• Sonuç bulunamadı

2.1. Afyon / Eroin piyasası

2.1.3. Kullanım

Batı Avrupa’da değişmeyen / düşüşe geçen eroin kullanımı eğilimleri

UNODC’ye Batı Avrupa ülkelerinden gelen bilgilere göre eroin kullanımı istikrarlı bir eğilimden sonra düşüşe geçmiştir. Bu eğilimler; hane halkı anketleri, eroin kullanımı dolayısıyla tedavi edilmekte olan kişilerin sayısı ve yaşı, uyuşturucu bağımlıları arasında HIV / AIDS görülme oranı, uyuşturucuyla ilgili kanunları ihlal suçunu ilk kez işleyen suçluların sayısı ve uyuşturucuya bağlı ölümler de dahil olmak üzere birtakım istatistiki verilerle doğrulanmıştır. Bu belirtilerin birçoğu 1980’lerde gerileme göstermiştir.

Bu kullanım eğilimleri son yıllarda pek çok Batı Avrupa ülkesinde sabit kalmış ve hatta düşüşe geçmiş, 2001 ve 2002 yıllarında daha çok telaffuz edilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, bildirimde bulunan 16 ülkeden sadece ikisinde 2002 yılında afyon türevlerinin kullanımında artış olmuştur.

Bu ülkelerin onu istikrarlı bir eğilim olduğunu, dördü de düşüş görüldüğünü bildirmiştir.

UNODC, bölgesel uyuşturucu kullanımı eğilimlerine ilişkin daha ayrıntılı bir analiz yapabilmek amacıyla birkaç yıl içinde Üye Ülkelerden toplanan eğilim bilgilerinden faydalanarak Uyuşturucu Kullanımı Eğilimleri Üzerine Ağırlıklı Analiz (kısaca Uyuşturucu Kullanımı Eğilimi Endeksi de denir) adı verilen yeni bir analitik araç tasarlamıştır.

Afganistan’da büyük ölçekli afyon üretimi yeniden başladığı ve 2004 yılında Afganistan’ın afyon üretiminde daha da büyük bir artış beklendiği için bu olumlu eğilimin önümüzdeki birkaç yıl boyunca devam etmesi ne yazık ki oldukça güçtür.

1990’ların ortalarından itibaren Batı Avrupa’da “uyuşturucu kullanımı sorununun” bir miktar arttığı görülmüştür. Batı Avrupa’da uyuşturucu kullanımı sorunu esasen afyon türevlerinin kullanımıyla ilgili olsa da artış eroin kullanımıyla değil, birden çok uyuşturucu (başta crack kokain olmak üzere kokain ve amfetamin kullanımı da dahil) kullanımıyla ilgilidir.

Uyuşturucu (genellikle afyon türevleri) kullanımına ilişkin yaygınlık tahminleri Batı Avrupa’da 15 – 64 yaşları arasındaki nüfusta % 0,2 ile % 1 (ortalama % 0,4 civarında) dolaylarındadır. Hane halkı anketlerinde belirlenen eroin kullanım seviyeleri oldukça düşüktür (çoğu kez nüfusun genelinin % 0,1’i ile % 0,2’si arasındadır) ve genelde sabittir ya da düşmektedir.

Doğu Avrupa’da eroin kullanımı eğilimleri 2002 yılı dışında artmıştır

Doğu Avrupa’da eroin kullanımı son on yıl içinde büyük ölçüde artmıştır. Bu durum, UNODC’nin Uyuşturucu Kullanımı Eğilimi Endeksi’nde açıkça belirtilmiştir. 2002 yılı, yüksek seviyede (geçici) istikrarın gözlemlendiği tek yıl olmuştur. 2002 yılında Polonya, Slovakya ve Hırvatistan’da eroin kullanımında azalma olduğu bildirilmiş, Ukrayna, Bulgaristan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde ise kullanımın sabit kaldığı görülmüştür. Rusya Federasyonu’ndan gelen raporlarda da eroin kullanımında büyük artışın yaşandığı yılların ardından yüksek oranda istikrar görüldüğüne işaret edilmiştir. Diğer taraftan Beyaz Rusya, Letonya ve Romanya’da eroin kullanımında artış olduğu bildirilmiştir. Arnavutluk da büyük artışlar olduğunu bildirmiştir, bu da Arnavutluk’un Bulgaristan, Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti ve Arnavutluk yoluyla Türkiye’den İtalya’ya sevk edilen eroin için önemli bir aktarma (ve yerel piyasaya dağılma) noktası olma rolünün giderek daha önemli bir hale gelmesinin açık bir sonucudur.

Rusya’nın uyuşturucu bağımlıları ile ilgili kayıtlarındaki veriler, Uyuşturucu Kullanımı Eğilimi Endeksi’nin Doğu Avrupa’ya yönelik gizli eğilim yöntemlerinin en iyi yansımasıdır. Bağımlıların sayısı 1991 ve 1995 yılları arasında iki katına, 1995 ve 2000 yılları arasında ise üç katına çıkmıştır. 2001 yılındaki büyük bir artışın ardından 2002 yılında neredeyse hiç değişmemiştir ancak 2003 yılında büyük parti Afgan eroininin Rusya piyasasına girmesiyle birlikte tekrar artmıştır. Bu durum fiyatları etkilemiş ve Rus halkının eroine daha kolay ulaşmasını sağlamıştır.

2001 yılında eroinin gram fiyatı 38 $ iken bu fiyat 2002 yılında 42 $’a çıkmış, ardından 2003 yılında ortalama 25 $’a (fiyatlar Kazakistan sınırı yakınlarında 12 $, Finlandiya sınırı yakınlarında 45 $ olacak şekilde çeşitlilik gösterir) düşmüştür.

Çeşitli kaynaklardan alınan verilere göre Rusya Federasyonu, Avrupa’nın en büyük eroin pazarıdır. Rus yetkililer şu anda Rusya Federasyonu’ndaki uyuşturucu kullanıcılarının toplam sayısının (ülke çapında yapılmış epidemiyolojik araştırmaların yokluğunda bu sayılarla ilgili belirsizlikler bulunmasına rağmen) 3 ila 4 milyon kişi olduğunu tahmin etmektedir. Bu nüfusun 2 milyonunun (15 – 64 yaşları arasındaki nüfusun % 2,1’i) yaklaşık 1 milyon eroin kullanıcısı (400000 ile 1200000 arasında değişir) da dahil olmak üzere afyon türevleri kullandığı tahmin edilmektedir. Batı Avrupa’nın en büyük eroin pazarları – İngiltere (260000), İtalya (260000),

Almanya (170000), Fransa (165000), İspanya (145000) – belirtilen kesin sayılara göre Rusya’dan oldukça küçüktür.

2.2. KOKA / KOKAİN PİYASASI 2.2.2. Kaçakçılık

Kokain ele geçirme eğiliminde 2002 yılında bir değişim olmamıştır

2002 yılında kokain ele geçirme vakaları sabit kalmış, dünyada kokain üretiminin en son zirveye çıktığı yıl olan 1999’dakinden % 10 daha az gerçekleşmiştir. Kokain ele geçirme vakaları 1980’lerde kokain üretimiyle doğru orantılı olarak büyük ölçüde arttıktan sonra son yıllarda küresel üretim eğilimi doğrultusunda sabit kalmıştır.

Kaçakçılık Amerika kıtasında ve daha az olmakla birlikte Batı Avrupa’da yoğunlaşmaya devam etmiştir

Kokainin büyük kısmı Amerika kıtasında ele geçirilmeye devam etmektedir. 2002 yılında tüm kokain ele geçirme vakalarının % 55’i (Orta Amerika ve Karayipler de dahil) Güney Amerika’da,

% 32’si Kuzey Amerika’da, % 13’ü ise (bunun da % 99’u Batı Avrupa’da olmak üzere) Avrupa’da gerçekleşmiştir.

Son on yılda Kuzey Amerika’da eğilim sabitken / düşüşteyken Batı Avrupa’da artış olduğu bildirilmiştir

Son yıllardaki en çarpıcı eğilim, kaçakçılıktaki gizli kaymalara bağlı olarak Avrupa’da kokain ele geçirme vakalarında görülen büyük artıştır. 2001 yılında Avrupa’da rekor seviyede gerçekleşen kokain ele geçirme vakaları 2002 yılında tekrarlanmasa da Avrupa’da ele geçirilen kokainin oranı (2002 yılında dünyadaki ele geçirme vakalarının % 13’ü) 1990 (% 6) ve 2000 (% 8) yıllarındakinden çok daha yüksektir. Kaçakçılıktaki artış, bazı Batı Avrupa ülkelerinde artan kokain kullanımı seviyesiyle paralel gitmiştir. Kaçakçıların doymuş ve yüksek risk taşıyan Kuzey Amerika pazarından daha karlı ve muhtemelen daha az riskli olan Batı Avrupa piyasasına geçiş yaptıkları görülmektedir.

Kokainin toptan ve perakende fiyatları arasında yapılan karşılaştırmada bir kaçakçı için Avrupa piyasasının genellikle durgun olan ABD piyasasından daha çekici olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, bu sonuç son yıllarda pek fazla dile getirilmemektedir.

Kısa vadeli eğilimler Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da benzer şekildeyken...

Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da kokain ele geçirme vakaları 1999 yılında artmış, 2000 yılında azalmış, 2001 yılında tekrar artmış ve 2002 yılında tekrar azalmıştır. 2002 yılındaki azalma, birbirlerine paralel iki etkenin sonucudur : koka imhasındaki artış ve kaynak ülkelerde kokain kaçakçılığına yönelik daha etkili uygulama önlemleri alınması. And Dağları bölgesinde koka yetiştirilen toplam alan 2002 yılında % 18 azalmıştır. İmha faaliyetlerinin çoğu yıl sonuna doğru gerçekleştirildiği için kokain üretimindeki gerçek azalma daha az olmuştur (- % 3). Bununla birlikte, Güney Amerika’da daha etkili uygulamalar yapılması 2002 yılında kokain ele geçirme

vakalarının beşte bir oranında artmasına yol açmış ve bu da dünyada kokaine erişim durumunu etkilemiştir. Amerikalı öğrencilerden edinilen bilgilere göre, kokain kullanımı 2001 ve 2003 yılları arasında % 12 azalmıştır.

İspanya ve Hollanda kokainin Avrupa’ya girdiği başlıca noktalar olmaya devam etmektedir...

Son on yılda İspanya ve Hollanda Avrupa’da en çok kokain ele geçirme vakası bildiren ülkeler olmuştur; diğer ülkeler iki ülkenin aynı zamanda önemli aktarma noktaları olduğunu belirtmişlerdir. 2001 ve 2002 yılı verileri de bu bilgiyi doğrulamıştır. İspanya’da kokain ele geçirme vakaları 2001 yılında son derece yüksek bir seviyeye çıkmış, ardından 2002 yılında 1990’ların ikinci yarısında bildirilen seviyelere inmiştir.

En büyük ikinci giriş noktası olan Hollanda’da ele geçirme vakaları 2002 yılında bir nebze azalmıştır. 2002 yılının başında alınan önlemler, Amsterdam Havaalanı’na gelen kokain kuryelerinin sayısını azaltmıştır. Bu azalmalara rağmen 2002 yılında iki ülkede gerçekleştirilen kokain ele geçirme vakaları, Avrupa’da gerçekleştirilen tüm ele geçirme vakalarının yarısından çoğunu teşkil etmiştir. 2002 yılında İtalya, Fransa, Belçika, Almanya ve – düşük seviyelerden başlayarak – Doğu Avrupa ülkelerinde kokain ele geçirme vakalarında belirgin bir artış olduğu belirtilmiştir. İtalya 2002 yılında Fransa, Belçika ve Portekiz’in bir adım önünde Avrupa’da en çok kokain ele geçirme vakasının gerçekleştiği üçüncü ülke olmuştur.

… ancak diğer ülkelere doğrudan kokain ithalatı artmaktadır

Kokainin doğrudan denizaşırı ithalatı, Avrupa piyasasına mal tedarik edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu sevkiyatları genellikle Güney Amerikalı gruplar gerçekleştirmektedir.

Kolombiya en çok adı geçen kaynak ülkedir; Peru ve Bolivya Kolombiya’yı takip eder.

Venezuela, Brezilya ve daha az olmakla birlikte Ekvador, Surinam, Aruba, Hollanda Antilleri ve Jamaika adı geçen diğer önemli denizaşırı transit ülkelerdir. 2002 yılında İspanya (koka üreten üç ülkeden de kokain ithal edildiği bildirilmiştir) ve Hollanda’nın (kokain genellikle Surinam ya da Hollanda Antilleri üzerinden alınmaktadır) yanı sıra İtalya (Kolombiya ve Venezuela’dan), Fransa (Kolombiya ve Peru’dan), Belçika (Kolombiya’dan) ve Almanya (Kolombiya ve Ekvador’dan)’da da Güney Amerika’dan önemli ölçüde doğrudan ithalat yapıldığı bildirilmiştir.

Çoğu durumda, Güney Amerikalı kaçakçı grupların işi kokain Avrupa’ya girdiğinde bitmektedir.

Avrupa ülkeleri arasında kaçakçılık artmaktadır

Avrupa ülkeleri arasında kokain kaçakçılığı artmaktadır. İtalya’da ele geçirilen kokainin büyük bir bölümü İspanya ya da Hollanda üzerinden gelmektedir. İngiltere’de ele geçirilen kokain, Güney Amerika ve Karayipler’den doğrudan sevkiyat yapan şebekelerin çökertilmesinin ardından İspanya ve Fransa üzerinden gelmektedir.

AB’ye yeni katılan bazı ülkeler Birliğe girmeden çok önce Pan – Avrupa kaçakçılık şebekelerinin faaliyet verdiği ülkeler arasına katılmıştır. Güney Amerika’dan bu ülkelere diğer Avrupa ülkelerine ihraç edilmek üzere doğrudan kokain sevkiyatları yapılmıştır. Buna ek olarak, Polonyalı yetkililer Türkiye’nin Almanya, Hollanda ve İngiltere’ye götürülmek üzere ülkelerinde bulunan kokain için önemli bir aktarma noktası olduğunu belirtmişlerdir. Çek Cumhuriyeti, kendi sınırları içinde ele geçirilen kokainin sıklıkla Fransa ve Hollanda üzerinden gelip Almanya’ya

sevk edilmekte olduğunu bildirmiştir. Macaristan; Avusturya, Hollanda ve İspanya üzerinden İtalya’ya kokain ihraç edildiğini bildirmiştir.

Bu kaçakçılık olayları, Avrupa’daki kaçakçılık rotalarının çok çeşitli ve önceki yıllara oranla çok daha az tahmin edilebilir olduğunu göstermektedir.

Kıta Avrupasının pek çok ülkesinin bildirdiği bir diğer özellik de Batı Afrika kökenli suç gruplarının kokainin (ve diğer uyuşturucuların) yerel dağıtımında gittikçe artan bir öneme sahip olduğudur. İngiltere’de Karayip kökenli gruplar önemli bir rol üstlenmeye devam etmektedir.

2.2.3. Kullanım

Avrupa’da kokain kullanımı önceki yıllara oranla daha yavaş olsa da artmaya devam etmektedir

UNODC Uyuşturucu Kullanımı Eğilimi Endeksi’nde son on yılda kokain kullanımında büyük bir artış olduğu belirtilmektedir. 1990’lardaki genel artış Kuzey Amerika’da (Karayipler ve Orta Amerika dahil) gözlemlenen artışla benzeşmektedir.

Bununla birlikte son iki yılda istikrar belirtileri görülmüştür. 2000 yılında artıştan çok istikrar ya da azalma bildiren Avrupa ülkelerinin sayısı 5’ti ancak bu sayı 2001 yılında 1’e ve 2002 yılında -4’e düşmüştür.

Bununla birlikte bu olumlu gelişme, kokainin en tehlikeli türlerinden biri olan crack kokainin (genellikle şiddeti ve suçu teşvik eder) son yıllarda pek çok Avrupa pazarında ortaya çıkması nedeniyle dengelenmiştir. Kokaine ilişkin bildirimde bulunan 29 Avrupa ülkesinden 16’sı 2002 yılında crack kokain kullanımı eğilimlerine ilişkin bilgi vermiştir (bu ülkelerin üçte ikisi Batı Avrupa’dadır). Yedi ülkede crack kokain kullanımında artış olmuştur, 7 ülke önemli bir değişme olmadığını bildirmiştir, 2 ülkede de azalma görülmüştür.

Crack kokain kullanımı Avrupa’nın bazı bölgelerinde halen yoğundur ancak yerel pazarlara girmesi halinde bütün kıtaya yayılması riski vardır.

2002 yılında kokain kullanımındaki artışın büyük bölümü güney – doğu Avrupa ülkelerinin (Balkan ülkelerinin çoğu) yanı sıra İspanya, Fransa, Benelüks ülkeleri, İtalya, İsviçre ve Avusturya da dahil olmak üzere güney – batı Avrupa ülkelerinde gözlemlenmiştir.

Avrupa’nın geri kalan kısmının büyük bölümünde 2002 yılında kokain kullanımında istikrar görüldüğü belirtilmiştir. İsveç, Finlandiya ve AB’ye yeni katılan ülkelerin yanı sıra yıllarca süren artışın ardından Almanya ve İngiltere’de de aynı istikrar söz konusudur. Macaristan ve Ukrayna’da 2002 yılında kokain kullanımında azalma olduğu belirtilmiştir.

2.3. KENEVİR PİYASASI 2.3.1. Üretim

2.3.1.1. Kenevir otu

Üretim tüm dünyaya yayılmıştır

1992 – 2002 yılları arasındaki dönemde 79 ülke kendi sınırları içerisinde kenevir üretimi gerçekleştirildiğini belirterek UNODC’ye kenevir üretim tahminleriyle ilgili bilgi vermişlerdir.

Ancak halen kenevir üreten pek çok ülke vardır. 2002 yılında kenevir otu ele geçirdiğini bildiren doksan dört ülke, kaynak ülke olarak 82 farklı ülkeyi göstermiştir. 1998 – 2002 yılları arasındaki dönemde kenevir otu üreten 111 kaynak ülke bu yaklaşımla belirlenmiştir. Kenevir bitkisi ele geçirme vakaları yurt içi kenevir üretiminin bir göstergesi kabul edilirse (bu tip bitkiler genellikle bir ülkeden bir başka ülkeye sevk edilmez) 1998 – 2002 yılları arasındaki dönemde 124 ya da 1992 – 2002 yılları arasındaki dönemde 142 kaynak ülke tespit edilmiştir.

UNODC’ye kenevir üretimi tahminleri ve kenevir bitkisi ele geçirme vakaları ile ilgili olarak bilgi veren ülkelerin sayısına bakıldığında kenevir üreten kaynak ülkelerin büyük çoğunluğunun Amerika kıtasında olduğu görülmektedir.

Bununla birlikte, diğer ülkeler tarafından kenevir otu kaynağı olarak gösterilen ülkelerin büyük bir bölümü Afrika’dadır. Veriler aynı zamanda dünyanın her köşesinde kenevir kaynağı ülkelerin bulunduğunu ve dolayısıyla da kenevir üretiminin gerçek bir küresel sorun olduğunu göstermektedir.

Her şeye rağmen bazı yoğunlaşmalar açıklanabilir.

2001 – 2002 yılları arasında dünyadaki kenevir otu ele geçirme vakalarının 2/3’ünün gerçekleştiği Kuzey Amerika dünyanın en büyük kenevir pazarı görüntüsündedir. ABD’li yetkililer kenevir otu üretiminin üçte ikisinin yurt içinde gerçekleştirildiğini belirtmektedir. 2002 yılında ABD’ye giren kenevir otlarının % 63’ü Meksika’dan, % 23’ü Kanada’dan gelmiştir.

Meksika kendi piyasasındaki kenevir otlarının % 95’inin yurt içindeki kaynaklardan geldiğini, % 5’inin ise Guatemala’dan ithal edildiğini bildirmiştir. Kanadalı yetkililer ele geçirilen bütün kenevir otlarının yurt içindeki kaynaklarca üretildiğini belirtmiştir.

Güney Amerika’da Kolombiya (Venezuela ve Amerika kıtasındaki diğer pek çok ülke için) başlıca kaynak ülkedir.

Afrika’da kenevir üretildiği hemen hemen her ülke tarafından bildirilmektedir. Yine Afrika ülkeleri arasında önemli ölçüde kenevir otu hareketi görülmektedir.

Avrupa ülkelerinin birçoğu da yurt içinde kenevir üretildiğini bildirmiştir. Avrupa’da en sık adı geçen kaynak ülke; Yunanistan, İtalya, Slovenya, Avusturya ve İsveç’in yanı sıra Balkanlardaki birçok ülkeye de (Bulgaristan, Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti, Sırbistan – Karadağ, Hırvatistan) uyuşturucu tedarik eden Arnavutluk’tur. 2002 yılında Avrupa’da en çok adı geçen ikinci kaynak ülke ise Hollanda olmuştur. Buna ek olarak pek çok Doğu Avrupa ülkesi, Rusya Federasyonu’ndan kenevir otu ithal eden suç örgütlerinin başlıca kenevir otu kaynağı olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, Rusya Federasyonu Devlet Uyuşturucu Merkez Komitesi kendi piyasasındaki kenevir otlarının sadece % 30’unun Rus menşeli olduğunu, % 70’inin ise Kazakistan’dan geldiğini belirtmiştir.

Bütün Orta Asya ülkeleri, piyasalarındaki kenevirin yurt içi menşeli olduğunu ve Rusya’nın da başlıca ihraç pazarı olduğunu bildirmiştir. Yakın ve Orta Doğu ülkelerindeyse Lübnan ve Mısır başlıca kaynak ülkeler olarak belirlenmiştir. Lübnan aynı zamanda Türkiye’deki kenevirin de başlıca kaynağıdır. Güney Asya’daki en önemli kaynak ülke Hindistan; Güney – Doğu Asya’dakiler ise Kamboçya, Tayland ve Filipinler’dir. Güney – Doğu Asya’dan Avrupa’ya ihraç edilen kenevir otu ile ilgili olarak 2002 yılında adı en sık geçen ülke Tayland olmuştur.

Üretim arttı ve 2002 yılında 32000 tona ulaştı

UNODC’nin 1990’ların ortası için önceden yaptığı tahminler dünya kenevir üretiminin (kenevir otuna eşdeğer olarak belirtilen kenevir otu ve kenevir reçinesi) 30000 ton civarında olduğunu öne sürmekteydi. Günümüzde yapılan tahminler ise bu büyüklük sıralamasının sayılar biraz artsa da doğru olduğunu göstermektedir.

ABD yönetiminin tahminleri, ABD dışındaki kenevir otu üretiminin 1999 yılında 11200 ton iken 2002 yılında 15400 tona yükseldiğini göstermektedir. ABD’li yetkililer, ABD’deki yıllık marihuana üretiminin 2001 / 2002 yıllarında 10000 tondan fazla olduğunu tahmin etmiştir. Bu da dünyada 25000 tondan fazla kenevir otu üretilmesiyle sonuçlanmıştır. Bu sayılara ABD, Meksika ve Kolombiya dışındaki ülkelerde 3500 ton kenevir otu üretildiği yönünde bir tahmin de dahildir.

Üye ülkelerin son birkaç yıl içinde UNODC’ye bildirdiği tahminlerde 3500 tonluk üretimin aslında daha yüksek, neredeyse 9000 tona (bu bile iyimser bir tahmindir) yakın olabileceğine işaret edilmiştir. Dolayısıyla dünyadaki kenevir otu üretimi de 32000 ton olabilir (Bu tahmin, daha fazla bilgiye ulaşıldığı takdirde büyük ölçüde değişebilecek olan ve kesin olmayan bir tahmindir).

2.3.1.2. Kenevir reçinesi

Dünya kenevir reçinesi üretimi Pakistan ve Afganistan’ın yanı sıra Fas’ta yoğunlaşmıştır 1999 – 2002 yılları arasında kenevir reçinesi kaynağı olarak adı en sık geçen ülke Fas olmuştur.

Fas’ı Pakistan ve Afganistan takip etmiştir. Dünyanın en büyük kenevir reçinesi piyasası olan ve 2002 yılında tüm kenevir reçinesi ele geçirme vakalarının üçte ikisinden fazlasının gerçekleştiği Batı Avrupa’daki kenevir reçinesinin yaklaşık % 80’inin Fas’tan geldiği tahmin edilmektedir.

2002 yılında tüm kenevir reçinesi ele geçirme vakalarının % 20’den fazlası Yakın ve Orta Doğu / Güney – Batı Asya bölgelerinde gerçekleşmiştir. Bu bölgedeki başlıca kaynak ülkeler Pakistan ve Afganistan’dır.

Belirlenen diğer önemli kaynak ülkeler ise Hindistan, Lübnan, Arnavutluk, Orta Asya ülkeleri (özellikle Kazakistan ve Kırgızistan), Nepal, bazı Afrika ülkeleri ve Rusya Federasyonu’dur.

Amerika kıtasında önemli bir kenevir reçinesi kaynak ülkesi olarak adı geçen tek ülke Jamaika’dır. Çok sayıda Avrupa ülkesi yukarıda belirtilen ülkelerin dışında İspanya ve Hollanda’nın da suç örgütlerinin kendi ülkelerine giren kenevir reçinesini tedarik ettiği ülkeler arasında olduğunu belirtmiştir.

2.3.2. Kaçakçılık

Kenevir, dünyada kaçakçılığı en yaygın olarak yapılan uyuşturucudur

İki kenevir ürünü – kenevir otu (marihuana) ve kenevir reçinesi (esrar) – dünyada kaçakçılığı en yaygın olarak yapılan uyuşturuculardır. Dünyanın hemen hemen bütün ülkeleri kenevir kaçakçılığından etkilenmektedir.

Neredeyse bütün ülkelerde kenevir ele geçirme vakaları diğer uyuşturucu ele geçirme vakalarından fazladır. 2002 yılında dünya çapında toplam 5800 ton kenevir ürünü ele geçirilmiştir. Bu toplamın içinde 4700 tondan fazla kenevir otu, 1000 tondan fazla kenevir reçinesi ve 1 tondan fazla da kenevir yağı bulunmaktadır. Ele geçirilen kenevir ürünlerinin hacmi, ele geçirilen kokainin hacminden 15 kattan daha fazla, ele geçirilen eroinin hacminden ise 100 kattan daha fazladır.

2002 yılında kenevir otu ele geçirme vakalarının sayısında bir değişiklik olmazken kenevir reçinesi ele geçirme vakaları artmıştır

1990’ların başında kenevir ele geçirma vakalarında başlayan artış eğilimi 2002 yılında da sürmüştür. Kenevir otu ele geçirme vakaları genel olarak istikrar göstermiş ancak kenevir reçinesi ele geçirme vakaları 2002 yılında artmış ve bir önceki yıl bildirilen azalmayı dengelemiştir. 2002 yılındaki toplam kenevir ele geçirme vakaları on yıl öncekinin neredeyse iki katıdır.

Kenevir ele geçirme vakaları Amerika ve Afrika kıtalarında yoğunlaşmıştır

2001 – 2002 yılları arasında tüm kenevir ele geçirme vakalarının % 55’inin Amerika kıtasında, % 20’sinin Afrika’da, % 16’sının Avrupa’da, % 9’unun Asya’da ve % 1’den azının Okyanusya’da gerçekleştiği bildirilmiştir. 2002 yılında kenevir ele geçirme vakaları Okyanusya ve Afrika’da azalırken Asya, Amerika ve Avrupa’da artmıştır.

2.3.2.2. Kenevir reçinesi kaçakçılığı Avrupa en büyük hedeftir

Ana üretim alanlarının haricinde en büyük tüketim bölgesi Avrupa’dır (Avrupa’da sadece Arnavutluk bazı komşuları tarafından kenevir reçinesi kaynağı olarak gösterilmektedir). Batı Avrupa’nın kenevir reçinesi ithalatının büyük bölümü (% 80) Fas’tan gerçekleştirilmektedir.

Örneğin; Fransa 2002 yılında kendi piyasasında bulunan kenevir reçinesinin % 82’sinin Fas’tan geldiğini bildirmiştir. Belçika kendi piyasasındaki kenevir reçinesinin % 80’inin, İsveç % 85’inin, Çek Cumhuriyeti ise % 70’inin Fas’tan geldiğini belirtmiştir.

İspanya, İtalya, Danimarka, Finlandiya ve İrlanda kendi piyasalarındaki kenevir reçinesinin neredeyse tamamının Fas kaynaklı olduğunu ifade etmiştir. İngiltere kendi piyasasındaki kenevir reçinesinin büyük bir kısmının İber Yarımadası, Fransa ve Benelüks ülkeleri vasıtasıyla Fas’tan

İspanya, İtalya, Danimarka, Finlandiya ve İrlanda kendi piyasalarındaki kenevir reçinesinin neredeyse tamamının Fas kaynaklı olduğunu ifade etmiştir. İngiltere kendi piyasasındaki kenevir reçinesinin büyük bir kısmının İber Yarımadası, Fransa ve Benelüks ülkeleri vasıtasıyla Fas’tan

Benzer Belgeler