• Sonuç bulunamadı

Kudâî’nin eş-Şihâb Adlı Kitabındaki Mevzû Rivayetler

3. ed-DÜRRÜ’L-MÜLTEKAT ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR VE

4.1. Kudâî’nin eş-Şihâb Adlı Kitabındaki Mevzû Rivayetler

يعاضقلا باهشلا في تاعوضولما

4.1.1. “Sabah uykusu rızka engel olur.”137

"قزرلا عنتم ةحبصلا"

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin İsmail b. Ayyâş – İshak b. Abdillah b. Ebî Ferve – Muhammed b. Yusuf – Amr b. Osman – Osman b. Affân (r.a.) tarikiyle merfû olarak rivayet ettiği bu habere mevzû hükmü vermektedir. Ahmed b. Hanbel138 ve Beyhakî de aynı tarikle nakletmişlerdir. Beyhakî, Mesleme b. Ali’nin İbn Ayyâş – Racülün (İbn Ebî Ferve) – İshak b. Abdillah b. Ebî Talha – Enes (r.a.) tarikiyle naklettiğini ve İbn Ebî Ferve’nin senedi karıştırdığını söylemiştir.139 İbn Sa’d (v. 230/845), hadisin râvilerinden İbn Ebî

Ferve’nin (v. 144/7619) münkerü’l-hadis olduğunu ve hadisinin delil olarak kullanılamayacağını söylemektedir.140 Ahmed b. Hanbel (v. 241/855), “bende İbn Ebî Ferve’den bir rivayet bulunması düşünülemez (helal olmaz)” demektedir.141 Buhârî, Ebû

Zür’a er-Râzî ve Nesâî onun metrûku’l-hadis olduğunu söylemişlerdir. İbn Adî (v. 365/976) de İbn Ebî Ferve’nin bu rivayeti hem Enes’den (r.a.) hem de Osman b. Affân’dan (r.a.) rivayet ettiğini ve bu rivayette İbn Ebî Ferve’nin teferrüd ettiğini söylemektedir.142

İbnû’l-Cevzî (v. 597/1201), Yahyâ b. Maîn’in, İbn Ebî Ferve’nin kezzâb olduğunu, Fellâs ve Darekûtnî’nin de onun için metrûk dediklerini nakletmekte ve zikredilen haberin mevzû olduğunu söylemektedir.143

137 Sagânî, ed-Dürrü’l-mültekat, s. 17; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, s. 73.

138 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, nşr. Ahmed Muhammed Şakir, Kahire: Dâru’l-Hadis, 1416/1995, I, s.

547.

139 Beyhakî, el-Câmi li şu‘abu’l-îmân, nşr. Abdülali Abdülhamid Hamid, Riyad: Mektebetü’r-Rüşd,

1423/2003, VI, s. 401-402.

140 İbn Sa’d, et-Tabakatü’l-kübrâ, nşr. Ali Muhammed Ömer, Kahire: Mektebetü’l-Hancî, 1421/2001, VII,

s. 523.

141 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, nşr. İbrahim ez-Zeybek ve Âdil Mürşid, Müessesetü’r-Risale, t.y, I, s. 124. 142 İbn Adî, el-Kâmil fî’d-duâfâi’r-ricâl, Dârü’l-Fikr, t.y., I, s. 321.

143 İbnü’l-Cevzî, el-Mevzûât, nşr. Abdurrahman Muhammed Osman, Medine: Mektebetü’s-Selefiyye,

33

Her ne kadar İbn Adî bu hadisin sadece İbn Ebî Ferve tarikiyle rivayet edildiğini söylese de Ebû Nuaym, Süleyman b. Erkâm – Zührî – Said b. Müseyyeb – Osman (r.a.) tarikiyle merfû olarak rivayet etmektedir.144 Ebû Hâtîm ve Tirmîzî, Süleyman b. Erkâm’ın

için metrûk olduğunu ifade etmişlerdir. İbn Hibbân da onun sikalara mevzû rivâyetler nispet ettiğini söylemiştir. 145

İbn Arrâk (v. 963/1556), bu rivayeti Deylemî’nin Enes’den (r.a.) Esbağ b. Nebâte vasıtasıyla naklettiğini ancak şahid olamayacağını belirtmektedir. Bunun yanında mevkuf olarak şahidlerinin çok olduğunu da ifade etmektedir.146

Görüldüğü kadarıyla bu rivayete Sagânî’nin ifade ettiği gibi mevzû değil de çok zayıf demek mümkündür.

4.1.2. “Saîd (mümin), başkasından ibret alandır. Şaki (kâfir) ise annesinin karnında daşaki olandır.”147

".همأ نطب في يقش نم يقشلاو هيرغب ظعو نم ديعسلا"

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) vasıtasıyla merfû olarak naklettiği bu rivayetin mevzû olduğunu söylemektedir. İbn Mâce de bu hadisi İbn Mes’ûd’dan merfû olarak rivayet etmiştir.148 Ancak İbn Mâce’nin zikrettiği senedin râvisi Ubeyd b. Meymûn

el-Kureşî (v. 204/819) hakkında Ebû Hâtim (v. 327/938) meçhul olduğunu söylemektedir. Bunun yanında İbn Hibbân (v. 354/965) da es-Sikât’ta Ubeyd b. Meymûn’u zikretmiştir.149

Müslim bu hadisi aynı lafızlarla yine İbn Mes’ûd’dan (r.a.) ancak mevkuf haber olarak rivayet etmektedir. Ebû’t-Tufeyl Âmir b. Vâsile (v. 100/718-19) İbn Mes’ûd’un sözü olarak bu rivayeti zikretmiş bunun üzerine İbn Mes’ûd’un sözü olarak nakleden Rasulullah’ın (s.a.) ashabından Huzeyfe b. Esîd’e (v. 42/662) ameli olmayan birinin nasıl

144 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliya ve tabakātü’l-asfiyâʾ, Kahire: Mektebetü’l-Hancî, 1416/1996, IX, s. 251. 145 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, II, s. 83.

146 İbn Arrâk, Tenzîhü’ş-şerîati’l-merfûʿa ʿani’l-ahbâri’ş-şenîʿati’l-mevzûʿa, nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf,

Abdullah Muhammed es-Sıddîk, Kahire: Dâru’l-Mektebeti’l-İlmiyye, 1401/1981, II, s. 196.

147 Sagânî, ed-Dürrü’l-mülteķat, s. 18; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, s. 79. 148 İbn Mâce, “Mukaddime”, 7.

34

mutlu ya da mutsuz olabileceği sorulur. Huzeyfe b. Esîd bu sözde hayret edilecek bir şey olmadığını nitekim Rasulullah’ın (s.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir;

“Nutfenin kırk ikinci gecesinde Allah ona bir melek gönderir, onu şekillendirir, işitmesini, görmesini, derisini, etini ve kemiğini yaratır. Sonra melek: “Ya Rabbi! Erkek mi kız mı olacak? diye sorar. Rabbin dilediğini hükmeder melek de yazar. Sonra melek: “Ya Rabbi! Eceli ne olacak? diye sorar. Rabbin dilediğini hükmeder ve melek de yazar. Sonra melek: “Ya Rabbi! Rızkı ne olacak? diye sorar. Ve Rabbin dilediğini hükmeder melek de yazar. Melek elinde bir sahife ile çıkar ve ona ne bir şey ekler ne de eksiltir.”

150 Ayrıca Müslim Huzeyfe b. Esîd’in rivayetlerinin diğer tariklerini de verir ve bu

rivayetlerde “şaki (kâfir) ya da saîd (mümin) olarak yaratır” kısmı yer almaktadır. Bezzâr (v. 292/905), bu hadisi İbn Mâce gibi Ebû’t-Tufeyl tarikiyle İbn Mes’ûd’dan merfû olarak rivayet etmektedir. Bunun yanında Bezzâr, Ebû Tufeyl tarikiyle bazılarının İbn Mes’ûd’dan mevkuf, bazılarının da Huzeyfe b. Esîd’den merfû olarak rivayet ettiğini belirtmektedir. İbn Mes’ûd’dan ref’ edenin de Rebia’ b. Külsüm olduğunu ifade etmektedir.151 Taberânî (v. 360/971) ve Bezzâr’ın Abdurrahman b. Mübârek vasıtasıyla merfû olarak rivayet ettiği Hammâd b. Zeyd – Hişâm b. Hisan – Muhammed b. Sîrîn – Ebû Hureyre (r.a.) tariki hadisin şahididir.152 Nitekim Irâkî (v. 806/1404) bu rivayetin sahih olduğunu söylemekte ve sahih isnadlı olduğunu belirttiği Bezzâr’ın Ebû Hureyre’den (r.a.) naklettiği rivayeti delil getirmektedir. Bununla birlikte Ebû Hureyre (r.a.) tarikinin râvileri için sahihde ihticâc edilen râvilerden olduklarını söylemektedir.153

Kanaatimizce Sagânî’nin bu hadis için vermiş olduğu mevzû hükmü isabetli görülmemektedir. Hadisin hem merfû hem de mevkuf rivayetinin olması bir illet sebebi olsa da mevzû olmasını gerektirmez. Ayrıca zayıf olmasını da gerektirmemektedir. Nitekim Hatîb el-Bağdâdî, “râvinin, hadisi bir seferinde merfû, diğer seferinde mevkuf olarak nakletmesinin hükmü” şeklinde açtığı başlıkta rivayetin zayıf olmasını gerektiren

150 Müslim, “Kader”, 3.

151 Bezzâr, Müsnedü’l-Bezzâr, nşr. Adil b. Sa’d, Medine: Mektebetü’l-Ulüm ve’l-Hikem, 1414/1993, IV, s.

280.

152 Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, nşr. Târık b. İvazullah b. Muhammed, Kahire: Dârü’l-Harameyn,

1425/1995, VIII, s. 223; Heysemî, Keşfü’l-estâr ʿan zevâʾidi’l-Bezzâr, nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî, Beyrut: Müessesetü’r-Risale, 1399/1979, III, s. 23.

35

bir durum olmadığını ifade etmiştir.154 Bunun yanında sahih olarak nitelenen bir başka

hadis ile desteklenmesi hadisin derecesini yükseltmiştir.

4.1.3.

“Hac, her zayıfın cihadıdır

.”

155

"

فيعض لك داهج جلحا

".

Tahrîc ve Değerlendirme

Kudâî, bu rivayeti Ümmü Seleme ve Ali b. Ebî Tâlib’den (r.a.) nakletmiştir. Irâkî, hadisin râvilerinin sika olduğunu ve sahih hadiste hadisleriyle ihticâc edilen râvilerden olduklarını söylemektedir.156

Sehâvî (v. 902/1497), hadisin râvilerinin sika olmakla beraber Ebû Ca’fer’in Ümmü Seleme’den semâ’ının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bilgi olmadığını ifade etmektedir. Nitekim Ebû Ca’fer’in 56 senesinde doğduğu, Ümmü Seleme’nin (r.a.) de 62 senesinde vefat ettiği bilinmektedir. Bu sebeple Sehâvî, semâ'ın gerçekleşmesi hususunda tevakkuf edilmemiş olsaydı yani semâ’ı bilinmiş olsaydı sahih şartlarına uyduğunu ifade etmektedir. Hadise Kudâî’nin de zikretmiş olduğu Ali (r.a.) tarikinin şahit olduğunu dile getiren Sehâvî, Sagâni’nin vaz’ hükmünde tesâhül )لهاست( olduğunu söylemektedir.157

Ahmed b. Hanbel ve İbn Mâce de tıpkı Kudâî gibi Kasım b. Fadl tarikiyle rivayet etmektedirler.158 Ahmed b. Hanbel, Tirmizî ve Nesâi, Kasım b. Fadl’ın sika olduğunu söylemektedirler.159 Kudâî’nin şahid olarak getirdiği düşünülen Ali (r.a.) hadisine bakıldığında senedde bulunan Abdullah b. Lehîa (v. 174/790) hakkında farklı görüşler beyan edilmiştir. Yahyâ b. Maîn, İbn Lehîa’nın hadisinin delil olmayacağını söylemiştir. İbn Ebî Hâtîm de Ebû Zür’a’ya, İbn Lehîa’nın durumunu sorduğunda Ebû Zür’a cevaben İbn Lehîa’nın zayıf olduğunu ve hadisinin i’tibâr için yazılabileceğini söylediği nakledilmektedir.160 Son dönem hadis âlimlerinden Elbânî (v. 1999), söz konusu Ümmü

154 Muhittin Düzenli, Hadislerde Gizli Kusurlar -İllet ve Şâz-, İstanbul: İSAM Yayınları, 2016, s. 187. 155 Sagânî, ed-Dürrü’l-mültekat, s. 19; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, s. 82.

156 Irâkî, er-Red ale’s-Sagânî, s. 357.

157 Sehavî, el-Maḳasıdü’l-ḥasene fî beyâni kesîrin mine’l-ehâdîsi’l-müştehire (dâʾire, câriye) ʿale’l-elsine,

nşr. Muhammed Osman el-Huşt, Beyrut: Darü’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1405/1985, s. 301.

158 İbn Mâce, “Menâsîk”, 8; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VI, s. 294-303-314. 159 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, III, s. 417.

36

Seleme hadisinin münkatı’ olması sebebiyle zayıf olduğunu söylemekle beraber ikinci tarikte İbn Lehîa’nın seyyi’u’l-hıfz olmasının şahid olmasına engel olmadığını söylemektedir.161 Ne var ki, Ahmed Muhammed Şakir (v. 1958), Abdullah b. Lehîa’nın

bir delili olmaksızın hafızası sebebiyle tenkit edildiğini söylemiştir. Ahmed Muhammed Şakir, sika olduğunu söylediği İbn Lehîa’nın diğer alimler gibi hatasının olabileceğini ifade etmesi162 bu konuda bizi daha ihtiyatlı bir değerlendirmeye sevk etmektedir.

Sonuç itibariyle Sagânî’nin mevzû hükmünü seneddeki inkıta’ sebebiyle vermiş olabileceği ihtimal dahilindedir. Ancak yukarıda da ifade edildiği gibi Kudâî muhtemelen şahid hükmünde verdiği ikinci sened hadisi destekleyici nitelikte görülmektedir.

4.1.4.

“Cennet cömertlerin yurdudur.”163

ءايخسلأا راد ةنلجا

.

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin Cahder b. Haris – Bakıyye b. Velid – Evzâî – Zührî – Urve – Aişe (r.a.) tarikiyle merfû olarak naklettiği bu haberin mevzû olduğunu söylemektedir. Harâitî (v. 327/939) ve İbn Adî de Kudâî gibi Cahder kanalıyla Hz. Aişe’den rivayet etmektedirler.164 İbn Adî, senedde bulunan Cahder’in Abdurrahman b. Haris olduğunu ve onun hadis hırsızı olduğunu nakleder. Dârekutnî bu rivayetin illetli olduğunu ve sahih olmadığını söylemektedir.165 İbnü’l-Cevzî mevzû olduğunu belirtmiştir.166

Ahmed b. Muhammed el-Gumarî (v. 1960) Cahder’in itham edildiğini söylemekle beraber İbnü’l-Cevzî’nin bu hükmünde aşırıya kaçtığını ifade etmiştir. Ancak Gumarî, Cahder’in rivayetinde teferrüd etmediğini ve Muhammed b. Adî el-Hımsî’nin de onun gibi Bakıyye’den rivayette bulunduğunu ilave eder. Bunun üzerine diğer rivayetleri de

161 Elbânî, Silsiletü’l-ehâdîsi’z-za‘îfe ve’l-mevzû‘a ve eseruhe’s-seyyiʾü fi’l-ümme, Riyad: Mektebetü’l-

Ma´ârif, 1412/1992, VIII, s. 18.

162 Tirmizî, “Taharet”, 7.

163 Sagânî, ed-Dürrü’l-mültekat, s. 19; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, s. 100.

164 Harâitî, Mekârimü’l-ahlâk ve meʿâlîhâ, nşr. Abdullah b. Beccaş b. Sâbit, Riyad: Mektebetü’r-Rüşd,

1427/2006, III, s. 1358; İbn Adî, el-Kâmil, IV, s. 1628.

165 Dârekutnî, el-ʿİlelü’l-vâride fi’l-ehâdîsi’n-nebeviyye, nşr. Muhammed b. Salih b. Muhammed ed-

Debbasi, Beyrut: Müessesetü’r-Reyyan, 1432/2011, VIII, s. 125.

37

zikreden Gumarî, senedlerde zayıf ve metrûk râvilerin bulunduğunu ifade etmektedir.167

Elbânî, rivayetin zayıf olduğu görüşündedir.168

4.1.5.

“Mümin külfeti az olandır.”169

"

ةنؤلما يرسي نمؤلما

".

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin Amr b. Hârûn el-Belhî – İbn Lehîa – Ukayl b. Hâlid – Ya´kûb b. Utbe – Ebû Hureyre (r.a.) tarikiyle merfû olarak naklettiği bu rivayetin mevzû olduğunu söylemiştir. Ahmed b. Hanbel ve Nesâî, Amr b. Hârûn el-Belhî için metrûk demektedirler.170 Ayrıca Ya´kûb b. Utbe hadisi Ebû Hureyre’den dinlememiştir. Ya’kûb b. Utbe 128 yılında vefat etmiştir. Sened münkatı’dır.

Ebû Nuaym, Ebû Seleme vasıtasıyla Ebû Hureyre’den (r.a) rivayet etmektedir.171 Ancak bu rivayette şahid hükmünde kullanılamamaktadır. Nitekim râvilerinden olan Muhammed b. Sehl müttehem olduğu kabul edilir. Darekûtnî de onun hadis uydurduğunu söylemektedir.172

Aclûnî, Sagânî’ye dayanarak mevzû hükmü vermekte ancak manasının doğru olduğunu söylemektedir.173 Senedin münkatı’ olması ve râvileri arasında metrûk râvi

bulunması sebebiyle hadisin çok zayıf olduğunu söylemek mümkün gözükmektedir.

4.1.6.

“Müminin şerefi gece namazı, izzeti ise diğer insanlara el avuç açmamasıdır.”174

َش َر

َف

ؤلما

ِم

ِن

ِق

ُماي

ُه

ِب

لل ي

ِل

ِعو ،

ز ُه

سا ِت

غ َن

ُؤا ُه

نلا نع

ِسا

.

Tahrîc ve Değerlendirme

167 Gumarî, Fethû’l-vehhâb tahrîcü ehâdîsü’ş-Şihâb, nşr. Hamdi Abdülmecid Selefi. Beyrut: Âlemü'l-

Kütüb, 1988, I, s. 120.

168 Elbânî, Silsiletü ehâdîsü’z-zaifa, VII, s. 474.

169Sagânî, ed-Dürrü’l-mültekat, s. 19; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, s. 107; Beyhakî, Şu’abü’l-îmân, VIII, s.

246.

170 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, III, s. 253. 171 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, VIII, s. 46.

172 Zehebî, Mizânü’l-i’tidâl, nşr. Ali Muhammed el-Bicâvî, Beyrut: Dâru’l-Ma´rife, 1382/1963, III, s. 576. 173 Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, s. 348.

38

Sagânî, Kudâî’nin Abdüssamed b. Mûsâ ve Muhammed b. Humeyd – Zâfir b. Süleyman – Muhammed b. Uyeyne – Ebû Hazm – Sehl b. Sa’d (r.a.) tarikiyle merfû olarak naklettiği bu rivayete mevzû hükmü vermektedir. Ayrıca Sagânî bu rivayeti el-Mevzûât adlı eserinde de zikretmiştir.175

Irâkî, riayetin hasen olduğunu söyler ve Taberânî’den (v. 360/971) şu rivayeti zikreder:176

بينلا لىإ ليبرج ءاج"

:لاقف

،هب يزمج كنإف تئش ام لمعاو ،تيم كنإف تئش ام شع دممح يا

نأ ملعاو ،ةقرافم كنإف تئش ام بحأو

نمؤلما فرش

لب همايق

".سانلا نع هؤانغتسا هزعو ،ليل

“ Cibril Nebi’ye (s.a.) gelerek şöyle dedi: Ya Muhammed dilediğin gibi yaşa öyle ölürsün, istediğin gibi amel et onun karşılığını alırsın ve istediğini sev ondan ayrılırsın. Bil ki müminin şerefi gece namazı, izzeti ise diğer insanlara el avuç açmamasıdır.”

Taberânî, hadisin devamında Muhammed b. Uyeyne’nin Zâfir b. Süleyman’dan rivayette teferrüt ettiğini söylemektedir.177 Ahmed b. Hanbel ve Yahyâ b. Maîn (v. 233/848) Zâfîr b. Süleyman’ın sika olduğunu söylerken Buhârî (v. 256/870) Zâfir’in vehmettiğini belirtmiştir.178 Zâfir b. Süleyman’dan nakleden Muhammed b. Humeyd hakkında da

Buhârî, fihi nazar terimini kullanmış ve Nesâî (v. 303/915) de sika değildir demiştir. Ebû Zür’a er-Râzî (v. 264/878) ise kezzâb olduğunu belirtmiştir.179

Bunun yanında Zâfir b. Süleyman’dan rivayet eden bir diğer râvi de Îsâ b. Sabîh’dir. Hâkim (v. 405/1014), Îsâ b. Sabîh tarikini tahrîc etmekle beraber Muhammed b. Humeyd’i de zikretmekte ve hadisin sahih olduğunu söylemektedir. Zehebî (v. 748/1348) de Hâkîm’e muvafakat ederek sahih olduğunu onaylamıştır.180 Irâkî, sika olduğunu söylediği İsmail b. Tevbe’nin Muhammed b. Humeyd’in mütâbaatı olduğunu ifade etmiştir.181

175 Sagânî, el-Mevzûât, s. 53. 176 Irâkî, er-Red ale’s-Sagânî, s. 358.

177 Taberânî, Mu’cemü’l-evsat, IV, s. 306; Kudâî, eş-Şihâb, I, s. 435. 178 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, I, s. 619.

179 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, III, s. 546.

180 Hâkim, el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn, nşr. Mustafa Abdülkādir Atâ, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye,

1411/1990, IV, s. 360.

39

Kanaatimizce Sagânî’nin bu rivayette de mevzû hükmü isabetli görülmemektedir. Kudâî’nin rivayetinde cerh edilmiş râviler bulunmakla beraber müttehem bir râviye rastlanılmamaktadır. Bunun yanında hadisin mütâbaatları hadisi desteklemektedir.

4.1.7.

“Yakîni bilgi imanın tamamıdır.”182

َيلا

ُيق

ُنايملإا

ُك ل

ُه.

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin Abdullah b. Mes’ûd’dan (r.a.) merfû olarak rivayet ettiği bu hadise mevzû hükmünü vermiştir.

Buhârî, bu rivayeti ilgili bab başlığında muallak ve mevkuf olarak İbn Mes’ûd’dan nakletmektedir.183 Taberânî de İbn Mes’ûd’un sözü olarak rivayet etmektedir.184

Beyhakî (v. 458/1066) İbn Mes’ûd’dan mevkuf olarak "...ناميلإ فصن ربصلا" sözünün devamı olarak nakletmekte ve başka tariklerden merfû olarak geldiğini ancak onların kavî olmadığını söylemektedir.185 Ayrıca Beyhâkî ez-Zühdü’l-kebîr’de merfû

olarak rivayet etmekle beraber senedde bulunan Ya’kûb b. Humeyd b. Kâsib’in Muhammed b. Halid el-Mahzûmî’den rivayetinde teferrüd ettiğini söylemekte, ma’rûf ve sahih olan görüşe göre İbn Mes’ûd ‘un sözü olduğunu belirtmektedir.186 Buhârî, Ya’kub

b. Humeyd’in sadûk olduğunu söylerken, Ebû Hâtîm za‘îfu’l-hadîs ve Nesâî de ‘sika değildir’ demişlerdir.187 Ebû Ali en-Nîsâbûrî (v. 349/960), bu hadisin merfû olarak

rivayetinin münker olduğunu ve hadisin aslının olmadığını söylemektedir.188

Irâkî’ye göre hadisin ferd olması mevzû olmasını gerektirmemektedir. Nitekim hadisin senedinde yalan ile itham edilmiş kimse bulunmadığından o, hadise hasen hükmünü vermektedir.189

4.1.8.

“Ölüm her Müslüman için kefarettir.”190

182 Sagânî, ed-Dürrü’l-mültekat, s. 20; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, s. 126; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, V,

s. 34.

183 Buhârî, “İman”, 1.

184 Taberânî, Mu’cemü’l-kebîr, nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Silefî, Kahire: Mektebetü İbn Teymiyye,

1404/1983, IX, s. 107.

185 Beyhâkî, Şu‘abu’l-îmân, I, s. 151.

186 Beyhâkî, ez-Zühdü’l-kebir, nşr. Âmir Ahmed Haydar, Beyrut: Müessesetü’l-Kütübü’s-Sekâfiyye,

1408/1987, s. 361.

187 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, IV, s. 440. 188 İbn Hacer, Lisânü’l-Mizân, VII, s. 112. 189 Irâkî, er-Red ale’s-Sagânî, s. 358.

40

ملسم لكل ةرافك تولما

.

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin Enes b. Mâlik’den (r.a.) üç farklı tarikle naklettiği bu rivayete mevzû hükmünü vermiştir. Sagânî bu rivayeti el-Mevzûât adlı eserinde zikretmektedir.191 Irâkî

ise bu rivayetin pek çok tarikinin bulunduğunu söyleyip hasen hükmünü vermiştir.192

Kudâî, ilk iki senedde Bişr b. Mûsâ – Müferric b. Şücâ´ – Yezîd b. Hârûn – Âsım el- Ahvel – Enes’den (r.a.) merfû olarak nakletmektedir. Hatîb el-Bağdâdî (v. 463/1071), Müferric b. Şücâ’ hakkında meçhul ve vâhi’l-hadîs derken ondan hadis alan Bişr b. Mûsâ için Müferric’den rivayetinin bâtıl olduğunu söylemektedir.193

Kudâî’nin zikrettiği bir diğer sened Nadr b. Cemil – Hafs b. Abdirrahman – Âsım el-Ahvel – Enes (r.a.) tarikidir. Ukaylî (v. 322/934) bu tarikte yer alan Nadr ve Hafs’ın meçhul olduklarını söyler.194

Ebû Nuaym’ın (v. 430/1038) zikrettiği senedde Yezîd b. Hârûn’dan Ahmed b. Abdurrahman es-Sekatî rivayet etmektedir.195 Zehebî (v. 748/ 1348), Sekatî’nin Yezîd b.

Hârûn – Âsım b. Ahvel – Enes (r.a) tarikiyle naklettiği mevzû rivayetinin olduğunu söylemektedir. Hatîb el-Bağdâdî Sekatî hakkında maruf olmadığını ve onu müttehem görülen Ebû Bekr el-Müfid kanalıyla tanıdığını söylemektedir. 196

Irâkî’nin bu rivayetin bütün tariklerini cem ettiğini ve Buhârî’nin “Tâun her Müslüman için kefarettir.”197 şeklinde sahih rivayeti de olduğunu söyleyen İbn Hacer, bu

kadar tarikle beraber mevzû olmasının mümkün olamayacağını söylemektedir.198

Aclûnî, Sagânî’nin İbnü’l-Cevzî’ye dayanarak mevzû hükmü verdiğini ve bunun isabetli olmadığını söylemektedir.199

4.1.9.

“Kişi kardeşiyle çoktur.”200

191 Sagânî, el-Mevzûât, s. 47. 192 Irâkî, er-Red ale’s-Sagânî, s. 12. 193 İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, VIII, s. 137. 194 İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, III, s. 362. 195 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, III, s. 121. 196 İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, s. 519.

197 Buhârî, bu hadisi “Tâun, kendisi sebebiyle ölen her Müslüman için şehitlik(sebebi)dir.” şeklinde Enes

b. Malik’den (r.a) merfû olarak nakletmektedir. (Buhârî, “Tıb”, 30.)

198 Münâvî, Feyzü’l-kadir, VI, s. 279. 199 Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, s. 344.

41

هيخبأ يرثك ءرلما

.

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin Enes b. Malik’den (r.a) rivayet ettiği bu haberin mevzû olduğunu söylemektedir. İbn Adî, rivayeti

نلا"

ُسا

َس َو

ءا

َك َأ

س َن

ِنا

لا

ِم

ش

َ نّإو ط

َ ي ا

َ ت َف

َضا

ُل

َنو

ِب

ل َع

ِفا َي

ِة

َو لا

َم ر

ُء

َك ِث

ير

َِبأ

ِخ

ِهي

لاو هلميحو هدفري

َخ

َ ير

ِفي

ُص

ح َب

ِة

َم ن

َ ي لا

َر

َل ى

َك

َ ت ام لثم

َر

َل ى

ُه."

“İnsanlar tarağın dişleri gibidirler. Afiyette birbirlerine üstünlükleri vardır. Kişi, onu destekleyen ve yardım eden kardeşiyle çoktur Kendisinde gözettiğin hakkı aynen sende gözetmediğinde o kimsenin arkadaşlığında hayır yoktur.” şeklinde nakletmekte ve senedde bulunan Süleyman b. Amr’ın İshak b. Abdillah b. Ebî Talha’ya nispetle uydurduğunu söylemektedir. Ahmed b. Hanbel Süleyman b. Amr’ın kezzâb ve hadis uydurduğunu söylemektedir. Yahyâ b. Maîn de aynı şekilde kezzâb habis demektedir.201

Suyûtî, "هِّ مَع نباو" ilavesiyle Abdullah b. Ca’fer’den rivayet etmektedir. Münâvî (v. 1031/1622) senedi hakkında bir şey dememekle birlikte manası açısında bir değerlendirme yapmaktadır. Çokluk ifadesinin yardımıyla güçlendirmek manasına geldiğini ifade etmektedir.202

Askerî, Sehl b. Sa’d’dan merfû olarak rivayet etmekte ve "هدفريو هلمحيو هوسكي :لوقي" kısmını ilave etmektedir. Bunun üzerine kişi tek başına olduğunda azdır, kardeşiyle başardığında ve ona yardım ettiğinde çok olur, açıklamasını yapmıştır.203

4.1.10.

“İnsanlar tarağın dişleri gibidirler.”204

طشلما نانسأك سانلا

.

Tahrîc ve Değerlendirme

Kudâî, aynı senedli olan bir önceki rivayet ile bu rivayeti kitabında bölerek nakletmiştir. Tahrîc ve değerlendirmesi dokuzuncu rivayette yapılmıştır.

201 İbn Adî, el-Kâmil, III, s. 1096-99.

202 Münâvî, Feyzü’l-kadîr şerhu’l- Câmiʿi’s-sagīr. Beyrut: Dâru’l-Ma’rife, 1391/1972, II, s. 388. 203 Sehâvî, Mekâsidü’l-hasene, s. 598.

42

4.1.11.

“Zenginlik, insanların el avuçlarındakilerden ümidi kesmektir

.”

205

"

ِغلا

نى

لا

َي

ُسأ

ِم

َأ في ا

ي ِد

سانلا ي

".

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin İbrahim b. Ziyâd el-İclî – Ebû Bekir b. Ayyâş – Âsım – Zer –Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) tarikiyle merfû olarak rivayet ettiği bu hadise mevzû hükmünü vermektedir.

Ebû Hâtim, senedde bulunan İbrahim b. Ziyâd el-İclî’nin meçhul olduğunu ve onun münker hadisler rivayet ettiğini söylemektedir. Ezdî de İbrahim b. Ziyâd’ın metrûku’l-hadis olduğunu ve bu rivayet için de onun münker rivayetlerinden biri olduğunu belirtmektedir.206 Taberânî, bu hadisi Âsım’dan Ebû Bekir b. Ayyâş dışında

başka kimsenin rivayet etmediğini ve İbrahim b. Ziyâd’ın rivayetinde teferrüd ettiğini söylemektedir.207 Suyûtî, İbrahim b. Ziyâd’ın durumundan dolayı hadisi zayıf olarak tavsif etmektedir. Aclûnî de senedin zayıf olduğunu söylemektedir.208

4.1.12.

“Bir şeye sevgin seni kör sağır yapar.”209

".مصيو يمعي ءيشلا كبح"

Tahrîc ve Değerlendirme

Sagânî, Kudâî’nin Ebû’d-Derdâ’dan (r.a) rivayet ettiği bu rivayetin mevzû olduğunu söylemektedir.

Irâkî, bu hadisin hasen olduğunu ifade etmiştir. Bu tespitinin gerekçesi olarak Ebû Dâvûd’un (v. 275/889) Sünen’de söz konusu hadise yer verip sükût etmesini göstermektedir. Nitekim Irâkî, Ebû Dâvûd’un sükûtunun Risâletü Ebî Dâvûd ilâ ehli Mekke fî vasfi Sünenihi adlı risalesinde açıkladığı üzere sâlih anlamına geldiğini ifade etmektedir. Ayrıca isnad değerlendirmesinde bulunan Irâkî, Bakıyye b. Velîd’in (v. 197/812) müdellis olup ‘an’ane yoluyla yaptığı rivayetin kabul edilmemesinin senedin sıhhatine zarar getirmediğini söylemektedir. Çünkü Bakıyye b. Velîd teferrüd etmemiştir.

205 Sagânî, ed-Dürrü’l-mültekat, s. 21; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, s. 146. 206 İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, s. 284.

207 Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, VI, s. 56. 208 Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, s. 93.

43

O, mütâbaat olarak Ahmed b. Hanbel’in Muhammed b. Mus’ab kanalıyla İbn Ebî Meryem’den rivayet ettiği tariki210 zikretmektedir. Irâkî, İbn Ebî Meryem’in müttehem

bi’l-kizb olmadığından rivayetin mevzû olamayacağını ifade etmekte ve bu hadiste Ebû Dâvûd’un sükûtunu yeterli görmektedir.211

Sehâvî (v. 902/1497) bu hadis hakkında Irâkî’nin görüşlerini aktarıp ona

Benzer Belgeler