• Sonuç bulunamadı

Krizden Çıkışta Yavaş Ekonomik Büyüme ve Histeri Etkisi

1.3. Finansal Kriz Türlerinin Kriz Modelleri Çerçevesinde İzahı

1.5.4. Büyük Durgunluk ve Sonrasında ABD Ekonomisindeki Temel Makroekonomik

1.5.4.1. Krizden Çıkışta Yavaş Ekonomik Büyüme ve Histeri Etkisi

44

Sözlü yönlendirmenin temel amacı, kısa vadeli politika faizinin cari oranının ekonomik aktiviteye olan etkisinin rolüne ek olarak, uzun vadeli faiz oranları üzerinde azalan yönünde baskı oluşturmasıdır.80

1.5.3.1.3. Geleneksel Olmayan Para Politikalarına Yönelik Değerlendirmeler Trichet’e göre, krizde belirleyici bir rol oynamış olan geleneksel olmayan para politikası, kalıcı süreli olmayan ve finansal sektörün işlemeyen yanlarına uygun bir yapıda olmalıdır. Orta ve uzun vadeli perspektifte kamu kesiminin ve özel sektörün kendi zayıflıklarını iyileştirmeleri gerekmektedir. Geleneksel olmayan para politikasının ve sıfır sınırındaki faiz oranlarının istenmeyen sonuçlarından kaçınmak gerekir. Tüm bunlarla birlikte, istikrarlı bir para birimine olan güven, büyüme ve istihdamın da ötesinde toplumun diğer tüm meşru hedeflerine ulaşılması için gerekli bir şarttır. Burada özellikle ekonomik hedefler, cesur ve sağlam yapısal reformlar, sürdürülebilir kamu finansmanı ile birlikte, risk farkındalığı olan aynı zamanda da sağlıklı bir yapıya sahip özel sektörle sıkı sıkıya bağlıdır.81

1.5.4. Büyük Durgunluk ve Sonrasında ABD Ekonomisindeki Temel

45

Grafik 11: ABD Ekonomisi Küçülme Oranı(2008Q1 – 2009Q2 Dönemi - %)

Kaynak: https://fred.stlouisfed.org adresinden edinilen veriler aracılığıyla, yazar tarafından hazırlanmıştır.

Kindelberger’e göre finansal krizler “uzun ömürlü” krizlerdir.83 Bu nedenle aşırı genişleyen balonun patlaması sonrasında yaşanan çöküşten ve ekonomik daralma döngüsünden çıkış, finansal krizlerde, krizin neden olduğu bozulmaların niteliklerine bağlı olarak değişiklik arz edebilir.

Büyük durgunluk sonrası ABD ekonomisinin büyüme performansı, krizden sonra artan bir ekonomik aktiviteyi ve hızlı bir büyüme sürecini içermektedir. Büyük durgunluktan çıkışın krizin en sarsıcı dönemi atlatıldıktan sonra dahi yavaş ilerlemesinin nedeni (-leri) önemli bir soru işaretidir. Literatürde uzun vadeli büyümenin kaynakları olarak üç temel faktörün altı çizilmektedir. Bunlar - fiziki sermayedeki artışlar, işgücündeki niteliksel gelişme - niceliksel artış ve üretim verimliliğindeki gelişme – dir. Bu faktörlerin uzun vadeli büyümeye olan katkılarının derecesi zaman içerisinde önemli farklılıklar göstermekle birlikte, nihai olarak uzun vadeli büyümenin eğiliminde baskın etkiye sahiptir. 2007-2008 döneminde, ABD ekonomisindeki spekülatif konut balonunun patlamasıyla birlikte, firmalar ve bireyler tarafından tutulan varlıkların değerleri azalmıştır. Paralel olarak reel GSYH büyümesinin temel bileşenlerinden olan tüketim ve yatırım harcamalarının da azalmasına neden olmuştur.84

Grafik 12, ABD reel GSYH’sının 2010-2017 yılları arasındaki her yılın dört çeyreklik büyüme ortalamalarını göstermektedir. FED verilerine dayanan bu grafikte ABD ekonomisi 2010 - 2017 yılları arasında ortalama % 2,2 oranında büyümüş ve

83 Charles P. Kindelberger, Robert Z. Aliber, a.g.e., 2005, s.25.

84 Mark P. Keightley, Marc Labonte, Jeffery M.Stupak, “Slow Growth In The Current U.S. Economic Expansion”, Congressional Research Service, No:7-5700, June 24 2016, s.1,6.

46

geçmişteki krizden çıkış sürecindeki büyüme performanslarından daha yavaş bir süreç yaşamıştır. 2010 – 2017 dönemindeki büyüme trendi incelendiğinde de trendin çok yavaş yükseldiği göze çarpmaktadır. Tabloya bakılarak ABD ekonomisinin Büyük Durgunluktan tam olarak çıkmadığı yorumu yapılabilir.

Grafik 12: ABD Ekonomisi 2010 – 2017 Dönemi Yıllık Ortalama Büyüme Oranı(%)

Kaynak: https://fred.stlouisfed.org adresinden edinilen veriler aracılığıyla, yazar tarafından hazırlanmıştır.

Tüm bunlara ek olarak tablo 2, ABD ekonomisinin 1948 – 2015 dönemindeki yıllık reel GSYH, kişi başına düşen reel GSYH ve saat başına çıktı miktarının performansını yansıtmaktadır. Tablo incelendiğinde 67 yıllık süreçte reel GSYH büyümesi ortalama % 3,1, kişi başına düşen reel GSYH büyümesi %1,9 ve saatlik çıktı miktarı da % 2,2 oranında artış göstermiştir. Kriz sonrası geri çekilmeyi yansıtan 2010 – 2017 döneminde ABD ekonomisinin ortalama büyüme oranı % 2,2 olarak gerçekleşmiş ve 67 yıllık ortalamanın altında kalmıştır. Bu durum, ekonomistleri Büyük Durgunlukla birlikte ABD ekonomisinin yapısal faktörlere bağlı olarak, uzun dönemli bir düşük büyüme trendine girip girmediğini sorgulamaya sevk etmiştir. Krizden çıkışın resmi tarihi olarak belirlenen 2009 yılı küçülmelerin ardından yaşanan yavaş büyümenin temelinde yapısal faktörlere atıf yapan bir açıklama bulunmaktadır. Bu noktada, ilk vurgu, kriz sonrası oluşan kredi daralmasına yapılmaktadır. Kriz öncesindeki genişleme sürecinde alınan ölçüsüz riskler, beraberinde hanehalkı ve firmaların kaldıraçlı ekonomik işlem yapmalarına, yani yatırımlarını özsermaye miktarları ile orantılı olarak değil de aşırı miktarda borçlanarak yapmalarına yol açmaktadır. Krizi takip eden süreçte bu kaldıraçlı işlemlerden kaçınma, ödünç verenlerin kredi arzında bir azalışa, ödünç talep edenlerin de taleplerinde – daha fazla borç yükü altına girmemek adına – azalışa

47

neden olur. ABD ekonomisinde, firmaların ve hanehalkının harcamalarını finanse etmek için kredi kullanmaya ihtiyaçları vardır. Krediye erişim zorlaşırsa ve borçlanma gönüllü olarak azaltılırsa, ekonomik aktivite hedeflenen oranda artmayabilir ve bu durum da hedeflenen büyüme oranına ulaşmayı güçleştirebilir. Nitekim 2010 ve sonrasındaki süreçte durgunluktan yavaş büyüyerek çıkmaya çalışma süreci bu savı desteklemektedir.85

Tablo 2: ABD Ekonomisinde Bazı Makroekonomik Verilerin Yıllık Ortalama Büyüme Oranları(1948 – 2015 – Yıllık - %)

Reel GSYH 3,10%

Kişi Başına Düşen GSYH 1,90%

Saat Başına Düşen Çıktı Miktarı 2,20%

Kaynak: Mark P. Keightley,Marc Labonte & Jeffery M.Stupak, a.g.m., s.4.

Diğer yandan farklı bir karşılaştırma kriz sonrası ABD ve Almanya ekonomileri arasında yapılmıştır. Krizden çıkış sürecinde ABD’deki hane halkı ve firmaların tüketimlerini finanse edebilmeleri için krediye ihtiyaç duymalarının sebebi, 2007-2008 döneminde patlayan emlak balonu sonucunda varlık fiyatlarının sert düşüşü ile birlikte, iktisadi ajanların net servetlerindeki azalmadır. Bu süreçte Almanya ekonomisindeki harcamalar, ABD’deki kadar azalmamıştır. Bunu bir nedeni, Almanya’da emlak balonu oluşmaması ve Alman tüketicilerin harcamaları için krediye ihtiyaç duymamasıdır. Ek olarak, Almanya’daki istihdam, ABD’deki kadar azalmamış ve bu durum da tüketimin çok zayıflamasını engellemiştir.86

ABD ekonomisinin durgunluktan yavaş çıkmasının sebeplerinden birinin de

“Histeri Etkisi” olduğu tartışılmaktadır. Kriz ve büyüme açısından histeri kavramı, derin ve uzun süren gerilemelerde, ekonomilerin çıktı ve istihdam performansları üzerinde uzun vadeli ve olumsuz etkiler bırakan, kalıcı yapısal dengesizlikleri ifade etmektedir.

Histeri etkisinin ABD ekonomisine yansıması, üretken yatırımların tercih edilmeyip, yatırımların daha az üretken ve spekülatif olan konut sektöründe yoğunlaşması nedeniyle, işgücünün bu sektörde kabiliyetinin daralmasıdır. Aynı zamanda fiziksel sermaye birikimine katkı yapmayan konut yatırımları uzun vadede ekonomik büyüme potansiyelini azaltmaktadır. Sonuç olarak histeri etkisinin büyümeye dair en net

85 A.g.m., s.8, 9.

86 Daniel Gros & Cinzia Alcidi, “The Impact Of The Financial Crisis On The Real Economy”, Intereconomics, Vol.45, January / February, Number 1, s.6.

48

yansıması, ekonominin üretken kapasitesinde ve potansiyel büyümesindeki kalıcı azalmadır.87

1.5.4.2. Büyük Durgunluk Sürecinde ABD Ekonomisinin İstihdam Tablosu ve