ., 1968).

2.2.3. Thurstone’un Zihinsel Yetenek Kuramı

Faktör analizi tekniklerinin gelişmesinden sonar zekaya dair çoklu faktörler üzerindeki çalışmalar hızlanmıştır. Thurstone ve arkadaşları faktör analizi aracılığıyla zekaya dair grup faktörleri bulmuşlardır. Thurstone yedi ana zihinsel yetenekten bahsetmiştir. Sözel anlama, kelime akıcılığı, sayısal yetenek, görsel yetenek, hafıza, algısal hız, tümdengelim ve tümevarımsal akıl yürütme olarak sıralanabilecek bu yedi faktör Thurstone’un Temel Zihinsel Yetenek Testleri’nin temelini oluşturmuştur (Guilford,1985).

2.2.4. Guilford’un Zeka Yapısı Kuramı

Guilford’un zekânın yapısı kuramına göre zekâ, değişik türlerde ve farklı biçimde bilginin işlenmesi için işlevlerin ya da yeteneklerin sistemli bir toplamıdır.

Yetenek terimi bireysel farklılıklar; işlevler ise, bireysel davranışlar olarak kullanılmaktadır. Zekâ, işlemi, kapsamı ve ürünü içermektedir (Cronbach,1984).

Ramazan’ın (1997) Guilford ve Hoepfner’den aktardığına göre, bu kuramda her biri bir yetenek türünü simgeleyen 120 küçük küp vardır. Herhangi bir hücredeki bir yetenek bir işlem türü, bir ürün türü ve bir içerik türünün kombinasyonu içinde benzersizdir. 5 çeşit işlem (biliş, bellek, değerlendirme, konverjan üretim ve diverjan üretim), 4 çeşit kapsam (şekilsel, simgesel, anlamsal ve davranışsal) ve 6 çeşit ürün (birimler, sınıflar, ilişkiler, sistemler, dönüşümler ve çıkarımlar) bulunmaktadır. Bunların 5x4x6= 120 şeklinde olan kombinasyonu, kuramsal bağlamda 120 benzersiz yetenek sunmaktadır.

2.2.5. Cattel’ın Akıcı Zeka- Kristalize Zeka Kuramı

Akıcı zeka ve kristalize zeka kuramı Raymond Cattell tarafından 1960’larda ortaya atılmış ancak 1970’lerin başına kadar John Horn tarafından detaylandırılmıştır. Catell zekayı, akıcı ve kristalize olarak iki kısıma ayırmıştır.

Bu farklı yaklaşım psikoloji alanındaki araştırmaları önemli ölçüde etkilemiştir (Johnson ve Bouchard, 2005). Akıcı zeka, kişinin kültürden ve çevreden bağımsız problem çözme becerisi şeklinde tanımlanmaktadır ve seri tamamlama ya da biçimsel matris gibi soyut muhakeme problemlerini çözmek için gereken becerileri içerir. Kristalize zeka ise semantik hafıza ile ilişkili olarak kişinin sahip olduğu genel bilgiyi ifade eder. Kristalize zeka (Gc), akıcı zekanın farklı öğrenme deneyimlerinde yatırımıyla neticelenen zihinsel yetenek olarak tanımlanabilir ve kelimelerle ilgili soruları ya da genel kültür problemlerini çözme becerilerini içerir.

2.2.6. Gardner Çoklu Zeka Kuramı

Sistemsel açıdan zekâyı inceleyen ve günümüzde de geçerliliğini sürdüren en önemli teorilerden biri de Gardner’ ın Çoklu Zekâ Teorisidir. Amerika’da pek çok

okul ve eğitimci tarafından öğretimde uygulanmaya çalışılan Çoklu Zeka Kuramı’nın önemi gün geçtikçe artmaktadır. Harvard Üniversitesi profesörlerinden Howard Gardner tarafından 1983 yılında geliştirilen Çoklu Zeka kuramına göre bireylerde zekanın tek boyutlu olmadığını öne sürer. Gardner her bireyde en az sekiz zeka bölümü bulunduğunu savunmuştur. Bunlar, sözel zeka, mantıksal-matematiksel zeka, görsel-uzamsal zeka, bedensel-kinestetik zeka, müziksel-ritmik zeka, sosyal zeka, öze dönük zeka ve doğa zekasıdır. Belirtilen bu zeka türleri kültürel yapılardan etkilenmektedir ve birbirleriyle etkileşim içindedir (Gardner 1993).

Gardner sekiz tür zeka sıralar:

1. Dilsel/Sözel Zeka: Okuduğunu ve dinlediğini anlama, anlamları ve dilbilgisi kurallarını kavrama, yazılı sözlü ifade gibi becerileri içerir (Akarsu, 2001). Şiir okuma, mizah, hikaye anlatma, gramer bilgisi, mecazi anlatım, benzetme bu zeka bölümüne bağlı bazı doğal yeteneklerdir.

2. Mantıksal/Matematiksel Zeka: Tümevarım, tümdengelim türü akıl yürütmelere ve sayısal hesaplamaya dayalı zeka bölümüdür (Akarsu, 2001). Mantıksal-matematiksel zekası gelişmiş olan bireyler, nesneleri categorize ederek, olaylar arasında ilişkiler kurarak, nesnelerin bazı özelliklerini sayısallaştırarak ve olaylar arasındaki soyut ilişkiler üzerinde düşünerek öğrenirler.

3. Mekansal/Uzaysal/Görsel Zeka: Görsel-uzaysal zekaya sahip bireyler, yer, zaman, renk, çizgi, şekil, biçim, desen gibi olgulara ve bu olgular arasındaki ilişkilere karşı aşırı hassas ve duyarlıdırlar. Görsel zeka bölümü güçlü olan bireyler, varlıkları, olayları veya olguları en iyi görselleştirerek ya da resimlerle, çizgilerle ve renklerle çalışarak öğrenirler.

4. Müziksel- ritmik Zeka: Sesleri ayırt edebilme, ritim, tınılama duyarlılığı, melodiyi doğru biçimde algılayabilme, beste yapabilme becerileri bu zeka türünün özelliklerindendir (Akarsu, 2001).

5. Bedensel /Kinestetik Zeka: Bu zeka bölümü güçlü olan bireyler, bir ya da birden fazla spor faaliyeti yapabilirler ve vücutlarını etkin bir şekilde kullanabilme yeteneğine sahiptirler.

6. Sosyal Zeka: Kişiler arası ilişkilerle ilgili zeka bölümüdür. Çevrelerindeki insanların duygularını, ilgilerini, istek ve ihtiyaçlarını kavrama, ayırt etme ve karşılamada oldukça başarılıdırlar. Önsezileri kuvvetlidir. Sosyal zekası güçlü olan bireyler bir grup içerisinde grup üyeleri ile birlikte hareket etme, onlarla uyum içinde çalışma ve bu kişilerle iletişim kurma gibi alanlarda oldukça başarılıdırlar.

7. İçedönük Zeka: Bireyin kendini tanıması, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olması bu zeka bölümüne ait özelliklerdir. (Akarsu, 2001).

8. Doğa Zekası: Bitkileri, mineralleri, hayvanları, dünyayı, dağları, denizleri, mevsimleri vb. tanıma ve sınıflandırma yeteneğidir. Bu tür zeka bölümü güçlü olan bireylerde doğa duyarlılığı üst düzeydedir. Bu bireyler doğaya katkıda

bulunmak isterler. Toprakla, hayvanlarla uğraşmaktan, bitki yetiştirmekten hoşlanırlar.